ÖZET: Davacı kocanın açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş hüküm 31.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dava 9.12.2002 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları tarafların bir araya gelmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı tanığı Ü.'ın 2001 yılı Şubat ayında eşlerin 3-4 gün beraber kaldığını ifade etmişse de bu beraberlik evlilik birliğinin yeniden kurulduğu şeklinde yorumlanamaz. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinin aradığı koşullar oluşmuştur. Davacı kocanın davasının kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2006/2-364
Karar: 2006/463
Karar Tarihi: 21.06.2006
(4721 S. K. m. 166)
Dava: Taraflar aras
ındaki <Boşanma> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.6.2004 gün ve 2004/658 E. 631 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 30.5.2005 gün ve 2005/7914 E. 8411 K. sayılı ilamı ile,( ...1- Davacı duruşma isteğinde bulunmuş ise de; duruşma giderlerini yatırmadığından bu isteğin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2- Davacı temyizinin incelenmesine gelince;
Davacı kocanın açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş hüküm 31.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dava 9.12.2002 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları tarafların bir araya gelmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı tanığı Ü.'ın 2001 yılı Şubat ayında eşlerin 3-4 gün beraber kaldığını ifade etmişse de bu beraberlik evlilik birliğinin yeniden kurulduğu şeklinde yorumlanamaz. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinin aradığı koşullar oluşmuştur. Davacı kocanın davasının kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle her ne kadar davalı tanığı Ü. Aslan, davacının gelip davalıyı alıp gittiğini, davalının 3-4 gün sonra dönüp yapamayacağını söylediğini ifade etmiş ise de, yer ve zaman belirtilmeyen soyut nitelikteki şahit beyanına itibar edilemeyeceğinden, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.