Cevap: Akrabamın bana borcu
Bana göre belli bir borca yönelik kefalet olmadığı için bu zararı ileride teyzenizden tazmin etmeniz zor olabilir. Bir kişinin başkasına, hayatında yapacağı maddi manevi zararlar için kefil olması ve bunun geçerli olması pek mantığa yatkın değil. Örneğin siz teyzenizle 60.000TL lik bir senet yapıp imzalatsaydınız bu daha geçerli olurdu. Fakat meblağı belli olmayan bir borca kefalet pek mantıklı gelmedi bana. Konuyu farklı şekilde bilenler cevap verirlerse biz de öğreniriz
Cevap: Akrabamın bana borcu
Teyzem böyle yazılı imzalı belge verdi:
Oğlum Hasan ........’ın Yunus ...... ile imzalamış olduğu ../../20.. tarihli ortaklık sözleşmesinden ve Yunus .......’in .......... adına bilimum makine, demirbaş için yapmış olduğu 60.000 USD (Altmışbin US Dollar) tutarındaki yatırımından doğacak her türlü zararını bir mahkeme kararına gerek kalmaksızın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ve sorumluluğu ile ödemeyi; bu konuda doğacak uyuşmazlıklar için icra mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisini kabul, beyan ve taahhüt ederim. ../../20..
Kefil
Teyzemin imzası
Bu Belge ne kadar geçerlidir?
Bu Belgenin süresi ne kadardır?
Cevap: Akrabamın bana borcu
Sayın Cagjackal gibi düşünmüyorum.Yukarıda imza altına alınan metnin senetten bir farkı yok bence.Bir avukattan hukuki destek alarak zararınızı telefi edebilirsiniz gibi geliyor bana..
Cevap: Akrabamın bana borcu
Yukarıda yazmış olduğum cevapta "meblağı belli olmayan" diye belirtmiştim, çünkü sayın üyenin sorduğu soruda imzalatılan metinden söz edilmediği gibi aynı zamanda sorulan soruda geçenlerin "zarar ne kadar olursa olsun kefil olunması" şeklinde anlaşılıyordu. Fakat sayın üye daha sonrasında metni ifşa etmiş ve bana göre de bu metin hukuki olarak itibar görebilir. Bence noterde 2 şahit ile yapılması daha sağlam olurdu tabi. Çünkü teyzeniz "imza benim değil" ya da "bana zorla imzalattırıldı" şeklinde bir tavır da takınabilir sonradan.
Cevap: Akrabamın bana borcu
yorumlariniz icin tesekkürler. Cagjackal Bey yalanin sonu yoktur, zorla imzalattirdi diye söyleyecek olursa, noterede zorla gitmek zorunda kaldim der.
Bende sözlü kayitlar var, ben Teyzemi Almanyadan evini aradigimda konusmalirimizi kayita aldim, ve konusmalarimizda kefil oldugunu ve paranin miktarini söyledi.
Cevap: Akrabamın bana borcu
kefillikte yazılı olmayan hiçbirşey geçerli değildir, kanıtlasanız hatta karşı taraf böyle bir kefalet ilişkisini kabul etse bile bu sözleşme geçersizdir. enişteniz (halanızın kocası) bu sözleşmeye rıza gösterdiğine dair imza atmadıkça ve halanızın sorumlu olacağı en fazla miktar sözleşmeye yazılmadıkça kefalet ilişkisi geçerli olmaz.
Cevap: Akrabamın bana borcu
Peki zarara uğrattığını nasıl ispatlayacaksınız ?
Büyük ihtimal sizin şirket ltd şirkettir ve ltd şti de paylar şu kadar ödenmiştir diye sözleşmede vardır ve ayrıca ticaret odası tarafından sözleşme tasdik edilmiştir. Ödenmiş payların bir miktarı bankaya yatırılmış gösterildi ve çekildi. Genellikle ltd şti ler kurulurken öyle yapılır.
Ayrıca şirket kurulduktan sonra büyük defter tutulur. Orada şirketin senelik net kârı veya zararı gösterilir. Şayet net kârlar yıl içinde bölüştürülür veya şirket sermayesine eklenir. kârlar bölüştürülür ise ayrıca yüzde 20 ye yakın kurumlar vergisi yani şirket kârından ödediğiniz vergi hariç extra şirket ortaklarının kazançlarına mukabil vergi dairesine ödeme yapılır.
Şayet zarar gösterdi iseniz ne vergi levhasında matrahsız gösterilir.
Şirket kurulduktan bu yana ne kadar zarar gösterdiniz , ne kadar kâr gösterdiniz hepsine bakılır ? ve zarar varsa yarısı size ait yarısı ortağınıza ait olur.
Mahkeme bu tür kayıtları muhasebecenizden ister. O sizin beni zarara uğrattı lafınıza bakmaz ki ?
Mahkemenin şirketin zarardamı yoksa kâr damı olduğunu bilmesi için kayıtları istemesinden daha doğal bir şey yoktur.
Siz sanırım büyük ihtimal aranızda ortaklar olarak iş bölümünüz düzgün yapamadınız
Ortak iseniz
Yapmanız gereken normal kanuni anasözleşme harici
1 kağıda
1. madde
sen şu saatte işe gelicen şu saatte çıkıcan , haftanın şu günleri çalışıcan
Ben şu saatte işe gelicem bu saatte çıkıcam haftanın şu günleri çalışıcan.
2. madde
senin işyerindeki görevlerin şunlar şunlar.
benim işyerimdeki görevlerim şunlar şunlar
3. madde
Yaptığımız işlerde kâr paylarımızda senin payın ay sonu şu kadar
benim ay sonu payım şu kadar.
( normalde bütün satışların veya hizmetlerin faturalı olması lazım , şayet faturasız işlem yapıyorsanız zaten vergi kanunlarına aykırı o yüzden resmi olmayan bu tür kağıda yazmanız en uygunudur.)
4. madde
senede her birimizin 15 günlük tatil haklarımız var. Birimiz tatile gittiğinde diğeri işleri tek başına yürütecek.
5. madde
1 sene içinde en fazla 15 gün hastalanma ve işe gelmeme hakkımız var , böyle acil durumlarda diğeri işleri yüklenip halledicek. Bu türden olaylar olduğundan sen şu sene bu kadar hastalandın ben bu kadar hastalandım vb gibi şeyler birbirimizin yüzüne vurulmayacak ve hoş karşılanacak.
6. madde
anlaşamadığımız durumlarda
herkes kendi payını alır ve ortaklıktan ayrılır.
vb bunları iyi niyet dahilinde aranızda hallediceksiniz. Orta ölçekli bir işletme ise herşeyi çok resmi düşünürseniz zaten işin içinden çıkamazsınız. En ufak menfaatte ben daha çok çalışıyorum o haketmiyor vb düşünmeye başladığınızda zaten ortaklık kafada bitmiş demektir.
Benim nacizane tavsiyem ise babanız bile olsa , kardeşiniz bile ortak işyeri açmayın. İlla bir kişi daha lazım ise alın yanınıza çırak veya çalışan onunla işleri yürütün. Ben piyasada ortak olan orta ölçekli işletmeleri çok gördüğüm için biliyorum.
Ortaklık ikisi biraz zengin olana kadar ve işi iyice öğrenene kadar. İki tarafta ben bu işi tek başıma yaparım demeye başladığı zaman ve biraz cebi paralanınca ortaklığı bitiriyorlar. Devam ettirenide çıkıyor onlarda ayrı tabi.
Ama dediğim gibi hiç bir şekilde orta ölçekli işletmelere ,
baba , kardeş , amca , teyze , dayı , hala , yeğen vs de olsa ortaklık yapmayın. Bir süre sonra ağabeylik , kardeşlik , akrabalık , yakınlık ilişkileri ile iş ilişkisi karışıyorr . işin işine para girince ne kardeşlik kalıyor ne akrabalık kalıyor.
İş yapılması gerekir sen biraz daha iyi işten anlarsın , ortağın akrabandır yakınındır istediğin gibi şunu şunu yap diyemezsin biraz zorlasana küser darılır , konuşmaz vs. Ama çalışan aldığın zaman öyle değil.
Çalışana işin nevi neyse rahatça söylersin o da işini yapar alacağı aylığı bilir.Şayet yapamazsa veya yapmazsa işten çıkarırsın yapabilecek birisini alırsın.
Bizim Türkiye'de zaten çoğu aile şirketi , hep sorunlar görmezden geliniyor , halı altına süpürülüyor , sonrada patladımı tam patlıyorlarlar.
Ben şahsen ortaklığa karşıyım.