Sigortalı olmazdan Önceki Yaş Tahsisleri
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 30-09-2005 | Kategori: İçtihat | Not
Anayasa Mahkemesinin E: 2005/4 (506 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapan 5198 Sayılı Kanun ile İlgili) K: 2005/7 Sayılı Kararı ile
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 120. maddesine 5198 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasında yer alan
“İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.”
hükmünün Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verildi

17.05.2005 tarih ve 25818 sayılı T.C. Resmi Gazete'de yayımlanan;

Anayasa Mahkemesinin E: 2005/4 (506 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapan 5198 Sayılı Kanun ile İlgili) K: 2005/7 Sayılı Kararı ile
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 120. maddesine 5198 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasında yer alan
“İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.”
hükmünün Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verildi

Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak çalışmaya başlayan davacının sigortalılık süresi içinde aldığı yaş tahsisi kararının, yaşlılık aylığı bağlanmasında dikkate alınmaması üzerine açtığı davada, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 120. maddesine 5198 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasında yer alan
“İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.”
hükmünün Anayasa’nın 10., 11., 60., 61. ve 138. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemi ile yapılan başvuruda Anayasa Mahkemesi;
“Devletin, personel politikasını belirlemede büyük önemi olan emeklilik düzenini, aktüeryal dengeleri gözeterek bilimsel verilere göre belirlemesi ve buna göre gerekli yasal düzenlemeleri yapması doğaldır. Devletin bilimsel verilere dayanarak kurduğu bu düzenin korunması Anayasa’nın 60. maddesinde yer alan sosyal güvenlik hakkının güvenceye alınması için de zorunlu bir gerekliliktir. Nesnel ve sürekli kurallarla sağlam ve sağlıklı temellere oturtulmayan bir sosyal güvenlik kuruluşunun, mahkeme kararları ile alınan yaş düzeltmeleri sonucu ortaya çıkan erken emeklilik gibi nedenlerle aktüeryal dengesinin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülemez bir duruma gelmesine sebep olabilir.
Sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak çalışılmaya başlanıldığı tarihten sonraki yaş düzeltmelerinin dikkate alınmayacağını öngören itiraz konusu kuralın, sosyal güvenlik sisteminin kimi aksaklıklara yol açmadan sürdürülmesi amacına yönelik olarak düzenlendiği kuşkusuzdur. Burada yargı kararı hukuksal olarak değerini ve geçerliliğini korumakta, sadece emeklilik yönünden sonuç doğurmamaktadır.
Öte yandan, yasa önünde eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
İtiraz konusu kural, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalışanlardan ilk defa çalışmaya başladıkları tarihten sonra yaş düzeltmesi yaptıranlar arasında farklılık yaratmadığından eşitlik ilkesine aykırılık görülmemiştir.” gerekçeleriyle 17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu”nun 120. maddesinin 5198 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE karar vermiştir.