Mortgage (Tutsat) Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? Nezih Sütçü1
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-07-2010 | Kategori: Makale | Not
Mortgage (Tutsat) Sistemi Türkiye’de  Neden Çalışmaz? Nezih Sütçü1
GİRİŞ
Bu makalede Mortgage sisteminin işlerliği tartışmaya açılmiş ve
sistem ile ilgili olarak yürürlükte bulunan Sermaye Piyasası Kanunu
hükümleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmiştir. Mortgage sistemi
ağırlıklı olarak konutlar üzerine konulan ipotek üzerine verilen krediler
karşılığında çıkarılan ipoteğe dayalı menkul kıymetler (İDMK) ve ipotek
teminatlı menkul kıymetler (İTMK) üzerine oturmaktadır. Bu nedenle
inceleme konumuz bunlarla sınırlandırılmiştır.
21.2.2007 tarih ve 5582 sayılı Konut Şnansmanı Sistemine İlişkin
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (RG: 6.3.2007-
26454) ile özellikle konut kredilerinden doğan alacakların menkulkıymetleştirilmesi,
bu alacakların tahsilinin kolaylaştırılması, vergi avantajları
getirilerek işlem maliyetlerinin azaltılması yönünde çeşitli kanunlarda de-
ğişiklik ve düzenlemeler yapılmiştır. Uygulamada bu Kanun, Mortgage
Kanunu olarak adlandırılmaktadır. Sistemin işleyişi ile ilgili ağırlıklı düzenleme
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununda yapılmiştır.
Mortgage Kanunu kapsamında aşağıda sistemin işlerliği tartılşılmı
ştır.
KONUYLA İLGİLİ TANIMLAR
Konut Şnansmanı: Konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi
kullandırılması, konutların Finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması,
sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kul-
___________________________________________________
(1) Bursa Barosu Avukatı, Bahçeşehir Üniversitesi Özel Hukuk Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
landırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden Şnansmanı2 amacıyla
kullandırılan krediler de konut Şnansmanı kapsamındadır (m 38/A-1).
İpotekli Sermaye
Piyasası Aracı: a) İpotek teminatlı menkul kıymetler,
b) İpoteğe dayalı menkul kıymetler,
c) İpotek Şnansmanı kuruluşları tarafından
ihraç edilen hisse senedi dışındaki
sermaye piyasası araçları3 ve
d) Konut Şnansmanından kaynaklanan alacaklara
dayalı olarak veya bu alacakların teminatı altında
ihraç edilen diğer sermaye piyasası araçlarıdır
(m 3/k).4
Yukarıda belirtilen ipotekli sermaye piyasası araçlarından, genel ifadeler
içeren (c ) ve (d) bendinde sayılanlar ile ilgili olarak Kanunda açık
hukuki nitelendirme ve düzenleme yapılmadığından, inceleme konumuz
İTMK ve İDMK ile sınırlandırılmiştir.
Sistem basit olarak aşağıdaki gibi şemalaştırılabilir.
İhraç5 Satım (Halka Arz)6
İhraççı7 ------> İpotekli Sermaye Piyasası Aracı ------> Halk=Yatırımcı
İhraççı, ağırlıklı olarak ipotek teminatı altında verdiği krediler karşı-
lığında alacaklarını menkulkıymetleştirerek, yatırımcıya satmaktadır.
166 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(2) 29.9.2007 T. ve 26658 sayılı RG de yayımlanan “Konut Şnansmanı Kapsamındaki Kredilerin Yeniden Şnansmanı
na İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” de; yeniden Şnansmanın, konut Şnansmanı sözleşmesi
hükümlerinde;
a) Kredi faiz oranında değişiklik yapılması,
b) Kredinin vadesinde değişiklik yapılması,
c) Konut Şnansmanı sözleşmesinde belirtilen faiz türünde değişiklik yapılması,
ç) Aynı ev teminat gösterilerek birden fazla konut kredisi alınmişsa, bunların tek konut kredisi ile birleştirilmesi,
d) Konut Şnansmanı kurulubunda değişiklik yapılması,
e) Konut Şnansmanı sözleşmesinde belirtilen para biriminde değişiklik yapılması, nedeniyle konut Şnansmanı
kurulubu ve tüketicinin mutakabatı ile yapılacak değişiklikleri kapsayacağı belirtilmiştir (Yön. m 5).
(3) Sermaye Piyasası Araçları : Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarıdır. Menkul Kıymetler: Ortaklı
k veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir
getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Kurulca belirlenen kıymetli evraktı
r (m 3/b-1).
(4) Diğer Sermaye Piyasası Araçları : Menkul kıymetler dışında kalan ve şartları Kurulca belirlenen evraktır.
Şu kadar ki, nukut (nakitler) ile çek, poliçe, bono ile mevduat sertiŞkaları bundan müstesnadır (m 3/b-2).
(5) İhraç: Bu Kanunun uygulanmasında ihraç, sermaye piyasası araçlarının ihraçcılar tarafından çıkarılıp, halka
arzedilerek veya halka arzedilmeksizin satışıdır (m 3/c-1).
(6) Halka Arz: Sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulmasını;
halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesini; hisse senetlerinin borsalar veya
teşkilatlanmiş diğer piyasalarda devamlı işlem görmesini; Bu Kanuna göre halka açık anonim ortaklıkları
n sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade eder (m 3/c-2).
(7) İhracçı: Anonim ortaklıklar, mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınanlar dahil kamu iktisadî teşebbüsleri,
mahallî idareler ile bunlarla ilgili özel mevzuatları uyarınca faaliyet gösteren kuruluş, idare ve işletmelerdir
(m 3/h)
İPOTEKLİ SERMAYE PİYASASI ARAÇLARININ İNCELENMESİ
A) İPOTEK TEMİNATLI MENKUL KIYMETLER (İTMK)
İpotek teminatlı menkul kıymetler, ihraççıların genel yükümlülüğü
niteliğinde olan ve oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık
gösterilerek ihraç edilen borçlanma senetleridir (SPK m 13/A-1).
Kanunda “ihraçcının genel yükümlülüğü” ibaresi yer aldığı için, bu
menkul kıymetlerin ihraçcının bilançosunda ve malvarlığında bulunduğu
sonucuna varılmaktadır.
Ancak, ihracçılar, İTMK’lerin teminatı olan varlıkları, diğer varlıklardan
ayrı oluşturacakları teminat havuzu içinde tutacaklardır (m 13/A-2).
a-Teminat Havuzu
Teminat havuzunda ise;
1) Yapı kullanma izni alınmiş konut ve diğer gayrimenkuller (konut
dışındaki işyeri, fabrika binası gibi) üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle
teminat altına alınmiş alacaklar,
2) İkame varlıklar,
3) (1) ve (2) de belirtilenlerin riskten korunması amacıyla yapılan sözleşmeler
bulunur.
Bunlar dışında kalan varlık ve alacaklar teminat havuzuna dahil edilemez
(SPK m 13/A-3).
b-Teminat Sorumlusu
İhraççının Kurulun onayını almak suretiyle bir teminat sorumlusu
belirlemesi zorunludur. Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler
Kurulca belirlenir. Kurul, ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerinin
haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini
istemeye veya teminat sorumlusunu re’sen değiştirmeye yetkilidir
(m 13/A-10).
Teminat sorumlusu;
a) Teminat havuzlarının oluşturulmasını ve teminat havuzlarına dahil
edilen varlıkların sahip olduğu nitelikleri,
b) Teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini koruduğ
unu ve bu varlıkların sahip olduğu niteliklere ilişkin değişiklikleri,
c) Kurul tarafından zorunlu tutulması halinde teminat havuzuna dahil
edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt
kurulubu nezdinde de tutulmasını,
d) İpotek teminatlı menkul kıymetlerin itfasına kadar olan süre boyunca;
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 167
da) Teminat havuzundaki varlıkların nominal değerinin ipotek teminatlı
menkul kıymetlerin nominal değerine eşit ya da fazla olması,
db) Teminat havuzundaki varlıkların getirisinin en az ipotek teminatlı
menkul kıymetlerin getirisine eşit ya da fazla olması,
dc) Teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelirin tutar ve
ödeme dönemleri bakımından ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine
yapılan ödemeleri karşılaması,
dd) Teminat havuzunda yer alan varlıkların net bugünkü değerinin
ipotek teminatlı menkul kıymetlerin net bugünkü değerinden
yüzde ikisi oranında fazla olması,
şartlarına uygunluğu, izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında, Kurulca
belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde ihraççıya ve Kurula bilgi
vermekle yükümlüdür (SPK m 13/A-11).
c- İpotek Teminatlı Menkul Kıymet İhracı Yapabilecekler
İpotek teminatlı menkul kıymetler bankalar ve bu Kanun’un 39/A
maddesinde tanımlanan ipotek Şnansmanı kuruluşları tarafından ihraç
edilebilir (SPK m 13/A-1).
İpotek Şnansmanı Kuruluşları; münhasıran konut Şnansmanından
kaynaklanan alacakların devralınması, devredilmesi, devralınan alacaklardan
oluşan varlıkların yönetimi ve alacakların teminat olarak alınması
suretiyle kaynak temini amacıyla kurulan, sermaye piyasası kurumu
niteliğini haiz anonim ortaklıklardır (SPK m 39/A-1).
İPOTEK FİNANSMANI KURULUŞU İLE KONUT FİNANSMANI
KURULUŞU ARASINDAKİ AYRIMA DİKKAT EDİLMELİDİR!
Konut Şnansmanı Kuruluşları, konut Şnansmanı amacıyla doğrudan
tüketiciye kredi kullandıran ya da Finansal kiralama yapan bankalar ile
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından konut Şnansmanı
faaliyetinde bulunması uygun görülen Finansal kiralama şirketleri
ve Şnansman şirketleridir (SPK m 38/A-2).
Oysa, İpotek Şnansmanı Kurulubunun doğrudan tüketiciye kredi
kullandırması veya Finansal kiralama yapması söz konusu değildir.
İpotek Şnansmanı kuruluşlarının, ihtisaslaşmiş bir yapı içinde, konut
Şnansmanı kuruluşlarına kaynak aktarmak üzere getirildiği anlaşılmaktadı
r.
İpotek teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, teminat havuzları
nda yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez,
rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da
168 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
dahil olmak üzere haczedilemez ve işas masasına dahil edilemez, ayrıca
bunlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez (m 13/A-13).
Yukarıda açıklananlar aşağıda şemalaştırılmiştır.
İHRAÇCILAR( m13/A-1)
KONUT FİNANSMAN
KURULUŞLARI
1) BANKALAR (Bankalar, Şn. Kiralama Kredi TÜKETİCİLER
Şirketleri ve Şnans
Şirketleri) (m 38/A-2)
Devir
2) İPOTEK FİNANSMANI KURULUŞLARI TEMİNAT SORUMLUSU
(m 39/A-1) (m 13/A)
TEMİNAT HAVUZU
1) YKİ alınmiş taşınmazlar
2) İkame varlıklar karşılığında BORÇ SENEDİ İHRAÇ
3) Riskten koruma sözleşmeleri
(Türev araçlar)
Yapı Kullanma İzni Alınmiş Taşınmazlar İçin Teminat
Değerinin Hesaplanması
Yapı kullanma izni alınmiş konutlar üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle
teminat altına alınmiş alacakların ilgili konutun değerinin yüzde
yetmişbeşini, yapı kullanma izni alınmiş diğer gayrimenkuller üzerine
ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmiş alacakların ise ilgili
gayrimenkulun değerinin yüzde ellisini aşan kısmı, teminat değerinin hesaplanması
nda dikkate alınmaz. Teminat havuzuna dahil edilecek yapı
kullanma izni alınmiş konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis
edilmek suretiyle teminat altına alınmiş alacakların vadesi gelmiş tüm
ödemelerinin yapılmiş olması şarttır (SPK m 13/A-4).
Teminat havuzundaki tüm varlıklar içerisinde yapı kullanma izni
alınmiş diğer gayrimenkuller (yani konut dışındakiler) üzerine ipotek te-
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 169
}
{ } Denetim
sis edilmek suretiyle teminat altına alınmiş alacakların ve ikame varlıkları
n payı ayrı ayrı yüzde onbeşi aşamaz (SPK m 13/A-6).
Böylece, teminat havuzlarının önemli bir bölümünün konut Şnansmanı
ndan kaynaklanan alacaklardan oluşması öngörülmüştür (Madde
gerekçesinden).
İkame Varlıklar
İkame varlıklar, nakit, devlet iç borçlanma senetleri, hazine kefaletiyle
ihraç edilen menkul kıymetler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
na üye ülkelerin merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da
bunların kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler ile Kurulca uygun görülen
benzer nitelikteki varlıklardan olubur (SPK m 13/A/5).
Türev Araçlar = Riskten Korunma Amaçlı Sözleşmeler
İhracçılar, teminat havuzundaki varlıkların faiz, kur, kredi ve benzeri
risklerden korunması amacıyla sözleşmeler yapabilir. Teminat havuzunda
yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış sözleşmeler
de teminat havuzuna dahildir (SPK m 13/A-7).
Riskten koruma sözleşmeleri teminat havuzuna dahil olmakla beraber,
bunların havuzda bir iktisadi değer olarak nasıl yer alacağı Kanunda
belirtilmemiştir. Bu sözleşmeler, havuzdaki varlıkları garanti altına aldı
klarından, İTMK’lere talebin artmasına yardım ederek, dolaylı yoldan
havuza katkı sağlamaktadırlar. Ancak türev araçların bir değer olarak
havuzda nasıl yer alacağı hususu açıklanmaya muhtaçtır.
Kanımca riskten koruma sözleşmeleri ile ihracçı bakımından bir takı
m haklar ve yükümlülükler doğmaktadır. Riskten koruma sözleşmesinin
sağlayacağı hak, riskin gerçekleşmesi durumunda yükümlülükten
daha fazla olacak, riskin gerçekleşmemesi durumunda ise, sadece yükümlülük
olarak kalacaktır. Riskten koruma sözleşmeleri ile amaçlanan,
teminat havuzundaki varlıkların iktisadi değerinin azalmasını önlemek
olduğundan, bunların teminat havuzunda doğrudan bir iktisadi değer
olarak yer almasını doğru bulmuyorum.
B) İPOTEĞE DAYALI MENKUL KIYMETLER (İDMK)
İpotekle temin edilmiş kredi alacakları karşılığında çıkarılmaktadırlar.
İDMK satışından doğan alacaklar “Konut Şnansmanı Fonu” adı altı
nda kurulan fona aktarılmakta ve bu fon, İDMK sahipleri hesabına
inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulmaktadır (m 38/B-1).
Fonun kurucusu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere yönelik
garanti verebilir (m 38/B-2).
Fonun tüzel kişiliği yoktur, ancak malvarlığı kurucunun mal varlığından
ayrıdır. Fon malvarlığı, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler
itfa edilinceye kadar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez,
170 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak
üzere haczedilemez, ihtiyati tedbir kararı verilemez ve işas masasına dahil
edilemez (m 38/B-3).
Fonu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerinin
haklarını koruyacak şekillde “fon kurulu” temsil eder ve yönetir. Fon portföyüne
alınan varlıkların kayıtlarının doğruluğundan ve bu varlıkların
korunması ve saklanmasından fon kurulu sorumludur (m 38/B-4).
Fon kurucusu, fon kurulu ve ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin
sahipleri arasındaki ilişkilere bu Kanunda ve ilgili mevzuatta
hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu’nun vekalet akdi hükümleri
uygulanır (m 38/A-5).
İpotekle teminat altına alınmiş bir kredi veya konusu gayrimenkul
olan bir Finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon
portföyüne alınması halinde, kredi veya alacağın fona devredildiği hususu
ilgili gayrimenkulün tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilir. Kurul,
ipotekle teminat altına alınmiş bir kredi veya konusu gayrimenkul
olan bir Finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon
portföyüne alınması halinde, ipoteğin veya mülkiyetin; fon hesabına, kurucu
adına tapuya tescil ettirilmesini zorunlu tutabilir (m 38/A-7).
Fon içtüzüğü, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri, kurucu
ve fon kurulu arasında, fon portföyünün inançlı mülkiyet esaslarına göre
saklanmasını ve vekalet akdi hükümlerine göre yönetimini konu alan
iltihaki bir sözleşmedir.(38/A-8)
Sistem aşağıdaki gibi çalışmaktadır.
FON KURUCUSU (m 38/B-2)
FON İÇTÜZÜĞ (m 38/A-8)
FON KURULU
(m 38/B-4)
FON İDMK SAHİBİ
(m 38/B-1)
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 171
İDMK İLE İTMK ARASINDAKİ TEMEL FARKLILIKLAR
1- İTMK’ler, oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık gösterilerek
ihraç edilen borçlanma senetleridir (m 13/A-1).
Oysa, İDMK’ler, sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre
oluşturulan fon mal varlığına dayalı olarak çıkarılan senetlerdir (m 38/B-
1). İDMK sahibi, yani inanan, fon malvarlığına dayanan hakkının yönetimini,
inançlı mülkiyet esasına göre inandığı fon kuruluna (inanılana) bı-
rakmaktadır (m. 38/B-4).
2- İTMK’lerle ilgili olarak, Kanunda (SPK m. 13/A-1) “ihraçcının genel
yükümlülüğü” ibaresi yer aldığı için, bu menkul kıymetlerin, ihraçcının
bilançosunda ve malvarlığında bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Fakat,
ihracçılar, İTMK’lerin teminatı olan varlıkları, diğer varlıklardan ayrı
oluşturacakları teminat havuzu içinde tutacaklardır (m. 13/A-2).
Bu nedenle, ihraççının, ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan
ödeme yükümlülüğünü yerine getirememesi ve teminat havuzları
na dahil edilen varlıkların, menkul kıymet sahiplerinin alacaklarını
karşılamaya yetmemesi halinde, alacağı teminat havuzundaki varlıklarla
karşılanmayan ipotek teminatlı menkul kıymet sahipleri, ihraççının diğer
malvarlığına başvurabilir (m. 13/A-16).
İDMK’lerde ise, fonun tüzel kişiliği yoktur ve malvarlığı da kurucunun
mal varlığından ayrıdır (m. 38/B-3). Bu nedenle ayrıca, kurucunun,
ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere yönelik garanti vermesi durumu
hariç olmak üzere fon malvarlığından alacağını karşılamayan İDMK
sahipleri kurucunun malvarlığına başvuramazlar (m. 38/A-2 ve 38/B-12).
Dolayısıyla, ipotekli alacakların ödenmemesi durumunda risk İDMK sahipleri
üzerinde kalacaktır.
3- İTMK’in dayanağını oluşturan teminat havuzuna nelerin yer alaca-
ğı Kanunda düzenlenmiştir. Bunlar; yapı kullanma izni alınmiş konut ve
diğer gayrimenkuller (konut dışındaki işyeri, fabrika binası gibi) üzerine
ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmiş alacaklar, ikame varlı
klar ve bunların riskten korunması amacıyla yapılan sözleşmelerdir.
Bunlar dışında kalan varlık ve alacaklar teminat havuzuna dahil edilemez
(SPK m. 13/A-3).
Oysa İDMK’lerle ilgili olarak Kanunda; “ipotekle teminat altına alınmı
ş bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir Finansal kiralama sözleşmesinden
kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması” şeklinde
bahsedilmekte (m. 38/B-7) ve fon portföyünün riskten korunması veya kredi
değerliliğinin artırılması amacıyla yapılan sözleşmeler dahil fon portföyüne
alınabilecek varlık türleri, portföy sınırlamalarına ilişkin usul ve
esasların Kurulca belirlenmesi öngörülmektedir (m. 38/B-2). Fon portföyüne
dahil olabilecek varlıklar, Kurul tarafından çıkarılan Tebliğin8 20.
Maddesinde yer almiştir.
172 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
4-İpotek teminatlı menkul kıymetler bankalar ve SPK’nun 39/A maddesinde
tanımlanan ipotek Şnansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilir
(m. 13/A-1).
İpoteğe dayalı menkul kıymetler ise, fonun kimler tarafından kurulabileceğ
inin Kurul tarafından belirlenmesi öngörülmüştür (m. 38/B-2). Bu
konuda çıkarılan Tebliğin9 (3/i) maddesinde; bankalar, Şnansman şirketleri,
ipotek Şnansmanı kuruluşları ve Tebliğ’de yer alan nitelikleri taşıyan
aracı kurumların “kurucu” niteliğinde olduğu belirtilerek, ihracçılar,
İDMK’ler bakımından, İTMK’lere nazaran daha geniş tutulmuştur.
5-İpotekle teminat altına alınmiş bir kredi veya konusu gayrimenkul
olan bir Finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon
portföyüne alınması halinde, kredi veya alacağın fona devredildiği hususu
ilgili gayrimenkulün tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilirken
(m. 38/B-7), ipotek teminatlı menkul kıymetlerin karşılığı olan alacakları
teminat altına alan taşınmazlar bakımından böyle bir kanuni zorunluluk
bulunmamaktadır.
İDMK İLE İTMK ARASINDAKİ TEMEL BENZERLİKLER
1- Her iki menkul kıymetin dayanağını oluşturan varlıkların korunması
öngörülmüştür.
İpotek teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, teminat havuzları
nda yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez,
rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da
dahil olmak üzere haczedilemez ve işas masasına dahil edilemez, ayrıca
bunlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez (m. 13/A-13).
Aynı şekillde İDMK’lerin dayanağı olan fonun malvarlığı, ihraç edilen
ipoteğe dayalı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, başka bir amaçla
tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacakları-
nın tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez, ihtiyati tedbir kararı
verilemez ve işas masasına dahil edilemez (m. 38/B-3).
Konut Şnansmanından kaynaklanan alacakların ve diğer varlıkların
teminat gösterilmesi suretiyle ipotek Şnansmanı kuruluşlarından kaynak
temin edilmesi halinde de, teminat gösterilen varlıklar, başka bir amaçla
tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacakları-
nın tahsili amacı da dahil olmak üzere üçüncü şahıslar tarafından haczedilemez,
ihtiyati tedbir kararı verilemez ve işas masasına dahil edilemez
(SPK m. 39/A-3).
2-İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülüklerini
vadesinde yerine getirememesi, yönetiminin kamu ku-
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 173
___________________________________________________
(8) Konut Şnansmanı Fonlarına ve İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ –Seri:
III, No:34 ( 4.8.2007 T. ve 26603 sayılı RG)
(9) Konut Şnansmanı Fonlarına ve İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ –Seri:
III, No:34 ( 4.8.2007 T. ve 26603 sayılı RG)
rumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya işası halinde teminat
havuzundaki varlıklardan elde edilen gelir öncelikle ipotek teminatlı
menkul kıymet sahiplerine ve teminat havuzunda yer alan varlıkları
n riskten korunması amacıyla yapılmiş olan sözleşmelerin karşı tarafarı
na yapılacak ödemelerde kullanılır (m 13/A-15).
İDMK sahipleri de, kurulan fon üzerinde hak sahibi olduklarından,
tasŞyede elde edilen gelir öncelikle kendilerine verilecektir.
3-Her iki menkul kıymet, dayanağı olan alacakların ipotek Şnansmanı
kurulubuna devri ile bu kuruluş tarafından da çıkarılabilmektedir (m.
13/A-1 ve m 38/B-2).
4-Her iki menkul kıymetin ödenmemesi durumunda alınacak önlemleri
belirleme yetkisi Sermaye Piyasası Kuruluna verilmiştir (m. 38/B-12 ve
m. 13/A-15).
Adlarından da anlaşılacağı üzere her iki menkul kıymet türünde de,
ihraç edilen menkul kıymetlerin temelini ipotekli alacaklar oluşturduğundan,
sistemin işleyişi ile ilgili olarak aşağıda İTMK bakımından örnekleme
yapılacaktır. Bu örnekteki işleyiş İDMK’ler bakımından da benzerlik
göstermektedir.
İPOTEK TEMİNATLI MENKUL KIYMET İHRACININ
SOMUTLAŞTIRILMASI
(X) bankası 5000 adet konut kredisi vermiştir. Bu kredileri İTMK şeklinde
menkul kıymetleştirmek istemektedir.
Konutların toplam değeri değerleme uzmanlarının raporlarına göre
750.000.000-YTL olmaktadır. (Yani konutların ortalama Şyatı
750.000.000/5.000=150.000-YTL dir).
Ancak banka bunun %20 sini içeride bırakarak; 750.000.000x%80=
600.000.000-YTL si için nakit ödeme yapmıştır. Teminat havuzunun
oluşturulması sırasında bu tutar, konutların değerinin %75’ine ulaşmış
durumdadır.
16.3.2008 tarihi itibarıyla Yapı ve Kredi Bankası bireysel konut kredisi
hesaplama modülüne10 girilerek hesap yapılmiştir. Buna göre
600.000.000-YTL, aylık %1,44 (yıllık %17,28) sabit faizle, 10 yıllık sabit
taksitler halinde ödendiğinde, geri ödeme toplamı 1.265.000.000-YTL,
bunun yıllık tutarı ise 126.500.000-YTL olmaktadır.
SPK’ya yapılan başvuru sonrasında BDDK’nın da görüşü alındıktan
sonra bankanın ihraççı niteliğine sahip olup olmadığına SPK tarafından
karar verilir (Tebliğ11 m. 6).
1) Öncelikle söz konusu konut kredileri ile ilgili bilgi ve belgeler ile geri
ödeme tutarları teminat defterine kaydedilecektir (Tebliğ m. 8)
174 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(10)http://www.yapikredi.com.tr/exts/asp/hesaplama_araclari/kredi_hesapla.asp?credit_type=02&credit_
curr=YTL&htipi=0
(11) İpotek Teminatlı Menkul Kıymetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ- Ser: III No: 33, 4.8.2007 T. ve
26603 sayılı RG
2) Kredilerin teminatı olan konutların hepsinin piyasa değeri bulunur.
Bunun için tekrar taşınmazların tek tek gezilmesi ve yeniden değerleme
yapılması gereksizdir. Kredi verilirken yapılan değerleme sonucu
bulunan tutarlar, endeskler (ör. ÜFE endeksi) ile teminat defterine kayıt
tarihindeki piyasa değerine taşınabilir.12 Toplam geri ödeme miktarı; taşı
nmazın deftere kayıt tarihindeki değerinin %75 inden fazla olmalıdır
(SPK m 13/A-4).
Örneğin; 150.000-YTL bedelli bir konut için 120.000-YTL sabit faizli
ve 10 yıllık kredi verilmiş, geri ödemeler toplamı 252.000-YTL; aylık
(252.000/(10 yılx12ay)= 2.100-YTL) ise ve teminat havuzuna kayıt sırası
nda 5 aylık geri ödeme 10.500-YTL yapılmiş ise; havuza ancak
150.000x%75= 112.500-YTL lik bölüm girebilecektir. Bakiye alacak
252.000 – 10.500 – 112.500 = 129.000-YTL teminat havuzuna dahil edilemeyecektir.
Dairenin değeri, kredinin havuza dahil edileceği sırada; 200.000-YTL
olmuşsa, 200.000x%75=150.000-YTL havuza girebilecektir. Eğer kredi
geri ödeme tutarı 150.000-YTL den daha az ise, kredi geri ödemeleri dayanak
gösterilerek ihraç gerçekleştirildiğinden, sadece bu geri ödeme tutarı
nın havuza dahil edilmesi gerekir.
3) Şimdi teminat havuzunda bulunan ve 10 yıl içinde ödenecek ve aylı
k 10.541.667-YTL den (yıllık 126.500.000-YTL) toplam 1.265.000.000-
YTL’nin menkul kıymetleştirilmesine geçelim.
Banka itfa şeklini ve süresini istediği gibi çeşitlendirebilir. Örneğin,
10 yıl boyunca her yıl sonu itibarıyla itfa edilecek İTMK ihraç edebilir. Buna
göre 1. Yıl sonunda elde edeceği toplam 126.500.000-YTL için yatırımcı
lara %15 yıllık faiz getirecek şekillde 126.500.000/1,15=110.000.000-
YTL lik İTMK satışı yapabilir. Bankanın kar etmesi için yatırımcıya
menkul kıymet ihracında verdiği getirinin (faizin), kredi verirken uyguladığı
faiz oranından daha az olması gerekir. Çünkü, banka mortgage
kredisiyle tüketiciye verdiği 110.000.000-YTL’yi yıllık %17,28 faizle
129.000.000-YTL olarak geri alacak ve %15 faizle İTMK karşılığı yatırımcı
ya ödediği 126.500.000-YTL arasındaki 2.500.000-YTL’yi kar olarak elde
edecektir. Dolayısıyla sistemin işlerliği kredi faizlerinin yüksekliği üzerine
kurulmuş durumdadır.
Eğer 126.500.000-YTL lik itfa %25 faizle bir yıl öncesinden
126.500.000/1,25=101.200.000-YTL’lik İTMK ihracı şeklinde yapılırsa,
101.200.000-YTL aynı sistemde en fazla 101.200.000x1.1728=
118.687.000-YTL olacaktır. Oysa yatırımcıya yıl sonunda toplanan geri
ödemelerden 126.500.000-YTL ödeneceğinden banka, 7.813.000-YTL zarara
uğramiş olacaktır.
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 175
___________________________________________________
(12) İpotek Teminatlı Menkul Kıymetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ m 16- Ser: III No: 33, 4.8.2007 T.
ve 26603 sayılı RG
Sistemin kredi faizlerinin yüksekliği üzerine kurulduğunun bir kanı-
tı da; bu sistemde tüketicilerin İTMK ile borçlarını kapatmalarının engellenmesidir.
Şöyle ki; eğer kredi faizleri, İTMK karşılığında ödenen faizlerden
düşük olursa, yatırımcı-tüketiciler aldıkları İTMK’lerden elde edecekleri
gelir ile kredi borçlarını kapattıktan başka, faiz farkından kar elde
ederler. Hatta, kredi faizlerinin diğer yatırım araçlarının getirilerinden de
fazla olması gerekmektedir. Çünkü, diğer yatırım araçlarından elde edilen
gelir ile kredi borcunun kapatılması imkanı vardır.
BANKA Kredi Verir 1 TÜKETİCİLER
1 2
Faizi (%A) ile Geri Öder
Bedeli karşılığı Faizi (%B) ile
Menkul Kıymet Geri Öder. A>B olmalıdır!
Alır
2
YATIRIMCILAR
Bankanın İTMK itfasına kadarki dönemde (yıl içinde) tahsil ettiği aylı
k taksitleri kullanma imkanı bulunduğu söylenebilirse de, diğer yatırım
araçlarındaki günlük ve aylık değişimlerden de yatırımcının yararlanabilme
imkanı vardır.
Yine, bankanın verdiği kredi karşılığında çıkardığı İTMK’yi sattıktan
sonra elde edeceği miktarı tekrar başka tüketicilere kullandırma ve bundan
kar elde etme imkanı olduğu ileri sürülebilir. Banka, temel olarak iki
şekillde davranarak menkul kıymetleştirmeden gelir elde edebilir.
1) Verdiği krediden düşük bir tutarı yatırımcıya, tüketici ile aynı veya
benzer geri ödeme planı ile satmakta ve aradaki farktan kar elde etmektedir.
2) Verdiği krediyi, menkul kıymetleştirme sonucu daha düşük faizle
yatırımcıya aktararak kredi faizi ile aradaki farktan kar elde etmektedir.
Bu konuyu aşağıdaki gibi şemalaştırabiliriz.
176 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
TÜKETİCİLER
Konut 1
Konut 2
Konut 3
BANKA Kredi 1
Kredi Geri Ödeme 1
Kredi 2
Kredi Geri Ödeme 2
Kredi 3
Kredi Geri Ödeme 3
Yatır. Yat. Yat.
Alımı 1 Alımı 2 Alımı 3
Geri Geri Geri
Ödeme1 Ödeme 2 Ödeme 3
YATIRIMCILAR
Örneğin 1 numaralı konut için verilen 100.000 YTL’nin (Kredi 1’in) 10
yıllık geri ödeme planı içinde, geri ödeme toplamı 200.000 YTL ( Kredi Geri
Ödeme 1) ise, bu geri ödeme, menkul kıymetleştirme sonrasında, yatı-
rımcıya aynı şartlarla ve 100.000-YTL (Yatırımcı Alımı 1) nakit karşılığında
190.000-YTL‘ye (Geri Ödeme 1) satılırsa, aradaki fark 10.000-YTL
bankanın karı olur. Yatırımcıdan alınan nakit, tekrar başka bir tüketiciye
kullandırılıp, bundan da aynı şekillde kar edilerek sistem işletilir. Ancak
bu halde de, sistemin işlemesi için, verilen kredi faizinin, menkul kıymetleştirmeye
esas alınan faiz oranından daha yüksek olması gerekir.
Sağlanan vergi bağışıklıkları ve teşvikler ile kredinin birden fazla çevril-
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 177
mesi imkanı kolaylaştırılsa da, ihraçcının kar edebilmesi için, faiz oranları
nın yüksek tutulması gerekir.
Değişken faizli kredi ve menkul kıymet ihracının da soruna çözüm
getirmesi mümkün değildir. Çünkü, genel olarak faizlerin düşmesi veya
yükselmesine bağlı olarak, kredi ile menkul kıymet ihracına esas değişken
faizin de birbirine yakın oranda ve paralel bir şekillde değişmesi söz
konusudur. İhraççıların, özellikle istikrarsız ekonomi ve ortamlarda de-
ğişken faizli konut kredisi vermeyi tercih edecekleri, çünkü bu yolla faiz
dalgalanlamalarından etkilenmekten kurtularak risklerini en aza indirecekleri
varsayılabilir. Buna karşılık, İTMK ve İDMK ağırlıklı olarak tüketicilere
verilen ve ipotekle teminat altına alınmiş kredi alacakları karşılı-
ğında çıkarıldığından, özellikle kredi faizlerinin yükseldiği dönemlerde,
tüketiciler ile ihraççılar arasında değişken faiz nedeniyle ortaya çıkacak
uyuşmazlıkların boyutu ve bu uyuşmazlıkların tüketiciler lehine yorum
yapılarak çözüme kavuşturulması ile ilgili riskleri dikkate alacak ihraççı-
ların, ağırlıklı olarak değişken faize yönelmekten kaçınmaları da mümkündür.
Faizin türü ne olursa, olsun kredi faizi her zaman, menkul kıymet
faizinden yüksek olmak durumundadır.
Peki, çözüm ne olmalıdır? Dar gelirli insanları, kira öder gibi konut
sahibi yapmanın çaresi, araya kar amaçlı Şnans kurumlarını sokmak de-
ğildir. Devletin büyük desteği olmasına rağmen Amerika’da dahi bu sistemin
işleyişinde aksaklıklar söz konusudur. Son olarak bu ülkede yaşanan
Mortgage krizine; alt gelir grubun neden olduğu kriz anlamında
“SUBPRIME MORTGAGE CRISIS” adı verilmektedir. Krizin ana nedeni;
kredi geri ödeme riski yüksek kesime verilen kredilerin geri ödenmemesi,
ödenmeyen krediler nedeniyle konutların paraya çevrilmesi, bu arada bir
çok konutun satılığa çıkması nedeniyle arz fazlası oluşması ve taşınmaz
Şyatlarında düşüş ve likidite sıkıntısı yaşanmasıdır.13
Sonuç olarak bu sistem, sanıldığının aksine, yani, düşük faiz yerine,
konut Şyatlarının ve faiz oranlarının yüksekliği ile ayakta durmakta ve
beslenmektedir. Özellikle de, kredi geri ödeme riski yüksek gruba dahil
olanlar bakımından, riskin ağırlığı dikkate alındığında, hem kredi faizi,
hem de menkul kıymet getirisi yüksek olmaktadır.
Eğer asıl amaç, dar gelirli insanları kira öder gibi konut sahibi yapmak
ise, devletin desteği ile bu amaç gerçekleştirilmelidir. Anayasamızın
57. maddesinde, devletin, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten
bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri
alacağı ve ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekleyeceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, gerçek ihtiyaç sahiplerine, sosyal nitelikli konutlar için,
vergisel bağışıklıklar yanında, doğrudan gelir desteği sağlanarak piyasa
faiz oranlarının altında kredi ve konut sahibi olma imkanı tanınmalıdır.
178 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(13)http://en.wikipedia.org/wiki/Subprime_mortgage_crisis 15.7.2008
Mortgage sistemi ise yüksek gelir grubunda bulunan ve kredi geri ödememe
riski az olan kimseler bakımından benimsenebilir.
Yukarıda anlatılanların yanında;
1) Kredinin teminatı olan taşınmazların değerinin hesaplanması masrafı,
2) Teminat sorumlusuna ödenecek ücretler,
3) İTMK’lerin kayda alınması ve saklanması için ödenen ücretler,
4) İlan ve reklam masraşarı,
5) Gerek taşınmazların, gerekse geri ödemelerin riskten korunması
için yapılacak sigortalar nedeniyle doğacak masraşar,
6) İTMK çıkarılması ile ilgili görevlendirilenlere ödenecek ücret ve personel
giderleri. Özellikle hukuk, operasyon, muhasebe ve diğer yönetim
hizmetleri ücretleri,
7) Vergi, sigorta ve sair ödemeler,
dikkate alındığında, sistemin işlemesi için mortgage faiz oranlarının
yüksek belirlenmesi gerekliliği ortaya çıkmakta, bu da sitemin işleyişini
engelleyici nitelikte bulunmaktadır.
Bir de bunlara,
1) Mevcut yüksek faizler ve istikrarsız bir ortamın mevcudiyeti ve10
veya 20 yıl gibi uzun bir vade içinde insanların, özellikle de serbest çalı-
şanların her zaman iş güvencesine ve belirli-düzenli bir gelire sahip olamamaları,
2) Kanunla düzenlenmesi gereken ve mülkiyet haklarıyla ilgili bir çok
hususun idari organ olan Sermaye Piyasası Kuruluna bırakılması, Kurulun
karar ve uygulamalarını çok sık ve seri şekillde değiştirebilmesi nedeniyle
hukuki güvenliğin bulunmaması,
3) Üzerindeki yapıların bırakın kullanma izinli olması, %90’a yakını
ruhsata aykırı veya kaçak olan ülkemizde, İTMK’ler için “Yapı Kullanma
İzni” şartı aranması,
sistemi tamamen işlemez hale getirmektedir. Tüm bunlara bir de ipotek
Şnansman kurulubuna alacakların devrinde; devreden kurulubun
karı, doğacak vergisel yükümlülükler, devralan ipotek Şnansmanı kurulubunun
karı ve işletme – personel vs. giderlerini koyduğunuzda sistemin
işlemesi güçleşmektedir.
Mortgage Sistemi Türkiye’de Neden Çalışmaz? • Nezih Sütçü 179