Devralan İşverenin Devredilen İşçilerin Haklarından Sorumluluğu
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 30-01-2011 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 9. HUKUK DAiRESi
E: 2009/10676 K: 2009/33101 T: 02.12.2009
İş Hukuku • Devralan İşverenin Devredilen İşçilerin Haklarından Sorumluluğu
(4857 SK m.6, 120; 4721 SK m.599; 1475 SK m.14, 41/2)
Özet: işyerinin devredildiği tarihe kadar
doğmuş bulunan ücret, fazla çalişma, hafta
tatili çalışması, bayram ve genel tatil
ücretlerinden 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6.
maddesi uyarınca devreden işveren ile
devralan işveren müştereken müteselsilen
sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir
tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır.
Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle
doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle
devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı
açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait
ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması,
bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik
alacaklarından devralan işveren tek başına
sorumludur.
Öte yandan davalı tarafın zamanaşimı
itirazı üzerine bilirkişi tarafından tespit edilen
fazla çalişma, hafta tatili ve genel tatil alacağı
üzerinden Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre
%30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması
gerekirken ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlara
hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmıştir.
Davacı, fazla çalişma, genel tatil, hafta tatili, izin, milli bayram
alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemıştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten
sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
Yargıtay Kararları 3265
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni
gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dişında
kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- işyeri devrinin esasları iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından
sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6.
maddesinde düzenlenmıştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir
bölümünü devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün
hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir
tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise,
devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı yasanın
3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir
tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı iş Kanunu’nun 120. maddesi hükmüne göre 1475 Sayılı
Yasa’nın 14. maddesi halen yürürlülükte olduğundan, kıdem tazminatına
hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından iş yeri devirlerinde belirtilen
hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali
yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya
başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet
akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte,
işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları
sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
işyerini miras intikali de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599.
maddesinde düzenlenmış, sözü edilen hükümde mirasçıların miras
bırakanın ölümü ile mirasa bir bütün olarak hak kazanacakları
açıklanmıştır.
işyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından
flirketleşmeye gidilmesi halinde, bu işlem de bir tür işyeri devridir. Önceki
gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortaklar olması bu devir
ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır. (Yargıtay 9. HD 22.07.2008 GÜN
2007/20491 e. 2008/21645 K)
Aynı şekilde daha önce tüzel kişi flirket olan işverenin işyerini bir gerçek
şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın flirketin hissedarlarından biri
olması da imkan dahilindedir.
Adi ortaklarda biri ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukları
n belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir.
Banka veya borsa aracı kurulu işyerlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu’nun el koyması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Gerçekten bu halde
işyeri devredilmemekte sadece yönetime müdahale edilmektedir.
3266 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010
Özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hislerin devri de işyeri devri
olarak değerlendirilemez. Belirtilen işlemde, işyeri aynı tüzel kişilik altında
faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da
tamamı el değiştirmiş olmaktadır. Bununla birlikte tamamı kamuya ait olan
bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri
devri olarak değerlendirilmelidir. (Yargıtay 9. HD 08.07.2008 gün ve
2008/25370 E. 2008/19682 K)
işyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı
hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda işyeri devri kural olarak
işçiye haklı fesih imkanı vermez.
işyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri
devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş
kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz.
işyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı
belirlenmelidir (Yargıtay 9. HD 27.10.2008 gün ve 2008/29715 E, 2008/28944 K)
Genel olarak yapılan bu açıklamaların ardından iş Hukuku’nda işyeri
devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. işyeri
devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi
ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475
Sayılı Yasa’nın 41/2 maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından
bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesinde
söz edilen devirden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı
bakımından söz konusu olamaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi
veya sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden
işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki
ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin
ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin
bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren
ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına
sorumludur.
işyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla
çalişma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857
sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan
işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup,devreden açısından bu süre
devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki
çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden
işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya
ait ücret, fazla çalişma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti
gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur.
Yargıtay Kararları 3267
Somut olayda davacı işçinin çalışması 17.11.2005 tarihine kadar davalı
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan ve tasfiye edilerek
ticaret sicilinden terkin edilen S. Televizyon Hizmetleri A.fi. bünyesinde
geçmiştir. Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu flirketin yönetimine el
koymuştur. Bu durum işyeri devrinden değil yasalardan kaynaklanmaktadı
r. Ayrıca S. TV Ticari ve iktisadi Bütünlüğü ihale fiartnamesi’nin 14.
Personele ilişkin Hükümler başlıklı bölümünde “Ek-11’de işverenleri ve
sayısı belirtilen” Borçlu çalişanları “Kurul”un onay tarihinde iş Kanunu ve
Basın iş Kanunu uyarınca tüm özlük hakları ile birlikte “ihaleyi Kazanan”a
devrolunmuş sayılır ve çalişanların bütün hak ve borçlarından “ihaleyi
Kazanan sorumludur” hükmü yer almaktadır. ihale şartnamesi de nazara
alındığında davacının alacaklarından tek başına davalı I. TV sorumlu
tutulması gerekirken davalı TMSF’de tutulması hatalıdır.
3- Öte yandan davalı tarafın zamanaşimı itirazı üzerine bilirkişi tarafı
ndan tespit edilen fazla çalişma, hafta tatili ve genel tatil alacağı üzerinden
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre %30 oranında hakkaniyet indirimi
yapılması gerekirken ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlara hükmedilmesi
hatalı olup bozmayı gerektirmıştir. (Yargıtay 9. HD 18.07.2008 gün 2007/25857
E, 2008/20636 K., Yargıtay 9. HD 28.04.2005 gün 2004/24398 E, 2005/14779 K.
ve Yargıtay 9. HD 09.12.2004 gün 2004/11620 E, 2004/27020 K.)
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı
BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
02.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3268 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010