TİCARET HUKUKU-TAŞIMA SÜRESİNİN BELİRLENMESİ-TAŞIYICININ GEÇ TAŞIMADAN DOĞAN SORUMLULUĞU
Ekleyen: Av. Mehmet Aydın | Tarih: 6-03-2008 | Kategori: Borçlar - Ticaret - İcra İflas - Banka - Tüketici Hukuku | Not
Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.06.2005 tarih ve 2004/68-2005/253 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin Irak'a sattığı plastik kapak emtiasını Şam Serbest bölgesine taşınması işini davalıların üstlendiğini, navlun bedelinin ödendiğini, 05.03.2003 günü emtiayı taşımaya başlayan aracın Ankara yakınlarında arızalanarak beklediğinin tespit edilmesi üzerine emtianın derhal Şam serbest bölgesine ulaştırılmasını istediklerini ancak davalıların gayret etmemeleri üzerine alıcı firmanın siparişlerini iptal ettiğini ve emtianın geri getirilmesini istediklerini, geri getirme işi için de ücret talep edildiğini ileri sürerek, davalıların haksız ve yersiz olarak tahsil ettiği 3.393.000.000 TL navlun bedelinin temerrüt faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalılardan Ö. Ltd. Şti'nin 14.03.2003 tarihli faksla aarcın arızasının giderilmemesi halinde dorsenin yeni bir çekiciye takılarak yükün taşınabileceği veya aracın davacı fabrikacıya geri dönüp boşaltma yapabileceğinin bildirildiği, ancak, davalının 17.03.2003 tarihli yazısı ile alıcının siparişini iptal etmesi nedeniyle emtianın İstanbul'a getirilmesini istediği, taraflar arasında ki taşıma sözleşmesinde taşıma süresinin belirlenmediği, davacının dava dışı alıcı ile yaptığı sözleşmede emtianın ne kadar sürede teslim edileceğinin kararlaştırılmadığı, dolayısıyla davacının emtiayı alıcı eline ulaşmaması nedeniyle taşımayı tamamlattırmaması ve taşımadan vazgeçmesinin haklı olmadığı, davacının davalılara fazladan navlun ücreti ödediğine ilişkin delil sunulmadığı-gerekçeleriyle- davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1)-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)-Dava, uluslararası karayolu ile taşımada, emtianın alıcıya teslim edilmeden atşıatnın talimatıyla geri dönülerek taşıtana teslimi sonrasında, navlun ücretinin iadesi istemine olup, mahkemece kararlaştırılmış bir taşıma süresi bulunmadığı ve malı taşıtanın talimatı ile geri getirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

Oysa, daav konusu olayda uygulanması gereken CMR'nin 19. maddesi hükmüne göre, taşıma sözleşmesinde, taşıma işinin hangi süre içinde gerçekleştirileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı hallerde taşıma süresi, basiretli bir taşıyıcı tarafından gerçekleştirilecek makul taşıma süresine göre tespit edilir.

Makul taşıma süresini hesabı ise her olayın şartlarına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Süre hesaplanırken eşyanın ve taşımada kullanılması kararlaştırılan aracın türü, niteliği, gönderen tarafından taşıyana verilen talimatlar, gümrükteki olağan bekleme süresi, gidilen yolun koşulları, izin verilen sürüş saatleri gibi birçok faktör dikkate alınmalıdır.

Taşıyıcının, geç taşıma halinde sorumluluğu,ağırlaştırılmış özen sorumluluğudur. Bu itibarla davaya konu olayda, mahkemece, İstanbul-Şam arası makul taşıma süresi saptanarak, sonucuna göre davacının navlun bedelinin iadesi talebinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın daavcı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.