Bursa Barosu Dergisinin 77. Sayısından alıntıdır. Sayın Av.Sinan Yumitkan'a katkılarından dolayı teşekkür ederiz
VEKİLE TEBLİGAT
Av. Sinan YUMITKAN
GİRİŞ
Tebligat hukukunun en önemli
konularından biriside vekile tebligat yapılmasıdır. Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur ama
ceza hukukunun sanıklar ile ilgili bazı istisnai durumlar vardır. Kural olarak vekil varken asile yapılan tebligat geçersizdir. Genel vekaletname ile bir kimseye vekil olan şahıs, her türlü tebligatı tebellüğe zorlanamaz. Uygulamada dava açma. hak arama, yasa yollarına başvurma sürelerinin başlangıcı için zorunlu olan tebligat hususu bir hakkın kullanımı için büyük öneme haizdir.
Biz. bu çalışmamızda: vekile tebligat yapılması, birden fazla vekil bulunması durumunda tebligatın nasıl yapılacağı, vekil varken asile yapılan tebligatın hukuki durumu, vekilin azli veya ölümü durumunda tebligatın yapılması ve vekil edenin ölümü durumunda tebligatın nasıl yapılacağı hususlarına Yargıtay kararları, ilmi kazai içtihatlar ve doktrindeki görüşler ışığında yer vereceğiz.
• GENEL OLARAK VEKİLE TEBLİGAT KAVRAMI
Tebligat kanunu m. 11 e göre: “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise. bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu’nun, kararlarının sanıklara, tebliğ edilmesi hükümleri saklıdır
Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icap etmedikçe bu mümessillere yapılır
Vekil (buradaki vekil kavramı
müdafii yi de kapsar) vasıtasıyla
takip edilen islerde tebligat vekile
yapılır. Aksi takdirde yapılan
tebligat kanuna ve usule aykırı olur. (2) Örnek olarak: (3) aşağıdaki kararlara bakabiliriz.
Eser bir kimsenin birden fazla vekili varsa, tebliğin buvekillerden birine yapılmış olması yeterlidir. Eğer tebliğ birden fazla vekile yapılmış ise. ilk yapılan tebliğ esas alınır, kanunun tebliğe bağladığı hukuki sonuçlar, ilk tebliğin yapıldığı tarihten itibaren doğar.(4)
Kazai tebligat açısından meseleyi ele alırsak, bir davada taraflar kendilerini vekil ile temsil ettirmek zorunda olmayıp, taraflardan her biri davasını bizzat takip edebilir. Medeni hukuktaki fiil ehliyetine (medeni haklan kullanma, hukuki işlemler yaparak hak iktisap edebilmek, borç altına girebilme ehliyetini) haiz olan bir kimse, davasını bizzat takip edebileceği gibi, kendisini davada bir vekil ile de temsil ettirebilir. Bu takdirde o davada usul işlemlerini vekil müvekkili nam ve hesabına yapar. Bu vekilin baroya kayıtlı bir
avukat olması gerekir. (5)
1) UMUMİ VEKİL HER TEBLİGATI KABULE MECBUR MUDUR?
Vekil, eğer bir umumi vekil ise. her davada müvekkilini temsil etmek zorunda olmadığından, dava dilekçesinin o davada, davalıyı henüz temsil edip etmeyeceği belli olmayan umumi vekile değil, bizzat davalı asile tebliğinde yarar vardır. (6)
Yargıtay bir karannda.”Bir kimsenin umumi vekil olması, müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme mecburiyetini ona yüklemez. Umumi vekalet verilmesinin amacı, her dava veya işlem için yeni bir vekaletname verme külfetinden kurtarmaktır. Sorumluluğu yüklenmek şartıyla umumi vekilin müvekkili ile temas etmeden onunla ilgili davayı takip etmesi mümkün ise de. mahkemece umumi vekil müvekkilini temsile zorlanamaz. Bu itibarla davalı vekili olarak Avukat A.N.Ö. ye tebügat yapılması ve mümanaatına rağmen onun huzuruyla duruşmaya devam olunması usul ve kanuna aykındır.f?)
Yukarıda umumi vekil için ulaşılan sonuç, benzeri durumlar içinde geçerlidir. Örneğin, icra takibine maruz kalan bir borçlu, borca itiraz için bir vekil tutmuş ise. itiraz ile duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından, borçlunun itiraz safhasında
tayin ettiği avukatın, itirazın iptali davası içinde yetkili olup olmadığı belli olmayacağı için, itirazın iptali davasının dilekçesinin, vekile değil, asile tebliği gerekir.(S)
Dava vekil vasıtasıyla takip ediliyorsa, usul işlemlerinin tebliği asile değil, vekile yapılır. Vekil varken, asil adına çıkarılan tebliğ geçersiz olup, tebliğe bağlanan hukuki sonuçlan doğurmaz. Vekilin, tebliği kendi adına çıkarılması gerekirken asil adına çıkarılıp, gene asile yapıldığını öğrenmiş olması da, tebliği geçerli hale getirmez. Zira, vekil vasıtasıyla takip edilen islerde çıkarılacak tebliğin kanuni muhatabı asil değil, bizzat vekilin kendisidir. Vekil varken, asil adına çıkarılan tebliğ, kanuna göre muhatap olması gerekenden gayrı bir şahıs adına çıkarılmış demektir.
Vekilin varlığına rağmen tebliğin asil adına çıkarılıp, asile yapılmış olması halinde, vekil muhatap olarak tebliğ evrakında gözükmediği için, asile yapılan bu tebliğ, vekil açısından usulsüz tebliğ olarak nitelendirilemez. Vekil açısından herhangi bir tebliğ mevcut değildir ki. usulsüz olsun. Adına tebliğ çıkarılan asil bakımından ise, ortada bir tebliğ vardır ama davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği için yapılan tebliğ hüküm doğurmayacaktır. Böyle bir durumda, tebliği çıkaran kazai merciin zuhulen asil adına çıkarılan tebliğin yok sayılmasına ve tebliğin bu defa vekil adına çıkarılmasına karar verilmesi gerekecektir.(9)
2) VEKİLE YAPILAN TEBLİGATIN USULSÜZLÜĞÜ
Vekil adına çıkarılan tebliğ, Teb.K.da ön görülen usule harfiyen uyulmadan icra edilmiş ise, ancak o zaman mevcut tebliğin usule uygun olmadığı yani usulsüz olduğu söylenebilecektir. Usulsüz tebliğ vekilin Öğrendiğini beyan ettiği tarihte geçerli hale gelecektir. (Teb.K.m.32) Diğer bir deyişle; tebliğin muhatabı olması gereken kimsenin, kendisi yerine bir üçüncü şahıs adına çıkarılmış olan tebliği öğrenmiş olmasının, tebliğe sıhhat kazandırma açısından herhangi bir önemi yoktur. Zira. bu halde muhatap olması gereken kimse adına çıkarılmış herhangi bir tebliğ mevcut değildir ki, o şahıs bakımından usulsüz sayılıp, öğrenmesiyle geçerli hale gelmiş olsun. O halde usulsüz tebliğ ancak, adına tebliğ çıkarılmış kimse bakımından söz konusu olabilir. Adına kanunen tebliğ çıkarılması gerektiği halde, çıkarılmamış olan kimse açısından ise. tebliğin usulsüzlüğünden değil, yokluğundan söz edilmek gerekir.(lO)
Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır. İstisnası mutlak asile yapılması ön görülen tebligatlardır (Yemin, isticvap gibi). Vekile yapılacak tebligat vekilin adresine çıkarılmalıdır. “........... -Barosu
Avukatlarından” şeklinde
adres yazılı tebligat evrakı Teb.K.m.9 hükmüne
aykırı olduğu için, bu şekilde yapılan tebligat hükümsüz olur..(l 1) Tebligat kanunu m. 11 e göre; tebligat yapılabilmesi için, vekilin vekaletnamesinin bulunması şartına bağlıdır.f 12) Bu sebeple, vekaleti olmayan avukata yapılacak olan tebligatın geçersizliği sonucuna kolaylıkla varılır.(13)
Aynı şekilde; vekile tebligatta da, Tebligat kanunundaki ilkeler geçerlidir, (özelikle m. 17) Bu nedenle örneğin; avukatın komşusu olan diğer bir avukata tebliğ yapılması usulsüzdür. (14)
Devletin ve ilgili tüzel kişiliklerin kendilerini hazine avukatı aracılığıyla temsil ettirmeleri durumunda tebligat (15) vekil olan hazine avukatına yapılır.(lö)
Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde, tebliğ vekile yapılmak gerekir ise de, bu kuralın bazı zorunlu önemli istisnaları mevcuttur. Öyle ki, tebliğ konusu işlemin asil bakımından ağır hukuki sonuçlar doğuracak ise, tebliğin asile yapılası gerekecektir. Mesela, isticvap davetiyesi, vekile değil, davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş asile tebliğ edilecektir. Zira, isticvap edilecek bizzat asil olup. geçerli bir özrü olmaksızın davete icabet etmemesi halinde, isticvap konusu vakaları ikrar etmiş sayılacaktır. (HUMK. m.234) (17)
• VEKİLE TEBLİGAT İÇİN VEKİLİN AVUKAT OLMASI ŞART MIDIR?
Bir kimsenin, belli bir veya birkaç işini veya tüm islerini üçüncü bir kişiye yaptırması mümkündür. Yani, bir kimse, bir başkasını umumi veya özel vekil tayin edebilir. Bu durumda tayin edilen vekil, kendisine verilecek işler çerçevesinde yapılacak tebligatları da kabul edebilecek demektir. Ancak, vekile tebligat yapılabilmesi için, tebligat çıkartan merciin bu konuda vekil tayin edilmiş olduğunu bilmesi gerekir. Normal olarak, vekil olarak tayin edilen kişinin
avukat olması gerekmez. Buna karşılık, yasalarda belirtilen istisnalar dışında Av.K.m.35 ve HUMK m.65 gereğince, dava takip etmek, adli işlemleri takip etmek, baroda yazılı avukatlara aittir. Bu nedenle dava takip edecek olan da kural olarak
avukat niteliğine sahip olmalıdır. (18)
Kanımızca:
avukat olmayan bir kimsenin davada sırf tebligat için vekil tayin edilebilmesi sonucu çıkartılmamalıdır. Mesela; borçlunun tebligat adresi olarak kız kardeşinin adresini gösterdiği ve dava oturumlarında kız kardeşinin tebligatları kabul edeceğini söylemiş olması bile, burada kast edilen husus, borçlunun kız kardeşinin adresini vermekle ve onun tebligatı kabul edeceğini belirtmekle, Teb.K.m.16 da “aynı çatı altında oturma” , kanunun deyimiyle “kendisiyle birlikte oîurma” koşulundan vazgeçmiş Yani bu durumda, borçlu kız kardeşim tebliğ için vekil olarak tayin etmemekte, yalnızca tebligatı kabul edeceğini kabullenmiş olmaktadır^ 19)
Davalar bakımından, 3’alnız tebligatları kabul etmek için vekil tayin edilmesi teorik olarak mümkündür. Ancak,
avukat olmayanın davada bir işlem yapmasının mümkün olmadığı için, mahkemenin bazı usuli işlemleri
avukat olmayan bir kişiye tebliğ etmesinin pek yaran olmayacaktır. Zira. Av. K. ve HUMK. avukatlık için koşullar getirmiştir. HUMK. 130.rn.si Teb. K. m.47 ile yürürlükten kaldırılmış, anılan madde sadece idari tebligat için temsilci tayinini kabul etmiştir (Meri HUMK.nunda yalnız evrakı tebellüğ için tevkil müessesesi yoktur. Teb. K. m.47 maddesi ile ilgüi gerekçe). (20)
• BİRDEN FAZLA V EKİL BULUNMASI HALİNDE TEBLİGAT
Vekil birden fazla ise. bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmışsa, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi, asıl tebliğ tarihi sayılır. Eğer tebligat birden çok vekile ayrı ayrı yapılmışsa, bunlardan îlkine yapılan tebliğ tarihi, asıl tebliğin tarihi sayılır ve islemesi gereken süre. bu tarihten itibaren islemeye başlar, (21) yoksa diğer vekillere daha sonraki tarihte yapılan tebliğ ile yeni bir süre işlemeye başlamaz.(22)
Birden fazla vekil bulunması halinde, tarafın tebligatın bunlardan özellikle birine yapılması yönündeki talebi, vekaletnamenin kapsamının daraltılması niteliğinde bulunduğu için. kargı taraf açısından geçerli değildir; tarafın talebi vekilleri ile kendi iç münasebetini ilgilendirir. Bu yüzden mahkemenin tebligatı, tarafın talebinin aksine başka bir vekile yapmış olması kanuna ve usule aykırılık teşkil etmez. (23)
Bu durum;birden fazla vekilin aynı zaman kesiti içinde görevli olmaları halinde uygulanır. Buna karşılık; birden fazla vekilin, değişik tarihlerde görev yapması söz konusu ise, bu durumda tebliğ evrakının en son tarihte yani tebligat zamanında görevli vekile yapılması gerekir.(24)
• VEKALETİN SONA ERMESİ HALİNDE TEBLİGATIN YAPILMASI
HUMK. m.68’e göre tutanağa kaydedildiği veya mahkemeye ulaştığı günden itibaren azledilen vekile tebligat çıkarılamaz. (25)
Vekalet, istifa, azil. vekilin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ve iflası gibi hallerinde sona erer. (BK.m.396,397) Vekaletten çekilme halinde masrafı vekile ait olmak üzere Tiahkemece çekilmenin vekil edene açıkça tebliği gerekir. Bu hususla tebligat yapılmadıkça tüm tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil müvekkilinin ölümünden önce tebligatı almışsa bu tebligat geçerli olur.
Vekalet istifa veya azil dışında bir sebeple sona ermisse (ölüm. ehliyetsizlik, iflas gibi) aksi kararlaştırılmış olmadıkça veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça, vekalet son bulacağı için tebligatın asile yapılması gerekir. (26)
Avukatın ölmesi, meslekten veya isten çıkarılması, geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi veya ehliyetinin ortadan kalkması hallerinde; Baro başkanı ilgililerin istemi üzerine veya iş sahiplerinin yazılı onayını almak şariı ile işleri geçici olarak takip ve yürütmek üzere bir
avukat görevlendirir. (Av.K.m.42/1) (27)
Vekil, müvekkilinin öldüğünü Öğrenmeden kabul edeceği tebliğlerin mirasçıları bağlayacağı hususuna gelince: vekil vekaletin ölümle nihayet bulduğuna ıttıla peyda etmeden, müvekkil adına muamelelerde bulunmuş ve bu meyanda tebligatı kabul etmiştir. BK.398.m.si hükmü muvacehesinde mirasçılar, bu muamelelerden sorumlu ve hükümleri ile bağlıdırlar. (28)
Vekilin mahkum olması halinde tebligat asile yapılmalıdır. Kendisine tebligat yapılan avukatın temsil yetkisinin olmaması halinde asile yeniden tebligat yapılması gereklidir. Vekil vasıtasıyla kendini savunan sanığı, ancak vekile tebligat olanağı bulunmadığı takdirde tebliğ yapılabilir. (29)
SONUÇ
Vekile tebligat yapılması hem Avukatlık Kanunu hem
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hem de Tebligat Kanunu açısından çok büyük öneme sahip bir müessesedir.
Vekil varken asile yapılan tebligat geçersiz olması kanun yollarına baş vurmada, hak arama ve dava açma sürelerini kullanma açısından son derece önemlidir. Vekile tebligat yapıldıktan asile tekrar tebligat yapılması taraf için yeni bir hak doğurucu süre başlatmaz:.
Ayrıca, yalnız tebligat kabul etmek için vekil (
avukat olmayan vekil) tayin edilebileceği halde bu müessesenin kullanılması uygulama açısından pek bir öneme haiz değildir. Çünkü
avukat olmayan vekil muhakeme esnasında hiçbir usuli işlemi yapamayacağından vekil eden için hak kaybına sebep olabilecektir.
(1) MUSUL Timuçin, s. 53 Tebligat l 1999.
(2) YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Taç
r. *,. 380. Tebligat Hukuku C. L(3)Yarg. mK. 10.7.1940, 7/75 (Yargıtay içtihadı Birleştirme Karan.
Hukuk Bölümü. C. i 19:6-1942 Ankara
1978 s.223-224 “ ITK’a göre yapı I aç ük satış ilanının borçlunun icra takibine yetkili vekiline lebliğ edilmemesi ihalenin bozulmasına sebep olur.”
Dan. 4.D. 27,1.1974 5600/4103 “Müvekkilin vekili Av.M.E.Ö. itiraz komisyonunca durulmaya kabul olunarak vekil sıfatıyla dinlendiği halde, itiraz komisyonu kararının, müvekkilin bizzat kendine tebliğ edildiği anlaşılmış olup. bu d u r m Teb.K.m.ll e aykırıdır.
Yara l.CD.7.3.1967 259/551, “Sanık ile ıııüdafiinin gıyaplarında tefhim olunan hüküm 7201 sayıh Teb.K.m.ll e göre sanığın müdafi i ne tebliği icap eder.
Yarg. 2.HD. 14.9.1971 5127(5026 “Davada vekille temsil edilen tarafa ilişkin bütün ıebliğlerin7201 5ayılıTeb.K.m.ll e göre vekile yapılması zorunluluğu karşısında, davacıya çıkarılan gıyap kararına dayanılarak dava gıyabında bitirilemez.”
Yacg. 12.HD. 10.2.19867804/1403 “Vekille takip edilen işlerde bil cümle tebligatın vekile yapılması. 1136 sayılı Avukatlık kanunu ve 7201 sayılı Teb.K. gereğidir. Özellikle 7201 sayılı Teb.K.m.ll karşısında, asile çıkarılan tebligal işleminin süreleri başlangıç alınmak suretiyle sonuca ulaşılması isabetsizdir. Olayda . avukaı adına çıkarılmış bir tebligat olmadığı nazarına, şikayetin süresinde vukuu bulduğu kabul edilerek, esas hakkında inceleme yapılmak üzere merci kararı bozulmalıdır.
(4) KAÇAK Nazif. s.191. Tebligat ve İlgili Mevzuat Ankara 1999.
(5) MUSUL Timuçin, s.53.
(6) MUSUL Timuçin, s.54.
(7)Yarg.2.HD.7.6,1971 3771/3898. (B)YTLMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar, s.395.
(9) MUSUL Timuçin, s.55.
(10) MUSUL Timuçin, s.55.
(lll TURAN Ahmet Uğur. s.52. Tebligat Hukuku Tebligat Suçlan ve
İlgili Mev/uaı Ankara 1998.
(12)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar. s.395.
(13) Yarg. 15.HD.19.3.1990 7/1207 “Dava dilekçesi davalı alacaklının davada vekili olduğu anlaşılamayan a\ukala lebliğ edilmisıir. Dosyada avukatın davalı alacaklının vekili olduğuna dair vekaletnamede bulunmamaktadır. Bu durumda, dava dilekçesinin davalı asile usulüne uygun olarak lebliğ edilmeden ve taraf leskili yapılmadan yürütülmesi davalı alacaklının savunma hakkını kısıtlamış olması nedeniyle esaslı usul hatası olup mercii hakimliğmce dava dilekçesinin davalı alacaklıya lebliğ edilmeden isin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya ay kın bulunmuştur.”
(14) TURAN Ahmet Uğur. s.57. YargJ.HD. 19.9,1994 I0735/114K6.
(15) YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar, s.397.
(16) Yarg. TD. 27.6.1967 1961/1765 “4353 sayılı kanun hükümlerine göre bakanlıkları, bulunan yelerde hazine vekilleri temsil eder. Bu itibarla dava dilekçesinin Milli Eğitim Bakanlığına izafen hazine
vekiline tebliği ve onun huzuru ile görülmesi gerekirken l?.mir Milli Eğitim Müd. Tebligatın icrası kanuna aykırıdır.”(17) MUSUL Timuçin, s.57.
(19)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar. s.408
(20) TURAN Ahmet Uğur. s. 51.
(21) KAÇAK .Nazif. s. 194.
(22)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar, s.411.
Yarg.2.HD. 15.4.19744449/4295 “Taraflar, kendilerini birden fazla vekil ile temsil e n irdikleri takdirde bunlardan birisine yapılan tebligat yeterlidir. Şayet, birden fazla vekile tebligat yapılmışsa, ilk tebliğ larihi temyiz süresinin başlangıcı olur.”
Yarg. I2.HD. 3.7.19786046/6242 “Mümeyyiz temyiz edenin iki vekili olup. Mercii karan vekillerden birinin yüzüne karşı verilmiştir. Temyiz süresi tefilimle başlar. Mümeyyizin ikinci vekiline mercii kararının tebliği, mümeyyize temyiz süresi bakımından yeni bir hak bahseırnez.”.
(23)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar. s.413.
(24)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar. s.414..
(25) TURAN Ahmet Uğur . s.5 L
(26)YILMAZ Ejder-ÇAĞLAR Tacar. s.415.
(27) TURAN Ahmet Uğur . s.51.
(28) MUSUL Timuçin, s.61 Yarg. İİD. 27,10,1967 8499/9334
KISALTMALAR
Av. Avukat
Av.K. Avukatlık Kanunu
BK. Borçlar Kanunu
C. ‘ Cilt
CD. ...„ Ceza Dairesi
D. Daire
Dan. Danıştay
HD.
Hukuk Dairesi
HUMK.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
IBK. İçtihadı Birleştirme Karan
İİK. İcra ve İflas Kanunu
m. madde
s. sayfa
Teb.K. Tebligal Kanunu
TD. Ticaret Dairesi
Yarg. Yargıtay
vd. ve de\amı
KAYNAKÇA
KAÇAK Nazif Tebligat Hukuku ve İlgili Mevzuat Seçkin Yayınevi
Ankara 1999
MUSUL Timuçin Tebligat Kanunu ve İlgili Mevzuat Alfa Yayınevi
İstanbul 1999
TURAN A.Uğur Tebligal Hukuku Tebligat Suçlan ve İlgili Mevzuat
Seçkin Yayınevi Ankara 1998
YILMAZ Ejder- ÇAĞLAR Tacar Tebligat Hukuku C.l Yetkin Yayınevi
Ankara 1999