Devlet Memurluğundan Çıkarma Adem AVCI*
GİRİŞ
Bu çalışmamızda, öncelikle kamu görevlilerine genel olarak değinip
memur kavramını ele alacağız. Sonra disiplin hukukunun genel ilkelerine
değinip disiplin cezası türlerinden bahsedeceğiz. Özel olarak ise devlet
memurluğundan çıkarılma cezasını inceleyeceğiz. Daha sonra, bu cezaya
karşı idari ve yargısal başvuru yollarının olup olmadığını göreceğiz. Ayrıca
disiplin soruşturması ile ceza soruşturması arasındaki ilişkiyi, birbirlerini
etkileyip etkilemedikleri sorusuna cevap bulmaya çalışacağız. Bütün bunları
Danıştay kararlarıyla örneklendirip çalışmamızı tamamlayacağız.
I. KAMU GÖREVLİLERİ
A. Kamu Görevlisi
İdarenin, görevlerini ifa için kullandıkları menkul ve gayrimenkul mallar
onun maddi unsurunu; istihdam ettiği personel ise insan unsurunu
oluşturur. İdarenin insan unsuruna “kamu görevlileri”, kamu personeli” veya
“kamu hizmeti görevlileri” denilmektedir.1
Kamu görevlileri, kamu yönetimi içinde bir kuruluşa ya da bir kuruma
bağlı olarak çalışırlar. Kamu görevlisi kavramı geniş ve dar anlamda kamu
görevlisi olarak iki anlamda kullanılır:
1. Geniş Anlamda Kamu Görevlisi:
Kamu tüzel kişilerinde görev yapan ve kamu hukuku düzenine tabi olan
bütün kişilere “geniş anlamda kamu görevlisi” adı verilir.2
2. Dar Anlamda Kamu Görevlisi:
Bu kavram, Anayasamızın 128. maddesinde de belirtildiği gibi, kamu
iktisadi teşebbüsleri ve öteki kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevleri yürüten kişileri kapsamına alır.
Yine, Anayasamızın 128. maddesi, bu kişilerin “devlet memurları” ve
“diğer kamu görevlileri” olduğunu vurgulamaktadır.3
Memurlar, mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, devlet ve diğer kamu
tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu
hizmetlerini ifa ile görevlendirilen kişilerdir (DMK, m. 4/A).
*Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Yüksek Lisans Öğrencisi
1 GÖZÜBÜYÜK, Şeref, Yönetim Hukuku, Turhan Kitapevi Y. , Ankara, 2008, s. 199.
2 GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku, C. II, Ekin Y. , Bursa, 2009, s. 624.
3 GİRİTLİ, İsmet/BİLGEN, Pertev/AKGÜNER, Tayfun, İdare Hukuku, Der Y. , İstanbul, 2008, s.
523-524.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
199
Diğer kamu görevlilerini, memurlar dışında idare ile kamu hukuku ilişkisi
içinde bulunan ve kamu hizmetinin asli elemanı kabul edilen bir görevde
çalışanlar meydana getirir. Buna göre, memurlar dışında kalan ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen hâkimler ve savcılar
ile askerler gibi özel personel kanunları ve düzeni bulunan görevliler,
sözleşmeli personel ve geçici personel diğer kamu görevlisi kapsamındadır.
Buna karşın asli ve sürekli kamu hizmeti yürütmeyen ve özel hukuk
hükümlerine tabi olan işçilerin bu kavramın dışında bırakılması gerekir.4
B. Memur Kavramı
Memur kavramının genel kabul görmüş bir tanımı yoktur. Yapılan
tanımlar aynı ülkede bile değişebilmektedir.5 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu dört tür kamu görevlisi öngörmüştür. Kanun bunlardan ilkini
memur olarak adlandırmıştır (m. 4). Buna göre:
“Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, devlet ve diğer kamu tüzel
kişilerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu
hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu kanunun uygulanmasında memur
sayılır.”
Dolayısıyla memur, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare
esaslarına göre yürüttüğü asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile
görevlendirilen ve kendisine DMK hükümlerinin uygulandığı görevlilerdir.6
1982 Anayasasında ise memur: “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve
diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve
diğer kamu görevlileri eliyle görülür.”
Bu madde, 1961 Anayasasının düzenlemesine paraleldir ama aynen
tekrarı değildir. Çünkü 1961 Anayasası sadece “memurlar” kelimesini
kullanmış, ayrıca kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları mensupları
ile kamu iktisadi teşebbüslerinin yönetim ve denetim işlerinde çalışanlar ve
işçi niteliği taşımayan kamu hizmetlilerine de değinmiştir.7
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, memur tanımı yerine daha geniş bir
kavram olan “kamu görevlisi” tanımını yapmıştır. Buna göre; kamu görevlisi,
kamusal faaliyetlerin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da
herhangi bir surette sürekli veya geçici olarak katılan kişidir (TCK, m. 6/c).
Yani, kişinin kamu görevlisi sayılabilmesi için yegâne ölçüt, bir kamusal
faaliyet olmasıdır.
4 AKYILMAZ, Bahtiyar/ SEZGİNER, Murat/KAYA, Cemil, Türk İdare Hukuku, Seçkin Y. , Ankara,
2009, s. 547.
5 SANCAKDAR, Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal
Denetimi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2001, s.3–4.
6 DERDİMAN, Cengiz, İdare Hukuku, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa, Temmuz 2010, s. 410.
7 YAYLA, Yıldızhan, İdare Hukuku, Beta Y. , İstanbul, Eylül 2009, s. 272.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
200
ONAR’ a göre ise, memur kavramının genel ve müşterek iki esaslı unsuru
vardır:
1. Memur kendisine bir kamu hizmeti tevdi edilen kimsedir.
2. Memur idarenin daimi, sabit ve normal kamu hizmetleri kadrosuna
girmiş ve bu kadronun dereceleri içinde kaynaşmış olan kimsedir.8
II. KAMU GÖREVLİSİ TÜRLERİ
A. Memurlar
Mevcut kuruluş biçimine bakmadan, Devlet ve diğer kamu tüzel
kişiliklerince, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu
hizmetlerini yerine getirmekle görevlendirilenler, Devlet Memurları
Kanununun uygulanmasında memur sayılır. Ayrıca, kurumlarda genel
politikanın saptanması, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve
denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur kabul edilir (DMK,
m.4/A).
B. Diğer Kamu Görevlileri
1. Sözleşmeli Personel
Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli
projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işbirliği için lüzumlu
olan, zaruri ve istisnai durumlarla sınırlı olmak üzere, özel bir mesleki bilgi ve
uzmanlık gerektiren geçici işlerde çalışan kamu hizmeti görevlileridir.9
2. Geçici Personel
Devlet Memurları kanunu madde 4/C’ ye göre geçici personel, “bir yıldan
az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Dairesinin ve Maliye
Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen
görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve
işçi sayılmayan kimselerdir”.
Görüldüğü üzere Türkiye’de kamu görevlileri, “memurlar” ve “diğer kamu
görevlileri” olarak ikiye ayrılmaktadır. Anayasamızda bunların tanımı
bulunmaktadır. Devlet Memurları Kanununda da bunların tanımları
mevcuttur. Ancak DMK’ da yapılan tanımlar memurlar ile sözleşmeli
personeli birbirinden ayırmaya her zaman yetmemektedir.10
8 ONAR, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Hak Kitapevi Y. , C. 1, İstanbul, 1960, s.
812.
9 AKGÜNER, Tayfun, Kamu Personel Yönetimi, Der Y. , İstanbul, 1988, s. 20.
10 GÖZLER, İdare Hukuku Dersleri, Ekin Kitapevi Y. , Bursa, 2006, s. 606.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
201
III. DİSİPLİN HUKUKUNUN GENEL İLKELERİ
Disiplin hukukunun esasını oluşturan, her disiplin soruşturmasında
temel alınması gereken ve bu temel ilkelere uyulmadığı zaman o
soruşturmanın hukukiliğine zarar veren esaslar mevcuttur.
A. Disiplin Suçlarında Savunma Hakkı
Savunma hakkının kutsallığı, disiplin hukukunda, ceza muhakemesi ve
hukuk muhakemesi gibi önemlidir. Nitekim kanun koyucu da, idari bir
kovuşturma neticesinde verilen disiplin cezalarında, savunma hakkını
anayasal güvence altına almıştır.11
Anayasamızın 129. maddesinin 2. fıkrasına göre: “Memurlar ve diğer kamu
görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst
kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası
verilemez.”
Anayasadaki bu düzenlemeye paralel olarak Devlet Memurluğu
Kanunu’nda benzer bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu kanunun 130. maddesine
göre: “Devlet Memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası
verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az
olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını
yapmayan memur savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.”
Danıştay vermiş olduğu birçok kararda, bu ilkenin uygulanmasının
soruşturmanın hukukiliği açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren
neticelere varmıştır:
“(…) Olay hakkında Görevden Çıkarma cezası önerilen davacı(ya)…
savunma hakkının tanınmadığı görülmektedir. Görevden Çıkarma Cezası
sonucu itibarıyla çok ağır bir ceza olduğundan, Yüksek Disiplin Kurulunca
ayrıca savunma alınmadan, davacının anılan ceza ile cezalandırılmasında
hukuka uyarlık bulunmamaktadır. ”12
Savunma hakkının, bu kadar önemli olduğu belirtildikten sonra
uygulamada bu hakkın ne zaman ve nasıl kullanılacağı çeşitli problemlere yol
açmış, Danıştay vermiş olduğu bazı kararlarında memura disiplin
soruşturması açılmadan, doğrudan disiplin amirince savunması alınarak
disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunduğuna hükmederken bazı
kararlarında ise savunma istenilmesini disiplin soruşturmasında ayrı bir
işlem saymaya olanak bulunmadığı, disiplin amirince savunma istenmesinin
soruşturmanın yapılması anlamına geldiği sonucuna ulaşmıştır:
“(…) Anılan yasa maddesinde soruşturmanın; memurun savunma hakkını
kullanması için usulüne uygun bir bildirimin yapılması ile başladığı
11 ORHAN, Gökhan, Türkiye ‘de Memur Disiplin Suç ve Cezalarının Uygulanması, Yüksek Lisan
Tezi, Muğla Üniversitesi S. B. E. , s. 12.
12 Danıştay 8. Daire E. 1996/394, K:1997/1325, ve 14.04.1997 g. , Aktaran, ÜNLÜ, Ahmet Hamdi,
En Son Değişikliklerle İçtihatlı Devlet Memurları Kanunu, Tüze Yayıncılık, Ankara, 1998, s.823-
24
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
202
görülmektedir. Başka bir anlatımla, savunma istenilmesini disiplin
soruşturmasından ayrı bir işlem saymaya olanak yoktur. Bu nedenle disiplin
amirince savunma istenilmesi soruşturmanın yapılması anlamına
gelmektedir… Bu durumda davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediği ve
savunmasının da alındığı gözetilmeden, disiplin soruşturmasının açılmadığı
gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararında hukuka
uyarlık bulunmamaktadır.”13
B. “Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz” Kuralının Disiplin Hukukunda
s Uygulanışı
Kanunsuz suç ve ceza olmaz kuralının uygulanışı, disiplin hukukunda bu
kuruma uyum sağladığı ölçüde ve gerektirdiği şekilde olmaktadır. Disiplin
hukuku kamu hukukunun bir dalı olsa da bu kuralın uygulanışının disiplin
hukukunda beklenen faydayı sağlayabilmesi için varmak istediği amaçlarla
uyum içinde olması gerekir.14
1. Kanunilik İlkesi
“Kanunsuz suç olmaz” kuralı gereğince kanunun açıkça suç saymadığı bir
fiilden dolayı kimse cezalandırılamayacağı gibi, kanunun açıkça cezayı
arttırıcı saymadığı bir sebepten dolayı da kimsenin cezası arttırılamaz:
“Kanunsuz ceza olmaz” kuralı gereğince ise, hiç kimse suç için kanunun
öngörmediği bir ceza ile veya öngörülen cezadan daha ağır bir ceza ile
cezalandırılamaz. Evrensel bir nitelik taşıyan bu kural Türk Ceza Kanunu
(TCK)’nın 2. maddesinde de “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için
kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı
cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine
hükmolunamaz” şeklinde yer almıştır. 1982 Anayasasının “suç ve cezalara
ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde ise suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile
ceza hukuku kurallarının zaman bakımından uygulanması konusundaki
ilkeler birlikte düzenlenmiştir. Bu ilke ile, birey ile devlet arasındaki ilişkide,
devletin bireye karşı keyfi şekilde davranmasının önlenmesi amaçlanmıştır.15
2. Kanunilik İlkesinin Disiplin Hukukunda Uygulanışında
a Karşılaşılan Sorunlar
Kanunilik ilkesinin disiplin hukukundaki uygulanışında sorun olarak iki
konu ön plana çıkmaktadır. Birincisi disiplinle ilgili konuların yalnızca
kanunla düzenlenmesi gerektiği ya da idarenin tüzük, yönetmelik gibi diğer
düzenleyici işlemlerle bu alanda düzenleme yapıp yapamayacağıdır. İkincisi
ise kanunilik prensibinin uygulanmasında görülen suçun unsurlarının
13 Danıştay 8. Dairesi, E. 91/1717, K.92/571, k.t. 30 / 03 / 92,
http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp
14 ORHAN, s. 14.
15 ORHAN, s. 15.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
203
kanunda öngörüldüğü şekilde tam olarak gerçekleşme şartının disiplin
suçlarında da katı bir şekilde aranıp aranmayacağı meseleleridir.16
C. Ceza Muhakemesinin Disiplin Soruşturmasına Etkisi:
Devlet memurları Kanunu madde 125/son’a göre: “Disiplin
kovuşturmasının yapılmış olması, fiilen genel hükümler kapsamına girmesi
halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil
etmez.”
DMK madde 131’e göre de: “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza
mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin soruşturmasını
geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması
hâlleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.”
Danıştay 3. Dairesi ceza kovuşturması veya ceza mahkemesi kararının,
hiçbir şekilde disiplin kovuşturması ve disiplin cezası uygulamasını
etkilemeyecek biçimde uygulanması gerektiğine karar vermiştir.
Danıştay 3. Dairesinin söz konusu kararına göre:
“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu‘nun 131. maddesinde; ‘Aynı olaydan
dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması,
disiplin soruşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkûm
olması veya olmaması hâlleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel
olamaz’ denilmektedir. Kanun koyucu bu hükümle, ceza kovuşturması ve ceza
mahkemesi kararının hiçbir şekilde disiplin kovuşturması ve disiplin cezası
uygulanmasını etkilemeyeceğini açıkça öngörmüştür. Nitekim maddenin
gerekçesinde de anlam itibarıyla aynı ifadeler tekrarlandıktan sonra “… Çünkü
yukarıda belirtildiği gibi arada temel mahiyet farkı vardır.” denilmek suretiyle
kanun koyucunun temel mahiyet farkından dolayı ceza kovuşturması ve ceza
mahkemesi kararının, disiplin cezası uygulamasını etkilemeyeceğini belirtmiş
bulunmaktadır. Gerçekten ceza uygulaması ile disiplin uygulaması arasında
amaç, kapsam, usul ve sonuçları bakımından temel nitelik farkları mevcuttur.
İşte bu sebepledir ki kanun koyucu ceza uygulaması ile disiplin uygulamasını
iki ayrı ve farklı alan olarak görmekte ve bunların birbirini etkilemesini önleyici
nitelikteki bir düzenlemeye yer vermektedir.
Her ne kadar ceza hâkiminin fiilin meydana gelmediğine veya maddi
olaylara dayanarak fiil ile memur arasında bir ilişki bulunmadığına karar
vermesine rağmen memur hakkında disiplin cezası uygulanması, kesin hüküm
ilkesi ile bağdaştırılamaz ise de, disiplin cezası verecek amir ve kuralların bu
hususu göz önünde tutması ve disiplin cezasının yargı denetimi sırasında kesin
hüküm ilkesinin idari yargı yerince değerlendirilmesi doğaldır.”17
Disiplin kovuşturması ceza yargılamasından bağımsız olup; disiplin cezası
verilmesi gereken eylemler sebebiyle ceza kovuşturmasına başlanmış olması,
16 ORHAN, s. 16.
17 Danıştay 3. Dairesi, E. 1979/187, K. 1979/253,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/282/2575.pdf
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
204
aynı fiillerden dolayı disiplin soruşturmasının yapılmasını engellemez. Bu
sebeple de başlanmış olan disiplin soruşturmasının durdurulması gerekmez.
Disiplin soruşturması kendi yöntemi içinde devam eder ve disiplin cezası
verilmesi için belirlenen zamanaşımı içinde sonuçlandırılır. Ancak disiplin
soruşturmasının ceza yargılamasını beklememe ilkesi çeşitli problemler
çıkarabilmektedir. Mesela, disiplin soruşturması sonuçlanıp disiplin cezası
verildikten sonra, ceza mahkemesinden, maddi unsurun oluşmadığı, fiilin
başka bir kişi tarafından gerçekleştirildiği veya olayda hukuka uygunluk
nedenlerinin bulunduğu gerekçesiyle beraat kararı verilmesi durumunda
kararın etkisi ne olacaktır?18
1. Sanığın Beraatına İlişkin Mahkeme Kararları
Kural olarak mahkemede aklanan bir memura disiplin cezası verilmesi
mümkündür. Danıştay bir kararında, kendisine atılı suçtan ceza
mahkemesinde aklanan kişiye aynı eylemden dolayı disiplin cezası verilmesini
hukuka uygun bulmuştur. Bu durumda, mahkemenin suçsuz bulduğu bir
kimseye disiplin cezası verilmesine herhangi bir mani yoktur.19
Suç teşkil eden bir fiil nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanan bir kişi
hakkında dört nedenden dolayı beraat kararı verilebilir:
a. Eylemin Hiç İşlenmediğine İlişkin Karar
Bu durumda sanık olan memura isnat edilen fiil suçtur. Ancak
mahkemece yapılan ceza muhakemesinde sanığa isnat edilen eylemin hiç
işlenmediğine karar verilirse idare bu kararla bağlıdır. İdare, fiilin sanık
tarafından işlendiğine kanaat getirerek disiplin cezası veremez.
Başka bir deyişle, eylemin meydana gelmediğine ilişkin mahkeme kararı
idareyi bağlayacağından idare artık o eylem nedeniyle personel hakkında
disiplin cezası veremez. Zira aynı maddi olay hakkında birbirine zıt iki karar
olamaz ve eğer böyle bir karar varsa yargı mercilerince maddi olay hakkında
verilmiş olan karar kesin hüküm teşkil edeceğinden ceza mahkemesinin
kararına üstünlük tanınır.20
b. Eylemin Suç Teşkil Etmediğine İlişkin Karar
Bu durumda ise sanık olan memura suç olarak isnat edilen fiil aslında
adli açıdan suç değildir. Mesela, eylem hukuki uyuşmazlıktır veya unsurları
yönünden suç meydana gelmemiştir. Ceza yargılaması sonucunda verilen
beraat kararı suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle verilmişse
mahkemenin söz konusu kararı disiplin cezası yönünden bağlayıcı olur. Ama
bu durumda disiplin suçu teşkil eden eylemin aynı zamanda adli bir suçu
oluşturması gerekir.
Danıştay da, kesinleşen karar sonucu beraat eden davacının zimmet suçu
işlemesi nedeniyle işten çıkarılmasını uygun bulmamış ve iptal talebini
18 TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Y. , Ankara, 2006, s. 131-132.
19 TAŞKIN, s. 132.
20 TAŞKIN, s. 133.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
205
reddeden ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur. Buna göre; “Olayda
davacı üzerine atılı suç, aynı zamanda ceza yasasına göre de suç
niteliğindedir. Bir kamu görevlisinin, üzerine atılı disiplin suçu, ceza yasasına
göre de suç niteliğinde ise ceza yargılaması sonucunda suçun unsurlarının
oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği mahkeme kararlarıyla
saptanmışsa, böyle bir ceza mahkemesi kararının disiplin hukuku yönünden
bağlayıcı olacağı açık bulunmaktadır” sonucuna varmıştır.21
Ceza mahkemesinin kararı, kamu görevlisine isnat edilen suça ilişkin
olayın personel hukukuna göre, başka taraflardan değerlendirilmesine, imkân
tanıdığı takdirde başka bir disiplin suçu nedeniyle ceza verilmesini
engellemez. Mesela sahte fatura düzenleyerek veya sahte olduğunu bildiği
faturayı kullanarak vergi iadesinden yararlanan kamu görevlisi adli yargıdan
beraat etmesine rağmen disiplin cezasına çarptırılabilir.22 Danıştay bir
kararında; “Merkez Bankası’nda çalışan davacının bankaya ilişkin olmasa da
gerçeğe aykırı belge düzenleyerek kendisine yarar sağlaması hafife
alınamayacak ve kabul edilemeyecek bir davranıştır”23 gerekçesiyle disiplin
cezası verilmesini hukuka uygun bulmuştur.
c. Eylemin Sanıkça İşlenmediğine ilişkin Karar
Eğer ceza mahkemesi tarafından disiplin suçu sayılan bir eylemin sanık
tarafından işlenmediğine kanaat getirilir ve beraat kararı verilirse, bu karar
disiplin cezası verme yetkisine sahip olan idareyi bağlar. Artık idarenin, o
kimse hakkında disiplin kovuşturması yapması ve disiplin cezası vermesi
mümkün değildir.24
Ceza mahkemesi sanığa isnat edilen fiilin memur tarafından işlendiğine
kanaat getirerek beraat kararı vermişse, idari makam aynı eylemin memur
tarafından işlendiğine kanaat getirerek disiplin cezası veremez. Yargı
makamlarınca maddi olay hakkında verilmiş olan karar kesin hüküm teşkil
edeceğinden artık disiplin komisyonları gibi idari makamlar tarafından bu
kesin hükme uyma zorunluluğu vardır.25
d. Mahkûmiyete Yeter Delil Olmadığına İlişkin Karar
Ceza mahkemesinde yargılanan memurun fiili suç ve işlenmiş olmakla
beraber o kişi tarafından işlendiğine ilişkin mahkûmiyete yeter delil
bulunmayabilir. Ceza mahkemesi tarafından verilen delil yetersizliğine dayalı
21 Danıştay 10. Dairesi, 30. 5. 1990 T. , E. 1990/1731, K. 1990/1248, DD, S. 81, s. 349,
http://www.hukukms.gazi.edu.tr/srehber/bolum2acik.doc
22 TAŞKIN, s. 134.
23 Danıştay 8. Dairesi, 25. 11. 1993 T. , E. 1993/1901, K. 1993/3855; DD, S. 90, s. 874,
http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp
24 Danıştay 3. Dairesi, 30. 3. 1979 T. , E. 1979/187, K. 1979/253; DD, S. 36-37, s. 110-112,
http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp
25 ONAR, C. II, s. 1190.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
206
beraat kararı, işlendiği sabit olan fiilin disiplin yönünden ele alınmasını ve
yetkili merciler tarafından disiplin cezası verilmesine engel olmaz.
Delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararının disiplin soruşturması
açısından mutlak bir bağlayıcılığı yoktur. Bu da gayet normaldir. Çünkü delil
yetersizliği sebebiyle verilen beraat kararları Danıştay ‘ın ifadesi ile “tam
aklanma niteliği taşımamaktadır”.26
e. Eylemin Hukuka Uygun Olduğuna İlişkin Karar
Ceza mahkemesinde yargılanan memurun eyleminde hukuka uygunluk
sebepleri bulunduğundan dolayı beraat kararı verilmişse, o fiile disiplin cezası
verilmez.27 Hukuka uygunluk sebepleri, fiil tipik olmasına rağmen, hukuka
uygun olması bakımından failin cezalandırılmasını engeller. Hukuka
uygunluk sebebinin varlığı halinde faile ceza verilemeyeceği gibi, fail hakkında
güvenlik tedbiri uygulanması da olası değildir.28 Hukuka uygunluk sebepleri
çok defa hukuk tarafından tanınan bir yetkiye dayanır29 ve hukuka aykırılığı
ortadan kaldırıp fiili hukuken meşru sayılan bir hareket haline getirirler.30
Hukuka aykırılık unsuru, disiplin suçları içinde geçerlidir. Hukuk
düzeninde hukuka uygun görülen memur fiilleri disiplin suçu oluşturmazlar.
Disiplin suçları açısından hukuka uygunluk sebeplerinin başında “kanunsuz
“emir” gelir.31
Anayasa madde 137’ye göre: “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve
surette çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun,
veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o
emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile
yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren
kimse sorumluluktan kurtulamaz.”
Buna paralel şekilde, DMK’nın 11. maddesine göre: “Devlet memurları,
kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslarına uymakla ve amirler
tarafından verilen görevleri, yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve
doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru
amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine
aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir
emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmaya
mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri
verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez;
26 ASLAN, Zehreddin, s. 36. , Aktaran, TAŞKIN, s. 135.
27 KARAHANOĞULLARI, Onur, Aktaran, TAŞKIN, s. 135.
28 HAKERİ, Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Y. , Ankara, 2009, s. 223- 224.
29 TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku, Savaş Y. , Ankara, 2001, s. 65.
30 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhankitabevi Y. , Ankara, 2007,
s. 58.
31 LİVANELİOĞLU, Ömer Asım, Memur Disiplin Hukuku, THEY, 2. B, Ankara, 2003, s. 35.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
207
yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin
ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.”
2. Sanığın Mahkûmiyetine İlişkin Mahkeme Kararları
Ceza mahkemesi, aynı zamanda disiplin suçu da sayılan bir fiilin,
hakkında ceza davası açılan kişi tarafından işlendiğine karar verirse, bu
karar disiplin soruşturmasını etkiler. Artık, idarenin fiilin o kişi tarafından
işlendiğine karar veremez. Bu durumda şartlar varsa disiplin
soruşturmasının yapılması ve disiplin cezasının verilmesi gerekir.32
IV. DİSİPLİN CEZASI TÜRLERİ
Memurların birlikte bulunmasının ve düzenli olarak çalışmasının
sağlanabilmesi için uygulanan müeyyidelerden birisi de disiplin cezalarıdır.
Bir kurumda çalışan memurların, kurumun düzenini bozucu davranışlarına
karşı uygulanan yaptırımlara kısaca, disiplin cezası adı verilir.33 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu disiplin suçu oluşturan davranışlar ile bu
davranışlara uygulanacak yaptırımları sayarak belirtmiştir. Buna göre:
“uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve
Devlet memurluğundan çıkarma olarak beş tür disiplin cezası öngörmüştür.”
A. Uyarma Cezası
Uyarma, memura görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması
gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
Örneğin; özürsüz ve izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak,
görev mahallini terk etmek, Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine
uymamak, Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta
bulunmak, belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak, görevine
veya iş sahiplerine karşı ilgisiz kalmak vs. (DMK, m. 125/A).
B. Kınama Cezası
Kınama, memura görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı
ile bildirilmesidir.
Mesela; eşlerin, reşit olmayan veya mahcur olan çocukların kazanç
getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen süre içinde kuruma bildirmemek, görev
sırasında amire hal ve hareket ile saygısız davranmak, hizmet dışında Devlet
memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda
bulunmak, Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
iş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak, verilen
emirlere itiraz etmek vs. (DMK, m. 125/B).
C. Aylıktan Kesme Cezası
32 Danıştay 3. Dairesi, 30. 03. 1979 T. , E. 1979/187, K. 1979/253; DD, S. 36-37, s. 110-112,
http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp
33 GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref/TAN, Turgut, İdare Hukuku, C.I, Turhan Kitabevi Y. , Ankara, 2010, s.
1016.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
208
Aylıktan kesme, memurun brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti
yapılmasıdır. Özürsüz olarak bir veya iki gün işe gelmemek, Devlete ait resmi
belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,
ikamet ettiği ilin sınırlarını izinsiz terk etmek, toplu müracatta ve şikâyette
bulunmak, yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak gibi
davranışlar aylıktan kesme cezası ile cezalandırılır (DMK, m. 125/C).
D. Kademe İlerlemesinin Durdurulması
Kademe ilerlemesinin durdurulması, memurun bulunduğu kademe
ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasıdır.
Göreve sarhoş gelmek veya görev yerinde alkollü içki içmek, özürsüz ve
kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek, göreviyle ilgili olarak her ne şekilde
olursa olsun çıkar sağlamak, gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
ticaret yapmak veya Devlet memuruna yasaklanan diğer kazanç getirici
faaliyetlerde bulunmak, belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde
bulunmamak, açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak, herhangi bir siyasi
parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak, görevin yerine
getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep
ayrımı yapmak gibi davranışlar kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile
cezalandırılır (DMK, m. 125/D).
E. Devlet Memurluğundan Çıkarma
Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha Devlet memurluğuna
alınmamak üzere memurluktan çıkarmaktır. Siyasi partiye girmek, özürsüz
olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek, amirine ve maiyetindekilere
fiili tecavüzde bulunmak, yetki almadan gizli belgeleri açıklamak, yurtdışında
Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve
davranışlarda bulunmak gibi davranışlar ise memurluktan çıkarma cezası ile
cezalandırılır (DMK, m. 125/E).34 Bu disiplin cezasını, aşağıda daha da
ayrıntılı inceleyeceğiz.
V. DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA
A. Kavram
Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha devlet memurluğuna
atanmamak üzere memuriyetten çıkarmaktır. Atamaya yetkili amirin isteği ve
yüksek disiplin kurulunun kararı ile uygulanabilen en ağır disiplin
cezasıdır.35
34 GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj Yay. , Ankara, 2004, s. 561-562.
35 KARADUMAN, Mehmet, Memur Muhakemesi Hukuku ve Memur Suçları, Maliye Bakanlığı
Tetkik Kurulu Yayını, Ankara, 1980, s. 85.
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
209
B. Memuriyetten Çıkarma Sebepleri
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 125/E ‘ye göre Devlet
memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a. İdeolojik veya siyasal amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma
düzenini bozmak, boykot, işgal, engel, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi
eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları
tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b. Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri,
afiş, pankart, bant veya benzerlerini basmak, çoğaltmak veya dağıtmak veya
bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c. Siyasi partiye girmek,
d. Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e. Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin
verdiği görev veya emirleri yapmamak,
f. Amirine veya maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak,
g. Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve
utanç verici hareketlerde bulunmak,
h. Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
i. Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j. Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini
zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı
fiilleri işlemek.36
Disiplin kovuşturmasının yapılması, eylemin Türk Ceza Kanununun
kapsamına girmesi durumunda, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması
yapılmasına mani değildir.37
C. Yetkili Kurul
• DMK madde 126 ‘ya göre, “Devlet memurluğundan çıkarma cezası
amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek
disiplin kurulu kararı ile verilir. Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun
ayrı bir ceza bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret
halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası
vermekte serbesttirler. Özel kanunların disiplin cezası vermeye yetkili amir ve
kurullarla ilgili hükümleri saklıdır.”
36 PINAR, İbrahim, Devlet Memurları Kanunu Şerhi ve İlgili Mevzuat, Seçkin Y. , 8. Baskı, Ankara,
Ağustos 2001, s. 906.
37 GİRİTLİ/BİLGEN/AKGÜNER, s. 727.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
210
• Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların
incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her
nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve
bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya
yaptırmaya yetkilidirler (DMK, m. 129/1).
• Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, sicil dosyası
hariç soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda
sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma
hakkına sahiptir (DMK, m. 129/2).
D. Zamanaşımı
• Memurluktan çıkarma cezasında 6 ay içinde disiplin kovuşturması
başlanmadığı veya disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten
itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde, ceza verme
yetkisi zamanaşımına uğrar (DMK. m. 127).
• Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından
yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun
yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami 6 ay içinde bu kurulca,
karara bağlanır (DMK, m. 130).
E. Savunma Hakkı
• Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı
tanınmadıkça disiplin cezası verilemez (Any. m. 129/2).
• Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası
verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az
olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını
yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır (DMK, m. 130).
F. Uygulama
• Verilen disiplin cezaları sicil amirine, Devlet memurluğundan çıkarma
cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir (DMK. m. 132/3). Diğer
disiplin cezalarından farklı olarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası
sicilden silinmez.
• Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna
başvurulabilir (DMK, m. 135).
• Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz (Any 129/3).
SONUÇ
Bu çalışmanın ana amacı, “devlet memurluğundan çıkarma” konusunu
incelemekti. Bu çerçevede öncelikle birinci bölümde “kamu görevlisi”
kavramına ve “kamu görevlisi türleri”ne değindik. İkinci bölümde “disiplin
Devlet Memurluğundan Çıkarma • Adem AVCI
211
hukukunun genel ilkeleri”ni, üçüncü bölümde “disiplin cezası türleri”ni,
dördüncü bölümde ise “devlet memurluğundan çıkarma cezası”nı inceledik.
Anayasanın 129. maddesinin 2. fıkrasına göre: “Memurlar ve diğer kamu
görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst
kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası
verilemez.” 657 sayılı Devlet Memurluğu Kanunu m. 130 ‘a göre ise: “ Devlet
memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.”
Dolayısıyla, bir memurun savunmasının alınmadan disiplin cezasına
çarptırılması hukuka aykırıdır.
Disiplin soruşturmasına başlamak ve sonuçlandırmak için ceza
kovuşturmasının sonucunun beklenmesi gerekmez. Çünkü 657 sayılı DMK
m. 131 ‘e göre: “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde
kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.”
Ceza Kanununa göre mâhkum olması veya olmaması halleri ayrıca
disiplin cezasını uygulanmasına engel olmaz. Çünkü 657 sayılı DMK m. 131
‘e göre: “Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri,
ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.”
Ceza mahkemesi kararları, disiplin hukuku yönünden bazı durumlarda
bağlayıcı nitelik taşır. Ceza mahkemesi, eylemin hiç işlenmediğine ilişkin bir
karar vermesi durumunda, sanık olan memura isnat edilen fiil suçtur. Ancak
mahkemece yapılan ceza muhakemesinde sanığa isnat edilen eylemin hiç
işlenmediğine karar verilirse idare bu kararla bağlıdır. Eylemin suç teşkil
etmediğine ilişkin bir karar söz konusu ise, bu durumda sanık olan memura
suç olarak isnat edilen fiil aslında adli açıdan suç değildir. Ancak, ceza
yargılaması sonucunda verilen beraat kararı suçun unsurları oluşmadığı
gerekçesiyle verilmişse mahkemenin söz konusu kararı disiplin cezası
yönünden bağlayıcı olur. Ceza mahkemesi, aynı zamanda disiplin suçu
sayılan bir fiilin sanık tarafından işlenmediğine kanaat getirir ve beraat kararı
verirse, bu karar disiplin cezası verme yetkisine sahip olan idareyi bağlar.
Ceza mahkemesinde yargılanan memurun eylemi suç ve işlenmiş olmakla
beraber o kişi tarafından işlendiğine ilişkin mahkûmiyete yeter delil
bulunmayabilir. Delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararının disiplin
soruşturması açısından mutlak bağlayıcılığı yoktur. Ceza mahkemesinde
yargılanan memurun eyleminde hukuka uygunluk nedenleri bulunduğu için
beraat kararı verilmişse, o fiile disiplin cezası verilmez.
Son olarak, ceza mahkemesi, aynı zamanda disiplin suçu da sayılan bir
fiilin, hakkında ceza davası açılan kişi tarafından işlendiğine karar verirse, bu
karar disiplin soruşturmasını etkiler. Artık, idarenin eylemin o kişi tarafından
işlenmediğine karar vermesi mümkün değildir.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
212
KAYNAKÇA
AKGÜNER, Tayfun, Kamu Personel Yönetimi, Der Y. , İstanbul, 1988.
AKYILMAZ, Bahtiyar/SEZGİNER, Murat/KAYA, Cemil, Türk İdare Hukuku, Seçkin Y. ,
Ankara, 2009.
ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA, Ceza Hukuku Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhankitabevi
Y. , Ankara, 2007.
DERDİMAN, Cengiz, İdare Hukuku, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa, 2010.
GİRİTLİ, İsmet; BİLGEN, Pertev; AKGÜNER, Tayfun, İdare Hukuku, Der Y. , İstanbul,
2008.
GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku, C. II, Ekin Y. , Bursa, 2009.
GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi Y. , Bursa, , 2006.
GÖZÜBÜYÜK, Şeref, Yönetim Hukuku, Turhan Kitabevi Y. , Ankara, 2008.
GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref; TAN, Turgut, İdare Hukuku, Turhan Kitabevi Y. , C. I, Ankara,
2010.
GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj Yay. , Ankara, 2004.
HAKERİ, Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Y. , Ankara, 2009.
KARADUMAN, Mehmet, Memur Muhakemesi Hukuku ve Memur Suçları, Maliye Bakanlığı
Tetkik Kurulu Yayını, Ankara, 1980.
LİVANELİOĞLU, Ömer Asım, Memur Disiplin Hukuku, THEY, B: 2, Ankara, 2003.
ONAR, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Hak Kitapevi Y. , C. I, İstanbul,
1960.
ONAR, S. S. , İdare Hukukunun Umumi Esasları, C. II, Hak Kitapevi Y. , İstanbul, 1966.
ORHAN, Gökhan, Türkiye ‘de Memur Disiplin Suç ve Cezalarının Uygulanması, Yüksek Lisan
Tezi, Muğla Üniversitesi S. B. E.
PINAR, İbrahim, Devlet Memurları Kanunu Şerhi ve İlgili Mevzuat, Seçkin Y. , 8. Baskı,
Ankara, 2001.
SANCAKDAR, Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal
Denetimi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2001.
TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Y. , Ankara 2006.
TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku, Savaş Y. , Ankara, 2001.
ÜNLÜ, Ahmet Hamdi, En Son Değişikliklerle İçtihatlı Devlet Memurları Kanunu, Tüze
Yayıncılık, Ankara, 1998.
YAYLA, Yıldızhan, İdare Hukuku, Beta Y. , İstanbul, 2009.
YARGI KARARLARI
Danıştay 3. Dairesi, E. 1979/187, K. 1979/253.
Danıştay 3. Dairesi, 30. 3. 1979 T. , E. 1979/187, K. 1979/253; DD, S. 36-37.
Danıştay 8. Dairesi, 25. 11. 1993 T. , E. 1993/1901, K. 1993/3855; DD, S. 90.
Danıştay 8. Dairesi, E. 1996/394, K:1997/1325 ve 14.04.1997.
Danıştay 8. Dairesi, E. 91/1717, K.92/571, k.t. 30 / 03 / 92.
Danıştay 10. Dairesi, 30. 5. 1990 T. , E. 1990/1731, K. 1990/1248, DD, S. 81.
İNTERNET KAYNAKLARI
http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/282/2575.pdf
http://www.hukukms.gazi.edu.tr/srehber/bolum2acik.doc