Kadin Haklari Ve Yeni Medeni Kanun Av. Aydeniz Alibsah Tuskan (1)
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 23-05-2007 | Kategori: Makale | Not
KADIN HAKLARI VE YENİ MEDENİ KANUN
Av. AYDENİZ ALİBSAH TUSKAN (1)
Temel kavramlar
Kadın hakları İnsan Haklarıdır. Kadınların Birey olarak doğrudan sahip
oldukları insan onur ve kişiliğinin gelişmesi için gerekli olan, hak
eşitliği temeline dayanan hiçbir ayrıma bağlı olmaksızın özellikle politik,
sosyal, ekonomik ve kültürel sahalarda olmak üzere bütün alanlarda sahip
oldukları insan hakları ve temel özgürlükleridir.
Eşitlik
Sadece yasal ve ayrımcılığın önlenmesi bağlamında değil kadınların
kalkınma sürecine fiilen katılan, gerçekleştiren hak ve sorumluluk ve fırsatlarda
eşitlik olarak yorumlanmalıdır.
Kadınlara Karşı Ayırım
Kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın, kadın erkek eşitliğine
dayalı olarak politik,ekonomik, kültürel, medeni ve diğer sahalardaki insan
hakları ve temel özgürlüklerin tanınması kullanılması ve bunlardan
yararlanılmasını engelleyen, ortadan kaldıran, cinsiyete bağlı olarak yapı
lan herhangi bir ayırım mahrumiyet ve kısıtlamadır.
Bu haklar dünya kadınlarını ilgilendirmektedir. Bu nedenle kadınlarla
ilgili Dünya Konferansları yapılmıştır. Birleşmiş Milletlerde bu temel ilkeleri
esas alan Sözleşme 1985 yılında kabul edilmiştir. Bu Kadınlara
Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesidir ( CEDAW). Bu sözleşmeye
göre:
1- Yaşam hakkı
2- Kadın-Erkek eşitliği
___________________________________________________
(1) İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı
3- Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi
4- Kadına karşı şiddetin önlenmesi
5- Cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi
6- Eşit ve ayrımcı olmayan eğitim hakkı
7- Karar alma mekanizmalarına eşit katılım
8- Özgürlük ve bireyin güvenlik hakkı
9- Adil, uygun ve eşit iş koşulu ve ücret
10- Kadın önünde eşit korunma hakkı
11-İnsanlık dışı ve aşağılayıcı davranışlara maruz kalmama hakkı
Kadın haklarının temelini oluşturur.(*)
Dünyada 1985‘ler de bunlar konuşulurken Cumhuriyetimizin Kurucusu
Atatürk ve Arkadaşları Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen ilk on yılda
kadın erkek eşitliği yolunda 1924 ve 1934 yılları arasında devrimler
yapmışlardır. Cumhuriyet Devrimleriyle kadınlar ailede, eğitimde, toplumsal
yaşamda ve siyasette eşit hakları kazanarak ‘birey’ statüsüne sahip
oldular. Bu süreçte din kurallarına dayalı hukuk sistemi terk edilmiş,
LAİK Hukuk Sistemine geçilmiştir. Bu dönemde yapılan devrimler sıralanı
rsa;
-23 Nian 1920 TBMM’nin kurulması
-3 Mart 1924 Laiklik İlkesi, Eğitim Birliği Kanunu, Devleti yönetenlerin
din sıfatlarının kaldırılması
-30 Kasım 1925 fiapka Devrimi, Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Kı-
yafet Devrimi
-17 fiubat 1926 Hukuk Devrimi Medeni Kanunu’nun Kabulü
-1 Kasım 1928 Türk Alfabesinin kabulü
-1930 kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınması
-5 Aralık 1934 yılında milletvekili seçme–seçilme hakkının verilmesi
17 fiubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu Hukuk
Devriminin simgesidir. Türk Kadını şahsın hukukunda, miras hukukunda,
evlenme ve boşanmada erkekle eşit haklara sahip olmuştur. Aile hukukunda
kadına devrim niteliğinde haklar tanınmıştır. Kadın Medeni Kanunla
Vatandaş olmuştur.
Daha sonra kadının çalışma hayatına daha çok katılımı, toplumun
ilerlemesi, uluslararası boyutta gelişmeler MK’da evli kadının durumu ile
ilgili olarak da tam eşitlik sağlama konusu gündeme getirmiştir.
562 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007
___________________________________________________
(*) Kaynak ; Moroğlu Nazan: “Kadın Erkek Eşitliği ” Makale
Arzu Genç Arıdemir “ Kadın Haklarına İlişkin Uluslar arası Belgeler”
4721 Sayılı Yeni Medeni Kanun 22 Kasım 2001 tarihinde TBMM’de
kabul edilerek, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Uluslararası
Sözleşmelere uygun olarak haklarda, sorumluluklarda ve paylaşmada
eşitlik ilkesi kabul edilmiştir.
Eşlerle ilgili önemli olan bazı maddeler şunlardır:
Evlenme Yaşı
MK 124’e göre erkek ve kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Alt sınır 16 yaştır. Ancak bu madde Çocuk Hakları Sözleşmesine aykı-
r ı d ı r .
Evlenme Başvurusu Ve Töreni (m. 134)
Evlenecek erkek ve kadın içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme
memurluğuna birlikte başvururlar.
Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dini töreni yapılmaz. ( m 143)
Aksi durumda T.C.K ‘ya göre bu durum suçtur.
Evliliğin Genel Hükümleri (m. 185-201
1-Evlilik birliği evlenmekle kurulur. Eşler birliğin mutluluğunu,
çocukların eğitimi ve bakımını, birbirlerine sadık kalarak yardımcı olma
esaslarını kabul ederler.
2-Konut Ve Yönetim: Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.
Birliği beraberce yönetirler. Giderlere güçleri oranında emek ve malvarlıkları
ile katılırlar. Yeni MK’ya göre reislik kavramı kaldırılmış ve eşlere eşit
hak tanınmıştır. Kadının ev içi emeği bu madde ile değerlendirilmiştir.
Kadına eve bakma yükümlülüğü açısından erkekle aynı şekilde sorumluluk
verilmiştir.
3-Kadının Soyadı: 187. Maddeye göre kadın evlenmekle kocasının
soyadını alır. Bu soyadının önünde önceki soyadını da kullanabilir. Bu
durum 14.5.1997 yılında 743 Sayılı yasada yapılan değişiklikle kabul
edilmiştir. Yeni MK’da da durum aynıdır. Bu madde Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi 14. madde ve CEDAW 16. maddeye aykırıdır. Yani ayrımcı
lık yasağına aykırıdır. Erkeğe de eşinin soyadını kullanabilme hakkı verilmelidir.
Aile adı başlıklı yeni bir değişiklik gerekmektedir.
4-Birliğin Temsili: Eşlerden her biri ortak yaşamın devamı süresince
ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.
5-Sorumluluk: Eşler 3. Kişilere karşı temsil ettikleri kurumdan müteselsilen
sorumlu olurlar. (190. m)
6-Eşlerin meslek ve işi (192. m)
Kadınlar çalışma ve meslek edinme özgürlüğüne sahiptir. Eski MK
159. madde Anayasa Mahkemesi tarafından 1990 yılında iptal edilmiştir.
Kadın Hakları ve Yeni Medeni Yasa Av. Aydeniz A. Tuskan 563
___________________________________________________
4721 Sayılı TMK . Kabul T: 22.11.2001, Yürürlük 1.1.2002 RG : 8.12.2001/ 24607
1992 yılında gerekçesi yayınlanmış ve gerekçede eşitlik ilkesine aykırılık
vurgulanmıştır. Ancak Yeni MK 192. maddede huzur ve yarar gibi hukuki
olmayan bir kavram getirilmiş, ‘meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde
evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur’ denmiştir.
Bu kadın aleyhine işleyecek bir hükümdür.
7 - Velayet : Eski MK’da yer alan ‘Velayette son söz babanındır ‘ hükümü
yerine Yeni MK’da anne ve babaya velayetle ilgili eşit hak verilmiştir.
8- Aile Konutu: Yeni MK’da yer alan en önemli konulardan biri de
194.madde de belirtilen miras hukukuna da giren Aile Konutu kavramı-
dır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tapu
kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Kira sözleşmelerinde
taraf olmayan eş kiralayana yapacağı bildirimle taraf olabilmektedir.
Eşlerin menfaatini koruma amacı vardır. Miras hukukunda da 652.
Maddeye göre sağ kalan eş miras hakkına mahsuben aile konutu ve ev
eşyasının kendisine verilmesini isteyebilir. (m.652)
Boşanma
Yasada boşanma sebepleri ;
1- Zina ( 161.m)
2- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış(162.m)
3- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (163.m)
4- Terk (164)
5- Akıl hastalığı(165.m)
6- Evlilik birliğinin sarsılması (166.m)
Olarak düzenlenmiştir.
Boşanma Davası sırasında ev içi emek katkı olarak istenebilir. Nafaka
istemek yasal bir haktır. Nafaka talebinde bulunmak için yerleşim yeri
mahkemesinde dava açılabilir.
Eşler Arasındaki Mal Rejimi
Yeni MK’ya göre taraşar başka bir sistem belirlemediği takdirde evlilik
birliği içinde yasal mal rejimi( 202.m); edinilmiş mallara katılma rejimidir.
Edinilmiş mallar şunlardır:
1- Çalışma karşılığı olanlar
2- Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarından alınan gelirler
3- Çalışma gücü kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
4- Kişisel malların gelirleri
5- Edinilmiş malların yerine geçen değerler
564 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007
___________________________________________________
Kaynak ; Akıntürk Turgut TMK Beta Yayınevi, İstanbul, 2002
Kişisel mallar şunlardır:
-Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya
-Miras yoluyla kazanımlar ve bağışlar
-Manevi tazminat alacakları
-Kişisel mallar yerine geçen değerler
Diğer mal rejimi seçenekleri :
-Mal ayrılığı (242.m)
-Paylaşmalı mal ayrılığı (244.m )
-Mal ortaklığı (256.m)
Soybağı Ve Evlat Edinme
MK 282. maddeye göre çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik,
tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soy bağı ayrıca evlat edinme
yoluyla da olur.
Evlilik dışında doğan çocuk annesinin kaydına geçirilir ve velayeti annededir.
Eşler ancak birlikte evlat edinebilirler. Eşler en az 5 yıldan beri
evli olmalı ve 30 yaşını doldurmuş olmalıdır. (306.m)
Evli olmayan kişi 30 yaşını doldurmuş ise tek başına evlat edinebilir.
Miras
Miras Hukukunda da eşlerin miras hakları arttırılmamıştır. Ancak
Kanuni Mal Rejimi Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi olduğu için 2002 yı-
lından sonra edinilen mallar ortak paylaşılacaktır. Sağ kalan eş çocuklarla
mirasçı olduğunda 1/4 hisse eşin payıdır. İkinci derece mirasçılarla
mirasçı olduğunda pay 1/2’dir. Evlilik süresince edinilen mallar ortaklı-
ğa dahil edildikten sonra yani kendi payını aldıktan sonra, kalan payda
mirasçı olacaktır. Bu da eşin miras payının arttığını gösterir. Yeni yasal
mal rejimi tasfiyesi zor ayni bir paylaşımdır. Ülkemize uygun olan, kolay
ve çabuk paylaşımı esas alan paylaşmalı mal ayrılığı sisteminin daha az
sorun yaratacak bir sistem olduğunu düşünüyoruz.
SONUÇ :
Tüm bunlardan yola çıkarak MK’da yer alan düzenlemelerin kadın
erkek eşitliği konusunda uluslararası sözleşmelere uygun olarak hazırlandı
ğını görmekteyiz. Ancak MK’nın Yürürlük Kanunu’nun 10. Maddesi
eski ve yeni evlilikler için mal rejimleri açısından ayrımcılığı gündeme getirmiştir.
Yine % 90 malların erkeklerin üstüne kayıtlı olduğu bir ülkede
nafaka ve tazminat konusunda, olumlu ayrımcı maddeler olması gerekirken,
eşitlik sağlandı diye bugün boşanma davalarında çalışan kadınlara
nafaka verilmemektedir. MK’nın kabulünden sonra kadınları mağdur
eden konulardan biri de bu durumdur.
Kadın Hakları ve Yeni Medeni Yasa Av. Aydeniz A. Tuskan 565
Kadın erkek eşitliğinin karşısındaki en büyük engel erkek egemen
kültür ve değerlerdir. Toplumun cinsiyet bakış açısını yerleştirirken gerçekçi
aşamalar gerekmektedir. Eşitlik tek taraşı sağlanmaz. Cinsiyete dayalı
ön yargıları değiştirmemiz, tüm yasalarda bunu sağlamamız ve yasaları
yaygınlaştırmamız gerekir. Toplumsal rolleri kadınları kısıtlayıcı de-
ğil, her iki cinsi geliştirici olarak kullanmalıyız. Yasal olan tek eşlilik sisteminin
yaygınlaştırılarak kadınların küçük yaşlarda evlenmelerine ve
ikinci, üçüncü eş olmalarına mani olarak, bu konuda devletin tedbirler
alması gerekmektedir. Anayasamızın 10. Maddesinde kadın erkek eşitli-
ğinin vurgulanmasını, Devletin olumlu ayrımcılık konusunda tedbirler alması
gereğini bu nedenle istemiştik. Erkeklerle kadınların aynı kulvarda
koşması için aradaki mesafenin kapanmasında, olumlu ayrımcılığın toplumda
eşitlik anlayışını sağlamada vazgeçilmez olduğunu vurgulamak istiyoruz.
Son söz olarak şunu söyleyebiliriz; Eşitlik anlayışı ve alınacak
tedbirler göstermelik değil gerçekçi olmalıdır.
566 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007