Davalar Neden Uzar Av. Ali Şenoğlu
Yasalardaki boşluktan ötürü davaların uzadığı genel bir kanıdır.
Halk, yasalarda boşluklar bulunduğu inancıyla, davaların uzadığına
inanmaktadır ki, bu inanç doğru değildir.
Genel inancın aksine; davalar, yasalardaki boşluklardan ötürü değil,
yasaları uygulayanların ve uygulayanlara yardım edenlerin bilgi ve beceri
eksikliğinden uzamaktadır.
Prensip olarak, dava dilekçesinin kayda geçirilmesi ile birlikte, Yargıç
hukuki çekişmeye el koyar. Bu safhadan itibaren, hakimin, dava dosyası
na giren her türlü bilgi ve belgeleri okuyup-incelemesi gerekir.
Hakim, davanın açılması ile birlikte, hukuki çekişmeye el koyduğuna
göre; öncelikle dava dilekçesini okuması- incelemesi gerekir ki, davacının
yarattığı hukuki çekişme hakkında bilgi sahibi olabilsin.
Davayı Uzatan İşlemler
Genellikle, dava dilekçesi, yargılamanın ilerlemiş safhasında okunup,
incelenmektedir. Bunun için hakim, dava hakkında “zamanında” bilgi sahibi
olamamakta; ve taraşarın neler yapması gerektiği hakkında hiçbir
karar verememektedir.
Hakim, cevap dilekçesini de, oturuma çıkmadan önce okuması gerekir
ki, davalının, davacının ileri sürdüğü hangi olayları kabul ettiğini,
hangi olayları inkar ettiğini, hangi olgulara yönelik itiraz veya def'iler ileri
sürdüğünü öğrenebilsin. Hakim, cevap dilekçesini okuyup, inceleyerek,
ancak taraşar arasındaki hukuki çekişme hakkında bilgi sahibi olabilir.
Genellikle, dava dilekçesinde olduğu gibi cevap dilekçesi de, yargılamanı
n ilerlemiş safhasında okunup, incelendiğinden; dava hakkında “zamanı
nda” bilgi sahibi olunamamakta ve delillerin “zamanında” ibrazı sağ-
lanamamakta ve ilgililere tebliği yapılmamaktadır.
Replik dilekçesi, hukuki çekişmeyi belirlemez; ancak cevap dilekçesine
yönelik itiraz ve def'ileri gösterir.
Düplik dilekçesi de hukuki çekişmeyi belirlemez; ancak replik dilekçesindeki
itiraz ve def'ileri gösterir.
2294 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
Hakim, dava ve cevap dilekçesi gibi replik ve düplik dilekçesini de duruşmadan
önce okuyup- incelemesi gerekir ki, görevli olup olmadığını,
yetkili olup olmadığını işin başında öğrenebilsin. Dahası, ispat külfetinin
hangi tarafta olduğunu ve davanın hangi delillerle kanıtlanabileceğini bilebilsin.
Dava şartlarının bulunup, bulunmadığını öğrenebilsin.
Genelde, dava malzemesi okunup-incelenmediğinden, yetkisizliğe ve
görevsizliğe, yargılamanın ilerlemiş safhasında karar verilmekte; yargılama
yeni baştan yetkili veya görevli mahkemede görülmektedir. Bu durumda,
yasaların boşluğu söz konusu edilemez; bilgi ve beceri eksikliği
var demektir.
Dava malzemeleri okunup-incelenmediğinden ve dahası, konu hakkı
nda hukuki bilgi sahibi olunmadığından; davanın res'en araştırma ilkesine
tabi olup-olmadığı tespit edilmeden; res'en araştırma yapılmakta, ispat
külfeti olmayan tarafa da delillerin ibraz külfeti yükletilmekte, ispat
külfeti altında olmayanın da delilleri incelenmekte, davanın takdiri delillerle
mi yoksa kesin delillerle mi? ispat edilip-edilmeyeceği sorunu halledilmeden;
kesin delillerle halli gereken bir davanın takdiri delillerle çözümü
cihetine gidilmekte, dava koşul bulunmamasına rağmen davalar görülmektedir.
Dilekçeler teati edilmeden önce duruşma gününün verilmemesi gerekir.
Çünkü genelde cevap, replik ve düplik dilekçeleri ibraz edilmeden duruşma
günü verilmekte, taraşar ilk oturumda ve ikinci oturumda ayakta
durup-beklemenin dışında hiçbir yargılama veya taraf işlemine iştirak etmemektedirler.
Taraşar, duruşmalara katılmakta, davacı, dava dilekçesini,
davalı da, cevap dilekçesini tekrar etmenin dışında hiçbir işe yaramamaktadı
r.
Yargılama yapmak bilgi ve beceri işidir. Hem bilgi sahibi olacaksın
hem de bildiğini uygulama becerisine sahip olacaksın. Yasalar çerçevesinde,
yargılamanın ucuzluğu ve çabukluğu ilkesini uygulayacaksın. Genellikle
uygulamada bilgi ve beceri eksikliğinden, davaların uzadığına tanı
k olmuşumdur. Bunlardan birkaçını paylaşmak istiyorum.
Davalı, sigortadan aldığı parayı, almamış gibi davacı hakkında icra
takibine geçmiştir. Davacı da, sigortadan tahsil edilen tarihten, takip tarihine
kadar işlemiş yasal faiziyle birlikte, sigortadan alınan para miktarı
kadar borçlu olunmadığına ilişkin menŞ tespit davası açmıştır. Mahkeme
üç ay sonraya gün vermiştir. Davacı, davalının, dava dilekçesinde
gösterilen adresten ayrıldığını haricen tespit etmiştir. Bunun için, davalı-
nın adresinin zabıtaca tespitini ve zabıtaca tespit edilecek adrese ve yine
tebligatın dönmesi halinde, tebligatta yeni adres belirtilmiş ise bu adrese
de dava dilekçesinin tebliğini ve yine faiz hesabının duruşmadan önce yapı
lmasını, raporunda tespit edilecek yeni adrese tebliğini talep etmiştir.
Davacının amacı, ilk oturuma kadar taraf teşkilini oluşturmak ve bilirkişi
raporuna karşı davalının itirazları var ise itirazları doğrultusunda ye-
Karatahta 2295
niden bilirkişi incelemesi yaptırtarak itirazları giderip, ilk oturumda yargı
lamayı sonuçlandırtmaktır.
Hakim, tebligat parçası dönmediğinden ve taraf ta teşkil edilmediğinden
talebi reddetmiştir. Oysa, ilk oturuma kadar zabıtaca adres tespitinin
yapılmasını ve taraf teşkilinin sağlanmasını ve faiz hesabı yönünden
bilirkişi incelemesi yapılmamasını yasaklayan bir hüküm yoktur.
Diğer bir anı, dosya Yargıtay’dan bozularak geldi. Bozma kararı, Tebligat
Yasası’nın 35. maddesine göre davalıya tebliğ edildi ve hakim, ilk duruşmada,
bozmaya uydu. Fakat davalının adresinin, zabita marifeti ile
tespiti cihetine gitti. Ara kararının kaldırılması talep edildi. Talep iki kez
reddedildi. Dört celsedir, davalının adresi zabitaca aranmaktadır.
Diğer bir anım da, davacı, tazminat davasını davalı şirkete, menŞ tespit
davasını da davalı şirkete ve başka bir davalıya karşı açtı. Mahkeme
iki davayı birleştirdi. Birleşmeye itiraz ettik. İtirazımız da, “menŞ tespit
davası ile tazminat davasındaki davalı şirketin müşterek olduğu” fakat
davalı şahsın her iki dosyada taraf olmadığı ve sadece menŞ tespit davası
nda taraf olduğu, her iki davanın konuları da farklı olduğu bildirilmesine
karşın talebimiz reddeldi. Dört yıl sonra iki davanın ayrılmasına karar
verildi.
Donanımlı Yargıç
Hukuk Usulu Muhakemeler Yasası, davacının dava dilekçesinde bildirdiğ
i delilleriin, her zaman celbine karar verileceğini düzenlemiştir. Dava
dilekçesinin tebliğ edilmediğine ilişkin tebliğat parçasının dönmeden,
zabıta araştırması yapılamayacağını, hele hele, taraf teşkil edilmeden, faiz
hesabının bilirkişi marifeti ile hasaplanamayacağını da yasaklamamıştı
r. Kanunda yasaklanmayan bu taleplerin yerine getirilmesi, yargılamanı
n çabukluğu ilkesine de uygun düşmektedir.
Davacı, menŞ tespit davasına ilişkin tüm delillerini dosyaya sunmuş,
sadece faizin hesabını yapmamıştır. İlk oturumdan önce faizin hesap
edilmiş olması halinde, karar verilebilecek, bir durumda ilk oturumun
beklenilmesi ve bundan sonra bilirkişi incelemesinin yapılması yargılamayı
gereksiz yerde uzatmış olacaktır.
Hukuki bilgi ve yargılama yapma becerisine sahip olan donanımlı bir
yargıç, dosyaya giren bilgi ve belgeleri zamanında okuyup incelemesi halinde
yargılamayı en kısı süre içinde bitirebilir.