Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1990/4-321
	K.	1990/345
	T.	17.12.1990

*  ŞAHSİ DAVA DİLEKÇESİ
    (C. Savcısına tebliğ)

ÖZET : Şahsi dava yasaya uygun biçimde açılmışsa, şahsi dava dilekçesinin
 ıttıla hasıl etmek üzere C. Savcısına tebliğ edilmesi gerekmektedir.

 Açılan davanın mahkumiyetle sonuçlanması halinde, bu eksiklik bozma nedeni
 yapılamazsa da beraatle veya düşme ile sonuçlanan davalarda mutlak bozma
 sebebidir. 


 Yerel mahkeme, yasanın bu emredici hükmüne rağmen şahsi dava dilekçesini C.
 Savcısına tebliğ etmeden duruşma açıp sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm
 kurduğuna göre, C. Başsavcılığı itirazının değişik bu sebeple kabulü ile
 yerel mahkeme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle
 bozulmasına karar verilmelidir.

(1412 s. CMUK. m. 351)

Hakaret suçundan sanıklar Kemal, Alaaddin ve Yusuf'un beraatlerine ilişkin,
 (Üsküdar İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 28.11.1989 gün ve 478/821
 sayılı hüküm şahsi davacının temyizi üzerine, Dördüncü Ceza Dairesi'nce
 incelenerek, 8.10.1990 gün ve 3748/4259 sayı ile;

"Sanığa yüklenen eylem, yaralama suçu ile ilgili olarak hakkında kurulan
 hükümlülük kararına karşı kaleme aldığı temyiz yoluna başvuru dilekçesinde
 kişisel davacı için "Yusuf ile ilişki kurduğunu öğrendim" demekten ibarettir.

Mahkeme bu sözlerin savunma çerçevesinde kaldığı ve suç kastı bulunmadığını
 belirterek sanığın beraatine karar kılmıştır.

Hakaret ve sövme suçlarında, mağdurun onurunu kırma bilinç ve iradesiyle
 davranmaktan ibaret olan suç genel kastının cürmün oluşması için yeteceği ve
 dolayısıyla kullandığı sözcükleri bilerek ve özgür irade ile kaleme alan bir
 kimsede bu kastın bulunduğu açıktır. Esasen sanık, kullandığı sözcükleri
 bilincinin ve iradesinin dışında kaleme aldığını ileri sürmemiştir.

Ayrıca, sanığın savunma çerçevesinde kaldığı ve bu amaçla davrandığı yolundaki
 gerekçe teknik ve hukuki ağırlıklı bir kavram olan suç kastını salt
 psikolojik bir kavram olan amaç ve erekle karıştırdığı ve objektif
 nitelikteki hukuka uygunluk nedenini subjektif bir temele yerleştirdiği için
 de yerinde değildir.

Hakaretin savunma sınırlarını aşıp aşmadığını saptayabilmek için ise söylenen
 sözlerin savunmasının konuyla mantıksal bağlantısı ve savunmaya yararlı
 bulunması gerekir. Sanığın dosyadaki hakareti içeren dilekçesinde hakkında
 yasal indirici nedenlerin uygulanmasını istemeye dayanak kılmak amacıyla bu
 sözleri yazmak gereksinmesini duyduğuna da değinilmemiştir.

Sergilenen nedenlerle savunma sınırının aşılıp aşılmadığı belirtilen ölçüler
 içinde takdir edilmek gerekirken açıklanan gerekçeyle beraat hükmü kurulması"
 isabetsizliğinden; 
Üye M. BAŞESEN'in; "Dosya içeriğine göre konu edilen dilekçedeki sözlerin
 savunma sınırı içinde olduğunu kabul ederek beraat kararı veren mahkemenin
 takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı görüş ve kanısına varıldığından
 hükmün tebliğnamedeki istem gibi onanması düşüncesiyle sayın çoğunluk
 düşüncesine katılmıyorum" biçimindeki karşı oyu ile bozulmasına karar
 verilmiştir.

Bu karara karşı, 13.11.1990 gün ve 58 sayı ile itiraz yoluna başvuran C.
 Başsavcılığı; 
"Sanık, 1981 yılında boşandığı şahsi davacı Ayten'e müessir fiil ve hakaret
 suçlarından dolayı Üsküdar Birinci Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında verilen
 mahkumiyet kararının temyizine ilişkin 29.12.1988 tarihli dilekçesinde;
 "...Davacının kendisi hakkında dört dava açtığını, bu davaların beraatle
 sonuçlandığını eşini dövmesi için bir sebep bulunmadığını" belirttikten sonra
 aynen "davacıdan boşanıp kurtulmuştum. Sonra ağır bir hastalığa tutuldu. Ölüm
 derecesinde iken bana yazdığı mektuplar üzerine sırf oğlumun anne hasretini
 gidermek amacıyla alıp getirdim. Tedavisiyle meşgul olup iyileştirdim. Durumu
 düzelince bu kerre Yusuf isimli şahısla ilişki kurduğuna muttali oldum.
 Dosyamızda bu hususta etraflıca bilgiler mevcuttur. Davacı tüm çabalarıma
 rağmen ailevi görevlerini yapmamış ve aile hanımlığı kendisine ters düşmüş,
 bu kadar insani hakaretle kendimi küçük düşürmeme rağmen islahı nefiz
 eylemediğinden devamlı aleyhime düşmanca hareketlerine berdevamdır. Sanki
 benim mahkumiyetimle bir şey kazanacak.." diyerek dava konusu olayı
 açıklamıştır.

Yüksek Daire, sanığın dilekçesinde şahsi davacı için kullandığı "Yusuf
 ismindeki şahıs ile ilişki kurduğunu öğrendim" şeklindeki ifadesinin yasal
 indirici nedenlerin uygulanmasını dayanak kılmak amacıyla yazıldığı
 belirtilmediğinden bahisle savunma sınırlarının aşılıp aşılmadığının yeniden
 takdirinin icap ettiği gerekçesiyle beraat hükmünü bozmuştur.

Dilekçesindeki şahsi davacının başkası ile ilişki kurduğuna dair ifade,
 yazının bütünlüğü içerisinde değerlendirildiğinde davacının geçimsiz ve huzur
 bozucu bir kişiliğe sahip olduğu sergilendikten sonra üçüncü kişiyle olan
 ilişkisinden sözedilmesi mahkumiyete konu suçun hangi duyguların etkisiyle
 işlendiğini belirtmek, suçun işlenişinde kanuni ve takdiri hafifletici
 sebeplerin bulunduğunu vurgulamak, açıkça ifade edilmemiş dahi olsa cezadan
 indirim yapılması istemine dayanak kılmak ve karşı tarafın kişiliğini
 yansıtmak amacına yönelik bulunduğu kabul edilmiş ve savunma kapsamında kalan
 bu sözde hakaret suçunun kasıt unsurunun oluşmadığı görüş ve düşüncesine
 varılmıştır" biçimindeki açıklamalarla özel daire bozma kararının
 kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini istemiştir.

Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;

Yerel Mahkeme, şahsi dava dilekçesini C. Savcısına tebliğ etmeden duruşma açıp
 hüküm kurmuştur.

CMUK.nun 351. maddesinde; "şahsi dava bundan evvelki maddede gösterilen
 hükümlere uygun olarak açılmış ise tayin edilecek mehil içinde diyeceklerini
 bildirmek üzere bu beyan ve dilekçe sanığa ve işte malen sorumlu bulunup da
 onun hakkında dahi dava açılmış ise malen sorumluya ve ıttıla hasıl etmek
 üzere Cumhuriyet Savcısına tebliğ edilir" hükmü yer almaktadır.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere şahsi dava, yasaya uygun biçimde açılmışsa
 şahsi dava dilekçesinin ıttıla hasıl etmek üzere, C. Savcısına tebliğ
 edilmesi gerekmektedir.

Açılan davanın mahkumiyetle sonuçlanması halinde bu eksiklik bozma nedeni
 yapılamazsa da beraatle veya düşme ile sonuçlanan davalarda mutlak bozma
 sebebidir.

Yerel Mahkeme, yasanın bu emredici hükmüne rağmen şahsi dava dilekçesini C.
 Savcısına tebliğ etmeden duruşma açıp sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm
 kurduğuna göre C. Başsavcılığı itirazının değişik bu sebeple kabulü ile yerel
 mahkeme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle
 bozulmasına karar verilmelidir.


*   Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri; dava beraatle de sonuçlansa
 bile şahsi dava dilekçesinin C. Savcısına tebliğine gerek yoktur. İşin
 esasının incelenmesi gerekir" biçimindeki açıklamalarla bu yönde oy
 kullanmışlardır.

S o n u ç : C. Başsavcılığı itirazının açıklanan sebeple kabulü ile Özel Daire
 kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün sair yönleri
 incelenmeksizin öncelikle bu nedenle (BOZULMASINA), 17.12.1990 gününde
 çoğunlukla karar verildi.



    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini