ÖZET: Mahkemece, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar iştirak nafakasının artırılmasına hükmedilmesi gerekirken, devamlılık arzedecek biçimde ve talep aşılarak iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına hükmedilmiş olması usul ve kanuna uygun olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/3678
Karar: 2005/4170
Karar Tarihi: 14.04.2005
(4721 S. K. m. 175) (1086 S. K. m. 74)
Dava: Taraflar aras
ında görülen nafaka/" target=_blank>nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Karar: Temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği düşünüldü.
Davada, müşterek çocuk için 90.000.000 TL. olarak ödenen iştirak nafakasının aylık 200.000.000 liraya yükseltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek; küçüğün reşit olduğu 13.12.2004 tarihine kadar iştirak nafakasının 200.000.000 liraya yükseltilmesine, bu tarihten itibaren ise yardım nafakası olarak devamına, yine öğrencilik sıfatının devam etmesi halinde de bir sonraki yıl için TEFE oranında artırılmasına hükmedilmiş, karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasal gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, her dava açıldığı tarihteki hukuki duruma göre karara bağlanmalıdır. Hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına hükmedemez. (HUMK. md.74)
Somut olayda, annenin açtığı dava ile velayeti altındaki küçük için ödemekte olan iştirak nafakasının artırılması istenilmiş, küçüğün reşit olmasından sonra ise müşterek çocuk asil olarak davayı sürdürmüştür.
İştirak nafakası ile yardım nafakası ayrı dava türleri olup, dava açma ehliyeti iştirak nafakasında yalnızca velayet hakkı sahibi eşe ilişkin iken, yardım nafakasında muhtaç olan kişiye aittir.
Ancak, davada ne yazılı ne de duruşma zabıtlarına geçecek biçimde sözlü olarak açıkça yardım nafakası talebinde bulunulmamıştır.
O halde; mahkemece, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar iştirak nafakasının artırılmasına hükmedilmesi gerekirken, devamlılık arzedecek biçimde ve talep aşılarak iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına hükmedilmiş olması usul ve kanuna uygun olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istem halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.