şirket birleşmesi • kiracılık sıfatı
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 11-08-2011 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ
şirket birleşmesi • kiracılık sıfatı
ÖZET: Tüzel kişiliği bulunan iki şirketin birleşmesiyle şirketin
tüzel kişiliği sona ermiş ve diğer şirketin bünyesi içine
katılmıştır. Bu durum karşısında birleşme sonucunda tüzel
kişiliğini devam ettiren şirketin kiralanan yerde fuzuli şagil
olduğundan söz edilemez.
Y.6.HD. E: 2010/5129 K: 2010/6533 T: 01.06.2010
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananın M... Gıda ve
İth. Mad. San. ve Tic. A.Ş/ye kiralandığını, sözleşmenin 3. maddesi ile
kiracının devir ve ortak alma hakkının kısıtlandığını, davacıya tebliğ edilen
02.01.2008 tarihli ihtarname ile kiracı şirketin davalı şirket ile birleştiğinin,
davalının kira sözleşmesini aynı şartlarla sürdüreceğinin bildirildiğini, bu
şekilde davalının müvekkilesinin izni ve onayı olmaksızın kiralananı işgal
etmeye başladığını, Türk Ticaret Kanunu'nun 451 ve 452. maddeleri gereği
birleşme ile bir şirketin başka bir şirket tarafından devralınması halinde eski
şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden kiracı şirket ile aralarındaki kiracılık
ilişkisinin sona erdiğini, davalının taşınmazı fuzuli şagil olarak kullandığını
belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili,
davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, taşınmazda kiracı olan M... Gıda
A.Ş.’nin Türk Ticaret Kanunu'nun 146 ila 451. maddeleri gereği davalı şirket
ile birleştiğini, bu birleşmenin 28.12.2007 tarihinde ticaret siciline tescil
edildiğini ve konunun 02.01.2008 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini,
bir şirketin diğer bir şirketi devralması yoluyla birleşmesinin bir ortaklığın
ortaklarının başka bir ortaklığa alınması karşılığında mal varlığı veya
işletmesini aktif ve pasifleriyle bir bütün olarak o ortaklığa devredilerek
tasfiyesiz dağılması olduğunu, bu tür tasfiyesiz birleşmelerde bir şirket sona
ererken diğer şirketin varlığını sürdürdüğünü ve bu süreçte devralınan
şirketin varlıklarının ve borçlarının devralan şirkete geçtiğini, yani
birleşmede külli halefiyet ilkesinin benimsendiğini, külli halefiyetin
Yargıtay Kararları
283
birleşmenin tescil ve ilan edildiği anda sonuç doğurduğunu, tasfiyeden farklı
olarak tüzel kişiliği sona eren şirketin faaliyetini devralan şirket bünyesinde
sürdürdüğünü, halefiyet esasınca bünyesinde birleşilen şirketin kiracının
yerini aldığını, fuzuli işgal durumunun olmadığını belirterek davanın reddine
karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece Türk Ticaret Kanunu'nun 146
ila 151. maddelerine göre iki şirketin birleşmesi halinde halefiyet ilkesinin
geçerli olup dolayısıyla davalının kiracılık sıfatı bulunduğundan davanın
reddine karar verilmiştir.
6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerler için Yasa'nın 12. maddesi
gereğince kiracı veya fuzuli şagil hakkında akde aykırılıktan dava açılabilir.
Kiracı veya fuzuli şagil hakkında aralarında zorunlu dava arkadaşlığı
olmadığından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi birlikte davalı gösterilmek
suretiyle de kiralanandan tahliyeleri istenebilir. Kiracının tahliyesi için daha
önce kendisine süreli bir ihtarın tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde
kiralananın akde uygun hale getirilmesinin istenmesi ve bu ihtarın sonuçsuz
kalması gerekir. Kiralayan tarafından kiracıya tebliğ ettirilecek ihtarnamede
verilecek süre uygun bir süre olmalıdır. Fuzuli şagil hakkında açılacak
davada kendisine önceden ihtar gönderilmesi koşulu aranmaz.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 21.10.2004
başlangıç tarihli ve altı yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında
uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan dava dışı M... Gıda ve
İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.'ye kiralanmış, sözleşmenin özel 3.
maddesinde kiracının kiralananı her ne sebeple olursa olsun bir başkasına
devredemeyeceği ve ortak alamayacağı, kiralananı bir başkasına kiraya
veremeyeceği, alt kiracı alamayacağı, kiralananın bir başkasına devrinin,
ortak alınmasının ve alt kiracı alınmasının kiralayanın yazılı iznine bağlı
olduğu kararlaştırılmıştır. Kiracılık süreci içinde 28.12.2007 tarihinde kiracı
şirket, davalı şirket ile birleşmiş ve aynı tarihte birleşmenin tescil edildiği ilan
Edilmiştir. Bu husus 08.01.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde
yayınlanmıştır. Buna göre kiracı şirket birleşen, davalı ise birleşilen şirket
durumundadır. Daha sonra davalı, davacıya 02.01.2008 tarihinde keşide
ettiği ihtarname ile birleşme durumunu ve mevcut kira sözleşmesinin
davalının kiracılığında devam ettiğini bildirmiştir. Davacı ise 11.01.2008
tarihli cevabi ihtarnamesinde davalı şirketin taşınmazı kiracı sıfatı ile
kullanmasına onayının bulunmadığını belirtmiştir.
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin kiracı
şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146-151 ve 451. maddelerine göre iltihak
suretiyle birleşmesi halinde sözleşmeye konulan devir yasağı gereğince
birleşilen şirket durumundaki davalının fuzuli şagil olup olmadığı
noktasındadır. Türk Ticaret Kanunu'nun 146/1. maddesinde şirketlerin
birleşmesi, "birleşme iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiri ile birleşerek
yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret
şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir"
şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 151. maddesinde ise devreden veya
yeni kuruluşa iştirak eden şirketlere ait bütün hak ve borçların devralan
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
284
veya yeni kurulan ortaklığa iltihak edeceği hükmü öngörülmüştür. Türk
Ticaret Kanunu'nun 451. maddesinde de bir anonim şirketin diğer bir
anonim şirket tarafından bütün aktif ve pasifleriyle devralınmak suretiyle
infisah etmesi durumunda benzer hükümler yer almaktadır. Dava konusu
edilen olayda kiracı şirket, davalı şirket ile Türk Ticaret Kanunu'nun 146.
maddesi gereğince davalı şirkete iltihak etmek suretiyle birleşmiştir. Birleşme
işlemi ticaret sicilinde tescil edilmek suretiyle itirazsız kesinleşmiş, aynı
Kanun'un 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince davalı şirket
kiracı şirketin yerine geçerek kiracı şirketin tüm hak ve borçlarına halef
olmuştur. Aynı konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.1963
gün ve 6/63 esas 31 karar sayılı kararında ticaret şirketlerinin birleşerek
yeni bir şirket meydana getirmeleri halinde yeni şirketin eskisinin devamı,
"külli halefi" olduğu gerekçesi ile kira sözleşmesine aykırılık sebebine
dayanan davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Tüm bu
nedenlerle kiracı şirket ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine
uygun birleşmeleri sonucunda davalı şirket, kiracı şirketin sahip olduğu
bütün hak ve alacakları ile borçlarına sahip olduğundan Türk Ticaret
Kanunu'nun 151. maddesindeki külli halefiyet ilkesi gereğince kira
sözleşmesindeki hak ve borçların da davalı şirkete intikal ettiğinin kabulü
gerekir. Bu durum yasa gereği olduğundan davacının onayının aranmasına
ihtiyaç bulunmamaktadır. Yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlem
nedeniyle davalı şirket kiralananda fuzuli şagil durumunda olmadığından
mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı
bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin
kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü İle Dairemizin
15.02.2010 gün ve 427-1492 sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel
mahkemenin 18.12.2008 gün ve 2008/720 esas, 2008/2143 karar sayılı
kararının (ONANMASINA), 01.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararları
285