Otele kabul edilmeyen bekar erkek

Öncelikle herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.

Geçenlerde başıma gelen, çok rencide olduğum bir olayı aktarmak istiyorum.

Çoğunuzun malumudur, artık, özellikle güney yöresinde, pekçok otel, bekar erkekleri müşteri olarak kabul etmiyor.

Gerekçesi de bu bekar erkeklerin otelde kalan bayanları rahatsız etmesi, taşkınlıklar yapmaları.

Ben de bu kuralı bildiğim halde, tatile gelen yabancı uyruklu iki kızkardeş yakınımla bir araya gelebilmek amacıyla, kaldıkları oteli arayarak rezervasyon talebinde bulundum. Bekar erkek kurallarını bildiğimi ancak yurtdışından gelen yakınlarımla bir araya gelebilmem için otellerinde kalmam gerektiğini, sorun çıkarma potensiyeli taşıyan bir müşteri olmadığımı, daha önce birkaç kez yalnız başıma başka otellerde sorunsuzca kaldığımı, uygun bir dille aktardım ve yardımcı olmalarını talep ettim.

Resepsiyon görevlisi, müdüriyetten, kalan müşterilerden birinin nişanlısı olduğum yalanını söyleyerek izin isteyeceğini belirtip ayrıldı ancak dönüşte yine de izin alamadığını belirtti ve ancak kalanlardan birinin eşi olmam durumunda otele kabul edileceğimi söyledi.

Ben de otele gelen tüm çiftlerden - yerli veya yabancı - evlilik cüzdanı ibraz etmelerini isteyip istemediklerini sordum ki zaten ben kendi başıma kalacağım ayrı bir oda için başvuruyordum.

Gelen yanıt beni bir hayli şaşırttı. Bu uygulama yalnızca Türkiye vatandaşı erkekler için geçerliymiş.

Müdüriyetle görüşmek istediğimi belirttiğimde ise yine kısa bir bekleme sonucunda yetkililerin lütf edip benimle görüşmeyi kabul etmedikleri ortaya çıktı.

En korkuncunu ise daha sonra yaşadım. Yakınlarım, aktardığım olayı hayretle dinledikten sonra otelde pekçok yabancı uyruklu bekar erkeğin kalmakta olduğunu bildirdiler.

Bu konu daha önce başka bir forumda da tartışılmış ve Yargıtay'ın bir kararına atfen "Türk Yargısı da ancak hizmetin Tekel niteliği varsa sözleşmeyi mecbur kılmaktadır!" denmiş. *

Hukukçu olmadığım için kullandığım tabirleri lütfen mazur görünüz. Ben bu konunun salt tüketici hukukunu ilgilendirmediğini, yani bu karar ile geçiştirilebilecek türden bir durumun söz konusu olmadığını düşünüyorum. Zira, kanımca, Türk bekar erkeklere yönelik açık bir ayrımcılık yapılması durumu söz konusu.

Üstelik bu ayrımcılığı, eşi olmanız gerek gibi küçük düşürücü ifadelerle, hem otellerine gelmek isteyen erkekleri, hem de misafir olarak ülkemize gelmiş olan yabancı bayanları potansiyel ahlaksız sınıfına koyarak, son derece kaba bir şekilde yapıyorlar.

Ben bu otelle ilgili olarak, bulunduğu ilin Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne yazılı şikayet dilekçesiyle başvurmayı düşünüyorum. Ancak bu merciin yapacağı idari işlem haricinde adli olarak başvurabileceğim bir yer var mıdır ve olayın hukuki yönü nedir, bu konuda biraz bilgi sahibi olmak istiyorum.

Vereceğiniz bilgiler için hepinize şimdiden çok teşekkür eder, iyi günler dilerim.

Hiçbir otel Türkiyemizde ayrımcılık yapamaz.

Kanımca şunu yapabilir.

Biz otelimizde evli olmayanları almıyoruz diyebilir.Çünkü tekel konumu yoktur.Örneğin o ilçede tek bir otel olsa bu kararı yine tartışmalı olur.

Önemli olan husus tüm müşterilerine eşit davranmasıdır.

Elin avrupalı işçisi bekar olup ,onu alması ,fakat Türk Bekar vatandaşı almaması eşitlik ilkesine aykırı olup, şikayet edilmelidir.

Turizm bakanlığına öncelikli olarak şikayette bulunulmalıdır.

Bir takım kendini bilmez kişiler ,olay çıkartıyor diye herkesi suçlayıp otele sokmamak ne demektir?

Ülke Topraklarında bir zaman İncirlik Üssüne Türk Subaylarının sokulmadığına dair iddialar vardı.Şimdi durum nedir ?

Yoksa Yeni Üsler Mi kuruldu da

Vatandaşın girişi yasak?

Bu gibi çağ dışı uygulamaları görmek üzücü maalesef... Böyle şey olamaz otelcilik ilkesinde...
Madem öyle; aynı uygulamaları 2 İngiliz yada Alman delikanlılarına yapsınlarda alınlarından öpelim...

4822 s. yasa ile değ. 4077 s. kanunun 5. maddesi aşağıdaki gibidir. Bu hükme göre bir şeyler yapılabilir.

Satıştan Kaçınma
Madde 5- (Değişik: 6/3/2003-4822/6 md.) Üzerinde "numunedir" veya "satılık değildir" ibaresi bulunmayan bir malın; ticarî bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi halinde satıcı bu malların satışından kaçınamaz.
Hizmet sağlamada da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
Aksine bir teamül, ticarî örf veya adet yoksa, satıcı bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı veya ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamaz.
Diğer mal satışı ve hizmet sağlama sözleşmelerinde de bu hüküm uygulanır.