YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ
E: 2007/20152 K: 2008/5565 T: 10.04.2008
İş Kazasında Yaralanan İşçi • Tazminat Hesabı • Sürekli İş Görmezlik • İşçinin Aynı İşte Çalışmaya Devam Etmesi
Özet: İş kazası sonucunda sürekli İş görmezliğe uğrayan İşçinin maddi zararı hesaplanı
rken; bilinmeyen döneme ve pasif döneme ilİşkin kazancının % 10 artırılıp % 10 iskontoya
tabi tutulacağı ve pasif dönem zararı nın asgari ücret baz alınarak hesaplanacağı yerleşik Yargıtay uygulamasıdır. İş kazası sonucu malul kalan İşçinin aynı İşinde çalışmaya devam etse dahi diğer İşçilerden daha fazla çaba harcayacağı asıldır.
Davacı, İş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatı n ödetilmesine karar verilmesini istemıştır. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar
vermıştır. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra İşin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hükmedilen manevi tazminat, miktarına göre, Tarafları n manevi tazminat davasına yönelik temyiz itirazlarının,
2- Dava, İş kazası sonucu sürekli İş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilİşkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmıştır. Bu tür davalarda, tazminat miktarı, İşçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamı ndan oluşmaktadır. Başka bir anlatımla, İşçinin günlük brüt geliri tespit
edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma İşlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise, 60 yaşa kadar yıllık olarak % 10 artırılıp, % 10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşından sonrada bakiye ömrü kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yönteme başvurulmadan, her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın yerleşimİş görüşlerindendir. Kuşkusuz, açıklanan tazminatın hesaplanması yönteminde, İşçinin yaşlılık aylığı almaya veya İşçinin yaşı ve oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda da zarar hesabında pasif dönemin hesaba dahil edilmesi gerekir. İş kazası sonucu malul kalan İşçinin aynı İşinde çalışmaya devam etse dahi diğer İşçilerden daha fazla çaba harcayacağı asıldır. 60 yaşından sonra elde edeceği yaşlılık aylığını da diğer İşçilerden daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden yaşlılık aylığını aldığı
dönemde de devam edecek olan maluliyeti nedeniyle zarara uğramadığı düşünülemez. Kaldı ki, sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığında meslek hastalığı ve İş kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmamakta tamamen uzun vadedeki sigorta kollarından ödenen primler sonucu
aylık bağlanmaktadır. Bu nedenlerle pasif döneminde zarar hesabına dahil edilmesi ve yeraltı maden İşçilerinin zararlarının tespitinde 50 yaşın ikmaline kadar yeraltındaki koşullar nazara alınarak yapılan ücretlerle, 50 ile 60 yaşları arasında yer üstünde tüm yıl asgari ücretle çalışıp gelir elde edeceği, 60 yaştan sonra bakiye ömrüne kadar (pasif dönemde), asgari ücret esas alınarak yapılması gerekir.
Mahkemenin davacının zarar hesabında pasif dönemin de hesaba dahil edileceğine ilİşkin kabulü yerindedir. Ancak, hükme esas alınan bilirkİşi hesap raporunda, davacının 55 yaşına kadar çalışıp gelir elde edebileceği belirtilerek 55 yaşına kadar aktif dönem zararı hesaplandığı gibi, pasif dönem zararının da Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından sigortalılara bağlanacak yaşlılık aylığı esas alınmak suretiyle hesaplandığı görülmektedir. Hal böyle olunca, hesap raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğundan söz edilemez. Yapılacak İş, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak yukarda açıklanan esaslara göre bilirkİşiye zarar hesabı yaptırılarak sonucuna göre karar vermektir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre Tarafların maddi tazminat davasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine Şimdilik yer olmadığına, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.