Kategoriler: İnternet Medyası

Adalet olmazsa olmaz

Her Cuma namazında, hutbeden sonra imam, minberden inmeden yüksek sesle bir ayet okur. Cuma namazına giden birisi, bu ayeti muhakkak duymuştur. Bu ayet, Nahl sûresi’nin 90. ayetidir. İmam, bu ayetin Türkçe mealini de verdiği için “duymuştuk ama manasını bilmiyorduk” deme durumu da söz konusu olmaz.
“İnnâllahe ye'mürü bi'l – ‘adli ve'l – ihsâni ve itâi zil-kurba ve yenhâ ‘anil – fahşai ve'l – münkeri ve'l – bağy. Ye‘ızuküm le‘alleküm tezekkerûn” ayetinin Türkçesi de, “Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor” manasına gelir. Aslına bakılırsa, insanın gündelik hayatını kuşatması gereken prensipler tek bir ayette özetlenir.
Dolayısıyla “adalet” alelade bir kavram olarak değerlendirilemez. Adalet kavramı, bizzat Allah’ın emrettiği bir kavramdır ve bundan kaçınmak, eksik olarak tatbik etmek, savsaklamak, önemsememek, eğip bükmek söz konusu bile olamaz.
Hak, hukuk, adalet gibi kavramlar, aslına bakılırsa bir ülkenin, bir toplumun, mikro ölçekte de bir insan topluluğunun, en küçük çapta bir ailenin zeminini oluşturan temelidir. Herhangi bir insan örgütlenmesi (ki bu siyasi de olabilir toplumsal da, ekonomik de) adaletin, hukukun, yani hakkın tesis edilmemesi, o yapının sallanmasına neden olur.  Temeline adalet harcı koymayan yapıların sıhhatinden bahsedilemez.
Hak ve hukuk kavramları, adaletin çatısı altında yer alır ve onun tesisinde araçlardır. Hukuk, kuvvetliye göre, aidiyete göre, mensubiyete göre, konjonktüre göre vs eğilip bükülmeye başlarsa, bir toplumda huzur ve sükundan bahsedilemez. İnsanların birbirine karşı yaklaşımları, çarpıtılmış hukuk çerçevesinde sakatlanır.
Hukuku, kendi menfaati çerçevesinde bir araca dönüştürmek ise en başta hakkın rızasına aykırı gitmektir. Hukukun maksatlı şekilde uygulandığı bir atmosferde adalet olmayacağı gibi, insanların idarecilere olan güveni de zedelenir.
Hz. Ömer adaleti dillerden düşmese bile, adaletin keskin kılıcının “bazı hallerde” körleşmesi, hukuka olan güveni ve saygıyı da azaltır. Netice itibariyle, devlet denen yapının en temel özelliklerinden birisi de kurumsal olması ve bu kurumsallığını da hukuk normlarına göre şekillendirmesi, hukuki bir çerçeve içinde hareket etmesidir. İnsanlar da bu nitelikten dolayı “kamu otoritesi”ne, şahıslardan daha fazla itimat eder. Devletin, adaleti sağlamada akamete uğraması, mütereddit olması, kişiye özel muamelelere göz yumması beklenemez, hayal bile edilemez! Bu tavır, devletin kendi varlık nedeniyle çelişmesidir. Devletin varlık nedeni, en başta adaleti tesistir çünkü.
Hukuk sistemimizin öteden beri süregelen sıkıntılarının olduğu bir gerçektir. Yeterli sayıda personel olmamasından dolayı davalar, yani halk tabiriyle “adaletin tecellisi” yıllar sürebilmektedir. Fiziki eksiklikler, belki özlük hakkı problemleri vs kaynaklı sıkıntılar vardır. Buna rağmen iyi veya kötü bir işleyiş bulunmaktadır ve insanlar da bu mekanizmaya güvenmek ihtiyacındadırlar.
Toplumu infiale sürükleyen bazı olaylar karşısında “adaletin tecelli ettiğine” inanılmaması ve bunun da sosyal medya mecraları vasıtasıyla dile getirilmesi, kararların tashih edilmesine neden oluyor son zamanlarda. Sosyal medya mecraları adeta “adliye” gibi çalışır pozisyonda bulunuyor. Kamuoyu tepkisine göre tashih edilen kararlar, adalete olan inancı da sarsıyor. İnsanlar, halihazırda hukukun siyasallaşmasından dert yanarlarken ve adeta “kuvvetlinün hukuku” gibi bir algı içerisindeyken, bu “tashihler” de “kamuoyu mahkemesi” gibi bir durumu gözler önüne seriyor.
Elbette ki, hukukun kendi bir iç mekanizması vardır ve bu da sokaktaki vatandaşın değerlendirmelerini ötesindedir. Ancak hukukun işletilmesinde belli bir norm gösterilemeyince, maalesef adalet duygusu yara alıyor ve insanlar bu arayışlarını çeşitli mecralarda dile getirir oluyor.
Allah’ın emrettiği en önemli hususlardan biri olan adaletin tesisinin, bir devlet için olmazsa olmaz derecesinde bulunduğunu idrak etmek gerekiyor.

Orijinal haber kaynağı için; Son Dakika Haber – Milli Gazete – Milli Gazete

Benzer haberler:

    yok