aile içi şiddeti ile ilgili mahkeme kararı
benim eşimle olan davam aile içi şiddetiyle ilgili
eşim benim tarafımdan darp edildiğini belirtip, özel hastaneden darp edildiğine dair rapor alıyor. bu raporla gidip şikayette bulunuyor. Ona avukatı özel hastane raporlarının geçerli olmadığı söyleyince o da devlet hastanesinden rapor alıyor. mahkemeye şikayette bulunuyor. mahkemeye şahit olarakta babamı ve kendi kız kardeşini gösteriyor. ben ilk mahkemede kesinlikle hiç bir şekilde eşime şiddet uygulamadığımı hakime üstüne basa basa belirttim. eşimde hakime raporunun ve şahitlerinin olduğunu söyledi. ikinci mahkemenin tarihi ve saati benle babama tebliğat edilmişti. mahkeme günü geldiği gün ben ve babam mahkemeye gittiğimizde mahkemenin benim aleyhimde karar verdiğini öğrendim. bende hakimin yanına giderek , mahkemenin belirttiği saatte adliyede şahidimle beraber olmama rağmen nasıl karar alabilirsiniz diye sözlü itirazda bulundum. oda beni tersliyerek istiyorsan üst mahkemeye baş vur deyip odasından çıkardı.
bende eşime şiddet uygumadığımdan önceden avukat tutma ihtiyacı hissetmedim. avukatlara danışdığım zamanda bana rapor olduğundan dolayı boşuna itiraz etme dediler. bende maalesef itirazda bulunmadım.
aradan bir kaç geçince eşim bana nafaka davası açtı. bende zaten her halukarda benden 250 civarında nafaka alacaklar deyip yine avukat tutmadım.malesef 3 çocuğum bende olmasına rağmen artık sabıkalı bir koca olduğum için mahkeme eşime 600 lira nafaka bağlanmasına karar verildi.
bir kaç ay sonrada yeniden dava açmış. bende olduğunu iddaa ettiği altınları almak için bir dava daha açtı. altınları annesiyle birlikte alıp kaçırdığını belirtmek, savunma yapmak için karşı tarafın iddialarını öğrenmek için adliyeden dilekçeyle belgeleri aldım.
maalesef aldığım belgeler içinde özel hastane raporunda darp olduğu ama devlet hastanesi raporunda herhangi bir darp veya yaralama izine rastlanmadığı yazıldığını görünce şok oldum. bildiğim kadarıyla özel hastane raporları geçersizdi. tam anlamıyla avukatsızlığımı fırsat bilen eşim ve avukatı bana resmen oyun oynadılar.tabiki adliyede şef olan dayısıyla birlikte.
şimdi sizden ricam, aşağıdaki sorularıma ,yukarıdaki olaylar ışığında bana yardımcı olur musunuz?
1.mahkeme saati 11.30 du.bana haber verilmeden mahkeme saati 9.30 a alınıp karar alınıyor. mahkeme saati değiştirildiği zaman bana ve şahidime tebliğat yapılması gerekmezmiydi.(mahkeme saatinin üç gün önce değiştirildiğini tespit ettim.ispat edebilirim.)
2.aynı günde alınan iki rapor var. Özel hastane darp var diyor , devlet hastanesi ise darp ve yaralama izine raslanmamıştır diyor. Hakim neye dayanarak devlet hastanesi raporunu dikkate almayarak , özel hastane raporuna göre bana ceza veriyor.
3. karşı tarafın şahidi dinlendi.benim şahidiminde dinlenmesi gerekmezmiydi.
4.yargıtay yolunu bana kapatmıştı.buna hakimin hakkı var mı?
Cevap: aile içi şiddeti ile ilgili mahkeme kararı
Yargılamanın İadesi HMK
Konu
MADDE 374- (1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi sebepleri
MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.