İcra hukuk mahkemelerinin çalışması
Sayın Hukukçular;
İşyerleri ve ev kiralamaları yapan bir kişi olarak 3 kez İcraya verildim ve İcra mahkemelerinde davalarım oldu. İcra hukuk mahkemelerindeki hakimlerin hukukçu değil, icra müdürü gibi davrandıklarına şahit olmam bir siyaset bilimci olarak beni çok düşündürüyor. İcra hukuk mahkemesi, kısıtlı yetkilerinin olduğunu kabullendirmiş ve her geçen sene daha kötüye gidiyor. Borcun olmadığına, ödendiğine ve kiralanan yerdeki hasarlara ilişkin diğer mahkemelerden, bankalardan delillerim, tespitlerim ve ihtarnamelerim olmasına karşın ne yapılırsa yapılsın alacak iddiası ile yola çıkan kişinin talepleri geçerli görülüyor. İki işyerimde de altyapıdan kaynaklanan ciddi sorunlar, su almalar ve hijyen sorunu yaşadım. İşim batmakla kalmadı, yeri boşalttığıma ilişkin tespitlerim olmasına rağmen yer sahipleri açtıkları icralarda haksız borç iddialarını geçerli kıldırmayı başardı. Bir sene kiracı olarak boş tutmak zorunda kaldığım yer için evim, aracım her şeyim haciz oldu. Bu yetkiler çok kötüye kullanılıyor. 7. icra dairesi ve 14. icra dairesi Çağlayan adliyesinde bu davayı yaşadım. Tüm tespitlere rağmen icra hukuk mahkemesi 'yetkim yok' deyip, sözde alacaklının iddialarını geçerli sayıyor. En son evimde balkon çöktü ve tüm apartman şahit olmasına rağmen, tüm kiralar ödenmiş ve dekontlar dosyaya konmuş olmasına rağmen raporlu olmamıza rağmen, itiraz süresini bir gün geçirdiğimiz iddia edilerek, 3552 sayılı kanuna rağmen ve daha önce de geçerli olan çalışma aletinin haczedilmemesi gereğine rağmen bilgisayarım ve evdeki tek televizyon haczedildi. Avukatları Baro'ya şikayet ettim. Bu da 3. İcra dairesi. Görülüyor ki hepsi aynı şekilde tek taraflı çalışıyor. Yazılı kanunda bir şahit bile dinleyebilecekleri yazdığı halde yetkilerinin kısıtlı olduğu bahanesiyle bile bile haksızlık ve hukuksuzluk yapılıyor. Ev ve işyeri tutmaktan korkuyorum. Evler hasarlı olmasına rağmen kiralar çok pahalı ve yer sahiplerinin hepsi, kiracıları soymak için harekete geçmiş durumda, her türlü yolsuzluğa açıklar. Hakimi hakimler savcılar yüksek kuruluna şikayet edeceğim. Davalar açıyorum ama maalesef yeni çıkan kanunla tüm davaların masrafları önceden ödendiği için delilerim olsa da dava açmam çok uzun sürüyor. Niçin buna gerek görüldü? 5 sene süren davalar var, taksit taksit ödesek ne olur acaba? Hukuk iş yeri sahibinin yanında olmalı. Hukuğun çıkışı feodallere karşı burjuvaların haklarını savunmak ile başladı. Aksi taktirde iş yapmak çok zor. Ev sahibi hiçbir şey kaybetmiyor ancak herkes onların yanında. Dava açmak için avukatları ikna etmek çok zor. Haklı insanın haklarını savunmak zor geliyor. Çocuğumun elinden çekerek tabletini aldılar haciz memurları ve çocuğum hastaydı, geçirdiği travmayı anlatamam. Tüm bunlar hasarlı eve verdiğimiz on binlerce kira sonunda başımıza geldi halbuki borçlar kanunu çok açık. Evde hasar varsa ve oturmaya engel bir hasarsa, ev sahibi aynı değerde başka bir yer sağlamak zorunda yoksa kira talep edemez. Fakat hiçbir dava ile bu hakkımızı koruyamıyoruz. Ev sahipleri bunun farkında ve 'senin davan 5 sene sürer, benim icram iki ay sürer' diyorlar. Bu konu niçin böyle boş bırakılmış. Zorbalığa izin veriliyor hukuken. Yine de hukuktan ümit kesecek değilim, beş sene sürse de davamın peşinde olacağım ancak icra hukuk mahkemeleri ve diğer mahkemelerin süreleri arasında bir denge olmalı. İcra hukuk mahkemeleri hakimleri hukukçu gibi davranmalı ve dava açma ücretleri peşin istenmemeli. Biz çalıştık çalıştık her şeyimizi hacizerde kaybettik. Hiçbir umudumuz kalmadı. Bari bizden sonraki nesil rahat nefes alsın. Dinlediğiniz için teşekkürler. Lütfen kimseye icra marifetleriyle borcu olmayan tutarları ödetmeye çalışmayın. İnsanlar zor yaşıyor, Aileleri yıkıyor, çocukların geleceğiyle oynuyor böyle davrananlar. Ben siyaset bilimci olduğum halde hakkımı aramanın yolunu çok zor buluyorum, normal vatandaş ne yapsın. Yukarıdaki örneklerime ilişkin fikri olan hukukçuların yorumlarını dinlemekten memnun olurum. Beş avukatım var ancak okuduğumda yasada yazan yasaları savunan avukat bulmakta zorlanıyorum. Halbuki içtihatlar yasaların olmadığı yerlerde geçerli olmalı. Ancak 'böyle yapılıyor' deniyor. Tazminat sisteminin halen oturmamış olması da keyfi ve zorbaca uygulamaları teşvik ediyor. Haksız bir borç iddiasıyla icra açmanın hiçbir yaptırımı yok. Olan karşı tarafa oluyor. İcraya bir şey ispatlamak imkansız. İcrada haczedilen malların Adalet Bakanlığı sitesinde reklamlarının dönmesi de çok acı. Ev sahipleri ve avukatları bir de yeni bir yol öğrenmiş, anahtarı teslim almayıp aylarca ekstra kira daha istiyor. İcra müdürlükleri için zaten her şey yolunda.