Cevap: Eksik hesaplanan alacak.
Merhaba,
Fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tuttuysanız ıslah yoluyla dava değerini artırabilirsiniz. Yani 3 aylık ücrete denk gelen talebinizi bu yolla 18 ayın ücret seviyesine çıkarabilirsiniz. Saygılarımla,
Cevap: Eksik hesaplanan alacak.
Alıntı:
Av.Erduğrul Özbay rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba,
Fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tuttuysanız ıslah yoluyla dava değerini artırabilirsiniz. Yani 3 aylık ücrete denk gelen talebinizi bu yolla 18 ayın ücret seviyesine çıkarabilirsiniz. Saygılarımla,
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.
Dilekçede fazlaya ilişkin hakların saklılığından bahis edilmemiş. Kalan 3 ay olarak yazılmış. Oysa sözleşme 24 ay. Maddi hata söz konusu anlayacağınız.
Cevap: Eksik hesaplanan alacak.
6100 Sayılı HUMK.
ALTINCI AYIRIM
Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi
Kapsamı ve sayısı
MADDE 176- (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
Islahın zamanı ve şekli
MADDE 177- (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
(2) Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.
Islah sebebiyle ortaya çıkan yargılama giderleri ve karşı tarafın zararının ödenmesi
MADDE 178- (1) Islah eden taraf, ıslah sebebiyle geçersiz hâle gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere hâkimin takdir edeceği teminatı, bir hafta içinde, mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aksi hâlde, ıslah yapılmamış sayılır.
(2) Karşı tarafın zararının kesin olarak tespit edilmesinden sonra, mahkeme veznesine yatırılan miktar eksikse tamamlattırılır, fazla ise iade edilir.
Islahın etkisi
MADDE 179- (1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur.
(2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.
(3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.
Davanın tamamen ıslahı
MADDE 180- (1) Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.
Kısmen ıslah
MADDE 181- (1) Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.
Kötüniyetli ıslah
MADDE 182- (1) Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötüniyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ıslahı dikkate almadan karar verir. Ayrıca hâkim, kötüniyetle ıslaha başvuranı, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarını ödemeye ve beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm eder.
- - - Updated - - -
Maddi hataların düzeltilmesi
MADDE 183- (1) Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.
Cevap: Eksik hesaplanan alacak.
İsmail Üstad,
3 aydan 18 aya çıkış kısmi islah mı tamamen islâh mı olacak? İlk celsede sözlü beyan yeterli olacak sanırım.
Cevap: Eksik hesaplanan alacak.
Kısmi ıslah yeterlidir kanısındayım. Hatta daha kolay bir yolu var; ama emin değilim, yazmayacağım. Bu arada sayın Av.Erduğrul Özbay'ın yorumunda yer alan 'fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması' gerekliliğine katılmıyorum.
Konu ile ilgili aşağıdaki değerlendirmeler okunabilir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.87/son hükmü bir davada müddeabihin ıslah yoluyla arttırılmasını yasaklamaktaydı. Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal etti. Doktrinde de Kara Avrupası Hukuk sistemlerinde bu yasağı çok yumuşatıldığı düşüncesiyle müddeabihin arttırılabileceği savunulmaktaydı(10).
Anayasa Mahkemesinin bu kararıyla artık ıslah yoluyla neticei talep arttırılabilecektir. Uygulamada Yargıtay’ında kabul ettiği şekliyle, kısmi davalar açılıyor, davacı eğer fazlaya ilişkin haklarını dava dilekçesinde saklı tutmuş ise daha sonra açılan ek dava ile davacı tüm hakkını dava ediyordu. Eğer davacı kısmi dava açmak niyetiyle dava açmış ancak fazlaya ilişkin haklarını dava dilekçesinde saklı tutmamış ise bu durum zımni feragat(11) kabul edilerek ek davası reddediliyordu. Hala bu şekilde kısmi dava ek dava şeklinde devam edilmesini savunarak davanın ıslah edilerek neticei talebin kanuni bir dayanak olmadan arttırılamayacağı savunulmaktadır(12). Burada feragat edilen bir hakkın olmadığı hatta var olmayan bir hakkın da saklı tutulamayacağı savunulabilir(13). Ancak saklı tutulan şey fazlaya ilişkin ve var olmayan bir hak değil bu hakkı talep etme hakkı saklı tutulmaktadır. Hukukumuzda talep edilmeyen hiçbir hak zımni feragat ile ortadan kaldırılamaz, sadece zamanaşımına uğrar. Bu da ancak borç eksik borca dönüştüğü için borçluya borcu ödemekten kaçınma imkanı verir. Zamanaşımına uğramış borç talep edilebilir bir alacaktır.
Bunun yanında usul ekonomisi görüşü savunularak da buna karşı çıkan yazarlar vardır(14). Eğer amaç usul ekonomisi ise Anayasa nın m.141/IV de “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargını görevidir” hükmü vardır. Davacının fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadı diye, bunu zımni feragat kabul etmek doğru değildir. Anayasa m. 36 ya da aykırıdır. Feragat etmek isteyen davacı açık irade beyanıyla bunu yapar ve hem de feragat edecek olsa ilk davayı da açmaz. Hem Anayasa da anlamını bulan anılan maddelerin ruhu, hem kanun koyucunun ıslah müessesesiyle amaçladığı hedef ıslah imkanıyla müddeabih arttırılabilmelidir. Çünkü iptal edilen hüküm mehaz kanunda bu hüküm yoktur, eski kanunumuzun tesiri ile kanunumuza girmiştir. Islah ile fazlaya ilişkin haklarına kavuşan davacı ayrıca usul ekonomisi yönünden ek dava açmak durumunda kalmayacak ve mahkemeleri de zincirleme davalarla meşgul etmemiş olacaktır.
http://www.daylik.av.tr/index.php?op...d=59&Itemid=47