Davadaki Talep Hakkinda Olumlu Ya Da Olumsuz Bir Karar Verilememesi • Davanin Konusuz Kalmasi Durumu • Tespit Hükmünde Karar*
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 10-06-2007 | Kategori: İçtihat | Not
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2005/10-766 K: 2006/16 T: 25.1.2006
DAVADAKİ TALEP HAKKINDA OLUMLU YA DA OLUMSUZ BİR
KARAR VERİLEMEMESİ • DAVANIN KONUSUZ KALMASI DURUMU •
TESPİT HÜKMÜNDE KARAR*
(1475 SY m.13/son 3095 SY)
Özet: Dava açıldıktan sonra ortaya çı-
kan bir olay nedeniyle artık dava konusu
edilen talep hakkında olumlu veya olumsuz
karar verilmesine gerek kalmıyorsa, bu durumda
davanın konusuz kalmasından söz
edilebilir. Böyle bir durumda mahkemenin
yargılamaya devam etmesine gerek yoktur.
Yapılacak iş bir tespit hükmü niteliğinde olarak
esas hakkında karar verilmesine yer olmadı
ğına karar verilmesidir.
Ancak, davanın konusuz kaldığından
söz edilebilmesi için davacının tüm taleplerinin
karşılanmış olması gereklidir.
Taraşar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Ankara 10. İş Mahkemesince davanın kısmen reddine karar verilmesine
yer olmadığına dair verilen 16.03.2004 gün ve 2002/968 E-
2004/77 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 14.09.2004 gün ve 2004/5097-
7405 sayılı ilamı ile;
(…06.02.1990 tarihinden itibaren Türk Ticaret Bankası A.Ş. çalışanıyken,
15.09.2001 tarihinde hizmet akdi feshedilen davacının, ücretlerinden
yapılan kesintiler ile işveren iştirak payı olarak davalı Türk Ticaret Bankası
Munzam sosyal Güvenlik Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı’na yatırılan
paranın, tam olarak tespitiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla
200.000.000 liralık kısmının, iş akdinin haksız istemine yönelik davası-
nın yargılaması sürecinde, mahkeme ara kararı doğrultusunda yapılan
başvuru üzerine davalı Vakıf tarafından 3.295.823.000 lira ödemede bulunulması
nedeniyle, “… davacı keseneği ve iştirak paylarının davacıya
ödendiği hususu da dikkate alındığında, davalı vakıf hakkındaki davanın
Yargıtay Kararları 667
___________________________________________________
(*) Gönderen: Av. Günal Deniz
da konusuz kaldığı…” gerekçesinden hareketle, karar verilmesine yer olmadı
ğına karar verilmiştir.
Dosya içeriğindeki belgelerden, davacının aylıklarından yapılan kesintiler
toplamının 2.991.842.246 lira, banka iştirak payı toplamının ise
3.080.373.181 lira olduğu anlaşılmakta olup, davalı Vakıf vekilinin
30.10.2003 tarihli dilekçesindeki, “Davacının maaşından kesilen kesenek
tutarı olan 2.991.842.000 lira ile %5 faiz tutarı olan 303.981.000 lira olmak
üzere toplam 3.295.823.000 lira 14.10.2003 tarihinde davacı vekilince
bildirilen… hesaba ekli dekont ile yatırılmıştır.” Bilgisi de, karar gerekçesinde
belirtilen meblağın dava konusunu oluşturan miktarın tümünü
kapsamadığı, uyuşmazlığın ağırlıklı yönünü oluşturan banka iştirak payları
na ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu bilgiler ışığında davanın
tümüyle konusuz kaldığından söz etmeye olanak bulunmadığı anlaşılmaktadı
r. Ayrıca keseneklerin iadesinde %5 faiz oranı uygulanması gereğine
ilişkin düzenleme ve konuya, ilişkin içtihatlar karşısında bu yöndeki yaklaşı
m yerinde olmakla birlikte, dava dilekçesinde yer alan ve iadesi istenen
miktara yasal faiz yürütülmesi yönündeki istemin de karşılanıp karşı-
lanmadığı üzerinde durulmamıştır.
Sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında, dava dilekçesinde dile getirilen
istemler yönünden, konuya ilişkin mevzuat ve dosya içeriğindeki kanı
tları ayrıntılı değerlendirmeye tabi tutularak esasa ilişkin bir karar verilmesi
gereğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan
yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle
HUMK 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. Fıkrası hükmü gereğince duruşma
isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki kağıtlar okunduktan
sonra gereği görüşüldü:
A.DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, 06.02.1990 tarihinde davalı
Türk Ticaret Bankasında hizmet akti ile çalışmaya başladığını, iş aktinin
ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle 15.09.2001 tarihinde
feshedildiğini, bankada çalıştığı süre içinde Türk Ticaret Bankası Munzam
Sosyal Güvenlik Emekli ve Yardım Sandığı Vakfına ücretlerinden kesinti
yapıldığını, ayrıca işveren katkı payı olarak bankaca vakfa para yatı
rıldığını, davalı bankanın bankacılık faaliyetlerinin TMSF tarafından önce
durdurulup, sonra da tasŞyesine karar verildiğini, bu nedenle davalı
668 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007
vakışa olan ilişkisinin de sona ereceğini, davacının bir kısım sosyal hakları
nın vakıf bünyesinde kaldığını açıklayarak, davalı banka bakımından
1475 sayılı İş Kanunun 13/son maddesine göre tazminata, ayrıca davalı
Yardım Sandığı Vakfı bakımından ise; kendi ücretinden kesilen kesenekler
ile birlikte işveren katkı payı olarak banka tarafından vakfa yatırılan
paranın tam olarak tespit ile, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik
200.000.000 TL’sinin 3095 sayılı Kanuna göre dönemlere göre hesap
edilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı Türk Ticaret Bankası
TAŞ. Vekili; Kendileri hakkında açılan davanın haksız olduğunu ileri sürerek
reddini talep etmiştir.
Diğer davalı Türk Ticaret Bankası Munzam Sosyal Güvenlik Emekli
ve Yardım Sandığı Vakfı vekili ise; Davacının koşulları oluşmadan işveren
katkı payını isteyemeyeceğini, ayrıca iştirakçilerden kesilen keseneklerin
geri ödenmesinde %5 faiz uygulanacağına dair yönetmelikte yer alan düzenlemenin
uygulanması gereken bir akit niteliğinde olduğunu açıklayarak
davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C- YEREL MAHKEME KARARI ÖZETİ: Davacının davalı banka hakkı
ndaki davadan feragat etmesi nedeniyle, bunun hakkındaki davanın feragat
nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı Munzam Sosyal Yardım Vakfı bakımından ise; Davacının gerek
vakıf senedi gerekse vakıf yönetmeliği gereği talep edebileceği miktarı
n işçilerin ücretinden kesilen keseneklerin %5 faizi ile ödenmesinden
ibaret bulunduğu, vakfın bunu ödemeye hazır olması nedeniyle davacıya
bu konuda vakfa başvurması için kesin süre verildiği ve vakıfça hesaplanan
miktarın davacıya ödendiğinden açılan davanın da konusuz kaldığı
açıklanarak, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D- TEMYİZ EVRESİ VE DİRENME: Davacı vekilinin temyizi üzerine
Özel Dairece yukarıya aynen alınan gerekçelerle karar bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise; Yönetmeliğin 8. maddesine göre ödenme koşulları
oluşmadığından davacının işveren katkı payı bedellerini talep edemeyece
ği, %5 faiz ödenmesine ilişkin yönetmelik düzenlemesinin ise taraşar
arasında uygulanması gerekli bir akit niteliğinde olduğu yönündeki emsal
içtihatlar da nazara alınarak karar verilmesine yer olmadığına ilişkin
ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
E- UYUŞMAZLIK: Mahkemece davacının dava dilekçesinde ileri sürdü
ğü taleplerinin tümünün karşılanıp karşılanmadığı, dolayısıyla davanı
n konusuz kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
F- GEREKÇE: Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle
artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar
verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalması
ndan söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin
yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahke-
Yargıtay Kararları 669
menin bir tespit hükmü niteliğinde olarak esas hakkında karar verilmesine
yer olmadığına karar vermesi gerekir. Burada dava konusu hakkında
davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı
ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi
kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir
hakka ilişkin davalarda taraşardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava
konusuz kalabilir.
Bununla birlikte bir davada davacının talebi asıl talep ve yardımcı talepler
olmak üzere iki bölümden oluşur. Bundan başka objektif dava birleşmelerinde,
birden fazla asıl talep vardır. Bu taleplerden yalnız birinin
ya da bir kaçının veya asıl talebin bir bölümünün konusuz kalması halinde,
diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilip karar verilmesi
gerekir.
Bu ilkelerin ışığında somut olaya bakıldığında davacı dava dilekçesinde;
a) Kendisinin ücretinden kesilen keseneklerin,
b) İşveren tarafından vakfa ödenen katkı paylarının,
c) Her ikisinin 3095 sayılı Kanuna göre hesap edilecek yasal faizi ile
birlikte tam olarak saptanmasını ve hesaplanacak tutardan şimdilik
200.000.000 TL’sinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Vakıf tarafından yapılan hesaplama, mahkeme ve Dairenin kabulüne
göre, davacının ücretinden kesilen kesinti toplamının 2.991.842.000 TL oldu
ğu, bunun %5 faiz tutarının ise 303.981.000 TL olduğu ve toplan
3.295.823.000 TL’nin davacının hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Yukarı
da açıklanan davacının talepleri ile kendisine ödenenler karşılaştırıldığında,
davacının dava dilekçesindeki taleplerinin kısmen karşılandığı, işveren
katkı payı ve yasal faiz ödenmesi yönündeki davacı taleplerinin karşılanmadı
ğı açıkça ortaya çıkmaktadır. Öyle ise, davacının tüm taleplerinin kar-
şılanmaması karşısında davanın konusuz kalmasın d a n söz edilemez.
Dava dilekçesinde talep edilen tüm istek kalemlerinin konusuz kalması
söz konusu olmadığından, mahkemenin nihaii kararını kurarken,
davacının her bir talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir hüküm
vermelidir.
Bu durumda, dava dilekçesinde dile getirilen istemler yönünden, konuya
ilişkin mevzuat ve dosya kapsamının ayrıntılı değerlendirmeye tabi
tutularak esasa ilişkin bir karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire
bozma kararı doğru olup, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacının vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde
temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.01.2006 gününde oybirliği ile
karar verildi.
670 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007