-
HAGB ve Memuriyet
Çok saygıdeğer hukukçu büyüklerim;
Tarım Bakanlığında memur olarak görev yapmakta iken devlete ait parayı zamanından sonra yatırmam nedeniyle zimmet suçundan 5 yıl 2 ay ceza aldım. İşyerim tarafından ise Kınama cezası alarak açığa alındım. Şu an açıktayım. Yargıtay'ın cezayı fazla bularak bozması nedeniyle tekrar mahkemede yargılandım ve 2 yılın altında ceza aldım hakkımda Kullanma Zimmetinden HAGB kararı verildi.
Mahkeme kararını işyerime vererek memuriyetime geri dönebilir miyim? Avukatım konu hakkında kararsız kaldı. Forumda konu hakkında görüş bulamadım. Lütfen cevap yazarsanız çok sevinirim.
Saygılarımla.
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Merhaba,
HAGB kararı size memuriyete dönme imkanı verir. DANIŞTAY 12. DAİRE E. 2007/2534 K. 2008/4502 T. 9.7.2008 kararını temin edip incelerseniz gerekçelerinizi de oluşturabilirsiniz. kararı bulamazsanız bana e-posta adresinizi yazarsanız size gönderirim. Saygılarımla,
- - - Updated - - -
T.C. DANIŞTAY
Onikinci Daire
Esas No : 2007/2534
Karar No : 2008/4502
Özeti : Polis memuru iken, dolandırıcılık suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti nedeniyle görevine son verilen davacının, sözkonusu mahkumiyeti hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, artık bu aşamada memur olma şartını yitirdiğinden söz edilemeyeceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : İçişleri Bakanlığı
İsteğin Özeti : Ankara 9. İdare Mahkemesince verilen 15.2.2007 tarih, E:2005/2571, K:2007/193 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Mustafa Kuş
Düşüncesi : Davacı hakkında ceza kanunu yönünden lehe olan hükmün uygulanması kapsamında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair yeni Ceza Mahkemesi kararıyla birlikte ortaya çıkan hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin hukuki dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği, davanın reddi yolunda verilen kararın bu nedenle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Nazmiye Kılıç
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince davacının duruşma isteği yerinde görülmeyerek dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden işin gereği düşünüldü:
Dava, polis memuru olan davacının, 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98. maddeleri uyarınca memuriyetine son verilmesine ilişkin 7.12.2005 tarihli işlemin iptali ve parasal hakkının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Ankara 9. İdare Mahkemesinin 15.2.2007 tarih, E:2005/2571, K:2007/193 sayılı kararıyla; davacının dolandırıcılık suçu nedeniyle hakkında verilen ertelenmiş olan 8 ay 20 gün mahkumiyet kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesince onanarak kesinleştiği, davacının memuriyete alınma şartlarından birisini kaybettiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmekte, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun fiil tarihi itibariyle yürürlükte olan 48. maddesinde, Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak şartlar arasında; "taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihaleye ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı mahkûm olmamak" şartına yer verilmiş; aynı Yasanın 98/b maddesinde, memurluğun sona ermesi nedenlerinden olarak "memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk sırasında bu şartlardan her hangi birinin kaybedilmesi hali de düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İnterpol Daire Başkanlığı emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken dolandırıcılık suçu nedeniyle Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında yapılan yargılama sonucunda dolandırıcılık suçundan 8 ya 20 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve cezanın ertelenmesine karar verildiği, bu hükmün Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21.10.2002 günlü ilamı ile onanarak kesinleştiğinin kararda yer alan 28.10.2005 günlü kesinleşme şerhinden anlaşılması üzerine 7.12.2005 günlü işlemle davacının memuriyetine son verildiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra ceza kanunlarında yapılan değişik üzerine Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince dava dosyası yeniden ele alınmış ve mahkumiyet hükmünün yeni hükümlere uyarlanması amacıyla 21.3.2008 günlü ek kararla yeniden bir değerlendirme yapılmış ve yapılan bu değerlendirmede davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi kapsamında olduğu ve anılan maddede aranılan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davacı hakkında Caza Mahkemesi tarafından Türk Ceza Kanununun 7. maddesi ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ve 101. madde hükümleri uyarınca lehe olan Kanun hükmünün uygulanması amacıyla yapılan uyarlama sonucunda "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararının memur hukuku açısından 657 sayılı Yasanın 98/b maddesi bağlamında doğuracağı sonuçların ortaya konulması gerekmektedir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinde, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemeyeceği ve güvenlik tedbiri uygulanamayacağı, işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimsenin cezalandırılmayacağı ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamayacağı, böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazın ve kanuni neticelerin kendiliğinden kalkacağı belirtilmiş; suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren
kanunların hükümlerinin farklı olması durumunda ise, failin lehine olan kanun hükmünün uygulanıp infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesine 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa ile eklenen ve 23.1.2008 tarih ve 5728 sayılı Yasa ile değişik 5. fıkrada Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. ...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. düzenlemesi yer almıştır.
Bakılan davanın konusunu oluşturan göreve son işleminin dayanağının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 8.6.2000 tarih, E: 1999/281, K:2000/158 sayılı mahkumiyet kararı olması nedeniyle söz konusu kararın hukuki varlığını ve geçerliliğini sürdürmesi önem arzetmektedir.
Davacının görevine son verilmesi işleminin hukuka uygunluğunun denetlendiği yargılama sürecinde ortaya çıkan ve uyuşmazlığın esasına etki edebilecek nitelikte bulunan durumların resen göz önüne alınacağı tartışmasızdır.
Uyuşmazlık bu açıdan değerlendirildiğinde; davacı hakkında mahkumiyet kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede; davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi kapsamında olduğu ve bu maddede aranılan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmesi karşısında, hükmün sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağının da anılan maddede açıkça belirtilmiş olması nedeniyle davacının memuriyetine engel bir mahkumiyet hükmünün bulunduğundan söz etme olanağı kalmamıştır.
Devlet memurlarının 657 sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu 48. maddede sayılan ve memuriyete engel kabul edilen bir suçtan mahkumiyet ve bu mahkumiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı oluşturmaktadır.
Her ne kadar dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle, bahsedilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm tesis edilmemiş ve işlemin tesis edildiği aşamada bu anlamda bir hukuka aykırılık bulunmamakta ise de; ceza kanunu yönünden lehe olan hükmün uygulanması kapsamında verilen yeni kararla birlikte ortaya çıkan ve yukarıda özetlenen yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda davacının memuriyetine engel olacak nitelikte bir suçtan mahkum olduğundan söz edilemeyeceğinden, dava konusu göreve son işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında bu aşamada ve bu nedenle hukuki isabet görülmemiştir.
Bunun yanı sıra idarelerin hukuka aykırı işlemlerinden kaynaklanan zararları tazmin etmeleri Anayasanın 125. maddesi uyarınca zorunda olmakla birlikte; Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 8.6.2000 tarih, E: 1999/281, K:2000/158 sayılı mahkumiyet kararının kesinleşmesi üzerine tesis edilen dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hukuka uygun olduğu, ceza yasalarında yapılan değişiklik üzerine lehe hükmün uygulanması kapsamında Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.3.2008 tarihli ek karar dolayısıyla ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle göreve son işleminin dayanaksız kaldığı, dolayısıyla davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olarak idarenin tazminat sorumluluğunu gerektirecek bir durumun bulunmadığı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Ankara 9. İdare Mahkemesince verilen 15.2.2007 tarih, E:2005/2571, K:2007/193 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan 22,90.- YTL harcın ve 9,00.- YTL posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine 9.7.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Sayın avukatım; ilgilendiğiniz için size çok çok teşekkür ederim. e-posta adresimi istemişsiniz fakat sanıyorum bana göndereceğiniz kararı daha sonra konuya eklemişsiniz. Eğer yanılıyorsam e-posta adresimi size bildireyim efendim.
Saygılar sunarım.
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Merhaba,
Eklediğim karar size yol gösterecektir. Daha fazlasına ihtiyaç olursa bana ulaşabilirsiniz. Saygılarımla,
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Saygıdeğer avukatım Erduğrul Bey ve hukukçu büyüklerim;
Vermiş olduğunuz bilgiler yüreğime su serpse de bugün kararı elime aldım ve okudum. Kararda 1 yıl 5 ay 25 gün mahkumiyet ile kullanma zimmetinden suçlu bulunmuşum ve hakkımda HAGB uygulanmış. Kararda dikkatimi çeken tek şey 53/1 maddeden mahkum edilmiş olmam ve haklarımdan yoksun bırakılmam oldu. Neden bu cezayı aldım neler yaşadım olayın trajedi kısmına hiç girmeyeceğim. Tek sıkıntım memuriyetime kaldığım yerden devam edebilmek ve çoluk çocuğumun rızkını kazanabilmek. Sizlere danışacağım konu ise şudur; 53/1 maddenin getirdiği yaptırımlar HAGB kararı karşısında hala geçerli midir? Aksi takdirde hakkımda HAGB verilmiş olması 53/1 maddede belirtilen yoksunluklaran azad edilmemi sağlıyor mu? Kararı Pazartesi gün işyerime ileteceğim. Diken üzerindeyim.
Saygılarımla.
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Merhaba,
HAGB kararı diğer tedbir uygulamalarını da ortadan kaldırır. Rahat olun ve başvurunuzu yapın. Allah kolaylık versin. Saygılarımla,
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Allah razı olsun sayın avukatım. Gelişmeleri buraya yazacağım. Saygılarımla.
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
ben de gorevden alındım soz konusu 2003 yılında 1yıl 8 ay erteli ceza almıştım yaralama sucu danıştaya kadar geldim danıştayda red verdi yerel mahkemeye başvurdum 2003 yılındakı kararı kaldırdı ve hukmun açıklaması geriye bırakılma verdi karar duzeltmeye başvurdum şimdi ne olur bilmiyorum yardımcı olursanız sevinirim teşekurler
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
HAGB kesinlikle memurluğa engel değildir
-
Cevap: HAGB ve Memuriyet
Sayın avukatım ve değerli hukuki net üyeleri;
Ben ve benim durumumda olan arkadaşlar açısından gelişmeleri yazacağımı söylediğim için devam etmek istiyorum.
Bir süredir gelişmeleri yazmamamın sebebi; Hakkımda verilen HAGB kararına Valilik Makamı'nın bir üst mahkemeye itiraz etmesinden dolayı sonucun ne olacağını beklememizden kaynaklandı. Valilik makamının bir üst mahkemeye itirazını mahkeme reddetti ve karar kesinleşti. Valilik makamının neden itiraz ettiğine ya da ne gibi gerekçeler gösterdiğine dair şu an için bir bilgim yok. Öğrendiğim kadarıyla genel bir prosedür deniliyor. 25 yıllık devlet memuru olarak süregelen olayları ve yaşadıklarımı ve hakkımda verilen bu cezayı ayrıntılı olarak anlatsam sanıyorum bir ilahi komedya daha yazılmış olur. Nereden başlayıp nerede bitireceğime karar veremediğimden dolayı şimdilik olayın sadece hukuksal boyutunu aynı durumda olan arkadaşların yararlanması açısından kararın elime geçmesine istinaden çalıştığım kuruma bir dilekçe ile başvurup sonucu bekleyeceğim ve sizlerle paylaşacağım.
Saygılarımla.