-
O yazıyı kazıyın
O yazıyı kazıyın
Yaşar ANTER, DHA
Bodrum Kalesi Sualtı Arkeoloji Müzesi#8217;ndeki zindanın girişinde bulunan #8217;Tanrının Bulunmadığı Yer#8217; yazısının kazınması için Kültür Bakanlığı talimat verdi. Müze yönetimi İngilizce ve Türkçe tabelayı kaldırdı. Kayaya oyulmuş Latince yazının nasıl silineceği araştırılıyor.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, Bodrum Kalesi Sualtı Arkeoloji Müzesi#8217;nde 500 yıllık zindanın girişindeki #8217;Tanrının Bulunmadığı Yer#8217; yazısının kazınması talimatı verdi. Bakanlık emri, şok etkisi yarattı.
Saint Jean Şövalyelerinin kullandığı zindan, 1992#8217;de keşfedildi. Dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Müze Müdürü Oğuz Alpözen tarafından 1994#8217;te ziyarete açıldı. 23 basamakla inilen Gatineau Zindanı#8217;nın girişinde bulunan, kayaya oyulmuş Latince #8217;Tanrının Bulunmadığı Yer#8217; yazısının yanına İngilizce ve Türkçe karşılığının bulunduğu sac tabela da asıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün tarafından iki ay önce gönderilen yazıyla, tam 14 yıl zindan girişinde çakılı olan tabelanın kaldırılması istendi. Kayaya kazılı Latince yazının da tarihi ve arkeolojik değeri olmadığı gerekçesiyle kazınması ve yok edilmesi istendi. İngilizce ve Türkçe sac tabela dün kaldırılırken, müze yetkilileri kayaya oyularak yazılan #8217;Inde deus abest#8217; yazısının nasıl silineceğini düşünmeye başladı.
TARİHİ DEĞERİ YOKMUŞ
Müze Müdürü Yaşar Yıldız bakanlıktan gelen yazılı talimat üzerine hareket ettiklerini belirterek, "Bakanlıktan gelen müfettişler ve arkeologlar yazıların tarihi ve arkeolojik değerleri olmadığını bu nedenle de tarihi mekanda bulunmasının bir anlamı bulunmadığı belirterek, yazıları kaldırmamızı istedi. Biz de talimatları uyguluyoruz. Sac levhayı kaldırdık, kayaya oyulu yazıyı ise ya kazıyacağız ya da üstünü bir şekilde örteceğiz, çünkü tarihi değeri olmadığı belirtildi" dedi.
Tarihin değerlerini yok etmek istiyorlar
Bodrum Müzesi#8217;nin emekli müdürü ve sualtı arkeoloğu Oğuz Alpözen tepkisini şöyle dile getirdi: Kültür Bakanlığı internet sitesinde bu zindanı #8217;Tanrının Bulunmadığı Yer#8217; olarak tam 14 yıl boyunca dünyaya tanıttı, hálá da sitesinde yayınlanıyor. Madem tarihi değeri yoktu neden yıllarca insanları yanıltma yoluna gittiler. Bu bir siyasi görüşün düşüncesi. Bir zamanlar kaledeki şapeli mescit yapıp ibatede açmaya çalışanların devamı olan zihniyet tarihin gerçek değerlerini acımasızca yok etmeye çalışıyor.Yazı orijinaldir ve kesinlikle yok edilmemelidir.
İşkencehane olduğu için böyle denmiş
Dönemin kale komutanı olan Bizans Ordu Komutanı Jacgues Gatineu tarafından 1512-1514 yılları arasında yaptırılan yer Saint Jean Şövalyeleri tarafından uzun yıllar işkencehane ve zindan olarak kullanılmış. Girişteki yazı oranın işkencehane olduğunu vurgulamak için yazılmış. Zindan 5 Ocak 1523#8217;te kalenin Osmanlılar#8217;ın ele geçmesiyle duvar örülerek kapatılmış.
Böceklere bile duyarlı sistemle korunuyor
MÜZELERDEKİ hırsızlık ve soygun olayları skandal boyutlarına ulaşırken, Çanakkale#8217;deki 200 antik kentten çıkarılan 30 bin tarihi eserin yer aldığı Çanakkale Arkeoloji Müzesi, 15 yıldır kamera ve böceklere bile duyarlı alarm sistemiyle korunuyor. Arkeoloji Müzesi Müdürü Nurten Sevinç, şunları söyledi: "Görüntüleri de arşivimizde saklıyoruz. Aynı zamanda, böceklere bile duyarlı alarm sistemimiz mevcut. Bu sistem yakınından böcek geçtiğinde dahi çalışmaya başlıyor."
Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/45...asp?m=1&gid=69
-
Bu kararı alanların tarih ve kültür konusundaki cehaletlerinin yanında konuyu anlamakta ve Tanrı'yı algılayış biçimlerinde de bir özür var gibi geliyor bana. Bence "Tanrı'nın uğramadığı yer" kavramında Tanrı'nın yokluğu değil, işkence yapanların Tanrı'ya uzaklıkları vurgulanmak istenmiş. Kaldı ki insanlar inanır ya da inanmaz. Tarihsel bir değeri varsa bunun kazınmasının büyük bir kültür katliamı olduğunu söylemeye gerek yok. Allah akıl fikir versin, ne diyelim...
-
Yazı sahte ama kazıtmayacağız
Umut ERDEM/ ANKARA
Kültür Bakanı Koç, dünkü basın toplantısında Bodrum Müzesi#8217;ndeki #8217;Inde Deus Abest-Tanrı#8217;nın Bulunmadığı Yer#8217; yazısının sonradan yazıldığını belirtti. Koç, "2#8217;nci inceleme başlatılacak. Ancak sahte de olsa yazı kazıma yöntemiyle sildirilmeyecek, aksi halde bu tarihe ihanet olur" dedi.
BODRUM Sualtı Arkeoloji Müzesi#8217;nin zindan bölümü girişinde bulunan Latince #8217;Inde Deus Abest-Tanrı#8217;nın Bulunmadığı Yer#8217; yazısının silinmesi tartışmaları, dün Bakan ve Genel Müdür düzeyinde yapılan suçlayıcı açıklamalarla doruk noktasına ulaştı. Kültür Bakanı Atilla Koç ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, yazının sahte olduğunu belirtirken, dönemin Müze Müdürü Oğuz Alpözen#8217;in talimatıyla kazılarak yazdırıldığı suçlamasında bulundular. İncelemenin ardından, yazının sahte olduğunun anlaşıldığını belirten Koç, "Herşeye rağmen 2#8217;nci bir inceleme daha başlatacağız" dedi. Yazının Türkçe#8217;ye çevirisinin de yanlış olduğunu iddia eden Koç, #8217;Tanrı Buradan Uzak#8217; anlamına geldiğini kaydetti.
KAZITMAYACAĞIZ
Dün konuyla ilgili Bakanlık binasında basın toplantısı düzenleyen Koç, bu yazının sahte olması durumunda bile eser üzerinde tahrifata neden olacağı için kazıma yöntemiyle sildirmenin mümkün olmadığını belirterek, "Aksi halde bu tarihe ihanet olur. Yazı kalacaktır" dedi.
ONAYLANIRSA SORUŞTURMA
Eser üzerine bu yazının sonradan yazdırıldığı 2#8217;nci kez onaylanırsa tahrif yapan kişiler hakkında soruşturma başlatılacağını belirten Koç, "Müdafaa ettiğiniz kişileri iyi bilin. O düşündüğünüz kişiler bir ay sonra sizi mahcup etmesinler" diye konuştu. Koç, 500 yıllık sansür haberlerini de basına yakıştıramadığını, ilk incelemede Behçet Dinçer adlı müze görevlisinin, "Bu yazıyı ben yazdım" itirafının da dikkate alındığını bildirdi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/45...asp?m=1&gid=69
-
Sayın ortadoğu2010;
"Kartel medyasının tuzağına düşmeye dünden hazır bekleyen modern çağın şovelyeleri" olarak suçladıkların arasında varsak, bu suçlamayı kabul etmiyorum. Çünkü, bu haberi okuduktan sonra özellikle ihityatlı bir dil kullanmaya gayret ederek ""[u]tarihsel bir değeri varsa </u> kazınmasının bir kültür katliamı olacağını" vurgulamıştım. Çünkü tarihsel bir değerinin olup olmadığı konusunda şüphem vardı. Nitekim medyadaki haberlere göre konu tam netleşmiş değil.
Önyargıya gelince, bizim toplumun en büyük hastalıkjlarından biri önyargıdır. Sanıyorum bir filozofun sözü olacak; "önyargıları yok etmek dünyayı yerinden oynatmaktan daha zordur" diye... Önyargıdan ben de dertliyim. Mümkün olduğu kadar önyargılı olmamaya çalışırım. Onun için üslubuma dikkat ederim.
Ancak, sizin keskin ve hırçın üslubunuzun önyargıya çok müsait bir üslup olduğunu hatırlatırım.
Selamlar.