Senet'e Sahte İmza ile Haciz İşlemi

Merhabalar.

Öncelike X Tekstil firmasında çalışıyordum. Bu firmanın sürekli çalıştığı bir Y İplik firması var. Yıllardır burada çalıştığım için, her şahısla irtibat ve muhabbetim var. Günlerden birgün Y İplik firmasının sahibi 2200 TL miktarında bir ip bıraktı. Patron olmadığı için ben teslim aldım. Teslim almam karşılığında senet imzalamam gerektiğini, senedin hazır olduğunu sadece kaşe-imza edilmesi gerektiğini belirtti. Patronun olmadığını ve benim imzalayamacağımı söylememe rağmen birşey olmaz deyip, X Tekstil firmasının kaşesini vurup bana imzalattı.

Sonrasında X Tekstil'in işleri bozulduğu için borcu ödeyememiş, senet avukatlıktan icra dairesine gitmiş. Bugünde icra dairesinden gelip şirkette malları yazıp, yedi emin bıraktılar. Patron bunun üzerine Y İplik ile laf kavgasına girince, senedin kendisine ait olmadığını; Resmi evrakta sahtecilik yaptığını söyleyeceğini belirterek telefonu kapattı. Bu durumda benim herhangi bir cezai durumum var mıdır? Şirkette imza yetkim yok ancak şirket kaşesi ve patronun ismi yazılı, imza benim. Benim imzam olduğunu ispatlayabilir mi? İspatlasa dahi ben ceza alırmıyım, yani bu durumdan başım yanar mı?

Cevabınızı lütfen bekliyorum, teşekkürler.

Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. Zaten borçtan ötürü herhangi bir cezai sorumluluk mümkün değildir. Olsa olsa hukuki sorumluluğunuz vardır. Daha 3. sınıf olduğum için emin olarak söyleyebileceğim sadece bu var :) Umarım aleyhinize herhangi bir sonuç doğmaz. İyi günler

- - - Updated - - -

Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. Zaten borçtan ötürü herhangi bir cezai sorumluluk mümkün değildir. Olsa olsa hukuki sorumluluğunuz vardır. Daha 3. sınıf olduğum için emin olarak söyleyebileceğim sadece bu var :) Umarım aleyhinize herhangi bir sonuç doğmaz. İyi günler

Bildiğim kadarıyla; madem şirketi temsil ve ilzama yetkili değilsiniz madem ki imza yetkiniz yok, o zaman şirket ismi üzerine atılan imzanız hükümsüz olacaktır. Eğer kendi adınız soyadınız üzerine imza atmış olsaydınız o zaman borçlu siz olurdunuz. Fakat şirkette imza yetkisi olanların imzaları imza sirkülerinde bellidir, sirkülerin düzenlenme sebebi de yetkisiz kişilerin imzasına karşılık önlem almak içindir zaten. Bu sebepten, patronunuz icra dairesine imzanın sahte olduğunu beyan edecek ve savcılığa suç duyurusunda bulunacak, bunun üzerine dava açılacak (sanırım asliye cezada) imzanın sahte olduğu zaten gerek imza sirkülerinden gerekse kriminal incelemesinden anlaşılacaktır. Ayrıca kimse olmadığı için görevlinin imzayı size attırdığını sizin de bilinçsizce bu imzayı attığınız üzere tanıklık yapabileceğinizi düşünüyorum, bu sebepten zaten sizin şirket adına imza yetkiniz olmadığı gerekçesiyle haciz kalkacaktır.

Merhaba...

Öncelikle şirket bu borçtan mesul olmuyor anladığım kadarıyla. Peki benim "resmi evrakta sahtecilik" suçundan ağır ceza da yargılanmam vs.. mümkün mü? Böyle yada buna benzer birşey olması mümkün müdür?

şirketin hukuki bir sorumluluğu doğmaz imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına icra mahkemesince karar verildiğinde. Yalnız bu suç ağır cezada yargılanmayı gerektirir çok ağır bir suçtur patronunuz imzaya itiraz ettiğinde mahkeme imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına karar verdiğinde zaten kendiliğinden savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. ancak imzayı şirket yetklisinin atmamış olması sizin atmış olduğunuz anlamına gelmez eğer soruşturma sonucunda buna karar verilmezse. size imza attırılırken karşı tarafın kendisinin atmanızı istediğine dair bir şahidiniz varmı? Eğer varsa karşı taraf suç duyurusunda bulunmayacaktır çünkü azmettiren sıfatıyla kendileride sorumlu olur.

Yani şahidim var. Y İplik firması gelipte E kişisi attı derse otomatikman ben suçlu oluyorum yani. O azmettici olduğunu bende ispatlarım ancak bende ceza alıyorum o zaman doğru anladım değil mi? Her türlü ucu bana dokunuyor yani.

Merhaba,

Çalıştığınız şirketi temsile yetkili olmadığınız halde, o şirket unvanını içeren kaşe üzerine imza atmışsanız, şirket bu borçtan sorumlu olmasa da, siz şahsen sorumlu olursunuz. Saygılarımla,

Borçtan mı sorumlu oluyorum? Benim adım soyadım yok ortada

Aşağıda vermiş olduğum yargıtay kararında - temsil ve ilzama yetkisi olmayan bir kişinin şirket kaşesi üzerine atmış olduğu imzası sonucu şirkete herhangi bir borç doğmayacağı fakat kişinin imza altına aldığı borçtan şahsi olarak sorumlu olacağı - belirtilmiş. Ayrıca savcılığa şikayet edilmeniz durumunda "resmi evrakta sahtecilik" suçundan da yargılanma olasılığı mevcut.



K. 1997/14373
T. 23.12.1997
• BONO ( Yetkisiz Temsilci Tarafından İmzalanan-Şahsi Sorumluluk )
• YETKİ OLMAKSIZIN İMZA ( Bono-Yetkisiz Temsilcinin Şahsi Sorumluluğu )
• ŞİRKET TEMSİLCİSİ OLMAYAN KİŞİNİN TEMSİLCİ SIFATIYLA BONOYU İMZALAMASI ( Şahsi Sorumluluk )
• ŞAHSEN SORUMLULUK ( Temsile Yetkisi Olmadığı Halde Bonoyu Temsilci Sıfatıyla İmzalayan Kişi )
2004/m.168/4
6762/m.690
ÖZET : İncelenen itiraz dilekçesinde İİK. 168/4. maddesinde yazılı olan açıkça bir imza inkarı mevcut değildir. TTK. 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 590. maddesi gereğince temsile selahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilci sıfatıyla bonoyu imzalaması halinde adı geçen, o bonodan dolayı şahsen sorumlu olur. Bu durumda borçlunun şirketin temsilcisi olmaması nedeniyle şahsen sorumlu olduğunun kabulü zorunludur

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının onanmasını mutazammın, 18.9.1997 tarih 8412/8836 sayılı daire ilamının müddedi içinde tashihen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.12.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : İcra takibinin dayanağı 5.2.1996 vade tarihli 715.428.000.-lira bedelli bonodur. Takip, lehdar Leman O. tarafından borçlu gösterilen Hasan T. hakkında yapılmaktadır. Senedin ( T..... İnş. Mlz. Tic.Ltd.Şti. ) adına keşide edildiği görülmektedir. Borçlu Hasan T. itirazında yukarıdaki olguyu ileri sürmüş, kendisinin şahsen borçlu olmadığını bildirmiştir. Ancak, dosya içerisine ibraz edilen 24.2.1995 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve eki imza sirkülerinde şirket, bononun tanzim tarihi itibariyle Galip T'in temsil ve ilzama yetkili olduğu tesbit edilmiştir. İncelenen itiraz dilekçesinde İİK. 168/4. maddesinde yazılı olan ( açıkca bir imza inkarı ) da mevcut değildir. TTK. 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 590. maddesi gereğince temsile selahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilci sıfatıyla bonoyu imzalaması halinde, adı geçen, o bonodan dolayı şahsen sorumlu olur. Bu durumda Hasan T'in şirketin temsilcisi olmaması nedeniyle şahsen sorumlu olduğunun kabulü zorunludur. İtirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Merci Kararının yukarıdaki gerekçeyle bozulması yerine onandığı anlaşılmakla, karar düzeltme isteminin kabulü uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.9.1997 tarih ve 1997/8412-8836 sayılı onama kararının kaldırılmasına, Ordu İcra Tetkik Merci Hakimliğinin 9.6.1997 tarih ve 1997/71-106 sayılı kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi