Hakim'in şahitlere itibar etmemesi
sayın forum yetkilileri ve hukukseverler ; ben yargılandığım hakaret davasından ceza aldım. Gerekçeli kararı aldığımda hayretler içinde kaldım. Benim hakaret davamla iligli olarak 2 arkadaşım vardı, bu şahilter için gerekçeli kararda ;
--Dinlenen tanıklardan A. ve B... sanığın hakaret etmediğini ifade etmişlersede bu tanıkların sanığın arakdaşları olması öte yandan sanığın hakaretini doğrulayan tanıkların orada toplantı sebebiyle tesadüfen bulunan veliler olması dikkate alındığında bu iki tanığın ifadesine itibar edilemiştir.
denmektedir. kısacası benim tanıklarım arkadaşım olduğu için itibar görmemiştir. herhangi bir olayda şahitler arkadaş olamaz diye bir kanun mu var. ben bu kararla beraber HSYK ya başvurabilirmiyim. ne yapmam gerek saygılarımla.
Cevap: HAKİMİN şahitlere itibar etmemesi,
Alıntı:
balkes1036 rumuzlu üyeden alıntı
sayın forum yetkilileri ve hukukseverler ; ben yargılandığım hakaret davasından ceza aldım. Gerekçeli kararı aldığımda hayretler içinde kaldım. Benim hakaret davamla iligli olarak 2 arkadaşım vardı, bu şahilter için gerekçeli kararda ;
--Dinlenen tanıklardan A. ve B... sanığın hakaret etmediğini ifade etmişlersede bu tanıkların sanığın arakdaşları olması öte yandan sanığın hakaretini doğrulayan tanıkların orada toplantı sebebiyle tesadüfen bulunan veliler olması dikkate alındığında bu iki tanığın ifadesine itibar edilemiştir.
denmektedir. kısacası benim tanıklarım arkadaşım olduğu için itibar görmemiştir. herhangi bir olayda şahitler arkadaş olamaz diye bir kanun mu var. ben bu kararla beraber HSYK ya başvurabilirmiyim. ne yapmam gerek saygılarımla.
eğer olayla ilgili haksız karar verildiğini düşünüyorsanız avukatınız varsa dosyayı yargıtaya yani temyize gönderiniz. kararın bozulması için.
Cevap: HAKİMİN şahitlere itibar etmemesi,
HSYK'ya gidemezsiniz onların görevi yerel mahkeme davalarına bakmak değildir.
Cevap: HAKİMİN şahitlere itibar etmemesi,
HSYK'nın konuyla alakası yok.Mahkemelerde hakimlerin takdir yetkileri vardır.Her ailesinden birini veya arkadaşını şahit gösteren ceza almaz gibi bir kanun yok.Mantık olarak bakıldığında da sizin arkadaşlarınız sizin lehinize ifade vermiş de olsa tarafsız ve o an orada bir araya gelmiş ve anladığım kadarıyla ne sizi nede birbirini tanımayan diğer kişilerin aleyhte ifade vermiş olması ceza almanıza sebep olmuş.Şahit arkadaş olamaz diye bir kanun yok ancak maddenin doğası gereği kişilerin kendi arkadaşlarını, yakınlarını suçlayacak ifadelerden kaçınacağı hakimler tarafından göz ardı edilemez.Aleyhinize tarafsız şahitler olduğu için onlar itibar görmüş gözüküyor buda hemen her davada olan normal bir yaklaşım.Temyize gidilebilir ancak sonuç alınabileceği tartışılır.Kolay gelsin.
Cevap: HAKİMİN şahitlere itibar etmemesi,
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
HSYK'nın konuyla alakası yok.Mahkemelerde hakimlerin takdir yetkileri vardır.Her ailesinden birini veya arkadaşını şahit gösteren ceza almaz gibi bir kanun yok.Mantık olarak bakıldığında da sizin arkadaşlarınız sizin lehinize ifade vermiş de olsa tarafsız ve o an orada bir araya gelmiş ve anladığım kadarıyla ne sizi nede birbirini tanımayan diğer kişilerin aleyhte ifade vermiş olması ceza almanıza sebep olmuş.Şahit arkadaş olamaz diye bir kanun yok ancak maddenin doğası gereği kişilerin kendi arkadaşlarını, yakınlarını suçlayacak ifadelerden kaçınacağı hakimler tarafından göz ardı edilemez.Aleyhinize tarafsız şahitler olduğu için onlar itibar görmüş gözüküyor buda hemen her davada olan normal bir yaklaşım.Temyize gidilebilir ancak sonuç alınabileceği tartışılır.Kolay gelsin.
Alıntı:
şahin41 rumuzlu üyeden alıntı
HSYK'ya gidemezsiniz onların görevi yerel mahkeme davalarına bakmak değildir.
Alıntı:
moonblood rumuzlu üyeden alıntı
eğer olayla ilgili haksız karar verildiğini düşünüyorsanız avukatınız varsa dosyayı yargıtaya yani temyize gönderiniz. kararın bozulması için.
Alıntı:
balkes1036 rumuzlu üyeden alıntı
sayın forum yetkilileri ve hukukseverler ; ben yargılandığım hakaret davasından ceza aldım. Gerekçeli kararı aldığımda hayretler içinde kaldım. Benim hakaret davamla iligli olarak 2 arkadaşım vardı, bu şahilter için gerekçeli kararda ;
--Dinlenen tanıklardan A. ve B... sanığın hakaret etmediğini ifade etmişlersede bu tanıkların sanığın arakdaşları olması öte yandan sanığın hakaretini doğrulayan tanıkların orada toplantı sebebiyle tesadüfen bulunan veliler olması dikkate alındığında bu iki tanığın ifadesine itibar edilemiştir.
denmektedir. kısacası benim tanıklarım arkadaşım olduğu için itibar görmemiştir. herhangi bir olayda şahitler arkadaş olamaz diye bir kanun mu var. ben bu kararla beraber HSYK ya başvurabilirmiyim. ne yapmam gerek saygılarımla.
Sayın Balkes1036,
Öncelikle geçmiş olsun. Anladığım kadarı ile Et kokarsa tuz. Ya tuz kokarsa? diyorsunuz. Yaşadığım benzer olay örneği Vesayet TMK405 başlığı ile foruma taşıdım. Şu ana kadar değerli forum üyelerinden konu hakkında hiçbir yorum gelmedi. Belki de korkuları bir "Meczup'a bulaşmalarının şaşaalı kimliklerinde yaratacağı itibarsızlaştırma idi. Empati yaparak hak vermek istiyorum. Neden birinin sıkıntılarına ortak olarak bu konuda kendilerini itibarsızlaştırsınlar ki!
Günümüzde görmüyor muyuz çarptığı yayayı bırakıp kaçanı, evrile, çevrile dövülen bir kadını görüp kaçanları, vatandaşları bırakın devletin silahlı genel kolluğu bellerinde koca koca tabancalarla karısını dilim dilim doğrayan kocayı aciz gözle izlediklerini?
Bu noktadan hareket ile inananların itibar edeceği benim de çok sevdiğim Hazreti Ali'nin üç sözünden bahsedeceğim.
- "Bir gerçeği savunurken, önce kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız.."
-"Haklı olduğun zaman, hiç kimseye boyun eğmeyeceksin."
-"Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz."
Şimdi;
Öncelikle, Sayın İsmail ARSLAN'ın Kutsal Semboller blog yazısını okumanızı. Vaktiniz varsa hepsini okumanızı tavsiye ederim. Hiçbir köşe yazarında o tadı bulamazsın.
Sonrasında;
Hakim seni tanımaz. Tarafsızlığı konusunda şüphen yok ise ya savunduğun konuya inanmıyorsundur ya da kafanda kurduğun denklem ile "Ben de iki şahit buldum." diyerek karşı tarafın iddialarını aside su katmak misali iki tanıkla nötralize edeceğini düşünmüşsündür.
Hakim kolay yetişmez. Yasalarımız dolayısıyla da biz onların tarafsızlığını kabul etmişizdir. (İstisnalar kaideyi bozmaz.) Her gün sizler bizler gibi yüzlerce davaya bakarlar ve inanıyorum ki bir çok davanın tarafları karşılarına çıktıklarında kimin ne olduğu konusunda ön fikre ulaşırlar. Sizin davanızda da nereden baksanız muhakeme en az bir yıl sürmüştür. Yine dinlenen şahitler, varsa tutanaklar, vsr. vsr. Mevcut kapsam sonunda hür iradesi ile bir karara varır. Kararlar çoğunlukla bir tarafı üzer, bir tarafı sevindirir.
Keşke sulh olabilseydiniz.
Eğer kendinizden %100 emin iseniz geriye davayı temyize götürmeniz kalıyor. Unutmayın ülkemizde temyiz edilebilme şansına sahip davaların büyük çoğunluğu temyize gider. Yani kimse sonuçtan memnun değildir. Temyiz makamlarının iş yükünü düşünün.
Elbette hakimler de insandırlar ve maalesef ki karışmaması gerekse de duygular kararlara yansır. Gece iyi uyuyamamış bir hakim, evde yaşadığı bir üzüntü, sizin agresif bir davranışınız ve son olarak doğuştan 20 li yaşlara kadar oluşturdukları kişilikleri karar üzerinde çok etkilidir.
Yapmanız gereken salim kafa ile bir daha düşünüp eğer kendi kusurunuzun da olduğunu düşünüyorsanız bu cezayı hesabınıza zarar yazıp dosyayı kapatmanız.
Yok eğer benim gibi inançla devam ederseniz ne olur? Reddi hakim talebi safhasını geçmişsiniz, Temyiz safhası kalmış. Bir de Hakim hakkında tazminat davası seçeneği var ki, kaybederseniz yüklüce bir tazminat ödersiniz.
Ben reddi hakim talebimi işletip talebim red edilince 500TL idari para cezası ödedim. Allahtan en alt dilim. 700 liralık alacak davasında 423 lira keşif parası ödedim. Mahkemeyi kaybedersem 700 +%40 +Avukatlık masrafları. Sonrasında yine aynı hakime geri gönderildim. O da sağ olsun akıl sağlığımın yerinde olmadığını düşünüp TMK:405'e göre bildirimde bulundu. İki aydır aklımın varlığını ispat edebilmek için çırpınıyorum. İlk raporda Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu vsr ibareler de kullanılınca nerdeyse ülkeyi bana açık ceza evi haline getireceklerdi. Neyse ki bu gün Üniversite Sağlık Kurulu aklımı onadı da kurtuldum. Düşün ki, İşim gereği her üç yılda bir bu psikometrik testler ile tam teşekküllü askeri hastanelerden rapor olarak göreve devam etmiyor olsaydım; Bir uzm.psikiyatır, bir psikolog hayatımı elimden alacak üç kelimeyi rapora geçivererek dünyayı bana yaşanmaz edeceklerdi. Neyse ki Tanrı'nın sevgili kuluymuşum kişilik bozuklukları öyle canı sıkılınca ortaya çıkmaz 0-20 yaş aralığında oluşurmuş. Yani ben ordu personeli olmasaydım 24 yılın 14 sağlık raporu elimde olmasaydı daha çok gezeceğim hastane olabilirdi.
Gel bir daha düşün. Büyük ihtimalle ceza ya paraya çevrilmiş ya da beş yıl boyunca aynı suçu işlememen şartıyla geri bırakılmıştır.
Bazen affederek de mutlu olabilirsin.
Bana gelince ben artık dönülmez yoldayım. Tüm servetimi tüketse de; Hakime tazminat davası, bildirimde bulunanlar için aynı raporların istenmesi, temyiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gideceğim çok yol var.
Yolum ve bahtım açık olur inşallah.