|
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
91/413 91/1834
ÖZET : Eşler arasında M.K.650 uygulaması.
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere ve özellikle kendi
levazımı ile başkasının arsası üzerine bina yapma sonucu, bina sahibi M.K.
650. maddesine dayanarak arsanın adına tescili davası ile birlikte iddiası
kanıtlanmadığı takdirde levazım bedelinin tahsili için kademeli dava
açabileceği gibi levazım bedelini ayrı bir dava ile de isteyebileceğine,
tescil ve levazım bedeli davalarının birinin önce açılması, diğeri için talep
hakkını kaldırmayacağına göre usulün 440. maddesinde ve yukarıda yazılı
gerekçelerle karar düzeltme isteğinin REDDİNE, usulün 442. maddesi hükmünce
3506 sayılı kanunun geçici l. maddesi de gözetilerek takdiren onbinlira para
cezasının ve aşağıda yazılı ilam harcının karar düzeltme isteyene
yükletilmesine, 4.2.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun 650. maddesi yapının değerinin açıkca toprağın
değerinden çok olması halinde iyi niyetli gerçek malikin bir tazminat
karşılığında mülkiyetin kendisine verilmesini isteyebileceği hükmünü
getirmiştir. Davanın konusunu oluşturan 51, 52 ve 55 numaralı parseller
davalı adına tapuda kayıtlıdır. Bu taşınmazlar haricindede olsa davacıya
satmadığı gibi satışı dahi vadetmemiştir. Davacının binayi inşa ettiği sırada
hiç değilse geçerli olmayan bir akit sebebiyle bina yapmaya hakkı olduğunu
sanması ve yine bu sırada kendisinden beklenen ihtimamı göstermiş olması
halinde yasada öngörülen haktan yararlanması imkan dahilindedir. Diğer bir
anlatımla kendisine ait olduğunu sanarak hareket etmesi durumunda tescil
isteyebilecektir. Davacının bu yönde bir iddiası yoktur. Her üç parselinde
karısına ait olduğunu bilmektedir. Bu itibarla da yasanın aradığı manada
iyiniyetli değildir. Ayrıca davacı bu davadan önce tercihini kullanmış ve bu
yapı bedeli 750.000.000 Tl.tahsili için dava açmıştır. Bu olay sebebiyle
hakkını böylece hasr ve tahdit etmiştir. O dava halen derdesttir. Bir yandan
yapılan masrafların davalıdan alınması için gayret gösterilip diğer yandan
taşınmazın tescilini istemekte Medeni Kanunun ikinci maddesi anlamında iyi
niyetli davranış olarakta yorumlanamaz. Ayrıca;
Dava konusu üç parsel taşınmazın davalı adına alınması sırasında mali
yönden destek de bulunduğunun isbatı halinde alacağın tahsiline dava etmek
her an için imkan dahilindedir. (M.K. m.634 ve 7.l0.l953 gün ve 7/8 ve yine
26.5.l954 gün ve 8/18 sayılı içtihadı birleştirme kararları)
Bu itibarla iptal isteğinin reddine dair mahkeme kararı doğrudur.
Davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün onanması gerektiği
düşüncesindeyiz.
ÜYE ÜYE
Tahir Alp Hakkı Dinç
|