Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi istemi - Tarafların boşanma ve ferileri konusunda anlaşmış olmaları - Bazı edimlerin yerine getirilmediği yönündeki definin tenfiz isteminin reddi için sebep oluşturmaması
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 17-07-2007 | Kategori: İçtihat | Not

ÖZET: Türk Hukuku uygulansa idi dahi davaya ait oluşturulan karar gibi karar oluşturulacak olan hallerde, tenfiz istenebileceği kabul edilmiştir. Taraflar tenfizi istenen kararı oluşturan mahkeme huzurunda boşanma ve fer’ileri konusunda anlaşmışlardır. Türk Hukukunun uygulanmamış olması, söz konusu sözleşme çerçevesinde önemini yitirmektedir. Davacının o karar uyarınca bazı edimlerini yerine getirmediği yönündeki defi de tenfiz isteğinin reddi için sebep olamaz. Davanın kabulü gerekirken reddi doğru değildir.

 

    

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/15765

Karar: 2001/17095

Karar Tarihi: 03.12.2001

(2675 S. K. m. 38/e)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi isteğinin Türk Hukukunun uygulanmamış olması sebebiyle reddine karar verilebilmesi için 2675 sayılı Kanun 38/e maddesi uyarınca bu yönde bir itirazın ileri sürülmüş olması gerekir. Davalının Türk Hukukunun uygulanmadığından bahisle bir itirazı yoktur. Tenfizi istenen kararda Türk kamu düzenine açık bir aykırılıkta bulunmamaktadır.

Öte yandan Türkiye’nin taraf olduğu 14.9.1975 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Evlilik Bağına İlişkin Kararların Tanınması Hakkında Çok Taraflı Milletlerarası Sözleşmenin 3/2 maddesi uyarınca Türk Hukuku uygulansa idi dahi davaya ait oluşturulan karar gibi karar oluşturulacak olan hallerde, tenfiz istenebileceği kabul edilmiştir. Taraflar tenfizi istenen kararı oluşturan mahkeme huzurunda boşanma ve fer’ileri konusunda anlaşmışlardır. Böylece Medeni Kanunun 134/3. madde şartları oluşmuştur. Şu halde Türk Hukukunun uygulanmamış olması, söz konusu sözleşme çerçevesinde önemini yitirmektedir.

Davacının o karar uyarınca bazı edimlerini yerine getirmediği yönündeki defi de tenfiz isteğinin reddi için sebep olamaz. Davanın kabulü gerekirken reddi doğru değildir.

Sonuç: Açıklanan sebeple hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 03.12.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.