5838 SAYILI BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 2-03-2009 | Kategori: Kanun | Not
5838 SAYILI BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5838
Kabul Tarihi: 18/2/2009      
 (28.02.2009 tarih ve 27155 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de Yayımlanmıştır.)
 
               MADDE 1 – 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 8 – 2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere, ek 2 nci maddenin ikinci fıkrasında kısa çalışma için öngörülen azami üç aylık süre, altı ay olarak uygulanır; üçüncü fıkrasında öngörülen kısa çalışma ödeneği miktarı % 50 oranında artırılarak ödenir ve kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmez. Bu maddenin yayımı tarihinden önce uygunluk tespiti yapılan kısa çalışma başvurularında süre, işverenin talebi halinde aynı şartlarla ve bu maddede öngörülen süreyi aşmamak kaydıyla uzatılır.
             Bu maddede öngörülen ödenek miktarı aynı kalmak kaydıyla, kısa çalışma süresini altı ay daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ancak, bu dönemde kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.”
             MADDE 2 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 97 nci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “Sağlık hizmeti sunucuları, sunmuş oldukları hizmetlere ilişkin bir ay içinde düzenledikleri fatura ve eki belgeleri izleyen ayın onbeşine kadar Kuruma teslim ederler. Fatura teslim tarihi; süresi içinde teslim edilen faturalar için teslim edildiği ayın onbeşinci günü, süresi içinde teslim edilmeyen faturalar için ise teslim edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü olarak kabul edilir. Fatura bedelinin tamamı, fatura teslim tarihinden itibaren, altmış gün içinde, sağlık hizmet sunucularına avans olarak ödenir.  Fatura ve eki belgeler, fatura teslim tarihinden itibaren üç ay içinde incelenerek avans hesabı kapatılır. İnceleme süresinin takip eden mali yıla sirayet etmesi durumunda, avans artıkları hakkında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35 inci maddesindeki akreditiflere ilişkin hükümler uygulanır.”
             MADDE 3 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 100 üncü maddesinin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
             “Üçüncü fıkra hükümleri çerçevesinde yetkilendirilen kamu idaresi, yetkilendirildiği hususlarla sınırlı olarak kendi mevzuatında yer alan yetkileri kullanabilir.”
             MADDE 4 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, ikinci fıkrasında yer alan “(a) ve (b) bentlerinde” ibaresi “(b) bendinde” olarak değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasında geçen “8 inci,” ibaresinden sonra gelmek üzere “9 uncu,” ibaresi eklenmiştir.
             “j) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.”
             MADDE 5 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
             “Kuruma yapılan bazı bildirimlerin yeterli sayılması
             EK MADDE 1 – İşverenler tarafından 8 inci, 9 uncu ve 11 inci maddelere göre Kuruma yapılan sigortalı ve işyerlerine ilişkin bildirimler; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48 inci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3 üncü maddesi hükümleri uyarınca Bakanlık ile ilgili bölge müdürlüklerine ve Türkiye İş Kurumuna yapılması gereken bildirimlerin yerine geçer.
             Ticaret sicili memurluklarınca işyeri tesciline ilişkin Kuruma yapılan bildirimlerin dışında, ayrıca Bakanlık ilgili bölge müdürlüğüne bildirimde bulunulmaz.
             Geçici 20 nci maddede belirtilen sandıklar, Kuruma devir tarihine kadar iştirakçilerinin sandıkla ilgilerinin başlama ve sona ermesine ilişkin bildirimlerini en geç on gün içinde Kuruma yaparlar.
             Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
             MADDE 6 – 5/5/1983 tarihli ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bakanlık; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde, kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır.”
             MADDE 7 – 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi çerçevesinde özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işlerini kurmaları, özürlülerin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojilerine ilişkin projeler ile benzeri projelerde bu oran aranmaz.”
             MADDE 8 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; 119 uncu maddesine aşağıdaki fıkra, geçici 74 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “Maliye Bakanlığı, 94 üncü maddeye göre tevkifat yapacaklardan on ve daha az hizmet erbabı çalıştıranlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanlara ilişkin olarak beyanname verme süresinden itibaren üç ayı geçmeyecek şekilde, ödeme zamanı belirlemeye yetkilidir.”
             “GEÇİCİ MADDE 75 – 31/12/2013 tarihine kadar, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen Ar-Ge ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90’ı, diğerleri için yüzde 80’i verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu süre içerisinde, anılan maddenin bu maddeye aykırı olan hükmü uygulanmaz.”
             MADDE 9 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 32/A maddesi eklenmiştir.
             “İndirimli kurumlar vergisi
             MADDE 32/A – (1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.
             (2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Bakanlar Kurulu;
             a) İstatistikî bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırmaya ve gruplar itibarıyla teşvik edilecek sektörleri ve bunlara ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirlemeye,
             b) Her bir il grubu için yatırıma katkı oranını % 25’i, yatırım tutarı 50 milyon Türk Lirasını aşan büyük ölçekli yatırımlarda ise % 45’i geçmemek üzere belirlemeye, kurumlar vergisi oranını % 90’a kadar indirimli uygulatmaya,
             c) Yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, kullanılmış makine, yedek parça, yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını ayrı ayrı veya topluca sınırlandırmaya,
             yetkilidir.
             (3) İkinci fıkraya göre yatırıma katkı ve vergi oranı farklı illerde aynı mükellef tarafından yapılan yatırımlarda, toplam yatırımın her bir ile isabet eden oranına göre ilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranı uygulanır.
             (4) Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasına yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanır.
             (5) Hesap dönemi itibarıyla ikinci fıkrada belirtilen şartların sağlanamadığının tespit edilmesi halinde, söz konusu vergilendirme döneminde indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.
             (6) Yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde, devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla indirimli vergi oranından yararlanır.
             (7) Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde indirimli vergi oranından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra ise devralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla yatırıma katkı tutarının kalan kısmı için yararlanır.
             (8) Bu madde gelir vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
             (9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
             MADDE 10 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen fonlardan, katılımcıları ya da kurucuları tam mükellef gerçek kişi veya kurum olmayanların portföylerini yöneten ve Sermaye Piyasası Kurulunun izniyle kurulan portföy yönetim şirketleri, geçici 1 inci maddenin üçüncü fıkrasının uygulanması yönünden bu fonların iş merkezi olarak değerlendirilmez, daimi temsilcileri sayılır.
             GEÇİCİ MADDE 4 – (1) Münhasıran tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunanlardan üretim tesislerini Bakanlar Kurulunca belirlenen illere 31/12/2010 tarihine kadar nakleden ve asgari 50 kişilik istihdam sağlayan mükelleflerin, bu illerdeki işletmelerinden sağladıkları kazançlar için nakil tarihini izleyen hesap döneminden itibaren beş yıl süreyle kurumlar vergisi oranını % 75'i geçmemek üzere indirimli uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu madde hükmünden gelir vergisi mükellefleri de yararlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
             MADDE 11 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “1. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
             a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük             antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.
             b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez.
             Yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak malın cinsi ve miktarı ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.
             Yetkili gümrük antrepolarının işleyişine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca belirlenen esaslara uyulmaması halinde ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.”
             MADDE 12 – 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrasının sonunda yer alan “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” ibaresi “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya  tamamen ya da  amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
             MADDE 13 – 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun eki (I) sayılı Listenin (B) cetvelinde yer alan bazı mallara ilişkin özel tüketim vergisi, bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde karşılarında gösterildiği tutarlarda tespit edilmiş, aynı (I) sayılı Listenin (B) cetveline, bu Kanuna ekli (2) sayılı cetvelde yer alan G.T.İ.P. numaralı mallar, vergi tutarları ile birlikte eklenmiştir.
             MADDE 14 – 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş ve maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “c) Kablolu,  kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti % 5,
             d) (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına girmeyen diğer telekomünikasyon hizmetleri %15,”
             “Birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan hizmetlerin birlikte veya birbiriyle bağlantılı olarak verilmesi halinde, her hizmet tabi olduğu oran üzerinden vergilendirilir. Bakanlar Kurulu, % 25 ve % 15 oranlarını ayrı ayrı veya birlikte % 5’e, % 5 oranını ise sıfıra kadar indirmeye ve bu oranları kanuni oranlarına kadar artırmaya yetkilidir.”
             MADDE 15 – 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “IV- Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.
             “f) Elektronik ortamda birlikte verilen muhtasar
             beyanname ve sigorta prim bildirgesinden
             sadece muhtasar beyanname için                                                                  20 TL”
             MADDE 16 – 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
             “Kat irtifaklı gayrimenkul devir ve iktisaplarında harç, devir ve iktisap bedelinin tamamı üzerinden hesaplanır.”
             MADDE 17 – 492 sayılı Harçlar Kanununun (4) sayılı tarifesinin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün 12 numaralı fıkrası, 13 numaralı fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile 20 numaralı fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “12. Satış vaadi sözleşmeleri ile irtifak hakkı tesisi vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhinde, sözleşmede yazılı bedel üzerinden (Bu bedel, sözleşmeye konu gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az, emlak vergisi değerinin iki katından çok olamaz) bedelsiz olanlarında emlak vergisi değeri üzerinden         (Binde 5,4)”
             “a) Arsa ve arazi üzerine inşa olunacak bina vesair
             tesislerin tescilinde (Her bir bağımsız bölüm vesair tesis için)                    100 TL
             Bayındırlık ve İskan Bakanlığının görüşü alınarak Maliye
             Bakanlığınca tespit ve ilan edilmiş bulunan sosyal mesken,
             işçi evleri ve bunlardan daha düşük nitelikteki meskenlerin
             tescilinde (Her bir bağımsız bölüm için)                                                            50 TL
             Tapu siciline tescil yapılmaması halinde de bu harcın tahsili aynı esaslar dahilinde yürütülür.”
             “c) (a) fıkrası dışında kalan her nevi cins ve kayıt tashihinde (her bir işlem için) 50 TL”
             “e) Gayrimenkul üzerine irtifak hakkı tesis ve devrinde
             (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yapılan kat
             irtifakları hariç olmak üzere) tesis ve devir için ödenen
             bedel (Bu bedel, üzerinde hak tesis edilen gayrimenkulün
             emlak vergisi değerinin iki katından çok olamaz) üzerinden
             devir alan için                                                                                              (Binde 15)”
             MADDE 18 – 19/3/1985  tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 2 – 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”
             MADDE 19 –  2/7/1992 tarihli ve 3835 sayılı Ahıska Türklerinin Türkiye’ye Kabulü ve İskanına Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 1 – 1/1/2009 tarihinden önce ikamet tezkeresi almak suretiyle Türkiye'de ikamet eden Ahıska Türklerine bu maddenin yürürlüğünden itibaren 3 ay içinde müracaat etmeleri halinde; milli güvenlik açısından sakıncası olmamak şartıyla, 11/2/1964 tarihli ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ve diğer ilgili mevzuatta öngörülen şartlar aranmaksızın, başvuru tarihinden itibaren 6 ay içinde Türk vatandaşlığına alınarak çifte vatandaşlık statüsü sağlanır. Çifte vatandaşlık statüsü sağlananlar, Bakanlar Kurulunca belirlenen yerlerde iskân edilirler.”
             MADDE 20 – 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (k) bendi (l) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
             “k) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamındaki kamu idarelerine verilmesi gereken her türlü beyanname, bildirge ve benzeri belgeleri, bu idarelerin mevzuatı gereğince elektronik ortamda bunlar adına almak.”
             MADDE 21 – 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
             “Gelir İdaresi grup müdürü, vergi dairesi müdürü, müdür, vergi dairesi müdür yardımcısı ve müdür yardımcısı kadrolarına atanacakların, yapılacak yazılı ve sözlü sınavlardan ayrı ayrı yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan almaları şarttır. Şu kadar ki, Devlet gelir uzmanlığına atandıktan sonra bu unvanda en az beş yıl hizmeti bulunanlar sınava tabi tutulmadan müdür olarak atanabilirler. Bu sınavlara katılacak personelin belirlenmesi ile sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
             Vergi dairesi müdürleri, müdürler ve bunların yardımcıları ile vergi denetmenleri yer değiştirme suretiyle atamaya tabi olup, buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
             MADDE 22 – 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun geçici 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
             “1/1/2005 tarihinden önce kesinleşen imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan OSB’lerin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında; ilgili kamu idarelerince daha önce yapılan kamulaştırma ve diğer işlemler, tezyidi bedel dahil kamulaştırma, faiz ve diğer bedellerin ödenmesi kaydıyla geçerli kabul edilir, bu işlemlere dayanılarak ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına tapuda yapılan tesciller korunur, mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir.”
             MADDE 23 – 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
             “EK MADDE 3 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesi kapsamındaki yatırımlarla ilgili olarak talep edilen taşınmazın bulunduğu ilçenin mülki sınırları içindeki organize sanayi veya endüstri bölgelerinde bu yatırımlar için tahsis edilebilecek boş parsel bulunmaması, gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarının, talep edilen taşınmazların maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin tarım ve hayvancılık yatırımları için bir, turizm yatırımları için iki, diğer yatırımlar için üç katından az olmaması kaydıyla; Hazineye, özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsaların üzerinde kırkdokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı tesis edilebilir. 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise aynı şartlarla kırkdokuz yıl süreli kullanma izni verilebilir.
             Yatırımcılar lehine tesis edilecek irtifak hakkı veya kullanma izinlerinde ilk yıl bedeli, yatırım konusu taşınmazın emlak vergi değerinin yüzde üçüdür.
             İrtifak hakkı veya kullanma izni verilenlerden ayrıca hasılat payı alınmaz.
             İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu kapsamda değerlendirilir.
             İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz olarak verilen ön izin süresi içinde yapılır. Ön izin süresi iki yılı geçemez.
             İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten itibaren beş yıl süreyle uyulması zorunludur.
             Yatırımcının bu madde kapsamında belirlenen şartlara uymadığının veya mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal edilir. Bu durumda taşınmaz üzerindeki tüm yapı ve tesisler sağlam ve işler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin taşınmaz maliki idareye intikal eder ve bundan dolayı hak lehtarı veya üçüncü kişilerce herhangi bir hak ve talepte bulunulamaz. Ancak, öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması halinde ise irtifak hakkı veya kullanma izni bedelleri için sağlanan indirimler iptal edilir ve iptal tarihinden itibaren ayrıca hasılat payı alınır.
             İrtifak hakkı veya kullanma izni süresinin sonunda makine, teçhizat ve demirbaşlar hariç diğer yapı ve tesisler taşınmaz maliki idareye intikal eder, yatırımcının talep etmesi halinde ise genel hükümlere göre doğrudan irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir.
             Hazineye ait taşınmazlar; tarım ve hayvancılık yatırımları hariç olmak üzere,  birinci fıkra kapsamında en az ellimilyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında, en az yüz kişiye istihdam sağlayacak şekilde ve taşınmazın rayiç değerinin en az üç katı tutarında yatırım yapacaklara, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden doğrudan satılabilir. Bu yerlerin amacı dışında kullanılmayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulur.
             Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve ikinci fıkrada belirtilen bedeli Bakanlar Kurulunca belirlenecek bölgeler itibarıyla farklılaştırmaya ve sıfıra kadar indirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
             MADDE 24 – 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik  Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 11 – 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca sit alanı ilan edilmesi nedeniyle kesin inşaat yasağı getirilen alanlarda kalan taşınmazlar için bu maddenin yayımı tarihinden önce düzenlenmiş olup 31/12/2011 tarihine kadar kullanılmayan veya kısmen kullanılan belgeler iptal edilir ve yenisi düzenlenmez.”
             MADDE 25 – 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 19 – Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün 2009 yılı finansman açığının karşılanmasını teminen Hazineden olan görev zararı alacaklarına ve ödenmemiş sermayesine mahsuben Müsteşarlıkça Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğüne Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihraç edilebilir. Bu kapsamda ihraç edilecek Özel Tertip Devlet İç Borçlanma senetleri için, Müsteşarlık Bütçesinin ilgili tertiplerine 1 milyar Türk Lirasına kadar ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
             MADDE 26 – 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 4 üncü maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “Bu maddenin (d) bendinde yer alan gelirler hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz. Bu gelirler tahsilatın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar vergi daireleri ve muhasebe birimleri tarafından Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre,  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki Fon hesabına aktarılır.”
             MADDE 27 – 10/10/1984 tarihli ve 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
             “Ekonomi Koordinasyon Kurulu:
             EK MADDE 9 – Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Başbakanın belirleyeceği bakanlardan oluşur. Kurul üyesi Başbakan Yardımcısı, Kurula başkanlık eder.
             Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarına konuyla ilgili bakanlar ve kamu görevlileri ile özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri davet edilebilir.
             Ekonomi Koordinasyon Kurulunun görevleri şunlardır:
             a) Ekonomik istikrarla ilgili gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek.
             b) Para, kredi, finans, maliye, borçlanma, gelirler ve diğer ekonomi politikaları ile plan ve programların tespitinde, uygulanmasında ve güncelleştirilmesinde koordinasyonu sağlamak.
             c) Küresel ve ulusal ekonomi ile ilgili gelişmeleri izlemek, değerlendirmek, gerektiğinde araştırmalar yapmak veya yaptırmak.
             ç) Ekonomik güvenlik ve ekonomik savunmaya ilişkin ilke ve esasların tespitinde, uygulanmasında ve güncelleştirilmesinde koordinasyonu sağlamak.
             d) Gerektiğinde, gelir azaltıcı veya harcama artırıcı önerileri değerlendirmek, uygun görülenler hakkında etki analizlerini yapmak veya yaptırmak.
             e) Devlet yardımları politikalarının tespitinde, uygulanmasında ve güncelleştirilmesinde koordinasyonu sağlamak.
             f) Kurul kararlarının uygulama süreçlerini izlemek, değerlendirmek; sonuçları ilgili bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmek ve Başbakana sunmak.
             Ekonomi Koordinasyon Kurulunun çalışma usul ve esasları, Kurulda temsil edilecek kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları ile sekreterya hizmetlerine ilişkin hususlar yönetmelikle belirlenir.
             Kurul, görev alanına giren konularla ilgili her türlü bilgi ve veriyi, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşlarından isteme yetkisine sahiptir.”
             MADDE 28 – 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 65 inci maddesi, başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
             “Baro keseneği:
             MADDE 65 – Baro keseneğinin yıllık miktarı, genel kurulca belirlenir ve her yılın ocak ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenir. Vadesinde ödenmeyen keseneğe T.C. Merkez Bankası reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranında yıllık temerrüt faizi uygulanır.
             Avukatlık Kanununun 72 ve 73 üncü madde hükümleri saklıdır.”
             MADDE 29 – 1136 sayılı Avukatlık Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 22 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş baro keseneği borcunun tamamının, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde ödenmesi halinde, işlemiş faiz borcu silinir. Baro keseneğinin ödenmemesine bağlı olarak yürütülen levhadan ve sicilden silme işlemleri, altı ay süreyle durdurulur.”
             MADDE 30 – 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 3 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bedelsiz irtifak hakkı tesis edilmek veya kullanma izni verilmek amacıyla ilana çıkılmış ancak, işlemleri tamamlanmamış taşınmazlar hakkında, mülga 5 inci madde hükümleri uygulanır. Mülga 5 inci madde kapsamında bedelsiz irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen taşınmazlar hakkında söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam edilir.”
             MADDE 31 – 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
             “GEÇİCİ MADDE 16 – Üyelerin oda ve borsalara, oda ve borsaların da Birliğe ödenmiş aidat borçlarına ait gecikme zamlarının tamamı ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde üyelerin oda ve borsalara, oda ve borsaların Birliğe olan aidat borçlarının tamamının ödenmesi halinde, bu borçlara ait gecikme zamları silinir.”
             MADDE 32 – (1) 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde” ibaresi “bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aya veya 2008 yılı Aralık ve 2009 yılı Ocak aylarına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen” şeklinde ve “bir yıl” ibaresi “iki yıl” olarak değiştirilmiştir.
             (2) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun:
             a) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine “meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar” ibaresi eklenmiştir.
             b) 93 üncü maddesinin birinci fıkrasına, “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” ibaresi eklenmiştir.
             c) Geçici 14 üncü maddesine “2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez ve bunlar hakkında da bu maddenin sosyal güvenlik destek primi alınmasına ilişkin hükümleri uygulanır.” fıkrası eklenmiştir.
             (3) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına “merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “sosyal güvenlik kurumları,” ibaresi eklenmiştir.
             (4) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendine “Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yükümlülüklerini yerine getirmek” ibaresi eklenmiştir.
             (5) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 99 uncu maddesinde yer alan “Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye” ibaresi “Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve ekleri ile üçer aylık verilen beyannamelerin dönemini aylık olarak belirlemeye” şeklinde değiştirilmiştir.
             (6) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü.” ibaresi “Şans oyunları lisans veya işletim hakkının hasılatın belli oranında hesaplanan pay karşılığında verilmesi halinde bu hakkı devralan kurumlar hariç olmak üzere, 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar.” şeklinde değiştirilmiştir.
             (7) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 17 nci maddesinde yer alan “31/12/2008” ibaresi “31/12/2010” olarak değiştirilmiştir. 
             (8) 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinde yer alan “Emeklilik yatırım fonlarının,” ibaresi “Emeklilik yatırım fonlarının, menkul kıymet yatırım fonlarının ve menkul kıymet yatırım ortaklıklarının,” şeklinde değiştirilmiştir.
             (9) 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 138 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “maktu harçları yarısına kadar, nispi harçları ise bu fıkra ile artırılmadan önceki seviyelerine indirmeye,” ibaresi “maktu harçları yarısına, nispi harçları ise Kanunla belirlenen oranların onda birine kadar indirmeye,” şeklinde değiştirilmiştir.
             (10) 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun;
             a) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “hesaplanan ödenecek ikramiyeler” ibaresi “hesaplanan ve süresi içinde iştirakçilere ödenen ikramiyeler” şeklinde değiştirilmiştir.
             b) 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “talebi ve” ibaresi “talebi veya” olarak değiştirilmiştir.
             c) 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “saymanlığına” ibaresi “muhasebe birimi hesabına” şeklinde değiştirilmiştir.
             (11) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun;
             a) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “anlaşılan 5.000.000 liraya kadar (5.000.000 lira dahil)” ibaresi “anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar” şeklinde, “Bakanlar Kurulu, bu miktarı on katına” ibaresi “Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına” şeklinde değiştirilmiştir.
             b) 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “tahsile yönelik bilgilerin verilmesi sırrın ifşaı sayılmaz.” ibaresi “tahsile yönelik bilgilerin ve 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi sırrın ifşaı sayılmaz; bu kurum ve kuruluşlarda vazifeli bulunan kimseler edindikleri bilgileri ifşa ettikleri takdirde birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılırlar.” şeklinde değiştirilmiştir.
             (12) 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun;
             a) 18 inci maddesinin (c) bendindeki “Başkanlığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya Başkanlığın görev alanı ile ilgili işlemlerden dolayı Bakanlık husumetiyle açılan idarî davalarla sınırlı olmak üzere Bakanlığı” ibaresi eklenmiştir.
             b) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bu işlemler ile diğer işlemlerinden dolayı idarî yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak” ibaresi “bu işlemler ile personel atama, disiplin, terfi, sicil, harcırah ve benzeri özlük işlemlerinden dolayı idarî yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak” şeklinde değiştirilmiştir.
             c) 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar vergi denetmenliğine atanırlar.” cümlesi “Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar vergi denetmenliğine, başarılı olamayanlar ise derecelerine uygun memur kadrosuna atanırlar.” şeklinde; üçüncü fıkrasında yer alan “Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar durumlarına uygun Devlet gelir uzmanlığı, vergi istihbarat uzmanlığı veya gelir uzmanlığına atanırlar.” cümlesi “Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar durumlarına uygun Devlet gelir uzmanlığı, gelir uzmanlığı veya vergi istihbarat uzmanlığına, başarılı olamayanlar ise derecelerine uygun memur kadrosuna atanırlar.” şeklinde değiştirilmiştir.
             (13) 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddelerinin birinci fıkralarında yer alan “31.12.2008” ibareleri “31/12/2009” şeklinde değiştirilmiş, 7 nci maddesinin (h) bendinde yer alan “31/12/2007” ibaresinden önce gelmek üzere “31/12/2004 tarihine kadar tamamlananlar için 31/12/2009 tarihine kadar,” ibaresi eklenmiştir.
             (14) 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 45 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “kurumların” ibaresi “kurumlar ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde faaliyette bulunan bankaların” şeklinde değiştirilmiştir.
             (15) 13/10/1983 tarihli ve 2919 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “raportörler” ibaresi “uzmanlar” olarak değiştirilmiştir.
             (16) 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
             (17) 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik  Yapılması Hakkında Kanunun;
             a) 4 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan “organize hayvancılık yapacaklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına,” ibaresi ve “üzerinde en az onmilyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında ve en az elli kişi istihdam sağlayacak yatırım yapacaklara,” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
             b) 6 ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
             (18) 492 sayılı Harçlar Kanununun  (4) sayılı tarifesinin sonunda yer alan “Bu tarifenin 13 numaralı bendinin (a) ve (c) fıkralarında belirtilen işlemlerden emlâk vergisi bildirimi verilmesini gerektirenlerin 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununda yazılı bildirim verme süresi sonuna kadar tapuda gösterilmemesi halinde harç % 50 fazlasıyla alınır.” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.
             (19) 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 711 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
             GEÇİCİ MADDE 1 – Menkul kıymet yatırım fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemlerle ilgili olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemler için banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılan tarhiyatlardan vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
             GEÇİCİ MADDE 2 – İlgili trafik sicilinde adlarına kayıt ve tescilli bulunan, model yılı 1979 veya daha eski olan motorlu taşıtlarını; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30/6/2010 tarihine kadar ilgili yönetmelik hükümleri gereğince kayıt ve tescillerinin silinmesi ve hurdaya çıkarılması suretiyle il özel idarelerine bedelsiz olarak teslim edenler adına veya 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 33 üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen uygulama çerçevesinde Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Hurda İşletmesi Müdürlüğüne ait hurda müdürlüklerinden herhangi birine teslim eden gerçek ve  tüzel  kişilerden, yük  ve yolcu  taşımacılığı  dışında  bilanço  esasına  göre  defter tutmayı  gerektiren başkaca ticari veya mesleki faaliyetten dolayı mükellefiyeti bulunmayanlar adına, hurdaya çıkarılan taşıta ilişkin olarak 31/12/2009 tarihine kadar tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve 31/12/2008 tarihine kadar tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edilir.
             Motorlu taşıtlarını noter satış senediyle veya kamu kurum ve kuruluşlarından satın alıp ilgili trafik tescil kuruluşunda adlarına kayıt ve tescil ettirmemiş olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yük ve yolcu taşımacılığı dışında bilanço esasına göre defter tutmayı gerektiren başkaca ticari veya mesleki faaliyetten dolayı mükellefiyeti bulunmayan gerçek ve tüzel kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2009 tarihine kadar kayıt ve tescil işlemlerini tamamlayarak bu maddenin öngördüğü diğer şartları da yerine getirmeleri halinde bu madde hükmünden yararlanabilirler.
             Bu madde kapsamında trafik tescil kayıtları silinen motorlu taşıtların, adlarına tescil kaydı bulunanlar tarafından ilgili kurumlara teslimi ile il özel idarelerinin bu kapsamda teslim aldıkları hurda taşıtların satışından elde ettikleri kazançlar ve bu faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır, bu madde kapsamında yapılan motorlu taşıt teslimlerine ilişkin olarak 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmaz.
             Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mevcut olmayan veya herhangi bir nedenle motorlu taşıt vasfını kaybetmiş olup model yılı 1998 ve daha eski olan taşıtların, bu durumlarının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya ilgili trafik tescil kuruluşu nezdinde adlarına kayıtlı olanlar tarafından yazılı bildirimde bulunulması halinde, bu taşıtlara ait motorlu taşıtlar vergilerinin 1/4’ünün 31/12/2009 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir ve ödemeyi müteakip trafik tescil kayıtları silinir. Bu fıkra kapsamında trafik tescil kayıtları silinen motorlu taşıtların daha sonra bulunması veya varlığının tespiti halinde, terkin tarihi itibarıyla trafik tescil kaydı yapılır. Bu takdirde terkin edilen vergi ve diğer amme alacakları ayrıca bir işleme gerek olmaksızın bulundukları veya tespit edildikleri yılın Ocak ayında motorlu taşıtlar vergisi adıyla tahakkuk etmiş sayılır ve Ocak ayının son günü vade tarihi kabul edilerek takip ve tahsil edilir. Bulunan veya varlığı tespit edilen taşıtın noter satış senediyle veya kamu kurum ve kuruluşlarından satın alındığının tevsiki halinde taşıt, satış tarihi itibarıyla alıcı adına tescil edilir ve alıcı adına motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti tesis edilir.
             5/7/2003 tarihinden önce çalınan motorlu taşıtlara ilişkin, çalınma tarihinden bulunma tarihine kadar, henüz bulunmadıysa 5/7/2003 tarihine kadar olan vergilendirme dönemlerine ait olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edilir.
             13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20 nci maddesinin, 21/5/1997 tarihli ve 4262 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile değiştirilen (d) bendinin yürürlük tarihinden önce, noterler vasıtasıyla satışı yapılan motorlu taşıtlar için, noter satış senedinin düzenlendiği tarihten sonra satıcılar adına tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergileri, gecikme zamları, gecikme faizleri ile vergi cezaları, taşıtın 31/12/2009 tarihine kadar alıcısı adına tescili kaydıyla, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen düzeltme zamanaşımı hükümlerine tabi olmaksızın düzeltilir. Motorlu taşıtlar vergisinde düzeltme yapılan bu taşıtlarla ilgili olarak 31/12/2003 tarihinden önce tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamına giren amme alacaklarına karşılık bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez. Bu hüküm, bu fıkra kapsamına giren taşıtlardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alıcısı adına tescil edilmiş olanlar için de uygulanır.
             Bu madde hükmünden gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak suretiyle yararlananlar, bu fiilleri başkaca bir suç teşkil etmediği takdirde 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 206 ncı maddesi gereğince, il özel idareleri ve MKEK Hurda İşletmesi Müdürlüğünce bu madde hükmüne göre teslim alınan taşıtları, taşıt vasfını kaybettirecek şekilde kullanılamaz hale getirmeyenler ile bu hususa ilişkin gerekli tedbirleri almayanlar aynı Kanunun 257 nci maddesi gereğince cezalandırılır.
             Bu madde kapsamında tescil kayıtları silinen motorlu taşıtlara ait daha önce ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile buna ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve idari para cezaları red ve iade edilmez. Tescil kayıtları silinen bu taşıtlar üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tatbik edilmiş olan hacizler kaldırılır.
             Dördüncü fıkra gereğince trafik tescil kayıtları silinecek taşıtların, motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumları tespite ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, İçişleri ve Maliye bakanlıkları müştereken yetkilidir.
             GEÇİCİ MADDE 3 – 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan ve 1/8/2002 - 21/7/2005 tarihleri arasında 87.03 G.T.İ.P. numarasından özel tüketim vergisi beyan edilmesi gerekirken 87.04 G.T.İ.P. numarasından özel tüketim vergisi beyan edilen araçlarla ilgili olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemler için özel tüketim vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılan tarhiyatlardan vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
             GEÇİCİ MADDE 4 – Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yeterlik sınavına giren vergi denetmen yardımcılarından, yapılan bu sınavlarda başarılı olamayan ve halen Gelir İdaresi Başkanlığı kadrolarında görev yapanlar, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren altı aydan az olmamak üzere Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenecek tarihte bir defaya mahsus olmak üzere düzenlenecek yeterlik sınavına çağrılırlar. Yapılan yeterlik sınavına girenlerden başarılı olanlar vergi denetmenliğine, başarılı olamayanlar ise derecelerine uygun memur kadrosuna atanırlar.
             Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılan gelir uzmanlığı özel sınavlarının birinde aldığı not daha sonra yapılan sınavda geçerli sayılarak gelir uzmanlığı kadrolarına atanmış olanların bu atamaları kazanılmış hak olarak kabul edilir ve bu gerekçe ile atamalarının iptaline yönelik işlem yapılmaz.
             GEÇİCİ MADDE 5 – 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamındaki üyelerin odalara, odaların Birliğe olan ödenmemiş aidat borçlarına ait gecikme zammının tamamı ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde üyelerin odalara, odaların Birliğe olan aidat borçlarının tamamının ödenmesi halinde bu borçlara ait gecikme zamları silinir.
             GEÇİCİ MADDE 6 – Bu Kanunla 492 sayılı Harçlar Kanununun (4) sayılı tarifesinin “I-Tapu İşlemleri” başlıklı bölümünün (13) numaralı fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklik ile aynı tarifenin sonunda yer alan hükmün kaldırılmasına yönelik düzenleme, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce; cins tashihi yapılmamış arsa ve arazi üzerine inşa olunan bina vesair tesislerin tescili ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilmiş bulunan sosyal mesken, işçi evleri ve bunlardan daha düşük nitelikteki meskenlerin tescilinde ve bunların dışında kalan her nevi cins ve kayıt tashihinde de uygulanır ve ayrıca vergi cezası ve gecikme faizi aranmaz. Ancak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez, tarh ve tahakkuk ettirilmiş olan harçların takip ve tahsiline devam edilir.
             MADDE 33 – Bu Kanunun;
             a) 8 inci maddesi, 14 üncü maddesi, 32 nci maddesinin (1) ve (8) numaralı fıkraları ile geçici 1 inci maddesi yayımını izleyen aybaşında,
             b) 32 nci maddesinin (6) , (7) ve (13)  numaralı fıkraları 1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
             c) 32 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) ve (c) bentleri 1/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
             ç) 4 üncü, 5 inci ve 6 ncı maddeleri 1/8/2009 tarihinde,
             d) 26 ncı maddesi 1/1/2010 tarihinde,
             e) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
             yürürlüğe girer.
             MADDE 34 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
 
1 Sayılı Cetvel
 
G.T.İ.P. NO.              Mal İsmi                                                                                     Vergi Tutarı (TL)      Birimi     
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)    
2710.19.71.00.00      Özel bir işleme tabi tutulacak olanlar                                                   0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.75.00.00      2710.19.71.00 Alt pozisyonunda belirtilen
                                  işlemlerden başka bir işlemle kimyasal
                                  değişime tabi tutulacak  olanlar                                                            0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.81.00.00      Motor yağları, kompresör yağlama
                                  yağları, türbin yağlama yağları                                                             0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.83.00.00      Hidrolik amaçlara mahsus sıvı yağlar                                                   0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.85.00.00      Beyaz yağlar, sıvı parafin                                                                    0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.87.00.00      Dişli yağları ve redüktör yağları                                                           0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.91.00.00      Metal işlemeye mahsus bileşikler, kalıp
                                  çıkarma yağları, aşınmayı önleyici yağlar                                            0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.93.00.00      Elektrik izolasyonuna mahsus yağlar                                                   0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.25      Diğer madeni yağlar                                                                            0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.21      Spindle oil                                                                                           0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.22      Light neutral                                                                                       0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.23      Heavy neutral                                                                                     0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.24      Bright stock                                                                                        0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama yağları; diğer yağlar)
2710.19.99.00.98      Diğerleri                                                                                              0,9345              Kilogram (Yalnız baz yağlar)
 
 
2 Sayılı Cetvel
 
 G.T.İ.P. NO.             Mal İsmi                                                                                     Vergi Tutarı (TL)      Birimi   
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.11.00.00.00      Dokumaya elverişli maddelerin, deri ve
                                  köselenin, post ve kürklerin veya diğer
                                  maddelerin işlenmesine mahsus
                                  müstahzarlar                                                                                       0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.19.10.00.00      Esas madde olarak kabul edilmemek
                                  şartıyla, ağırlık itibarıyla % 70 veya
                                  daha fazla petrol yağları veya bitümenli
                                  minerallerden elde edilen yağları içerenler                                           0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.19.91.00.00      Makina, cihaz ve taşıtların yağlanmasında
                                  kullanılan müstahzarlar                                                                       0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.19.99.00.00      Diğerleri                                                                                              0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.91.00.00.00      Dokumaya elverişli maddelerin, deri ve
                                  köselenin, post ve kürklerin veya diğer
                                  maddelerin işlenmesine mahsus
                                  müstahzarlar                                                                                       0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)   
3403.99.10.00.00      Makina, cihaz ve taşıtların yağlanmasında
                                  kullanılan müstahzarlar                                                                       0,9345              Kilogram
                                  (Yağlama müstahzarları)
3403.99.90.00.00      Diğerleri                                                                                              0,9345              Kilogram
                                  (Petrol yağları veya bitümenli minerallerden
                                  elde edilen yağları içerenler)   
3811.21.00.10.00      Mineral yağlar veya mineral yağlar gibi
                                  aynı amaçla kullanılan diğer sıvı yağlar için
                                  diğer müstahzar katkılar                                                                      1,6135              Kilogram
                                  (Petrol yağları veya bitümenli minerallerden
                                  elde edilen yağları içermeyenler)   
3811.29.00.10.00      Mineral yağlar veya mineral yağlar gibi aynı
                                  amaçla kullanılan diğer sıvı yağlar için diğer
                                  müstahzar katkılar                                                                              1,6135              Kilogram
28/2/2009
 
 
 
GENEL GEREKÇE
 
Bilindiği üzere, 4447 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinde öngörülen kısa çalışma uygulamasıyla, işyerine işçiler arasında tenkisat yapma yerine, işçilerin tamamının veya bir kısmının geçici olarak ücretsiz izine çıkartılması ekonomik ve sosyal politika olarak tercih edilmekte; işçilerin geçici olarak ücretsiz izine çıkarılması geçici bir işsizlik olarak nitelenerek işsizlik sigortasından kısa çalışma ödeneği almaları öngörülmektedir
Dünyada yaşanmakta olan Küresel krizin ülke ekonomisini de etkilediği, görülmektedir. Bu husus göz önüne alınarak, 2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere; günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı %50 oranında artırılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Ayrıca, 5510 sayılı Kanunda uygulamada görülen bazı aksaklıkların giderilmesine yönelik değişiklikler yapılması gündeme gelmiştir. Örneğin, işverenler tarafından işe alınan ve işten çıkarılan çalışanlara ait, “işe giriş bildirgeleri” ile “işten çıkış bildirgeleri”, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki Bilgi İşlem Daire Başkanlığınca Sendikalar Kanunu, İŞKUR tarafından İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince ve Sosyal Güvenlik Kurumunca sosyal güvenlik işlemleri için farklı formatlarda ayrı ayrı alınmaktadır. Çalışanların işe giriş ve işten çıkış bildirimlerinin aynı Bakanlığa bağlı birimlerce ayrı ayrı alınmasının işverenler nezdinde oluşturduğu bürokratik yük dikkate alınarak, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmış olan sözkonusu bildirimlerin oluşturulan elektronik ortamda ilgili diğer birimlere aktarılmasının sağlanması ve Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan  bildirimlerin  diğer birimlere de yapılmış sayılması öngörülmektedir.
Bu çerçevede; 5510 sayılı Kanunda işten çıkış bildirgelerinin süresinde veya belirlenen usule uygun verilmemesi halinde idari para cezası müeyyidesi getirilmekte, ayrıca mülga 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde düzenlenen ve 5510 sayılı Kanunda belirlenen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmesi öngörülen sandıkların iştirakçilerinin işe giriş ve işten çıkış bildirgelerinin de Sendikalar Kanunu ve İşsizlik Sigortası Kanunu uygulamaları bakımından önem taşıması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi düzenlenmektedir.
İşverenler tarafından işyeri bildirimleri de işe giriş ve işten çıkış bildirimlerinde olduğu gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yine ayrı ayrı yapılmakta olup, işyeri tescili ile ilgili alt yapının hazırlanmasıyla uygulamaya geçilmesi öngörüldüğünden, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işyeri bildirimlerinin diğer birimlere de yapılmış sayılması öngörülmektedir.
Ayrıca, Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre kısmi zamanlı olarak çalışan yüksek öğrenim öğrencilerinin tüm sigorta kollarına tabi olmaları durumunda, bakmakla yükümlü olunan kişi statüsüyle sağlık yardımlarından yararlanamayacakları ve kısmi zamanlı çalışmalarına karşılık gelen ücretlerinden yapılacak kesintilerle bu miktarların önemli ölçüde azalacağı dikkate alınarak bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerinin uygulanması yönünde değişiklik yapılmaktadır.
Diğer taraftan, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi öngörülen dönüşümleri ortaya koyan temel politika dokümanı olan Dokuzuncu Kalkınma Planında, Türkiye’nin vizyonu ve uzun vadeli stratejisi “İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil  paylaşan,  küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna  dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, iş ortamının iyileştirilmesi, kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması, Ar-Ge faaliyetleri ile yenilikçiliğin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi hususlarına da temel politika hedefleri arasında yer verilmiştir.
Vergi sisteminin, gelişmiş ülkelerin uygulamalarıyla paralel müesseseler içeren, ekonominin rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayan, serbest piyasa ekonomisiyle uyumlu, yatırımları ve istihdamı teşvik ederek sürdürülebilir büyümeyi destekleyen, vergiye gönüllü uyumu artırarak kayıtlı ekonomiye geçiş sürecini hızlandıran, daha basit, kolay anlaşılabilir ve uygulanabilir, geniş tabanlı, etkin, verimli ve mükellef odaklı bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması hedefleri doğrultusunda son yıllarda atılan adımlarla önemli bir mesafe kaydedilmiş bulunmaktadır.
 
Öngörülen hedefler doğrultusunda;
- Dünyadaki gelişmelere paralel olarak, gelişmiş ülke uygulamaları dikkate alınarak Kurumlar Vergisi Kanunu yeniden yazılmış ve vergi oranı üçte bir oranında indirilmek suretiyle Türkiye vergi yükü açısından ilk 5 OECD ülkesi arasına girmiştir.
- Benzer şekilde gelir vergisi tarife yapısı basitleştirilmiş, gelir vergisi oranlarında da önemli indirimler yapılmış ve asgari geçim indirimi müessesesi ile istihdam üzerindeki vergi yükü önemli ölçüde düşürülmüştür. Bu uygulama ile eşi çalışmayan dört çocuklu bir ücretlinin elde ettiği asgari ücretin tamamı vergi dışı bırakılmış olup ülkemiz, ücretler üzerindeki vergi ve benzeri yükler bakımından OECD ülkeleri arasında daha iyi konuma yükselmiştir.
- Gıda, eğitim, sağlık ve tekstil ürünleri gibi temel ihtiyaç maddeleri ile turizmde katma değer vergisi oranları önemli ölçüde indirilmiştir.
- Teknolojik bilgi üretilmesi, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılması, verimliliğin artırılması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, katma değeri yüksek alanlara yatırım yapılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla, Ar-Ge harcamalarına kurumlar vergisi, gelir vergisi stopajı, damga vergisi ve sigorta primi yönünden önemli destek ve teşvikler sağlanmıştır.
- Ekonomik gelişmeyi ülke geneline yaygınlaştırarak yatırımları ve istihdamı artırmak amacıyla bazı illerimizde uygulanmak üzere gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren paylarında teşvik, yatırım yeri tahsisi ve enerji desteği sağlanmıştır. 31/12/2008 tarihi itibarıyla uygulama süresi sona eren söz konusu teşvik ve destek unsurlarına ilişkin süre, bu Tasarıyla bir yıl daha uzatılmaktadır.
Öngörülen hedefler doğrultusunda bu Tasarıyla;
- Ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, bölgelerarası gelişmişlik farkının en aza indirilmesi, istihdamın artırılmasını sağlamak üzere, sektörel olarak da kümelenmeyi öne çıkarmak suretiyle yatırımların teşvik edilmesine imkan sağlayacak düzenlemelere yer verilmektedir.
- Kayıtlı ekonominin geliştirilmesine yönelik olarak; vergi dairelerine verilen muhtasar beyanname ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen sigorta bildirgelerinin birleştirilerek alınabilmesine imkan sağlanmakta ve aynı şekilde tarım ürünlerinde lisanslı depoculuk ve ürün senedi uygulamalarının etkin bir şekilde işlemesini sağlayacak vergisel düzenlemelere yer verilmektedir.
- Dış ticaret işlemlerinde vergi uygulamalarının kolaylaştırılmasına yönelik olarak; yetkili gümrük antrepolarının daha etkin bir şekilde işleyişini sağlayacak düzenleme yapılmakta, ihraç malı taşıyan araçlara vergisiz akaryakıt teslimleri ile liman ve hava meydanlarında araçlara verilen hizmetlerle ilgili olarak vergisel konularda ortaya çıkan tereddüt giderilmekte, dâhilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin yurt içinden temin edilmesine ilişkin tecil terkin uygulamasının süresi uzatılmaktadır.
- E-devlet ve e-ticaret uygulamalarının yaygınlaştırılmasını ve işlemlerin elektronik ortamda yapılmasını kolaylaştırmak üzere internet iletişiminden alınan özel iletişim vergisi oranı indirilmektedir.
- Gerek yerli gerekse yabancı kurumsal yatırımcılar bakımından uygulamada ortaya çıkan     tereddütler giderilmektedir.
- Ekonomik ömrünü tamamlayarak veya çeşitli nedenlerle motorlu taşıt olma vasfını yitiren, hurda haline gelen, çalışma imkanı bulunmayan, karayollarına ve trafik düzenine zarar verir hale gelen eski model motorlu kara taşıtlarının tasfiyesine ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.
Tasarıda ayrıca, vergi sistemi uygulamasında ortaya çıkan bazı sorunların giderilmesi, ekonomik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak vergi idaresinin çağdaş ve etkin bir yapıya kavuşturulmasına yönelik düzenlemeler ile ekonomik gelişmelerin ve uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi bakımından ihtiyaç duyulan düzenlemelere de yer verilmektedir.
 
 
 
 
 
MADDE GEREKÇELERİ
 
MADDE 1- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile daha önce geçici 7 nci madde kapsamında bulunanlar korunmakla birlikte 1 Aralık 2008-31 Ocak 2009 tarihleri arasında sigortalı olmayanlar da kapsama dahil edilmiş ayrıca bu madde ile getirilen teşvik unsurundan yararlanmak için gerekli işe alınma süresi bir yıl daha uzatılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere; günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı % 50 oranında artırılarak, kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara mevcut duruma göre daha fazla ödeme yapılmasına olanak sağlanmakta, üç aylık yararlanma süresi altı aya çıkarılmakta ve kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemelerin işsizlik ödeneğinden mahsup edilmeyeceği hüküm altına alınmaktadır.
 
MADDE 2- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, kısmi zamanlı olarak çalışan yüksek öğrenim öğrencilerinin tüm sigorta kollarına tabi olmaları durumunda, bakmakla yükümlü olunan kişi statüsüyle sağlık yardımlarından yararlanamayacakları ve kısmi zamanlı çalışmalarına karşılık gelen ücretlerinden yapılacak kesintilerle bu miktarların önemli ölçüde azalacağı dikkate alınarak bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerinin uygulanması yönünde değişiklik yapılması amaçlanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile, faturaların teslimine ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Kuruma teslim edilen çok sayıda fatura ve eki belge bulunmaktadır. Sarf evraklarının incelenerek tahakkuk ettirilmesi çok zaman almaktadır. Sarf evraklarının incelenebilmesi için yeterli zaman kazanmak ve bu arada sağlık hizmet sunucularının mağduriyetini önlemek amacıyla avans uygulaması getirilmiştir. Burada önceden 45 ve 90 gün olan ödeme süreleri birleştirilerek, daha sağlıklı bir yapı oluşturulmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunun, Kurum olarak orta ve uzun vadedeki sıfır avans (yerine kesin ödeme) ve sıfır örnekleme (yerine belgelerin %100’nün incelenmesi) hedeflerine ulaşmanın yolu da açılmış olacaktır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ile, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen her türlü belge, bildirge ve taahhütnamenin diğer kamu idareleri tarafından alınmasına imkân sağlayan yetkinin kullanılması halinde, bu belgeleri almaya yetki verilen kurumun kendi mevzuatının uygulanmasına yönelik kullandığı yetkileri bu belgelerin alınması süresi ile ilgili aşamasında da kullanabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi ile, sigortalı işten ayrılışların ilgililer tarafından Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesine göre idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile, Kuruma yapılan bildirimlere ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. İşçiler için aynı mahiyette bulunan belgelerin işveren tarafından birden farklı kuruma verilmesi, bürokratik işlemleri arttırdığı gibi, zaman ve emek kayıplarına neden olmaktadır. Eklenen bu fıkra ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilmesi zorunlu olan işçi giriş bildirimleri ve işçi çıkış bildirimleri ile aynı mahiyette Sosyal Güvenlik Kurumuna 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddeleri gereği verilmesi zorunlu olan sigortalı işe giriş ve ayrılış bildirimlerinin farklı yapılması yerine bu bildirimlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmasının yeterli sayılması amaçlanmıştır.
Sigortalıların işten ayrılışlarına ilişkin bildirimler Türkiye İş Kurumu ile Çalışma Bakanlığı adına Sosyal Güvenlik Kurumunca alınacağından ve ayrıca sandıkların iştirakçi giriş ve çıkışlarının da Sendikalar Kanunu ve İşsizlik Sigortası Kanunu uygulamaları bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu üzerinden takip edilmesi öngörüldüğünden bu bildirimlere ilişkin idari para cezası düzenlenmektedir.
5510 sayılı Kanunun geçici 20 inci maddesi ile sandıkların Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmesi öngörülmektedir. Eklenen fıkra ile devir tarihine kadar kapsamdaki sandık iştirakçilerinin Sendikalar Kanunu ve İşsizlik Sigortası Kanunu uygulamaları bakımından işe giriş ve işten çıkış bildirimlerini Sosyal Güvenlik Kurumuna yapmaları düzenlenmektedir
 
MADDE 3- Madde ile, 2822 sayılı Kanun gereği yetki tespiti için işçi sendikalarının başvurularına istinaden çoğunluk tespitinin, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bildirimler üzerinden yapılması amaçlanmıştır.
 
MADDE 4 Madde ile, işgücü piyasasında dezavantajlı gruplar arasında sayılan özürlü ve eski hükümlülerin ekonomik ve sosyal yaşama katılmaları ancak istihdamlarının arttırılmasıyla mümkün olacağından hareketle; 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi gereği elli veya daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin, Kanun kapsamına giren işyerlerinde özürlü ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülükleri getirilmiş, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere, aynı Kanunun 101 inci maddesi gereği çalıştırmadığı özürlü/eski hükümlü için idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu para cezalarının, Kurumumuz bütçesinin Maliye Bakanlığınca açılacak özel tertibine gelir kaydedilmesi ve yine Kurumumuz koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ve en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon kararı doğrultusunda,  özürlü ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılması öngörülmüştür. 5072 sayılı Kanunun 2/g maddesi kapsamında değerlendirilmesinin, özürlü ve eski hükümlülerin ekonomik ve sosyal yaşama katılmaları ancak istihdamlarının arttırılmasıyla mümkün olacağı ilkesinden hareketle getirilen 4857 sayılı Kanununun 30 uncu maddesinin son fıkrasının uygulanmasını zorlaştıracağı, sosyal diyalogu zedeleyeceği, bu günde kadar bir çok başarılı proje geliştiren ve uygulayan sivil toplum kuruluşlarını dışlayacağı düşünülmektedir.
 
MADDE 5- Madde ile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında müfettiş ve başmüfettiş çalıştırılmasına ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Bakanlık mevcut müfettiş kadrosunun çok az sayıda olması sebebiyle denetim hizmetlerini layıkıyla ve süratle yerine getirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Hali hazırda önemli bazı denetimler, Bakanlık müfettişleri başkanlığında Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince yürütülmektedir. Müfettiş yardımcısı alınması suretiyle müfettiş yetiştirilmesi, 3-4 yıl gibi uzun zaman almaktadır. Bu nedenle, denetim hizmetlerinin aksamaması için altı ay içinde diğer bakanlıklar ile ilgili ve bağlı kuruluşlardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına naklen denetim elemanı atanması amaçlanmaktadır.
 
MADDE 6- 4749 sayılı Kanunun kapsam maddesi, sosyal güvenlik kurumlarını kapsayacak şekilde değişiklik yapılmaktadır.
 
MADDE 7- Madde ile, 18 inci maddede değişiklik yapılmaktadır. Feshin geçerli sebebe dayandırılması başlıklı bu maddenin işçinin haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak gibi eylem ve işlemlerini kapsamaktadır. Buna karşın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 278 inci maddesinde suçu bildirim yükümlülüğü bulunmakta olup, bunun yanı sıra onaylanması 1/2/2000 tarihli ve 4518 sayılı Kanunla uygun bulunan “OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi”nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri hükümleri ile 5237 sayılı Kanunun 252 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan suçun önlenmesi ve işlendiğinde etkili bir şekilde takibi için ihbarcının korunması düzenlemelerinin kamu ve özel sektörde etkin bir şekilde tatbiki yükümlülüğünü uluslararası bir taahhüt olarak Ülkemize yüklendiğinden, gerek ulusal mevzuatta tutarlılık sağlanması, gerek uluslararası taahhütlerimizin yerine getirilmesi ve gerekse de yasadan doğan yükümlülüğünü iyi niyetle yerine getiren işçinin korunması ihtiyacı çerçevesinde, 4857 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile de uyumlu olarak bu değişikliğe ihtiyaç duyulmuştur.  
 
MADDE 8- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde yer alan asgari geçim indiriminden, teşvik kapsamındaki işyerlerinde çalışan işçilerin ne şekilde yararlanacakları hususuna açıklık getirilmektedir. Buna göre, gelir vergisi stopajı teşviki öngörülen yerlerde ücretli olarak çalışan işçilerin ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden öncelikle asgari geçim indirimi mahsubu uygulandıktan sonra kalan tutarın indirim ve istisna uygulamasında dikkate alınması sağlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile iktisadi işletmeleri hariç olmak üzere Türkiye Kızılay Derneğine makbuz mukabili yapılan bağış ve yardımların tamamının, gelir vergisi matrahının tespitinde gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebilmesine imkân sağlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ile Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birlikte verilmesinde uyum sağlanabilmesi için üçer aylık dönemlerde verilen muhtasar beyannamelerin aylık olarak verilmesine imkân sağlamak üzere Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde yapılan düzenlemeyle, 10 kişi ve daha az hizmet erbabı çalıştıranlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanlara ilişkin verilen muhtasar beyannamelerde ödeme sürelerini üç ayı geçmemek üzere belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 75 inci maddeyle tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak ve geliştirmek üzere oluşturulan tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin teşvik edilmesi amacıyla, 5300 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin alım-satımından elde edilen kazançların 31/12/2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi öngörülmektedir.
 
MADDE 9- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle ilgili mevzuat çerçevesinde şans oyunu tertip etme hak ve yetkisine sahip kurumlar ile bu hak ve yetkinin devredildiği kurum, kuruluş ve özel hukuk tüzel kişilerine kurumlar vergisi muafiyeti getirilmektedir.
 Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile Türkiye Kızılay Derneğine makbuz mukabili yapılan bağış ve yardımların tamamının, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesi sağlanmakta, anılan Derneğin iktisadi işletmelerine yapılan bağış ve yardımların ise bu kapsamda değerlendirilemeyeceği hususuna açıklık kazandırılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendiyle, Kurumlar Vergisi Kanununa eklenmesi öngörülen 32/A maddesiyle ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın artırılması, bölgeler arası gelişmişlik düzeyi farkının en aza indirilmesi ve sektörel olarak da kümelenme olgusunun  öne çıkarılarak yatırımların teşvik edilmesine yönelik olarak indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanmasına imkan tanınmaktadır.
İndirimli kurumlar vergisi uygulamasında finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 4283 sayılı Kanun ile 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımların kapsam dışı tutulması öngörülmektedir.

 
İndirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanacak yatırımlar  teşvik belgesine bağlanacak ve bu yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
AB teşvik uygulamalarına paralel olarak yatırımlara Devlet katkısının belirlenmesi ve takip edilebilmesini teminen bu hususa ilişkin tanımlara yer verilmektedir. Buna göre, maddede geçen yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını olarak tanımlanmaktadır.
Maddeyle Bakanlar Kuruluna;
a) İstatistikî bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırma ve gruplar itibarıyla teşvik edilecek sektörleri ve bunlara ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirleme,
b) Her bir il grubu için yatırıma katkı oranını % 25’i, yatırım tutarı 50 milyon Türk Lirasının üstünde olan büyük ölçekli yatırımlarda ise % 45’i geçmemek üzere belirleme, kurumlar vergisi oranını % 90’a kadar indirimli uygulatma,
c) Yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını ayrı ayrı veya topluca sınırlandırma,
konularında yetki verilmektedir.
Aynı mükellef tarafından yatırıma katkı ve vergi oranı farklı illerde yapılan yatırımlarda, toplam yatırımın her bir ile isabet eden oranına göre ilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranı uygulanması öngörülmektedir.
İndirimli kurumlar vergisinin esas itibarıyla yeni yatırımlarda uygulanması öngörüldüğünden, tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın yeni yatırımlardan kaynaklanan kısmının işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, bu kazanca indirimli oran uygulanacaktır. Bir dönemde oluşan kazancın ne kadarının tevsi yatırımından elde edildiğinin ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise yeni yatırım tutarının toplam yatırım tutarına oranlanmak suretiyle indirimli oran uygulanacak kazanç tespit edilecektir. Buna göre, indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına  (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenecektir. Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, aktife alındıkları dönem sonu itibarıyla yeniden değerleme oranında artırılacak ve indirimli oran uygulamasına yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanacaktır.
Hesap dönemi itibarıyla belirtilen şartların sağlanamadığının tespit edilmesi halinde, indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergilerin, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın  gecikme faiziyle birlikte tahsil edilmesi öngörülmektedir.
Öngörülen düzenlemeye göre, yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde, devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla indirimli vergi oranından yararlanacak; yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde ise indirimli vergi oranından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra ise devralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla yatırıma katkı tutarının kalan kısmı için yararlanacaktır.
Maddede öngörülen düzenleme gelir vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacaktır.
Ayrıca, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

 
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendiyle, Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 3 üncü madde ile kurumlar vergisi mükellefi olma niteliklerini haiz yabancı fonların katılımcılarının ya da kurucularının tam mükellef gerçek kişi veya kurum olmaması şartıyla, bu fonların portföylerini yönetmek üzere faaliyet gösteren ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca kurulan portföy yönetim şirketlerinin, 5520 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanmasında, bu fonların iş merkezi olarak değerlendirilmeyerek, daimi temsilcileri olarak kabul edilmesi öngörülmektedir. Böylelikle, katılımcıları ya da kurucuları arasında tam mükellef gerçek kişi veya kurum bulunmayan yabancı fonların, portföylerini Türkiye’de değerlendirmelerine imkan sağlanmakta ve Türkiye’de kurulu portföy yönetim şirketleri vasıtasıyla sadece Türkiye’de değerlendirilen söz konusu fonlar dolayısıyla elde ettikleri kazançların vergilendirilmesi amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendiyle, Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 4 üncü madde ile gelir vergisi mükellefleri hakkında da uygulanmak üzere, münhasıran tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunanlardan üretim tesislerini 31/12/2010 tarihine kadar Bakanlar Kurulunca belirlenen illere nakleden ve asgari 100 kişilik istihdam sağlayan mükelleflerin, bu illerdeki işletmelerinden sağladıkları kazançlar için   nakil tarihini izleyen hesap döneminden itibaren beş yıl süreyle kurumlar vergisi oranını % 75’i geçmemek üzere indirimli olarak uygulatma konusunda Bakanlar Kuruluna, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye konusunda ise Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
 
MADDE 10- Bilindiği üzere 5300 sayılı Kanun ile tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak, depolanması için yaygın bir sistem oluşturmak, ürün sahiplerinin mallarının emniyetini sağlamak ve kalitesini korumak, ürünlerin sınıf ve derecelerinin yetkili sınıflandırıcılar tarafından saptanmasını sağlamak, tarım ürünleri lisanslı depo işleticilerinin kişiler arasında ayrım yapmaksızın tarım ürünlerini kabul etmelerini temin etmek, ürünlerin mülkiyetini temsil eden ve finansmanını, satışını ve teslimini sağlayan ürün senedi düzenlemek ve standartları belirlenmiş tarım ürünlerinin ticaretini geliştirmek üzere, tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda yapılan düzenlemelerle, 5300 sayılı Kanun ile usul ve esasları belirlenen tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin KDV uygulaması yönünden vergisel altyapısının oluşturulması amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda maddenin birinci fıkrasının;
- (a) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi, ticari, sınai, zirai faaliyet veya serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde olup olmadığına bakılmaksızın KDV’nin konusuna alınmakta,
- (b) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde, söz konusu ürün senetlerini elinde bulunduranların mükellefiyet durumlarının tam olarak tespitinde yaşanacak güçlükler göz önüne alınarak bu işlemlere ait KDV’nin lisanslı depo işleticileri tarafından sorumlu sıfatıyla ödenmesi düzenlenmekte,
- (c) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi işlemlerinde vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği hükme bağlanmakta,
- (d) bendi ile ürün senetlerinin, işlem gördüğü borsalar aracılığıyla ilk teslimi KDV’den istisna tutulmak suretiyle bu kapsamdaki işlemlerin KDV’den tamamen arındırılması amaçlanmakta,
- (f) bendi ile ürün senetlerinin, işlem gördüğü borsalardaki ilk teslimi ile senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi dışındaki teslimlerinin KDV’den istisna tutulması amaçlanmakta ayrıca, bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemlerle ilgili olarak yüklenilen vergilerin indirimine imkan tanınmakta,
- (g) bendi ile de ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde KDV matrahı, ürünün çekildiği tarihte senedin işlem gördüğü borsada oluşan değeri olarak belirlenmekte ve özel matrah şekline göre vergilendirilmesi amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde yapılan düzenleme ile yetkili gümrük antrepolarının işleyişine yönelik belirlemeler yapılmak suretiyle yetkili gümrük antrepolarına işlerlik kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda daha önce yalnızca yurt dışına gönderilmek üzere yetkili gümrük antrepolarına mal konulması ihracat teslimi sayılırken yapılan düzenleme ile malların yetkili gümrük antreposu işleticilerine tevdi edilmesi de ihracat teslimi sayılmaktadır. Bu kapsamda yetkili gümrük antrepolarının görev ve sorumlulukları yeniden belirlenmekte, söz konusu esaslara göre hareket etmeyen yetkili gümrük antreposu işleticileri, ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden, KDV iadesi alanla birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaktadır.
Ayrıca maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendinde yapılan düzenlemeyle, ülkemizin coğrafi özellikleri nedeniyle büyük imkânlar vadeden deniz ve hava taşımacılığından daha çok yararlanılabilmesi için liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarına verilen hizmetlerin yanı sıra ithalat-ihracat ve transit rejim kapsamında işlem gören mallara bu yerlerde liman ve hava meydanı işleticileri tarafından verilen hizmetler de istisna kapsamına alınmak suretiyle söz konusu işlemler tamamen vergiden arındırılmakta ve sektörün uluslararası rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. Söz konusu istisna uygulaması, liman ve hava meydanlarında uluslararası ticarete konu olan ve ithalat-ihracat ve transit rejim kapsamında işlem gören mallara liman ve hava meydanı işleticileri tarafından verilen hizmetleri kapsamaktadır. Ayrıca, gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanması hizmetleri de tamamen vergiden arındırılmakta ve Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (o) bendinde bu düzenlemelere paralel düzenleme yapılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ile ihraç malı taşıyan araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposuna KDV istisnası uygulanarak teslim edilecek motorin miktarına ilişkin uygulama sonuçları dikkate alınmak suretiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrasında buna uygun düzenleme yapılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (h) bendi ile indirimli orana tabi işlemlerde yılı içinde mahsup edilemeyen verginin iadesi konusundaki mevcut uygulamaya açıklık getirilmekte ayrıca, vergi güvenliği  ve kayıt dışılıkla mücadele çerçevesinde indirimli orana tabi bazı işlemlerde iade hakkını kaldırma konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde 3065 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesinde yapılan değişiklikle 320 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 2 nci maddesi kapsamındaki şans oyunlarına lisans verilmesi işlemleri vergiden istisna edilmekte ve bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemlerle ilgili olarak yüklenilen vergilerin indirimine imkân tanınmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (i) bendi ile dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin yurt içinden temin edilmesinde, 3065 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi hükmüne göre işlem yapılmasına yönelik uygulamanın süresi 31/12/2010 tarihine kadar uzatılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (j) bendi ile ülke kalkınması, istihdam ve milli gelire önemli katkılarda bulunacak büyük ölçekli sınai yatırımların gerçekleşmesine finansal kolaylık sağlamak amacıyla KDV istisnası öngörülmektedir. Uygulama kolaylığı ve çok sayıda satıcının yol açacağı KDV iade sorunlarının önlenmesi amacıyla, istisna, verginin önce ödenip daha sonra yatırımcıya iade edilmesi şeklinde uygulanacaktır. Bu düzenleme ile iadenin mükellefi az sayıda yatırımcı olacağından istisna ve iade uygulaması ihtilafsız ve hızlı bir şekilde yürütülebilecektir.

 
MADDE 11- Maddede öngörülen düzenlemeyle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu uygulamasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle yapılan düzenleme ile ihraç malı taşıyan araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposunda ÖTV istisnası uygulanarak teslim edilecek akaryakıt miktarına ilişkin uygulama sonuçları dikkate alınarak KDV’de olduğu gibi gerekli değişikliğin yapılması öngörülmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendiyle Özel Tüketim Vergisi Kanununa eklenen geçici madde ile, Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların ithalinde veya yurt içinde üreticileri tarafından tesliminde (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanacak olan vergi tutarının, her bir adet mal için 40 TL olarak hesaplanacak asgari maktu vergiden düşük olması halinde, her bir adet mal için 40 TL vergi ödenmesi öngörülmektedir. 31/12/2013 tarihine kadar uygulanacak olan bu hüküm gereğince, 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı her bir adet mal için (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanacak vergi tutarının 40 TL’den fazla olması halinde, (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanan vergi ödenecektir. Bakanlar Kuruluna, 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı mallarının her bir adedi için bu madde ile belirlenen 40 TL tutarındaki asgari maktu vergi tutarını sıfıra kadar indirme, beş katına kadar artırma konusunda yetki verilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendiyle yapılan düzenleme ile 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan baz yağlar ve madeni yağlar için uygulanan maktu tutarları, bu malların piyasada taşıt araçlarında motorinle karıştırılmak suretiyle yasa dışı kullanımının ve vergi kaybının önüne geçmek amacıyla 0,9345 TL olarak belirlenmektedir. Düzenleme ile yağlama müstahzarları verginin konusuna dahil edilmektedir. Yağlama müstahzarlarının imalatında % 70 oranına kadar ÖTV’ye tabi olan baz yağlar kullanılmaktadır. Yağlama müstahzarları, yurt dışından ithal edenler veya yurt içinde imal edenlerce teslim edilmesi halinde ÖTV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, yağlama müstahzarlarının yurt içinde üretilmesi halinde, üreticilerin bu yağların üretiminde kullandıkları ÖTV’ye tabi yağlar nedeniyle yurt içi üretici aleyhine, ithalatçı lehine bir durum oluşmaktadır. Bu durumun önlenmesi amacıyla, yağlama müstahzarları 4760 sayılı Kanunun eki (I) sayılı listenin (B) cetveline dahil edilmektedir. Böylece bunların ithali ve yurt içinde üretiminde ÖTV yükü eşitlenmiş olmaktadır. Öte yandan ÖTV kapsamındaki “hafif mineral yağlar için kullanılan müstahzar katkılar” ile aynı amaçla kullanılan “mineral yağlar veya mineral yağlar gibi aynı amaçla kullanılan diğer sıvı yağlar için kullanılan diğer müstahzar katkılar” da ÖTV kapsamına alınmaktadır.
 
MADDE 12- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “İstisnalar” başlıklı 29 uncu maddesinin (t) bendine “menkul kıymet yatırım fonlarının ve menkul kıymet yatırım ortaklıklarının” ibaresi eklenmek suretiyle bu fon ve ortaklıkların sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler dolayısıyla lehe aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna tutulması öngörülmektedir.
Yapılan bu düzenleme ile, menkul kıymet yatırım fon ve ortaklıklarına gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında sağlanan teşviklere paralel olarak, sermaye piyasalarında yapılan işlemlerdeki aracılık maliyetlerinin düşürülmesi suretiyle ülkemizdeki kurumsal yatırımcılığın gelişmesi, sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesi amaçlanmaktadır.
11/7/2006 tarihli ve 2006/38 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararıyla onaylanan Bilgi Toplumu Stratejisi eki (2006-2010) Eylem Planında yer alan “105-Veri ve internet hizmetlerinde vergi indirimi” eyleminin gerçekleştirilmesini temin etmek amacıyla maddenin (b) bendiyle 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Özel iletişim vergisi” başlıklı 39 uncu maddesinde gerekli değişiklik yapılmaktadır.
Söz konusu değişiklikle, anılan Eylem Planında belirtilen vergi indirimini sağlamak üzere kablolu,  kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmetine ilişkin özel iletişim vergisi oranı % 15’ten % 5’e indirilmekte ve Bakanlar Kuruluna bu oranı sıfıra kadar indirme yetkisi verilmektedir. 
Ayrıca maddede, vergi oranı düşürülen telekomünikasyon hizmetleri dolayısıyla oluşabilecek vergi kayıp ve kaçaklarının önlenmesi amacıyla vergiye tabi hizmetlerin birlikte veya bağlantılı olarak verilmesi durumlarında her bir hizmetin tabi olduğu vergi oranı üzerinden vergilendirilmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır. 
 
MADDE 13- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle 488 sayılı Damga Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle muhtasar beyannameler ile sigorta prim bildirgelerinin elektronik ortamda birlikte alınması uygulamasına geçileceği öngörülerek, elektronik ortamda birlikte verilecek söz konusu kağıtlardan sadece muhtasar beyanname için damga vergisi alınması, bu doğrultuda sigorta prim bildirgelerinden ayrıca damga vergisi aranılmaması amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendiyle yapılan düzenleme ile tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak ve geliştirmek üzere oluşturulan tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin teşvik edilmesi amacıyla, mudi ile lisanslı depo işletmesi arasında düzenlenen sözleşmelerin ve ürün senedinin damga vergisinden istisna tutulması amaçlanmaktadır.
 
MADDE 14- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, kat irtifakı tesis edilmiş gayrimenkullerin devir ve iktisabında tapu harcının, alım-satımda ödenen bedel üzerinden hesaplanmasına yönelik uygulamaya açıklık kazandırılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 138 inci maddesinde yapılan değişiklikle, nispi harçların oranlarının tespitine ilişkin Bakanlar Kuruluna verilmiş olan yetkinin sınırları yeniden belirlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ile 492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin 13/a ve 13/c fıkralarına göre nispi esasa göre tahsil edilmekte olan harçların bundan böyle maktu esasa göre alınması sağlanmakta ve 13/a bendi kapsamındaki cins tashihi harçlarının beyanname verilmesi suretiyle tahsili uygulamasına son verilmektedir. Bu suretle, cins değişikliği işlemine ilişkin vatandaşlar üzerindeki mali külfet hafifletilerek, kayıt dışında bulunan gayrimenkullerin kayda alınmasına yönelik teşvik edici ciddi bir adım atılmaktadır.
Ayrıca, bu alandaki bürokrasi ve kırtasiyeciliğe son verilmesi ve vergi dairelerinin yoğun iş yükünün azaltılması ile, hem vatandaş memnuniyeti artırılacak, hem de idareye kolaylık sağlanacaktır. 
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi ile, gayrimenkullerin kanunda öngörülen süre içinde tapuda tashih ve tescillerinin gerçekleştirilmemesi halinde, 492 sayılı Kanunun (4) sayılı tarifesinin 13/a ve 13/c fıkralarına göre tahsil edilmiş olan harcın % 50’si kadar ilave harç tahsil edilmesine yönelik hüküm yürürlükten kaldırılmaktadır.
 
MADDE 15- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulamasında kamu payının hesabında, iştirakçiler tarafından süresi içinde tahsil edilmeyen ikramiyelerin mahsup edilmeyeceği hususuna açıklık kazandırılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile, şans oyunlarının lisans veya işletim hakkının devri halinde, lisans veya işletim hakkını devreden kurum ve kuruluşlara verilecek payların aynı Kanunun 5 inci maddesinde yer alan yatırım işletme giderlerine ilişkin sınırlamaya dahil olduğu hususuna açıklık getirilmektedir.
5602 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeyle, ilgili kurum ve kuruluşların 5602 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait borçlarından ödenen kısmının, kamu payının hesabında Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen sınırlar dahilinde yatırım ve işletme giderleri kapsamında indirilebilmesine imkan sağlanmaktadır.
 
MADDE 16- 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda yer alan tanımlar arasına, anılan Kanunun uygulamasına yönelik olarak kamu personeli tanımına da yer verilerek uygulamada tereddüt oluşturan bu hususa açıklık getirilmesi amaçlanmaktadır.
5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunla Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan işyerlerinde çalışan personel ücretlerinin belli bir kısmı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Madde ile 5746 sayılı Kanuna eklenen geçici 1 inci maddeyle Ar-Ge personelinin istihdam maliyetinin düşürülmesi amacıyla söz konusu teşvikten 31/12/2013 tarihine kadar Ar-Ge harcaması yapan işletmelerin yararlanması sağlanmaktadır.
 
MADDE 17- 1606 sayılı Bazı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanunla, başta Türkiye Kızılay Derneği olmak üzere bazı dernekler ile kurumlara her türlü vergi, resim ve harçtan muafiyet sağlanmıştır. Bu Kanun kapsamındaki bazı derneklerin piyasa ekonomisi çerçevesindeki faaliyetleri nedeniyle oluşan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi, bu muafiyet hükmü nedeniyle ihtilaf konusu olmaktadır. Ayrıca bu kurumların piyasada ticari faaliyette bulunmaları ve muafiyet hükmünün bu şekilde iktisadi işletmeleri de kapsayacak şekilde yorumlanması durumunda diğer kurumlar vergisi mükellefleri ile aralarında rekabet eşitsizliği ortaya çıkmaktadır. Vergiden muaf tutulan kurumlara ilişkin yasal düzenlemelerin pek çoğunda bu duruma ilişkin açık belirleme bulunmaktadır. Örneğin 3388 sayılı Kanunda Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurumlar vergisinden muaf tutulurken iktisadi işletmelerinin bu muafiyetten yararlanamayacağı açıkça Kanunda belirtilmiştir. Bu bağlamda, 1606 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile anılan Kanun kapsamına giren bazı dernek ve kurumların iktisadi işletmelerinin muafiyet kapsamında olmadıkları hususuna açıklık kazandırılmaktadır.
 
MADDE 18- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 6183 sayılı Kanunun “Menkul malların haczi” başlıklı 77 nci maddesine bir fıkra eklenerek resmi sicile kayıtlı olan menkul malların ve hakların haczinin sicillerine işlenmek üzere sicilin tutulduğu daireye tebliğ edilmek suretiyle de yapılacağı hususunda Kanuna açıklayıcı hüküm konularak, mülkiyetin karinesi olan bu kayıtlara işlenen hacizlerin hukuken geçerli olduğu yönündeki Yargıtay içtihatları doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır.
Ayrıca, yapılan düzenleme ile resmi sicile kayıtlı olan menkul mallar ve hakların haczi için tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerinin, bu kayıtların tutulduğu kurumlara elektronik ortamda tebliğ edilebilmesine ve bu bildirilere verilecek cevapların da elektronik ortamda alınabilmesine imkan verilmektedir. Elektronik ortamın kullanılması sonucunda işlemlere sürat kazandırılarak iş gücünde, posta masraflarında ve kırtasiyede tasarruf sağlanacaktır.
Belirtilen amaçlarla önerilen düzenlemede, elektronik ortamda yapılacak tebligatlar ve bu tebligatlara verilecek cevapların da elektronik ortamda alınmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile kamu alacaklarının takibi için tahsil dairelerince gayrimenkullerin ve gemilerin kayıtlı oldukları sicillere işlenmek üzere tebliğ edilecek haciz bildirilerinin elektronik ortamda da tebliğ edilmesini ve cevapların elektronik ortamda alınmasını sağlamak ve elektronik ortamdaki tebligatlara ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla Maliye Bakanlığına yetki vermek üzere 6183 sayılı Kanunun 88 inci maddesine cümle ilavesi öngörülmektedir. Yapılan bu düzenleme ile elektronik ortamın kullanılması sonucunda işlemlere sürat kazandırılarak iş gücünde, posta masraflarında ve kırtasiyede tasarruf sağlanması amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde, 6183 sayılı Kanunun tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkine ilişkin 106 ncı maddesinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile diğer amme alacaklarının terkini için farklı tutar belirlenmesi yönünde düzenleme yapılarak özellikle takip ve tahsilinde daha fazla mesai ve harcama yapılan idari para cezası gibi amme alacaklarının terkinine imkan sağlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgileri verilmesinin, Kanunun 107 nci maddesinin uygulanması açısından sırrın ifşaı sayılmayacağı yönünde düzenleme yapılarak işlemlere sürat kazandırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, madde kapsamında bilgi verilen kurum ve kuruluşlarda vazifeli bulunan kimselerin edindikleri bilgileri ifşa ettikleri takdirde 107 nci maddede yer alan hükme göre cezalandırılacağı yönünde düzenleme yapılmak suretiyle paylaşılan bilgilerin ifşa edilmesi halinde uygulanacak ceza belirlenmektedir.
 
MADDE 19- Madde ile; belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amaçlanmaktadır.
 
MADDE 20- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 711 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen “Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir.” şeklindeki hükmü Cenevre Birlik Anlaşmasının 32 nci maddesinde yer almamaktadır. 6762 sayılı Kanunun 711 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenleme, İsviçre Borçlar Kanunundan aynen aktarılmıştır. İsviçre hariç mehazlarda yer almayan, İsviçre öğretisinde de şüphe ile karşılanan, yorum güçlüklerine ve tartışmalara yol açan, amaç ve faydası pek belirlenemeyen bu hüküm, Türkiye’de yanlış anlamaların doğmasına neden olmuş ve çekin niteliğiyle bağdaştırılması mümkün olmayan bir uygulamanın yerleşmesine de sebebiyet vermiştir. Karışıklık yaratmaktan başka hiçbir yarar sağlamayan ve çekin değerini düşüren bu hükmün kaldırılması amaçlanmaktadır.
 
MADDE 21- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile çifte vatandaşlık statüsü sağlanıncaya kadar, ikamet tezkeresi düzenlenen Ahıska Türkleri için, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca çalışma izni aranmaması esası getirilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 3835 sayılı Kanun kapsamında olup 1/6/2008 tarihinden önce ikamet tezkeresi düzenlenenlerden; bu Kanunun yürürlüğünden itibaren üç ay içinde çifte vatandaşlık müracaatında bulunanların başvurularının kabul edilerek, milli güvenlik ve devletimizin dış politikası bakımından sakıncası görülmeyenlerin çifte vatandaşlık taleplerinin, talep tarihinden itibaren üç ay içinde sonuçlandırılacağı düzenlenmektedir. Ayrıca çifte vatandaşlık talebinde bulunan Ahıskalı soydaşlarımızın bu taleplerinin en kısa zamanda sonuçlandırılması ve bu süreçte çalışma izninin aranmaması suretiyle de çalışabilmelerinin kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.
 
MADDE 22- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda gerekli düzenleme yapılarak 5018 sayılı Kanun kapsamındaki kamu idarelerine verilmesi gereken her türlü beyanname, bildirge ve benzeri belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından alınabilmesine imkan sağlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendiyle, Gelir İdaresi Başkanlığının işlemlerinden veya Başkanlık görev alanıyla ilgili işlemlerden (Örneğin: yönetmelik, genel tebliğ ve benzeri) dolayı, usul hukuku kuralları gereği idarî yargı mercileri nezdinde Bakanlık husumetiyle açılan davalarda, temsile ilişkin olarak uygulamada karşılaşılan zorlukların giderilmesi ve temsilin iyi bir şekilde sağlanmasını teminen, Bakanlığın da Başkanlık hukuk müşavirleri tarafından temsil edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendiyle müstakar hale gelmiş yargı kararlarıyla, vergi dairesi başkanlıklarının yalnızca vergilendirme ile ilgili işlemlere karşı açılan davalarda taraf ehliyetinin varlığının kabul edilmesi, bunun dışında kalan diğer işlemleriyle ilgili olarak açılan davalar bakımından husumet ehliyetinin bulunduğunun kabul edilmemesi nedeniyle, vergi dairesi başkanlıklarının personel atama, disiplin, terfi, sicil ve benzeri işlemlerinden dolayı idarî yargı mercilerinde görülmekte olan davalarda taraf olabilmesi için Kanunun lafzının daha açık hale getirilmesi amaçlanmakta; maddenin birinci fıkrasının (ç) bendiyle de Gelir İdaresi Başkanlığının denetim elemanları ile uzman personeline ilişin hükümler yeniden düzenlenmektedir.
Diğer yandan, maddenin yürürlük tarihinden önce yeterliğe giren ancak başarılı olamadığı için mevzuat hükümlerine göre memur kadrosuna atanan vergi denetmen yardımcılarınca açılan davalar neticesinde, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Vergi Denetmenleri Görev, Yetki, Çalışma ve Atama Yönetmeliğinin ilgili maddesi iptal edilmiş ve bu durum hukuki boşluğa neden olmuştur. Düzenlenen madde ile 5345 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde yapılan yeni düzenlemeye uyum sağlanması için bu durumda olan vergi denetmen yardımcılarına bir defaya mahsus yeterlik sınavına girme hakkı verilmesi amaçlanmaktadır.
 
MADDE 23- Ülkemizde yaşanan hızlı sanayileşme ve gelişme sürecinde zamanla mera vasıflı taşınmazların, şehirlerin yerleşim alanları içerisinde kalmasına ve mevzuatına uygun olarak yapılan ve onaylanan imar planlarıyla mera vasıflarını kaybederek hukuki durumlarının değişmesine rağmen, imar öncesi yapılan kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespit edilen bu taşınmazların mülkiyeti konusunda hukuki ihtilaflar çıkmakta ve bu konuda Hazine ile gerçek ve tüzel kişiler arasındaki ihtilaflar yargıya intikal etmektedir.
Bu konudaki hukuki ihtilafların çözümlenmesi ve ilgililerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla madde ile, 1/1/2005 tarihinden önce kesinleşen imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan OSB’lerin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında; ilgili kamu idarelerince daha önce yapılan kamulaştırma ve diğer işlemlerin, tezyidi bedel dahil kamulaştırma bedelleri ile diğer bedellerin (faiz ve benzeri) ödenmesi kaydıyla geçerli kabul edilmesi, bu işlemlere dayanılarak ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına tapuda yapılan tescillerin korunması, mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaması ve açılmış davalardan ise vazgeçilmesi, açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanmaması suretiyle, bu kararlar uyarınca söz konusu taşınmazların tapu kütüklerine konulan şerhlerinin terkin edileceği öngörülmektedir.
 
MADDE 24- 4706 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen maddeyle, 5520 sayılı Kanuna bu Kanunla eklenmesi öngörülen 32/A maddesi kapsamındaki yatırımlara Hazineye, özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi ya da arsaların üzerinde kırkdokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı tesis edilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. 6831 sayılı Kanuna tabi alanlar dışında olup Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise aynı şartlarla kırkdokuz yıl süreli kullanma izni verilebilecektir. İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde yine kamuya ait henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu kapsamda değerlendirilecektir. İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz olarak iki yılı geçmemek üzere verilecek ön izin süresi içinde yapılacaktır.
İrtifak hakkı tahsis edilebilmesi için; talep edilen taşınmazın bulunduğu ilçenin mülki sınırları içindeki organize sanayi veya endüstri bölgelerinde bu yatırımlar için tahsis edilebilecek boş parsel bulunmaması, gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarının, talep edilen taşınmazların maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin üç katından az olmaması şartları aranacaktır. Yatırım projesinde öngörülen istihdam edilecek işçi sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten itibaren beş yıl süreyle uyulması gerekmektedir.
Yatırımcılar lehine tesis edilecek irtifak hakkı veya kullanma izinlerinde ilk yıl bedeli, yatırım konusu taşınmazın emlak vergi değerinin belli bir oranı şeklinde hesaplanacak olup bu kapsamda irtifak hakkı veya kullanma izni verilenlerden ayrıca hasılat payı alınmaması öngörülmektedir.
Madde kapsamında belirlenen şartlara uyulmadığının veya mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal edilecektir. Bu durumda, taşınmaz üzerindeki tüm yapı ve tesisler sağlam ve işler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin taşınmaz maliki idareye intikal edecek olup bundan dolayı hak lehtarı veya üçüncü kişilerce herhangi bir hak ve talepte bulunulamayacaktır. Ancak, öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması halinde ise irtifak hakkı veya kullanma izni bedelleri için sağlanan indirimler iptal edilecek ve iptal tarihinden itibaren ayrıca hasılat payı alınacaktır.
İrtifak hakkı veya kullanma izni süresinin sonunda makine, teçhizat ve demirbaşlar hariç diğer yapı ve tesisler taşınmaz maliki idareye intikal etmesi ve yatırımcının talep etmesi halinde ise genel hükümlere göre doğrudan irtifak hakkı tesis edilmesi veya kullanma izni verilmesi öngörülmektedir.
En az ellimilyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında ve en az yüz kişi istihdam sağlayacak yatırım yapanlara, Hazineye ait taşınmazlar, 492 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden doğrudan satılabilecektir. Ancak, bu yerlerin amacı dışında kullanılmayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulacaktır.
Maddede öngörülen düzenlemeye paralel olarak 4706 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin son fıkrasında aynı hususu düzenleyen hüküm yürürlükten kaldırılmaktadır.
Ayrıca, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme ve irtifak hakkı ve kullanma izni bedelini Bakanlar Kurulunca belirlenecek bölgeler itibarıyla farklılaştırma ve sıfıra kadar indirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
Maddeyle ayrıca, 4706 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenen, sit alanlarında kalan özel mülkiyet konusu taşınmazlar için belge düzenlenmesi uygulamasının kaldırılması amaçlanmaktadır. Zira sit alanı ilan edilen ve onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen alanlarındaki arsa ve arazi maliklerinin tamamının belge talebinde bulunmaması veya talepte bulunulsa dahi düzenlenen belgelerin Hazine taşınmazlarının ihalelerinde kısmen kullanılması nedenlerinden ötürü bu arsa ve araziler, kullanılabilir bütünlükte kamunun mülkiyetine geçirilememekte ve müstakil olarak tasarruf edilememektedir.
Kanuna eklenen geçici maddeyle, sit alanı ilan edilmesi nedeniyle kesin inşaat yasağı getirilen alanlarda kalan taşınmazlar için daha önce düzenlenmiş olan belgelerin kullanılabilmesini teminen geçiş süreci öngörülmüş ve böylelikle belge sahiplerinin mağdur olmaması amaçlanmıştır.
 
MADDE 25- Maddeyle 5084 sayılı Kanun kapsamındaki gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki ile enerji desteğinden 1/4/2005 tarihinden önce yararlanmaya başlayan ve teşviklerden yararlanma süresi 31/12/2008 tarihinde sona eren işyerleri için bu teşviklerden yararlanma süresi 31/12/2009 tarihine kadar uzatılmaktadır. Yine, Kanunun yürürlükten kaldırılan hükümlerine ilişkin olarak başlanmış olup henüz tamamlanmamış işlemlere ilişkin geçiş düzenlemelerine maddede yer verilmiştir. 
 
MADDE 26- Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü, geçmiş yıllarda yapmış olduğu ürün alımlarından dolayı finansman açığı yaşamaktadır. Ofisin finansman açığının, Hazineden olan görev zararı alacaklarına ve ödenmemiş sermayesine mahsuben 4749 sayılı Kanun kapsamında Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihraç edilmesi imkanı getirilmek suretiyle karşılanması öngörülmektedir.
MADDE 27- Yapılan bu değişiklikle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun gelir kalemleri arasında sayılan trafik para cezası hasılat payının Fon gelir kalemi içerisindeki devamlılığı sağlanmakta olup bu gelir, fakirlik ve muhtaçlığın azaltılması yönündeki çalışmalara önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
MADDE 28- Madde ile; Başbakanlıkta Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile ana hizmet birimi olarak Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü kurulmakta ve bu çerçevede, 3056 sayılı Kanunda gerekli değişiklikler yapılmaktadır.
 
MADDE 29- Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile baro keseneğinin zamanında ödenmesini sağlamak ve gecikmeleri önlemek için öngörülen gecikme zammı cezası oranının değişen ekonomik şartlara ve hakkaniyete uygun olarak düzenlenmesi amaçlanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile de kesenekleri zamanında yatırmadığı gerekçesiyle baro levha ve sicilinden silinmiş veya bu duruma gelmiş olan avukatların birikmiş borçlarını ödemelerinde kolaylık sağlanarak mesleğe devamlarına olanak tanınması amaçlanmıştır.
 
GEÇİCİ MADDE 1- Maddede yapılan düzenleme ile, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinde bu Kanunla getirilen istisna düzenlemesine paralel olarak menkul kıymet yatırım fonlarının bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar sermaye piyasasında yaptıkları işlemlere ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi ile buna bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilmektedir.
 
GEÇİCİ MADDE 2- Hurda haline gelen ve çalışma imkanı bulunmayan eski model motorlu kara taşıtlarının hurdaya çıkartılabilmesi ancak ilgili trafik tescil kuruluşunda adlarına hurdaya ayrılacak taşıt kayıt ve tescilli olan mükelleflerin, bu taşıtlar ile ilgili olarak ödenmemiş motorlu taşıtlar vergisi bulunmamasına bağlıdır. Özellikle hurda durumunda bulunan kamyon ve kamyonet sahibi mükellefler bu taşıtlarını çalıştıramadıkları için motorlu taşıtlar vergisini ödeyememekte, kullanamadıkları taşıtlarını hurdaya ayırmak istediklerinde ise motorlu taşıtlar vergisi borçları bulunduğu için, taşıtlarını hurdaya ayıramamaktadırlar.
Ekonomik ömrünü tamamlayan ve karayollarına ve trafik düzenine zarar verir hale gelen söz konusu taşıtların tasfiyesi amacıyla 29/6/2006 tarihli ve 5535 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanunun 4 üncü maddesiyle düzenleme yapılmış ve taşıtlarını 31/12/2006 tarihine kadar il özel idarelerine teslim ederek hurdaya ayırma işlemlerini tamamlayan mükelleflerin motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezaları silinmiştir. Bu tarihten sonra Maliye ve İçişleri Bakanlıkları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurularda taşıt sahipleri; anılan Kanundan haberdar olmadıkları, taşıtlarının motorlu taşıt vasfını kaybettiği veya uzun süredir taşıtlarının mevcut olmadığı gerekçeleriyle Kanundan yararlanamadıklarını bildirerek bu konuda yeni bir düzenleme yapılması talebinde bulunmuşlardır.
Yapılan düzenleme ile hurda haline gelen ve çalışma imkanı bulunmayan belli model yılının üzerindeki motorlu kara taşıtlarının hurdaya çıkarılması halinde, bu taşıtlarla ilgili olarak tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve 31/12/2008 tarihine kadar kesilen idari para cezalarının terkin edilmesi imkanı sağlanarak eski ve kullanılamaz durumda bulunan taşıtların trafikten çekilmesi teşvik edilmektedir. Bu düzenleme çerçevesinde sahipleri tarafından hurdaya çıkarılmak istendiği halde motorlu taşıtlar vergisi borcu nedeniyle hurdaya çıkarılamayan ve çevreyi kirleten eski ve kullanılamaz durumda bulunan taşıtların trafikten çekilmesi teşvik edilerek çevrenin korunması ve taşıt parkının yenilenmesi temin edilmekte, böylece sosyal ve ekonomik amacın birlikte gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Maddenin ilk üç fıkrası, ilgili trafik sicilinde adlarına kayıt ve tescilli bulunan motorlu kara taşıtlarını; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30/6/2010 tarihine kadar Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca ilgili trafik tescil kuruluşları tarafından hurdaya çıkartılmak ve kayıt ve tescilleri silinmek kaydıyla, bedelsiz olarak il özel idarelerine veya belli bir bedel karşılığında Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Hurda İşletmesi Müdürlüklerine teslim eden gerçek ve tüzel kişilere ilişkin düzenlemeleri kapsamaktadır. Ayrıca, noter satış senediyle veya vergi dairesi müdürlükleri, icra müdürlükleri, milli emlak müdürlükleri gibi kamu kurum ve kuruluşlarından iktisap edilen ancak ilgili trafik tescil kuruluşunda alıcı adına kayıt ve tescil edilmemiş olan taşıtların, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2009 tarihine kadar kayıt ve tescil işlemlerinin tamamlanması halinde, taşıtlarını adlarına kayıt ve tescil ettiren gerçek ve tüzel kişilerin de bu madde hükmünden yararlanmaları sağlanmaktadır. Yapılan düzenleme ile bir taraftan eski ve kullanılamaz durumda olan taşıtların trafikten çekilmesi sağlanmakta, diğer taraftan bu taşıtların il özel idarelerine teslimi ile hurda taşıtların ekonomiye geri dönüşümü temin edilmektedir. İl özel idarelerinin bu kapsamda kendilerine teslim edilen taşıtların satışlarından elde ettikleri kazançları ile bu faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemlerin ve düzenlenen kağıtların her türlü vergi, resim ve harçtan müstesna tutulması öngörülmektedir.
Öte yandan, çeşitli nedenlerle motorlu taşıt olma vasfını yitiren veya mevcut bulunmayan, belli model yılının üzerindeki motorlu kara taşıtlarının ilgili trafik tescil kaydının devam etmesi nedeniyle bu taşıt sahipleri adına motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk etmeye devam etmekte, ancak bu tahakkuklara ilişkin ödemeler yapılmamaktadır. Maddenin dördüncü fıkrasıyla, ilgili trafik tescil kuruluşu nezdinde adlarına motorlu taşıt kayıtlı olanlar tarafından yazılı bildirimde bulunulması halinde; Maliye ve İçişleri Bakanlıkları tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde mevcut olmadığı veya motorlu taşıt olma vasfını kaybettiği kabul edilen veya bu durumları kanaat verici belgelerle tevsik edilen taşıtlar için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergilerinin 1/4’ünün 31/12/2009 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilmekte ve ödemeyi müteakip trafik tescil kayıtları silinmektedir. Bu taşıtların trafik tescil kaydının silinmesi nedeniyle mükellefler adına sonraki dönemler için motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk etmesinin önüne de geçilmiş bulunmaktadır. Bu fıkra hükmünden yurt dışına çıkmış ancak çalınma, kaza ve yanma gibi sebeplerle tekrar yurda getirilemeyen taşıtlar için de yararlanılabilecektir.
Ayrıca, dördüncü fıkra kapsamında trafik tescil kayıtları silinen motorlu taşıtların daha sonra bulunması veya varlığının tespiti halinde yapılacak düzeltme işlemleri ile daha önce terkin edilen amme alacaklarının nasıl takip edileceği açıklanmıştır.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde 5/7/2003 tarihinde yapılan düzenleme neticesinde; çalınan taşıtların sahibi adına olan tescil kayıtları taşıtın çalındığı tarih itibarıyla silinirken, tescil kaydının silinmesine bağlı olarak taşıt sahiplerinin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetleri de terkin edilmektedir. Ancak, 5/7/2003 tarihinden önce çalınıp da halen bulunmayan taşıtlar için geçmiş dönemlere ilişkin olarak tahakkuk etmiş ancak tahsil edilmemiş motorlu taşıtlar vergisi tutarları bulunmaktadır. Maddede yapılan düzenlemeyle, 5/7/2003 tarihinden önce çalınan motorlu taşıtlara ilişkin, çalınma tarihinden bulunma tarihine kadar, henüz bulunmadıysa 5/7/2003 tarihine kadar olan vergilendirme dönemlerine ait olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edilmektedir.
2918 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (d) bendinin 4262 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle değiştirilmesi neticesinde motorlu taşıtların satış ve devrinin noterler aracılığıyla yapılması zorunluluğu getirilmiş ve alıcıların motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin de noter satış tarihi itibarıyla başlayacağı hükme bağlanmıştır. Ancak bu değişiklikten önce noterler aracılığıyla satılmış olan ve alıcı tarafından trafik tescil kaydı üzerine alınmamış olan taşıtlara ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti satıcılar üzerinde kalmıştır. Söz konusu taşıtların tescil kaydının ve motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin alıcılar adına tesisi amacıyla gerek Emniyet Genel Müdürlüğü gerekse Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından idari düzenlemeler yapılsa da 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 126 ncı maddesindeki düzeltme zamanaşımı müessesesi sebebiyle, zamanaşımı süresinden önce satıcılar adına tahakkuk etmiş olan motorlu taşıtlar vergilerinin düzeltilmesi mümkün olmamıştır.
Yapılan düzenleme ile, satıcılar adına tahakkuk etmiş olan ancak düzeltme zamanaşımı nedeniyle düzeltilemeyen motorlu taşıtlar vergilerinin silinmesine imkan tanınmaktadır.
Ayrıca idareyi yanıltıcı beyanda bulunarak madde hükmü gereğince adına olan tescil kaydını ve motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetini terkin ettiren mükellefler ile madde kapsamında teslim alınan taşıtların taşıt vasfını kaybettirecek şekilde kullanılamaz hale getirmeyenler ve kullanılmaz hale getirilmesine ilişkin gerekli tedbirleri almayanlar hakkında uygulanacak adli ceza öngörülmektedir.
Madde ile motorlu kara taşıtlarını hurdaya ayıran gerçek ve tüzel kişilerin tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve idari para cezalarının terkin edilmesinin yanında, hurdaya çıkartılan taşıt üzerinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tatbik edilmiş olan hacizler de kaldırılmaktadır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya bu maddeye göre hurdaya ayrılma süresi içinde tahsil edilmiş olan ve bu madde kapsamında tescil kayıtları silinen motorlu taşıtlara ait daha önce ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile buna ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve idari para cezaları red ve iade edilmeyecektir.
 
GEÇİCİ MADDE 3- 4760 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1/8/2002 tarihi ile Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallardan 87.03 ve 87.04 tarife pozisyonunda yer alanların vergi oranlarında değişiklik yapan 5398 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 21/7/2005 tarihleri arasında, 87.04 G.T.İ.P. numarasında ÖTV beyan edilen araçlardan bu tarihler arasındaki dönem için 87.03 G.T.İ.P. numarasında ÖTV beyan edilmesi gerekenlerle ilgili olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerde yapılan özel tüketim vergisi tarhiyatları ile buna bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilmektedir.
 
MADDE 30- Yürürlük maddesidir.
 
MADDE 31-Yürütme maddesidir.