Ortak Yerlere Müdahalenin Önlenmesi-Kiracının Dava Hakkı
Ekleyen: Av.fırat Bayındır | Tarih: 1-10-2005 | Kategori: İçtihat | Not
HD 18, E: 2002/005426, K: 2002/006353, Tarih: 03.06.2002

ORTAK YERLERE MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ - PROJEYE AYKIRI DEĞİŞİKLİKLERİN GİDERİLİP ESKİ HALE GETİRİLMESİNİ İSTEME HAKKI - KİRACININ HUSUMET EHLİYETİ

Kiracı ancak, kendi kullanımına doğrudan doğruya etkili olan ve bağımsız bölümünden ortak yerlerle birlikte yararlanmasını kısıtlayan konularda aktif husumet ehliyetine sahiptir. Kiracının, kat maliklerince parası ödenip yaptırılmış bulunan duvarın kaldırılmasını istemeye hakkı olmayıp, otoparkın giriş kapısının kapalı tutulup kendisine anahtar verilmeyerek buradan yararlanmasını engellemek biçimindeki vaki müdahalenin önlenmesini isteme hakkı vardır.

(634 s. KMK. m. 4, 16, 19)

Dava dilekçesinde ortak yere müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar ve vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Dava, kat mülkiyetli anataşınmazın bağımsız bir bölümünde kiracı sıfatıyla oturan davacının ortak yer olan otoparktan yararlanmasını engelleyen projeye aykırı duvarın kaldırılması ve buraya aracını park etmesine yönelik davalıların müdahalesinin önlenmesi istemine ilişkindir.

Dosyada toplanan belge ve bilgilere, özellikle bilirkişi raporu içeriğine göre; kat mülkiyeti kurulmuş olan 3 parsel sayılı anataşınmaz üzerinde A, B, C, D, E, F bloklarının yer aldığı, davacının C Blok 42 no.lu bağımsız bölümde kiracı olduğu, onaylı mimari projede ve vaziyet planında her blok için otopark yeri ayırımının yapılmadığı ve otopark olarak kullanılan tüm alanların ortak mülkiyet sınırları içinde bulunduğu halde C ve D blokların ön cephelerindeki otopark alanının 21,50 metre uzunluğunda bir duvar ile bölünüp, D blokun önüne rastlayan bölümün kayar demir kapı ile kapatılarak kapıya "D Blok Park Yeri" tabelasının asıldığı, buna karşın C blokun arka cephesindeki otoparkta herhangi bir kısıtlama (blok ayırımı) sözkonusu olmadığı ve kapısının sürekli açık bulunduğu halde D blok önündeki otoparkın kapısı kapalı tutulup kendilerine anahtar verilen bu blok sakinleri dışında diğer bloklarda oturanların ve bu arada davacının buradan yararlanmasının engellendiği anlaşılmaktadır.

Davacı bu davada, anataşınmazın mimari projesine ve vaziyet planına aykırı olarak C ve D blokların ön cephelerindeki otopark alanına yapılan duvarın kaldırılması ile D blokun önündeki otoparka aracının park edilmesini engelleyen davalıların müdahalesinin önlenmesini istemiştir. Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesi kapsamında bulunan projeye aykırı değişikliklerin giderilip eski hale getirilmesini isteme hakkı kural olarak kat maliklerine tanınmıştır. Kiracı ancak kendi kullanımına doğrudan doğruya etkili olan ve bağımsız bölümünden ortak yerlerle birlikte yararlanmasını kısıtlayan konularda aktif husumet ehliyetine sahiptir. Buna göre kiracının dava hakkı -kat maliki gibi mutlak olmayıp- kendisinin bağımsız bölümünden ve anataşınmazın ortak yerlerinden yararlanmasına ilişkin olanlarla sınırlıdır. Hal böyle olunca kaldırılması istenilen duvar, davacının kiracı sıfatıyla oturduğu bağımsız bölümü ve ortak yer olan otoparkı kullanmasını doğrudan engeller nitelikte değildir. Davacının asıl isteminin dava konusu edilen otoparktan yararlanması ve bunu engelleyen D bloka isabet eden otopark giriş kapısının kilitli tutulmasının önlenmesi olduğu cihetle, bu hususta gerekli önlemin alınmasına karar verilmesi yeterli olacaktır.

Bu itibarla davacı kiracının, kat maliklerince parası ödenip yaptırılmış bulunan duvarın kaldırılmasını istemeye hakkı olmayıp, dava konusu otoparkın giriş kapısının kapalı tutulup kendisine anahtar verilmeyerek buradan yararlanmasını engellemek biçimindeki vaki müdahalenin önlenmesini isteme hakkı bulunduğunun kabulü ile salt bu yönde önlem alınması gerekli ve yeterli iken, mahkemece duvarın kaldırılmasına da karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 3.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.