İs Sözlesmesi Eser Sözlesmesi Ayrimi • Bağimlilik Unsuru • Hukuki Kisisel Bağimliliğinin Tespiti • Sgk Kayitlarinda Calismasi Görülmeyen Ve Hizmet Tespiti Davasi Acmayan İscinin De İse İade Talep Edebileceği
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-06-2011 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 9. HUKUK DAiRESi
E: 2009/21771 K: 2010/15108 T: 31.05.2010
İs Sözlesmesi Eser Sözlesmesi Ayrimi • Bağimlilik Unsuru • Hukuki Kisisel Bağimliliğinin Tespiti • Sgk Kayitlarinda Calismasi Görülmeyen Ve Hizmet Tespiti Davasi Acmayan İscinin De İse İade Talep Edebileceği
(4857 SK m. 2, 6/son, 18, 19, 20, 20/3, 21)
Özet: iş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini; işverenin talimatlarına göre
hareket etmek iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadı
r. işin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş
görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya
yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, bir sermaye koymadan ve kendisine ait bir
organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödeme şekli kişisel bağımlılığın tespitinde
dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Somut olayda davacının davalıya ait işyerinde
onun talimatlarına göre yönetim hakkı kapsamı nda yerine getirdiği ve her ay belirli bir ücret
aldığı, aralarındaki ilişkinin kişisel bağımlılık nedeni ile iş ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.
Kayıtlarda bu çalişmanın görülmemesi veya davacının bir hizmet tespit davası açmaması,
aradaki iş ilişkisini ortadan kaldırmaz.
Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek
feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemıştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukat tarafından temyiz edilmiş olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten
sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
3308 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010
Gönderen: Av. Osman SiViL
YARGITAY KARARI
Davacı vekili, davacının Basın alanında hizmet veren davalı işyerinde
grafiker tasarımcı olarak çaliştığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan
feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini
talep etmıştir.
Davalı işveren vekili, davacının ilk önce stajyer olarak çalışmaya
başladığını, daha sonra davacının tasarlamış olduğu grafiklere karşı
davacıya telif ücreti ödenmesini içeren sözleşmenin tarafların karşılıklı
mutabakatına dayandığının ve bizzat davacının imzasını taşıdığı, davacıya
telif ücreti ödenmesini içeren telif sözleşmesinin 01.06.2007 tarihinde
düzenlendiği ve davacı hür iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını, davacı ile
davalı arasında işçi işveren ilişkisi mevcut olmadığını, bu neden ile işe iade
talep hakkının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı işçi ile davalı Şirket arasında iş akdi bulunmadığı,
işçinin SSK kayıtlarında da davacının çalıştığı iddia ettiği tarihler itibarıyle
davalı Şirkete ait çalışması gözükmediği, davacı tarafça açılan bir hizmet
tespiti davası da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar
verilmıştir.
iş sözleşmesinin diğer iş görme sözleşmeleri olan eser ve vekalet
sözleşmelerinden ayırt edici en önemli kıstas bağımlılık ilişkisidir. Her üç
sözleşmede iş görme edinimi yerine getirenin kişiye (işveren-eser sahibi veya
temsil edilen) karşı ekonomik bağlılığı vardır.
iş sözleşmesinde işçi, belirli veya belirsiz süreli olarak işveren için
çalışır. Eser sahibi kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin
talimatları ile bağlı değildir. Sadece sözleşme ile üstlendiği eseri meydana
getirmekle yükümlüdür. iş sözleşmesinin varlığı, ücretin ödenmesini
gerektirir. Eser (telif) sözleşmesine ilişkin hükümlerde, iş sözleşmesinin
aksine sosyal nitelikte edimlere ve koruma yükümlülüklerine rastlanmaz.
Bağımsız olarak iş gören, bu nedenle faaliyetini sürdüreceği zamanı
belirlemede kısmen de olsa serbestliğe sahip olan, bütün zamanını tek bir
müvekkile hasretmek zorunda olmayan vekil, farklı kişilere ayrı vekalet
sözleşmeleri yapabilmekte ve bu şekilde ekonomik olarak tek bir işverene
bağlı olmaktan kurtarılmaktadır.
iş sözleşmesini belirleyen kriter hukuki-kişisel bağımlılıktır. Gerçek
anlamda hukuki bağımlılık, işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki
davranışlarına ilişkin talimatlarına uyma yükümlüğünü üstlenmesi ile
doğar. işçi edinimi işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine
getirmektedir. işçinin bu anlamda işveren karşı kişisel bağımlılığı ön plana
çıkmaktadır. Bu anlamda işveren ile işçi arasında hiyerarŞik bir bağ vardır.
iş sözleşmesine dayandığı için hukuki, işçiyi kişisel olarak işveren bağladığı
için kişisel bağımlılık söz konusudur.
Yargıtay Kararları 3309
iş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini; işverenin talimatları
na göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından
denetlenmesi oluşturmaktadır. işin işverene ait işyerinde görülmesi,
malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı
bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı
tarafından kontrol edilmesi, bir sermaye koymadan ve kendisine ait bir
organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödeme şekli kişisel
bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgularıdır.
Dosya içeriğine göre davacı ile davalı arasında 01.06.2007 tarihli telif
sözleşmesi ile kendisinden istenileni yerine getirmesi karşılığı davacıya belli
bir bedel ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu sözleşmede eserin konusu açıkça
belirtilmemiştir. Davacı tarafından sunulan kayıtlara göre davacıya her ay
belli bir miktarda ödeme yapılmıştır. Bunun yanında işyeri giriş kartı ve
yemek kartına göre davacı iş görme edimini veya sözleşmedeki gibi istenilen
eseri işyerinde yerine getirmıştir. Somut olayda davacının davalı ait
işyerinde onun talimatlarına göre yönetim hakkı kapsamında yerine
getirdiği ve her ay belirli bir ücret aldığı, aralarındaki ilişkinin bağımlılık
nedeni ile iş ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Kayıtlarda bu çalişmanın
görülmesi veya davacının bir hizmet tespiti davası açmaması, aradaki iş
ilişkisini ortadan kaldırmaz. iş ilişkisi olduğunu gösteren yeterli delil vardır.
Mahkemece aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
iş sözleşmesi ile çalişan davacı işçinin iş sözleşmesi yazılı bildirim
olmadan ve neden belirtilmeden feshedilmiştir. Fesih 5953 Sayı lı
Kanunu’nun 6/son maddesi yollaması ile 4857 sayılı iş Kanunu’nun 19.
maddesi uyarınca geçersizdir. Davanın kabulü gerekir.
4857 sayılı iş Yasası’nın 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki
şekilde hüküm verilmıştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSiZLiĞiNE ve davacının İŞE iADESiNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence
süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat
miktarının 4857 sayılı iş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca davacının
kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti
tutarında BELiRLENMESiNE,
4. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca davacı işçinin işe
iadesi için işveren süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve
kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının
davalıdan tahsilinin GEREKTiĞiNE,
3310 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yapmış olduğu 77,30.-TL. yargılama giderinin davalıdan
tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin
üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlülükte bulunan tarifeye göre 1.000.-TL. ücreti
vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin
olarak 31.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.