VakIf Uyeliginden CIkarIlma ; Mutevelli Heyeti KararI ; HaklI Nedenle CIkarma* (Tmk M.112)
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-09-2010 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ
E: 2008/4742 K: 2008/13076 T: 23.12.2008
Vakıf Üyeliğinden Çıkarılma • Mütevelli Heyeti Kararı • Haklı Nedenle Çıkarma* (Tmk M.112)
Özet: Üyelik çıkarma yönündeki vakıf mütevelli heyeti kararı haklı nedenlerin varlığı durumunda geçersiz sayılmaz.
Dava dilekçesinde, mütevelli heyet kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabülüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması bir kısım davalılar tarafından
yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle tarafara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili ile (asil) Mehmet geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekil sözlü açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Davada, vakıf mütevelli heyetinin 21.11.2005 günlü toplantısında davacı mütevelli heyet üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin kararın iptali istenmiştir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’na Göre Kurulan Vakışar Hakkında Tüzüğün 24/son maddesine göre “vakıf idarecileri, Vakışar Genel Müdürlüğü’nün yapacağı başvuru üzerine yetkili asliye mahkemesince duruşma yapılarak görevden alınır” hükmü uyarınca mütevelli heyetin yine bir seçilmiş mütevelli üyeyi görevden uzaklaştırma yetkisinin olmadığı ve bu alınan kararın usulüne uygun bulunduğu gerekçesi ile 21.11.2005 tarihli mütevelli heyet  kararının iptaline hükmedilmiştir. Davanın yukarıda özetlenen niteliği göz önünde tutulduğunda iptali
istenilen mütevelli heyet kararında üyeliğine son verilen davacı HB’nin vakfın yönetim kurulu üyesi değil seçilmiş mütevelli heyet üyesi olduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 112. maddesi ile Türk Medeni Kanununa Göre Kurulan Vakışar Hakkında Tüzüğün 23 ve 24. maddeleri, vakıf yönetiminin değiştirilmesi ile ilgili kuralları düzenlemektedir. Davacı HB vakıf yönetiminde olmadığına göre hakkında sözü edilen Yasa ve Tüzük maddelerinin uygulanma olanağı yoktur. Bu
nedenle mahkemenin anılan Tüzüğün 24. maddesine dayanarak, davacının mütevelli heyet üyeliğinden çıkarılması konusunda vakıf mütevelli heyetinin yetkili olmadığı gerekçesi ile kararın iptaline hükmedilmesi isabetli değildir. Kaldı ki davada salt HB’nin mütevelli heyet üyeliğinden çıkarılması ile ilgili kısmın iptali istenlimiş iken böyle bir ayrım yapmadan HUMK’un 74. maddesine aykırı biçimde istem de aşılarak 21.11.2005 tarihli mütevelli heyet kararının tümden iptali yolunda hükmün kurulması da usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan İstanbul Çocukları Vakfı Senedinde ve Türk Medeni Kanunu’nun vakışarla iligili maddelerinde mütevelli heyet görevden alınması (mütevelli heyet üyeliğinin sona erdirilmesi) konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Anayasanın 33. maddesinin yollanması ile Türk Medeni Kanunu’nun derneklerle ilgili maddeleri gözönünde tutulduğunda ise mütevelli heyetin (genel kurulun) seçtiği bir mütevelli heyet üyesini haklı nedenlerin varlığı halinde yönetimce yapacağı toplantıda alacağı bir karala mütevelli heyet üyeliğine son verebilir. Bu durumda mahkemece, davacı HB’nin mütevelli heyet kararı ile göreden alınmasını haklı kılan nedenlerin var olup olmadığı üzerinde durularak, dosyada toplanan kanıtlar çerçevesinde oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde görülmeyen gerekçe ile 21.11.2005
tarihli mütevelli heyet kararının iptaline hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekillde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 625,00 YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
___________________________________________________
(*) Gönderen: Av. Mehmet Bayraktar