İsim düzeltme
Ekleyen: Kaval | Tarih: 3-10-2005 | Kategori: İçtihat | Not
Kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ismi ile anılmayı istemesi ismin düzeltilmesi için haklı neden teşkil eder.
HD 18, E: 1997/003451, K: 1997/004459, Tarih: 06.05.1997
[*]İSMİN HAKLI NEDENLERE DAYANARAK DEĞİŞTİRİLMESİ
Kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ismi ile anılmayı istemesi ismin düzeltilmesi için haklı neden teşkil eder.
(743 s. MK. m. 26)
Dava dilekçesinde isim ve doğum yerinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Davacı, Almanya’da doğduğunu oradaki kayıtlara isminin Jutta Saadet olarak kaydedildiğini, aile ve çevrede de bu isimle tanınıp bilindiğini ancak Türkiye’de nüfusa tescil sırasında yalnız Saadet ismi ile tescil edildiğini bu farklılığın kendisini zor durumda bıraktığını, Almanya’daki hukukunu ve sosyal haklarını etkilediğini ileri sürerek isminin Jutta Saadet olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının onaylı tercümelerini ibraz ettiği Almanca belgelerden isminin Jutta Saadet olarak Almanya’da kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemede dinlenen tanıklar dahi davacının iddiası doğrultusunda beyanda bulunmuşlardır.
Medeni Kanunun 26. maddesine göre haklı nedenin varlığı halinde ismin değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında da kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ismi ile anılmayı istemesinin haklı neden teşkil ettiği kabul edilmiştir. Çünkü herkes etrafınca tanındığı ve çağrıldığı ismini yasaya aykırı olmadıkça resmen ve kayden taşımak hakkına da sahiptir.
Bu durumda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken varit olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.
2-Davacı aynı zamanda doğum yerinin de düzeltilmesini istediği halde mahkemece bu talep konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 6.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.