Konut kiralarken verilen sözlerin tutulmaması

Herkese iyi günler,

Her ne kadar araştırdıysam da şu an içinde bulunduğum bir sıkıntı hakkında görüş, öneri varsa kanun maddesi talep ediyorum değerli sizlerden.

1 ay önce bir konut kiraladım.
Konut kiralanmadan önce kiralanacak yerin etrafında güvenlik olmadığını gördük ve kiralayan kişi ile görüştük.
1 ay içerisinde güvenlik konulacağını katiyen bir sıkıntı çıkmayacağını, sürekli her gece bir inşaatçılardan dolaşan olduğunu belrterek ısrarla ikna edici şekilde iletti (kiralayan şahıs, bu binaların taşeronu aynı zamanda)

Bunun üzerine kiralamayı gerçekleştirdik.

Ama güvenlik gelmedi.
evin bir sürü eksiğini kendimiz giderdik şahsi imkanlarla ama bir talepte bulunmadık.

Taşındıktan 2 hafta sonra güvenlik eksiğinden evimize hırsız girdi, katiyen güvenli sorun çıkmaz denilen yere. (kapı pencere kilitli olmasına rağmen pvc doğramanın basit olanının kullanılmasından dışarıdan basitçe tornavida sokularak açılması şeklinde)

her ne kadar o yerden o anda soğusak ta daha yeni taşınmış olduğumuzdan neyse dedik bir daha olmaz ve gerekli önlem alınacağı söylendi kiralayan taşeron tarafından.

gelin görün ki bu sabah etrafımızdaki 5 ayrı villaya (site içinde) daha hırsız girmiş.

Şu an eşim ve ben burada güvenlik sebebi ile katiyen kalamayacağımıza karar verdik.

Kiralarken bize verilmiş olan söz ve ikna çabasının tamamen kandırmaya yönelik olduğunu gayet net görebilmekteyiz.

Buradaki asıl sorum , daha 1 ay oturmuş olduğum bu yerden ayrılmak istediğimde burayı kiralayan taşeron firmaya verdiğimiz kiralama komisyon bedelinide talep edebilirmiyiz kandırmaya yönelik eylem yaptıklarını iddia ederek?

teşekkürler

Türk ceza kanununda kandırmak diye bir suç yok.Size sözle söylenmiş bir şey var sizde karşı tarafa güvenerek evi tutmuşsunuz.İnanıp inanmamak size kalmıştı.Baştan kendinizi hukuken garantiye almak için bu sözle söylenmiş durumu(söz uçar yazı kalır, hukuk genel olarak belgelerle işler) yazıya dökerek 1 ay içinde size vaadedilen uygulamalar yapılmaz ise tek taraflı kontratı bozarak ve verdiğiniz paraları, komisyonları alarak çıkma hakkınız olduğuna dair bir belgeniz olsaydı hem ispat sorunu olmazdı hemde karşı taraf bu uygulamaları yapmak durumunda kalırdı.Tek taraflı olarak evi boşaltırsanız değil verdiğiniz komisyonu almak geri kalan 11 ayın kirasını imzaladığınız kontrattan ötürü ödemek zorunda kalabilirsiniz.İspatsız şekilde iş mahkemeye de intikal ederse emin olun evi size kiralayan söylediklerini kolayca inkar edecek, ben öyle demedim , şöyle dedim şöyle anlaşılmış böyle anlaşılmış yapılacaktı edilecekti diye bu subjektif durumu belirgin olmaktan uzaklaştıracaktır.Bir iddia ile ortaya çıkıp olayı mahkemeye intikal ettiren siz olduğunuz için tüm ispat yükü de sizde olacaktır.

Haklısınız, söz uçar yazı kalır. Her geçen gün insan ders alıyor.

Aynı şekilde vaadler ile konut kiralayan yanımdaki komşumda var ve onada hırsız girdi.
ve olası mahkemede aynı konuda şahitliğe hazır.

Kandırmak olarak nitelendirmeye çalıştım şu metinden dolayı (TCK 159, dolandırıcılık "Dolandırıcılık suçunun maddi unsuru üç alt unsurdan oluşur. Bunlar; failin, hileli bir davranışta bulunması, bunun sonucunda mağdurun aldatılmış olması ve mağdurun veya bir üçüncü kişinin zararına olarak failin kendisine veya bir üçüncü kişiye bir yarar sağlamasıdır. Yeni Türk Ceza Kanunu “hileli davranışlar” demekte, ama hileyi tanımlamamaktadır. Ancak nereden bakılırsa bakılsın, dar veya geniş yorumlansın, Kanun “aldatıp” dediğinden, hileden veya hileli davranışlardan, sonuçta, bir kimseyi kendisinin veya başkasının zararına olarak “aldatma” anlaşılmaktadır") yazmaya çalıştığım terim aslında dolandırıcılık ama aklımda kandırmak olarak kalmış.

Yorumunuz için teşekkürler