Bu Tanık Davaların Kaderini Değiştirmezmi ?
Epey bir arapsaçına dönen ve birinden iftira nedeniyle aldığım kesinleşmiş adli para cezası ve bu davadan ceza almamla geriye doğru diğer basit yaralama davalarımın hepsinden yargılanmaya başladım.Bu gün bir ümit jandarma karakoluna gittim ve ''başka bir olayda olan yara izlerini bunları sen yaptın diyeceğim ve seni hapislerde süründüreceğim''diye bağıran sevgili karımın bu video kayıtlarının mahkemede kullanılıp kullanılamayacağını sordum.Karakoldaki kayıtta sadece görüntü var olup ses kaydı alınmadığı fakat ! Olay gecesi hem karakolda hem olay yerinde sana hakaret,tehdit ve iftira edildiğini ben duydum şahidim sen mağdur durumdasın istediğin anlamda şahit olarak gelir ve bu doğruları söylerim diyen bir uzman çavuş çıktı karşıma.Karımın sarhoş ve elinde bıçakla bir sonraki olaydada bulunan bu kişinin tanıklığı benim aklanmam demek değilmidir?Eğer öyle ise sonuçlanan ve sonuçlarıyla eski hagb kararı verilen davalardada bana bir yararı olurmu bu samimi tanıklığın?Yada iftira ve hakaret davası açıp sonuçları bu yönde devam eden ve sonuçlanan davalardaki kararları etkilemesi ümidiyle mağduriyetim giderilebilirmi?Nasıl hareket etmem akıllıca olur sizce?Saygılarımla
Cevap: Bu Tanık Davaların Kaderini Değiştirmezmi ?
Yargılamanın yenilenmesi talebinizi haklı bulacak bir neden olduğunu düşünüyorsanız ilgili Kanun maddesini bilginize sunuyorum.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Yargılamanın İadesi
MADDE 374- (1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi sebepleri
MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Cevap: Bu Tanık Davaların Kaderini Değiştirmezmi ?
Yanıtınız için öncelikle teşekkür ederim;
Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
Tahmin ediyorum bu madde bulunduğum duruma uygun.