İdari Davalarda Zamanaşımı
ilgili tazminat gereği kuruma yapılan başvuru 5 yıllık süreyi geçtiği için zaman aşımına uğradığından dolayı red edilmiştir.Ancak ilgili olay tarihinden itibaren 3,5 yıllık bir sağlık rapor süresi vardır. bu rapor denilen 5 yılık zamanaşımı dedikleri olay olay tarihinden itibaren mi yoksa tedavi sürecinde verilen sağlık raporu bitiminden itibaren mi hesaplanır. kısacası olay 2000 mayıs ta oluyor 2003 mayısa kadar raporluyum: mahkemeye başvuru tarihim 2007 mayıs zaman aşımı olur mu olmaz mı şimdiden tşk ederim.
Re: İdarİ Davalarda ZamanaŞimi
Alıntı:
nilyanil rumuzlu üyeden alıntı
ilgili tazminat gereği kuruma yapılan başvuru 5 yıllık süreyi geçtiği için zaman aşımına uğradığından dolayı red edilmiştir.Ancak ilgili olay tarihinden itibaren 3,5 yıllık bir sağlık rapor süresi vardır. bu rapor denilen 5 yılık zamanaşımı dedikleri olay olay tarihinden itibaren mi yoksa tedavi sürecinde verilen sağlık raporu bitiminden itibaren mi hesaplanır. kısacası olay 2000 mayıs ta oluyor 2003 mayısa kadar raporluyum: mahkemeye başvuru tarihim 2007 mayıs zaman aşımı olur mu olmaz mı şimdiden tşk ederim.
Sağlık raporu hak ehliyetinizi ve genel anlamda fiil ehliyetini ortadan kaldıran bir rapor niteliğinde değildir..Dolaysıyla raporlu bile olsanız idari eylemden dolayı zarara uğradığınızı öğrendiğiniz tarihten itibaren 1 yıl ve her halukarda söz konusu zarar tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak hakkınızın yerine getirilmesini istemeniz gerekirdi..Sürelerin hesabında esas alınan zararı öğrendiğiniz tarihtir..
Ancak kişisel kanaatime göre; Şayet sağlık raporu temyiz kudretinin geçici ya da kalıcı ortadan kalkması ile ilgili bir rahatsızlığa dayalı olup bu durum da hakkınızı kullanmaya yani fiil ehliyetinize engel bir durum teşkil etseydi anılan rapor ancak o zaman sürelerin hesabına etki edebilirdi diye düşünüyorum....Tabi bu görüş tamamen kişisel kanaatimdir…
Re: İdari Davalarda Zamanaşımı
Vermiş olduğunuz bilgi için teşekkürler,
ancak olay tarihinde yürürlükte olan 1050 sayılı “ Muhasebe-i Umumiye Kanunu” nun Devlet borçlarında Süre Aşımı” başlıklı 93.üncü maddesinde.... “ ilgili olduğu mali yıl sonundan itibaren beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir özre dayanmaksızın yazılı olarak talep ve takip edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zaman aşımına uğrayarak devlet yararına düşer.Emanet hesabına alınıp bu süre içinde istenmeyen tutarlar hazine adına çeşitli gelirler hesabına kaydedilir......” denilmekte olup;
ve 2003 tarihinden itibaren halen yürürlükte olan, 5018 sayılı “ Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’ nun” Ödenmeyen giderler ve bütçeleştirilmiş borçlar’ başlıklı 34 üncü maddesinde “ Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı mali yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, “mahkeme kararı üzerine ödenir…” ifadesi yer almaktadır.
Ki böyle bir hakkın olduğunu öğrendiğim anda idareye başvurdum ancak zamanaşımında ret kararı verildi ve İdari Mahkemeye başvurumu yaptım.