E: 2007/15-244 K: 2007/229 T: 02.05.2007
Tapu İptali • Tescil • Arsa Karşılığı Yapı Sözleşmesi • İyiniyet Savı*
Özet: Davacı, kendisine ait 125 ada 8 ve 9 parseller de inşaat yapıp teslim etme karşı-
lığında 670 parsel sayılı taşınmazın davayla temlik edildiğini; onun ise taahhüdünü yerine
getirmediği gibi mülkiyeti, gerçek değerinin altında 3. kişiye devrettiğini beyan tapu
kaydının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3. şahıs kendisinin iyi niyeti olduğunu savunmuşsa da; temlik tarihindeki gerçek
değerinin 1.392.300,00 YTL olmasına rağmen tapuda 20.000,00 YTL karşılığında
satış yapılması ve tarafara yakınlığı sebebiyle iyi niyet iddiasının geçersiz bulunması
na karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Tarafar arasındaki "Tapu İptali ve Tescil" davasından dolayı yapı-
lan yargılama sonunda; Kemer/Antalya Asliye H ukuk Mahkemesi’nce davanı
n reddine dair verilen 11.11.2004 gün ve 2003/230-2004/619 sayılı kararı
n incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.
Huku k Dairesinin 17.03.2006 gün ve 2005/7973-2006/1526 sayılı ilamı ile;
Yargıtay Kararları 349
___________________________________________________
(*) Gönderen: Av. Talih UYAR
(…Dava tapu iptali, tescil ve tazminat istemi ile açılmiş, mahkemece
davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması
na göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Tarafar arasındaki uyuşmazlık arsa karşılığı inşaat sözleşmesinden
kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibi İsmail ile davalı yüklenici
Mustafa arasında 25.03.1997 tarihli "Düzenleme şeklinde Gayrimenkul
Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" yapılmiş, bu sözleşmede
yüklenici tarafından Kemer İlçesi Yenimahalle 125 ada 8 ve 9 parsellere inşaat
yapılması karşılığında, dava konusu 670 parsel sayılı taşınmazın davalı
yüklenici Mustafa'ya devredilmesi kararlaştırılmiş, 31.07.1997 tarihinde
de 670 parselin tapu kaydı davacı tarafından davalı yüklenici Mustafa'ya
devredilmiştir. Arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan 25.03.1997
tarihli sözleşmeden dört ay sonra, 670 parsel sayılı taşınmazın tapuda
yüklenici Mustafa'ya devri sözleşme gereği arsa sahibinin edimini yerine
getirmesidir. Dairemizin yerleşik uygulamasında da, aralarında arsa karşı
lığı inşaat sözleşmesi bulunan tarafarın tapuda satış şeklinde yaptıkları
pay geçirimi sözleşme gereği edimin yerine getirilmes olarak kabul edilmektedir.
Böyle olunca davalı yüklenici Mustafa'nın da kendi edimi olan 8
ve 9 parsellere bina yapılması işini yerine getirmesi sözleşmenin gereğidir.
Oysa davalı yüklenicinin 8 ve 9 parsellere inşaat yapmadığı, parseller üzerinde
sadece narenciye ağaçlarının olduğu dosyadaki 15.07.2004 tarihli
ek bilirkişi kurulu raporundan anlaşılmaktadır. O halde davalı yüklenici
Mustafa 8 ve 9 parsellere herhangi bir inşaat yapmadığından 670 parselin
mülkiyetine hak kazanmamiştir. Zira yüklenicinin kendisine devredilen
670 parsele hak kazanabilmesi için sözleşmedeki edimini yerine getirmesi
gerekir. Edimi ise 8 ve 9 parsellere sözleşme uyarınca bina yapılması ve
davacıya teslimidir. Davalı yüklenici mülkiyetine hak kazanmadığı 670
parseli 13.05.2003 tarihinde 20.000 YTL bedel göstermek suretiyle tapuda
üçüncü kişi davalı Ahmet'e devretmiştir. Davalı Ahmet, 07.07.2004 havale
tarihli dilekçesinde, 670 parseli 1.000.000 Amerikan Dolarına satın aldığın
savunmuşsa da, 1.000.000 Doları davalı Mustafa'ya ödediğine ilişkin yazı
lı bir belge ibraz edememiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu
düzenlenen 08.06.2004 tarihli bilirkişi raporunda, 670 parsel sayılı taşı
nmazın gerçek değerinin satışın yapıldığı 13.05.2003 tarihi itibariyle
1.392.300 YTL olduğu belirlenmiştir. Şu halde tapuda gösterilen satış bedeli
ile taşınmazın gerçek değeri arasında aşırı fark olduğu açıktır. Hemekadar
davalı üçüncü kişi Ahmet vekili, müvekkilinin 670 parsel sayılı taşı
nmaz üzerine Kemer İcra Müdürlüğü'nün 2000/919 sayılı icra dosyası ile
konulmuş olan haczi 01.08.200: tarihinde 209.956,53 YTL ödemek suretiyle,
yine aynı taşınmaz üzerindeki Antalya 1. İcra Müdürlüğü'nün
2003/2410 sayılı icra dosyası ile konulan haczi de 21.07.2003 tarihinde
350 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
125.000 YTL ödeme yaparak kaldırdığını, taşınmaz üzerindeki hacizlere
ilişkin bu dosya borçlarının, satış bedelinden mahsup edilmek üzere müvekkili
tarafından ödendiğini savunmuşsa da, hacizlerin kaldırılması için
davalı Ahmet tarafından ödenen bedeller ile tapuda gösterilen satış bedelinin
toplamı 354.956,53 YTL olup, bu bede ile taşınmazın gerçek satış bedeli
arasında dahi dört kata varan fahiş fark olduğu görülmektedir. Kaldı
ki, her iki icra dosyası üzerinden 670 parsel sayılı taşınmaz üzerine konulmuş
olan hacizlerin davalı Ahmet tarafından kaldırıldığı tarih, temyiz incelemesine
konu bu davanın açıldığı 12.06.2003 tarihinden sonradır. 670
parsel üzerine, Yapı Kredi Bankası lehine 06.01.1998 tarihinde 13 yevmiye
numarası ile 1. derecede konulan 100.000 YTL ve 11.05.1999 tarih ve
582 yevmiye numarası ile 2. derecede konulan 100.000 YTL değerindeki
ipoteklerin bedellerinin ise, 670 parselin davalı Ahmet'e satışından önce
ödendiği, bedelleri ödenen ipoteklerin, 25.02.2004 tarih ve 305 yevmiye no
ile tapudan terkin edildiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. İpotek
bedelleri davalı üçüncü kişi Ahmet tarafından ödenmemiş, sadece ipoteklerin
tapuda terkini işlemi davalı Ahmet tarafından gerçekleştirilmiştir.
Öte yandan, tarafar Kemer İlçesinde oturmakta olup davalı yüklenici
Mustafa'nın, ilçede daha önce belediye başkanlığı yaptığı, davacı İsmail'in
işadamı olup davalı Mustafa'nın babası olduğu, davalı Ahmet'in ise K.
Halk Plajını işlettiği, tarafarın birbirlerini iyi tanıdıkları dosya kapsam ve
tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda hayatın olağan akışı,
tarafar arasındaki ilişkiler, yaşadıkları yer, sosyal konumları, 670 parselin
tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek değeri arasındak fahiş fark dikkate
alındığında, davalı üçüncü kişi Ahmet'in gerçek durumu bilmediği, davacı
ile davalı yüklenici arasındaki hukuki ilişkiden haberdar olmadığı, iyiniyetli
olduğu kabul edilemez. O halde gerek Mustafa'nın edimini yerine getirmemesi
nedeniyle taşınmazın mülkiyetini kazanmaması ve gerekse Ahmet'in
durumu bilmesi gerektiğinin belirlenmesi karşısında iyiniyet savunması
na değer verilmesinin mümkün olmaması dikkate alınarak, davacının
tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi
doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle bozularak
dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece
önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURUL KARARI
Huku k Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
Tarafarın karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Huku k
Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
Yargıtay Kararları 351
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle
direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararı
nın Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı
HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz
peşin harcının geri verilmesine 02.05.2007 gününde, oyçokluğu ile karar
verildi.