Cumhuriyet gazetesindeki karikatür

İnsanların,dini,mezhepsel ırki vesair anlayışlarına yönelik ,alaycı ifade,resim ve sair saldırıları kimse haklı kılamaz.

Bir dini inancın bu hıristiyanlık,musevilik te olabilir.dinlerinin özü olan bazı tutum davranış ve hareketler de size yanlış ta gelse,bu konularla ilgili hakaret içerici yayınlar yapamazsınız.

Türbanın eleştirisini yaparsın buna hakkın vardır ama bir dini inanışın mensuplarına bu tür bir saldırı ,insanları yaralamaktadır.

Bir domuz resmi ve bu domuza giydirilmiş bir türban.bu karikatürü cizen zat ,evrensel insani değerlerden nasibini almamıştır.bu kafayla nereye varacağını sanıyor.bu toplumun değerlerine bu yönde bir saldırı yapma hakkını sana kim verdi .

İşte provakatörlüğün dik alası ,danimarkaya gitmeye gerek yok.bu kafalar toplumu huzursuz kılmada efendilerinin verdiği görevleri başarıyla gerçekleştirmektedir.

Karikatür adı altında gerçekleştirilen bu çirkin saldırıyı kınıyorum.

Toplum nereden nereye savruldu?
Bizim toplum mizahçı aklın hoşgörüşünden koparak mollalığın ve softalığın kara kuyusuna çekiliyor. ..
Kanıt mı?
İşte Nasrettin Hoca!..
İşte Bektaşi!..
Aşağıdaki fıkrayı hepimiz biliriz ya da bilmemiz gerekir;dedelerimiz ve babalarımız da bilirler, birbirlerine anlatır, gülüşür, keyiflenirlerdi...

Nasrettin hoca bir gün camiye gitmiş, bakmış bir gürültü var.
İmam camiye nasılsa girmiş bir domuzu çıkarmaya çalışyor; ama başaramıyor.
Domuz caminin içinden bir türlü dışarı çıkmıyor..
Nasrettin Hoca demiş ki:
Şimdiye dek sofunun domuzunu çok gördüm, ama domuzun sofusunu ilk kez görüyorum...
Geçmişte domuzu kutsal camiye sokan Türk mizahı, bu gün domuza bir türban giydiremeyecek mi?..
İlhan Selçuk

Bu kadar nefrete ne gerek var? Toplumu kamplara bölmekten başka birşeye hizmet etmeyen bir tasarruf; kınıyorum.

Bu karikatürün iler tutar tarafı yok.Akılsızlığın,densizliğin daniskası.Gerçekten de bu adam üstün bir grafik sanatçısı olabilir ancak mizah duygusu hiç yok.İroni desen değil, kara mizah desen değil. Ancak buradaki önemli husus, bir karikatürün bile insanları nasıl etkileyebildiği, toplum psikolojisinin nasıl harekete geçirilebildiğine güzel bir örnek. Danimarka' da malum karikatür, bizde bu, şimdi de İran'da Türk'leri Azeri'leri hamamböceği gibi gösteren karikatür. İran' da da Azeri'ler ayaklandı polisle çatıştı.

Turhan Selcuk bir karikatür sanatcısı olarak elbetteki eleştirilebilir.
Eğer karikatürlerini incelerseniz ilişkilerinin uzak ve soyut olduğunu görürsünüz. Açık söylemek gerekirse ben o karikatürü gazetede gördüğümde aklıma türban takanların domuz olarak resmedildiği gelmedi. Karikatürde türban benim için belli bir zihniyeti, domuz ise moda deyim ile takiyeyi simgeledi. Öyleki internette başka bir sitede bu konuyla ilgili bir haber okuyunca kendi kendime ben görmemişim onu diye düşündüm. Sanırım ne gördüğümüz nerden baktığımıza bağlı biraz.
Haberi okuyunce karikatürü aradım buldum ve evet burda türban takanlar domuz olarak gösterilmiş dedim. Karikatürist Selçuk karikatürü çizerken belkide hem benim anladığımdan hem de toplumun anladığından farklı bir düşünce ile yola çıkmıştır.
Eğer amacı Türban takan kadınları domuz olarak resmetmekse şüphesizki yapılan saygısızlıktır. Hatalıdır. Kınanması gereken bir eylemdir.
Eğer farklı bir düşünce ile yola çıkmış ancak karikatürü yanlış anlaşılmış ise bu duruma bir açıklama getirmek ve özür dilemek durumundadır. Ki henüz böyle bir açıklama yapmamıştır bildiğim kadarıyla.
Amacı türbanlıları domuz olarak resmetmek olmasa bile toplumsal gerginliğin hat safhada olduğu bir dönemde yaptığı hatalıdır.
Öte yandan kaleme kalemle yanıt verilmelidir. Söz konusu karikatürün karşılığı bomba olamaz.

Bir yandan da eğer gerek iktidar gerekse güvenlik güçleri bomba olaylarının üzerine gitseydi Kanlı Danıştay baskını yaşanmazdı diye düşünüyorum.

http://www.sonsaniye.net/foto/turbanlidom.jpg

Yalnız islama ilgili değil tüm din ve hatta inançlara hakeret edilmesi kabul edilemez bir olgudur. Türbanlı domuz karikatürü de belki bu açıdan ele alınabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, ürban giydirilen hayvanın domuz olması. Bilindiği gibi, domuz islamda eti hatam olan ve mundar sayılan hayvanlardandır. Tabiri caizse domuz resmedilerek hakaret katlanmış olmaktadır.
Bu nedenle karikatürün bu haliyle hakaret taşıdığı düşünülebilir.
Ancak karikatürü tam olarak algılamak gerekir. Türbanlı biri AB yolunda. Burada türbanlılara bir hakaret olduğunu ben şahsen düşünmüyorun. Ama ne olursa olsun türban ve domuzun aynı çizgide buluşması, niyet ne olursa olsun bence kabul edilemez bir gaftır.
İkinci sorun, karikatürün yayınlanmasının üzerinden 15 gün geçtikten sonra gündeme getirilmesi. Sanki danıştay saldırısının öcü alınıyormuş gibi bir duygu belirdi nedense.