Re: Bir avukat telefon etti
Ne diyeceğimi bir türlü bulamadım. Teşekkürler sayın meslektaşım...
Re: Bir avukat telefon etti
Anlattıklarınız çok düşündürücü, çok samimi, çok duygusal..... her anlamda, gerçekten "çok"tu.
Sağolunuz.
Re: Bir avukat telefon etti
Yazdıklarınızdan etkilenmemek mümkün değil, paylaşarak bizlere de birtakım değerleri hatırlattığınız için yürekten teşekkürler sayın meslektaşım...
Re: Bir avukat telefon etti
Malesef güçlünün güçsüzü ezdiği bir ülkede yaşıyoruz. Olağan konularda yasalarımızın da sizden taraf olması durumunda sonuç kaçınılmaz oluyor. Bu durumda ne sizde nede bir başkasında suç aramaya gerek yok. Yaşamak, var olabilmek, bu zor hayatta rahat bir yaşam sürmek ve bakmak ile yükümlü olduğunuz ailenize rahat bir yaşam sürdürtebilmek için hoş karşılamadığınız durumlarda dahi olsa mesleğinizi icra etme zorunda olmanız çok acı.
Bir takım gerçekler ile yaşıyoruz. Ülkemizin %75 lik bir kısmı açlık sınırının altında yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Fani olan bu yaşadığımız dünyada geriye kalan %25 lik kısma girmek için verdiğimiz mücadeleler de olan altta kalan insanlara oluyor.
Zamanımda ismi Ortaöğretim Kurumlar Sınavı (OKS) olan günümüzde ise Seviye Belirleme Sınavı (SBS) olarak bilinen sınava gireceğim yıl dedemden aldığım nasihat niteliğinde ki sözler şöyle idi;
-Ekmek aslanın AĞZINDA! Oku oğlum oku!!!
Yıllar süre gelen bir zaman ile geldi geçti. 4 yıl aradan sonra ÖSYM'nin hazırladığı Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) geldi, çattı. Ve dedem geçtiğimiz günlerde yine beni karşısına alıp;
-Ekmek aslanın MİDESİNDE! Çalış oğlum çalış!!!
Dedi.
Oysa arada sadece 4 yıl gibi kısa bir zaman zarfı eskitmiştik...
O an bana lay lay lom cümleleri gibi gelmişti. Ta ki bu yazıyı okuyup enine boyuna düşünene kadar.
Yaşım henüz 17. Doğruyu yanlışı idrak etme yaşına henüz ulaşmış değilim. Hayat şartları denilen kavramı, daha yeni yeni tanımaya başladım. Bunca yıl böyle bir kavramın olduğundan dahi bi haberdim.
Televizyonlarda izlediğim; 350 lira ile ev geçindirmeye çalışan aile reisleri, aile ferdlerinin feryadlar, umut dolu gözler ile cameraları süzen çocukların bakışları...
Şimdi bu çocuk burada ne anlatıyor?! diye soracaksınız kendi kendinize.
İnanın o cevabı bende kendimde bulamıyorum...
Değerli Mehmet Fazıl Çetkin;
Yazınız ile beni bir takım düşüncelere yönlendirdiğiniz ve bu kadar açık yüreklilik gösterip düşüncelerinizi bizle paylaştığınız için size teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazdıklarım da sürç-ü lisan ettiysem, affola.
Saygılarımla...
Re: Bir avukat telefon etti
Çok az sayıda değil; sözünü ettiğiniz telefonu eden avukatlar. Mutlu oldum. Ne güzel. Hukuki. net sayesinde birbirimize daha çok yakınlaşacağız ve el ele vereceğiz.Ben de olsam aynısını yapardım, en az....
Re: Bir avukat telefon etti
Paylaşımlarınız için teşekkürler.Ben de bu konu hakkında çok şey düşündüm ama açıkca söylemek gerekirse düşündüklerimi çok fazla açıkca yazamayacağım.Neden mi?
1.Çünkü ben bir anneyim.Ben de benzer koşullardan geçtim; ama bir hukukçu olmama rağmen eski eşime bunları yapmadım.
2.Eğer bu meslektaşlarım benim samimi arkadaşlarım olsaydı ben bunu yapmazdım.Benden başka hukukçu mu yok? Onlara bırakırdım.Daha da ötesi var ama; bu konularda daha fazla ayrıntılı olarak düşünmelerini kişilerin cinsiyet ayrımı olmaksızın empati yeteneklerine bırakıyorum.
Re: Bir avukat telefon etti
Sayın Çetkin;
Sizde bir insansınız. payınıza düşeni yaşamışsınız.. Yaşam bazen de seçme şansı bırakmıyor.
Bizlere ise düşen bu hikayeden sizin ve yaptıklarınızla ilgili olarak yada bizler demeyelimde kendim için...
yargılama - yadırgama - niyetinin saflığını bozma..
Medeni cesaretinizden ötürü tebrikler..
Re: Bir avukat telefon etti
"Yırtıcı avukat" dedikleri, bum'ola ?
Re: Bir avukat telefon etti
2003 yılında ağabeyimin vefat haberini alıp, köydeki evimize gittiğimde başkanımız Mehmet Zeki Durmaz benden evvel ulaşmıştı oraya.. Beni hiç tanımamasına rağmen Duygu hanım da oradaydı.. Birlikte gelmişlerdi taziyeye..
-
18 Ocak'ta geçirdiğim trafik kazası sonucu (tesadüfen paçayı kurtardım) kaldırıldığım hastanede güvenlik görevlileri illallah etti ziyarete gelen meslektaşlarımdan. Benim iyi durumda olduğumu ve hayati tehlikemin olmadığını görünce öyle neşelendilerki, bir anda hastanede olduklarını bile unuttular. Hastanenin güvenlik görevlisi gelen ziyaretçileri kabul etmek için öncekilerin çıkmasını bekletmek zorunda kaldı..
-
Aleyhimde açılan davada bir tane meslektaşım vekaletname istedi. Çıkardıkları yetki belgesi ile 13 meslektaşım savunmamı üstlendi. Duruşma salonu da boş değildi. Duruşma öncesi ortalıkta kimse olmamasına rağmen, duruşma açıldığında meslektaşlarımız yanlarında stajerleri ile birlikte salonu doldurdular:)
-
Eh.. Vekaletnameler klasörümde şu ana kadar 60 civarında meslektaşımın vekaletnamesi toplanmış;)
-
Saygılarımla...