Hukuki.NET


25/04/2024  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
ozel evrakta sahtecilik
hakanix merhaba, ozel bir sirkette Finansman elm. olarak 2 yil calistim.calistigim sure icerisinde sirket ceklerinin uzerine imza yetkim olmadigi halde sirket sahibinin bilgisi dahilinde imza attim.imza attigim cekler onceden odeniyordu sirket odeme guclugune girince 20 ye yakin cek karsiliksiz cikti ve sirket sahibi karsiliksiz cekten kurtulmak icin benim hakkimda dolandiriciliktan suc duyurusunda bulundu. Benim bu durumda ne yapmam lazim. Ilgilerinize tesekkur ederim. muhasebe
Admin Öncelikle çek özel evrak değil resmi evraktır. Sizin işlediğiniz suç ise emniyeti suistimal ve resmi evrakta sahteciliktir. https://www.hukuki.net - https://www.hukukara.com
zara sayın hakanix, özet olarak; kıymetli evraklardan bulunan çek'e, YETKİLİ OLMADIĞI HALDE - imza koyan şahıs, - türk ticâret yasası ve çek yasası ilgili hükümleri gereğince- BİZZAT çekin bedelinden sorumludur. imza size ait olduğundan; çekin bedelini ödeme yükümlülüğü tarafınıza aittir. anladığım kadarı ile, şirket sahibi, çekleri size imzalattırarak sorumluluğu size yüklemiş; maddi zorluklar hâsıl olunca da, dolandırıcılık iddiası ile suç ihbârında bulunmuştur. siz de en azından savcılığa vereceğiniz ifâdelerde durumu anlatarak tanıklarla da desteklemelisiniz. savcılığın yapacağı soruşturmadan aleyhinize bir sonuç çıkacağını (türk ticâret kanunu ve çek kanunu hükümlerine dayanarak) sanmıyorum. ancak; çek bedellerini ödeme yükümlüğünden kurtulmanız zor gözükmektedir.
Benna Sayın hakanix muhtemelen hakkınızda ağır ceza mahkemesinde resmi evrakta sahtecilikten dava açılacaktır. size önerim su andan itibaren sizin imzalamıs olduğunuz ve sizin patronuzuzun ödemis olduğu çekleri de ortaya çıkarın. sizin ortaya koymanız gereken çeki imzalamaya yetkili kisinin sizi imizalamaya yöneltmis olduğunu ispatlamanızdır. yok ben imzalamadım çekleri derseniz imza imcelemesinde sizin çıkarsa kendinizi hiçbir sekilde kurtaramazsınız. o nedenle yapmıs olduğunuzu ve bunu yetkili kisinin o an imzalayamaması nedeniyle bilgisi dahilinde imzaladığınızı ortaya koyun derim ama bir avukat bulmanız en doğrusu bu konuda. suç kastının olmaması nedeniyle bu sekilde kurtulabilirisiniz ama durum ciddi simdiden söyleyim.
urfalı sayın hakanix, bir çeki,- imza yetkisi olmadığı halde- imzalayan kişinin bizzat o çekten sorumlu olacağı, kanun maddeleri ile de hüküm altına alınmış iken, bu hususun suç teşkil etmesi düşünülemez. kanunların cevaz vermiş oldu bir husus, neden suç olsun ki! kanunlar birbirine ters düşmez, birbiriyle örtüşür.bir kanunda suç sayılmayan bir hareket, başka bir kanuna göre suç sayılamaz!! resmi evrakta sahtekârlıktan söz etmek de mümkün değil, çünkü, çek resmi evrak değil, kıymetli evraktır. kaldı ki; evrak sahtekârlığından söz edebilmek için, senet üzerinde tahrifat veya herhangi bir hile yapılmış olmalıdır ki suç teşkil etmiş olsun. çekin altına imza koyan kişi zaten, o çekten sorumlu olduğunu (kanuna da uygun olarak) kabul etmiş olmaktadır. ( tıpkı bir kefilin bir kefâlet akdine imza ettiğinde o borcu üstlenmiş olmasındaki gibi) böyle bir durumda dahi, dava ağır ceza mahkemsinde açılmaz! o çeki, esas yetkilinin imzalayamaması nedeni ile, imzaladığınızı söylemeniz de durumu değiştirmez. kimse de inanmaz. çünkü , dediğim gibi, kendi rızânız ile çeke imza koyarak borcu üstlenmişsiniz. ortada zorla veya tehditle imzalatmak gibi bir unsur da yok. fakat az önce de belirttiğim gibi, çeke kendi imzasını koymak, SAHTEKÂRLIK sayılamayacağından, neden, ağır cezâ mahkemesinde hakkınızda dava açılsın ki! bu bakımdan içinizi ferah tutun. emin olun, savcılık usulen soruşturmasını yapar ve, " isnat olunan suçun suç niteliğini taşımadığını, kendi görevine girmediğini ve kamu yararı bulunmadığı, suç için delil elde edilemediği" gerekçeleri ile takipsizlik kararı verecektir. cezai anlamda hiç bir ceza almazsınız, ancak çekin bedelini de ödemek zorunda kalırsınız.
Av.Tayfun Eyilik
Alıntı:
Alıntı yapılan üye ; urfalı: sayın hakanix, resmi evrakta sahtekârlıktan söz etmek de mümkün değil, çünkü, çek resmi evrak değil, kıymetli evraktır.
MADDE 349 - Geçen maddelerde ahkâmının tatbikı hususunda kanunen mahkemeler ve resmî daireler huzurunda muteber sayılan evrak tanzimine mezun olan kimseler resmî memur gibidirler. (Değişik son fıkra: 3679 - 21.11.1990) Emre veya hamile yazılı olarak tanzim edilen kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden evrak yahut ortaklık veya alacaklılık sağlayarak belli bir meblağı temsil eden hisse senetleri, tahviller ve Hazine bonoları gibi kıymetler ile bunlar dışında kalan kıymetli evrak ve malî değerleri temsil eden veya ihraç edilen malî yükümlülüklerini içeren her türlü evrak resmî varaka hükmündedir zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 1993/6-337 K. 1994/7 T. 31.1.1994 • RESMİ EVRAKTA SAHTEKARLIK ( Çek ) • ÇEKİN KEŞİDE YERİ • ÇEKİN KEŞİDE TARİHİ • ÇEKİN ÖDEME YERİ 765/m.342 6762/m.693 ÖZET : Sahte olduğu saptanan suça konu çeklcrin üst sağ köşesine ( Adapazarı, Telefon 1931 ) kaçesi vurulmuş olup; bu ibarenin keşide yerini mi yoksa çekin bir diğer unsuru olan ödeme yerini mi, yani muhatap banka şubesinin bulunduğu yer ile telefon numarasını mı gösterdiği araştırılmadan, bu suretle çeklerin kanuni unsurları taşıdığı tesbit olunmadan, resmi evrakta sahtekârlık suçundan hüküm tesisi isabetsizdir. SUÇ ve KARAR : Resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Dursun Keleş Şeref'in TCY.nın 342/1, 80. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, dolandırıcılık suçundan hüküm tesisine yer olmadığına ilişkin Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesince verilen 5.12.1990 gün 237/290 sayılı hükmün C. Savcısı ile, davaya katılan ve sanık vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen; Yargıtay 6. Ceza Dairesi 26.2.1992 gün 7239/1583 sayı ile: "Suç konusu çeklerde keşide yerinin yazılı olmaması karşısında, çek niteliğini taşımadığı gözetilerek TCK.nun 345. maddesi yerine, 342/1. maddesiyle uygulama yapılması" isabetsizliğinden bozmuş, Yerel Mahkeme 10.12.1992 gün 98/293 sayı ile: "Suça konu çeklerin sağ üst köşesine keşide tarihi, bu tarihin sol tarafına kaşe ile "Adapazarı ve altına telefon numarası" yazılarak çekin yasal unsurları yerine getirilmiştir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir. Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C. Başsavcılığının "onama" istemli 8.12.1993 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü. zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI: Sahtecilik suçundan sanığın TCY.nın 342/1, 80. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; suç konusu çeklerde keşide yerinin yazılı olup olmadığı ve bu itibarla çeklerin resmi evrak sayılıp sayılamayacağına ilişkindir. Sahte olduğu saptanan suça konu 15.10.1979, 15.11.1979 ve 15.12.1979 tarihli çeklerin üst sağ köşesme keşıde tarihleri yazılmış, bu tarihin sol tarafına ( Adapazan, Telefon 1931 ) kaşesi vurulmuştur. Bu ibarenin, keşide yerini mi yoksa çekin bir diğer unsuru olan ödeme yerini mi, yani muhatap banka şubesinin bulunduğu yer ile telefon numarasını mı gösterdiği araştırılmamıştır. Bu nedenle,çeklerde mevcut ( Adapazarı Telefon 1931 ) ibaresinin ne amaçla yazıldığı, bu telefon numarasının muhatap bankaya ait olup olmadığı, ödeme yerini mi yoksa keşide yerini mi gösterdiği araştınlmak ve TTK.nun 693. maddesinde yer alan "çekte sarahat yoksa muhatabın ad ve soyadı yanında gösterilen yer, ödeme yeri sayılır. Keşide yeri gösterilmemiş olan çek, keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde çekilmiş sayılır." hükmü de nazara alınmak suretiyle, çeklere de keşide ve ödeme yerinin olup olmadığı etraflıca araştırılıp .kesinlikle saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırıdır. Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan değişik bu gerekçeyle bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ : Yerel Mahkeme direnme hükmünün soruşturmanın genişletilmesine yönelik yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile ( BOZULMAS1NA ) tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak oybirliğiyle karar verildi. yarx zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU E. 1992/1 K. 1992/5 T. 14.12.1992 • ÇEKLERDE KEŞİDE YERİNİN KISALTMA OLARAK YAZILMASI ( Çekin Geçerliliğine Etkisi ) • ÇEKİN GEÇERLİLİĞİ ( Kısaltma Yerinin Kısaltılmış Olarak Yazılması ) • KEŞİDE YERİ ( Kısaltılmış Olarak Yazılması ) • KISALTMA BİÇİMİNDE YAZMA ( Çekte Keşide Yerini ) • ÇEKİN UNSURLARI ( Keşide Yerinin Kısaltılarak Yazılması ) 743/m 765/m.342 765 ,345 765/2,349 765/2,765 3167-1/m.16 3167-1. 6762/m.693 6762 İçtihadı Birleştirmenin konusu çekte "keşide yeri" ile ilgilidir. Çekin yazıldığı, ihdas edildiği yerin çekin yüzüne yazılması zorunludur. Keşide yeri çekin zorunlu unsuru olduğu için, keşide yeri gösterilmeyen çek bu nitelikte sayılmamaktadır. Ancak Türk Ticaret Kanunu`nun 693. maddesine "Yukarıdaki maddede gösterilen hususlardan birini ihtiva etmeyen bir senet aşağıdaki fıkralarda yazılı haller dışında çek sayılmaz ... keşide yeri gösterilmemiş olan çek, keşidecinin ad ve soyadının yanında yazılı olan yerde çekilmiş sayılır" denilmiş ve çekle ilgili düzenlemeler Türk Ceza Kanunu`nda, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında 3167 sayılı Kanunda, Türk Ticaret Kanunu`nda ve İcra İflas Kanunu`nda yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu açısından çek resmi evrak sayılmaktadır. Türk Ceza Kanunu`nun 349/2. maddesine göre "Emre veya hamiline yazılı olarak tanzim edilen kambiyo senetleri resmi evrak hükmündedir." Bu nedenle çekler üzerinde işlenen sahtecilik suçları resmi evrakta sahtekarlık hükümlerine tabi olacağından, Türk Ceza Kanunu`nun 342. maddesinin uygulanmasını gerektirmektedir. Ayrıca çekin talimata aykırı olarak doldurulması 3167 sayılı Kanunda karşılıksız çek keşide edenler yönünden caydırıcı olabilecek cezai yaptırımlar getirilmektedir zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2002/6-47 K. 2002/176 T. 19.2.2002 • DOLANDIRICILIK ( Boş Çek Yaprağını Haksız Biçimde Ele Geçirerek Aldatıcılık Yeteneği Bulunacak Surette Sahte Olarak Düzenleyip Ciro Eden Sanığın Eyleminin Sahtecilik Suçunu Oluşturması ) • SAHTECİLİK ( Boş Çek Yaprağını Haksız Biçimde Ele Geçirerek Aldatıcılık Yeteneği Bulunacak Surette Sahte Olarak Düzenlenen Sanığın Eyleminin Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturması ) • RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Ticaret Kanunda Öngörülen Koşullara Uygun Düzenlenmiş Olan Çekin Muhatap Nezdinde Açılmış Hesap Bulunmaması Durumunda da Hukuken Geçerli Olması ) • ÇEK ÜZERİNDE YAPILAN SAHTEKARLIK ( Boş Çek Yaprağını Haksız Şekilde Ele Geçirip Dolduran Sanığın Eyleminin Resmi Evrakta Sahtekarlık Olması ) 765/m.349 765, 503 765/1 6762/m.692 6762,695 6762 ÖZET : TTY.nın 692. maddesinde öngörülen koşullara uygun biçimde düzenlenmiş olan "çek", muhatap ( banka ) nezdinde açılmış bir hesap bulunmaması ya da kapatılmış olması halinde de hukuken geçerliliğini sürdürür. Bu nedenle, hesabını kapatan katılanın bankaya geri vermeyerek sakladığı boş çek yaprağını haksız biçimde ele geçirerek anılan maddede öngörülen unsurları içeren ve aldatıcılık yeteneği bulunacak surette sahte olarak düzenleyip ciro eden sanığın eylemi "resmi belgede sahtecilik" suçunu oluşturur. zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
alisinkay . Eline geçirdiği başkasına ait çek karnesini imza taklidi ile ( TTK m. 724 ) kullanan kimse karşılıksız çekten değil , sahtecilikten cezalandırılacaktır. Çekin hangi öğeleri içereceği ve nasıl düzenleneceği TTK m 692 ‘de düzenlenmiştir . Bu maddede yer alan öğelerden birisini içermeyen çok resmi belge sayılmayacağından bunlarla ilgili sahtecilik cürümleri , özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır . Ancak TTK 692’ye uygun olarak düzenlenen çek resmi belgedir ve oluşan suçta resmi evrakta sahtecilik suçudur. Bir diğer suçta sayın Admin’in söylediği gibi emniyeti suistimal suçudur. Eğer temsilci veya vekil doğrudan doğruya çekle işleyen hesap üzerinde tasarruf yetkisine sahipseler , kendileri sorumlu olacaklardır . Örneğin , eğer temsilci , ticari mümessil ise bu mümessil ticari işletmeyi tacir adına işletmeye yetkili olmasına göre çek keşide edebilir.Burada yetkisiz olduğunuzu söylüyorsunuz.Dolayısıyla bu fiilden sorumlu olacaktır. Temsilci hesap sahibinin talimatıyla hareket etmiş ve hesapta yeterli karşılık var zannediyorsa cezalandırılmaz. Bu halde hesap sahibi de bizzat çek keşide etmediğinden cezalandırılmaz. Eğer şartları varsa dolandırıcılık suçu oluşur. Hesap sahibi tüzel kişi ise , onun adın çek keşide eden temsilciler suçun faili olacaklardır. Bir başka deyişle , tüzel kişi değil , onun adına davranan gerçek kişi suçun faili olacaktır. Yargıtay’ın benimsediği görüşe göre ise , Çek Kanunu objektif sorumluluk esasını benimsemiş , soyut olarak karşılıksız çek keşidesi eylemin iradi olması koşulu ile suç oluşacaktır. Yargıtay objektif sorumluluk esasını kabul etmekle birlikte , kovuşturma yapılmasının hamilin şikayetine bağlı olmasını da göz önüne alarak , objektif sorumluluğun hafifletildiğini ve iyiniyetli keşidecinin korunduğunu belirtmiştir ( Yargıtay CGK 9.10.1980 , 7/213-280 ). Yetki verilmediği halde sizin çekleri kullanmanız emniyeti suistimal suçunu oluşturur.Çek defterini ele geçirişinize göre de resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılanabilirsiniz. Asılan hırsız değil, yakalanandır. Yasalar bal arisini mahkum eder, esek arisini beraat ettirir.
Benna Valla sayın urfalı ne is yapıyor bilmiyorum ama cok derinden ahkem kesmis bulunmakta. bu durumlar o kadar basit değil su an aynı sekilde esinin yerine imzalamıs biri hakkında açılmıs dava var. Sayın urfalı bana bu davada yardımcı olursunuz artık bu engin dehanizi sergilerseniz memnun olurum benim sanık da kurtulur böylece. Sayın Sinkay siz de iyice konuyu keske iyi inceleseydiniz. CD 06, E: 1990/000933, K: 1990/003162, Tarih: 12.04.1990 Taraflar çek alıp vermek niyetiyle hareket ettikleri takdirde, keşide yeri bulunmayan çekteki eksikliği gidermek sahtecilik suçunu oluşturmaz. - İddianame içeriğine ve olayda müteaddit sahte çek ve kimlik kullanmış bulunmasına göre, sanık hakkında TCK. nun 342/1. 80. maddeleri ile uygulama yapılması gerekirken sahtecilikten dava açılmadığından bahisle bu yolda ihbar yapılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır. CD 06, E: 1999/007598, K: 1999/007604, Tarih: 16.12.1999 Çekteki imzanın, sanık tarafından takliden atıldığı sabit olduğunda eylemin, TCK.nun 342/1, 503/1, çeke kendi imzasını attığının anlaşılması halinde ise eyleminin aynı Yasanın, 503/1. maddelerinde yazılı suçu oluşturacağının gözetilmesi; gerekir. CD 06, E: 2001/017518, K: 2002/001976, Tarih: 18.02.2002 Sanığın, suç tarihlerinde yönetim kurulu başkanlığını yaptığı kooperatife ait çekleri görevi ile ilgili olmaksızın kişisel çıkarı için sahte olarak düzenleyip ciro etmek şeklindeki eyleminin TCY'nın 342/1, 80.maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı yasanın 339/1, 80.maddeleri ile hükümlendirilmesi hatalıdır. tekrar belirtiyorum sanık burada kendisini tarafların bu durumu bildiklerini sonradan çıkan sebeple sikayetin ortaya çıktığını ortaya koymalıdır.
zara YARGITAY 10.CEZÂ DAİRESİ 20.02.2001, E 13177 , K7457: K A R A R Ö Z E T İ: ("SADECE TEK BAŞINA ÇEK KEŞİDE ETME YETKİSİ OLMADIĞI HALDE, ÇEK KEŞİDE ETMEK HALİ, DOLANDIRICILIK SUÇUN U OLUŞTURMAZ. HİLE VE DESİSENİN KANDIRACAK NİTELİKTE OLMASI LÂZIMDIR. SÖZÜ EDİLEN NİTELİĞİN TÂYİNİ İZÂFİ OLDUĞUNDAN,MAĞDURUN DURUMU GÖZ ÖNÜNE ALINMALIDIR." Yukarıda verdiğim karar,YARGITAY ONURSAL DAİRE BAŞKANI SAYIN GÖNEN ERİŞ'İN, "UYGULAMALI ÇEK HUKUKU" ESERİNDEN İKTİBAS EDİLMİŞTİR. kararın tam metnini merak edenler ilgili linklere ve sair kaynaklara müracaat edebilirler. Suç konusu ile ilgili doğrudan ilgili olmayan kararlar, internetten gelişigüzel alınarak foruma eklenerek SUÇUN NİTELİĞİ VE OLGULAR YANLIŞ DEĞERLENDİRİLMİŞTİR. 1) Yukarıdaki karar özetinde de açıkça görülebileceği üzre; çek keşide etmek başlı başına bir suç oluşturmamaktadır ki; bu husus, türk ticâret yasası'ndaki ve çek yasası'ndaki ilgili hükümlerle de ÖRTÜŞMEKTEDİR. 2) her ne kadar ortada bir "suç" var ise de, bu suç, DOLANDIRICILIK, HİLE VE DESİSE İLE ÇEK TANZİM ETMEK SUÇU D E Ğ İ L , ÇEK BEDELLERİNİN KARŞILIKSIZ ÇIKMIŞ OLMASI SEBEBEİYLE, OLUŞAN SUÇUN NİTELİĞİ; "KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇU"DUR. 3) Müsnet suçtan kovuşturma açılacak olup; olayın kendine özgü niteliğine göre, (suç çek karnesi sahibine ait ise, ilgili banka kayıtları da istenmek sureti ile, düzeltme hakkının kullanılıp kullanılmadığının tespiti ile) ve ayrıca, çekin, imza sahibine zımnen veya açık tehditle imzalatılıp imzaltılmadığı, tanıklar vs. gibi muhtelif deliller de nazara alınarak sonuca göre karar verilecektir. 4)ŞİRKET SAHİBİNİN, SAYIN HAKANİX HAKKINDA DOLANDIRICILIKTAN SUÇ İHBÂRINDA BULUNDUĞUNU, BİLMEMİZE RAĞMEN,- Kİ BURADA DOLANDIRICILIK SUÇU OLUŞMAMIŞTIR- KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇU NEDENİ İLE, MÜŞTEKİ SIFATI İLE SAVCILIĞA SUÇ İHBÂRINDA BULUNAN OLUP OLMADIĞI, MEÇHUL. Bu nedenlerle; karşılıksız çek suçu nedeni ile kovuşturma, ancak bu konuda şikâyet var ise, söz konusu olacaktır. konu ile ilgili, süresinde şikâyet vaki olmamışsa, ileride de suç ihbârına konu edilemeyecektir. ancak, SIRF, YETKİLİ OLMADIĞI HALDE- ÇEK KEŞİDE ETMİŞ OLMASI NEDENİ İLE, DOLANDIRICILIK SUÇU OLUŞTUĞUNA KARAR VERİLEMEZ. KALDI Kİ; OLAYIN KENDİNE ÖZGÜ NİTELİĞİ OLDUĞU GİBİ, HERHANGİ BİR SUİNİYET VE DE, ÇEK KARNESİNİN ÇALINMASI, TAHRİFAT VS. GİBİ UNSURLAR DA YOKTUR. Ancak; çek bedelleri ödeme yükümlülüğü, keşidecisine aittir.
zara yukarıdaki iletime ektir. ayrieten, (şirket sahibinin kendisini, zımnen veya açık bir surette, işten çıkarma vs. gibi nedenlerle tehdit ederek) çekleri kendisine ZORLA imzalattırdığına dair, savcılığa suç ihbârında bulunmak ve buna ilişkin savcılık hazırlık soruşturma dosyasının da, aleyhine açılan/açılması muhtemel cezâ dosyasına celbini isteyerek ve de her iki dosyanın birleştirilmesini sağlamak,mümkündür. (yargılamanın selâmeti açısından) sayın hakanix, ne yazık ki, burada iyiniyetinin kurbanı olmuş olup maddi, manevi ve cezâi anlamda mağduriyeti söz konusudur.
alisinkay Tartışma Konusu olan şek gibi düzenlenmiş bir çekin resmi evrak sayılıp sayılmayacağı verilen evraklardan da anlaşılacağı üzere ttk 692'ye uygun düzenlenmiş bir çek resmi evrak niteliğine haizdir.Olayımıza gelirsek Sayın Zara'ya kısmen katılıyorum ama hakanix kandırıldı diye değil.Uzun süredir süregelen çek tanzimlerinde sürekli sayın hakanixin imzasının bulunduğu ve şirketin de bunları ödediği söyleniyor.Uzun süreli olması daha öncekilerin ödeniyor olması ve şirketin ödeme güçlüğünden sonra çeklerin geçersizliğini ileri sürmesi herşeyden önce MK 2'ye aykırıdır. (Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.) Belki de olayımızda kapalı da olsa bir temsizlcilikten söz edebiliriz. Emniyeti suistimal ise aradaki güveni kullanarak başkasının rızası dışında elinde bulundurduğu malı almak,kullanmak vs...Kısaca özetlersek :) çünkü her kelime hakkında hemen birçok itirazlar almaya başladım :) Olayda emniyeti suistimal suçu ve resmi evrakta sahtecilik suçu iddiasıyla dava açılabilir.Konunun Bu kadar uzamasının asıl nedeni de zaten özel evrak diye nitelendirilmesi.Bize anlatılan taraf her zaman olduğu gibi sayın üyenin suçsuzluğunu gösterir.Ama her olay iki taraflıdır.Biz burada genel çerçevelerde olayı değerlendirmeliyiz. Bir avukatın yapması gereken işe soyunup her olayı derinlemesine inceleyip bir sonuca varmaya kalkmak bence hatalı olur.Çünkü bizbir anlatılana göre yorum yaparız.Ama soruyu soran arkadaş aynı anda karşı tarafın anlattıkları da dinlenir. Şimdi Patronunun ben olduğumu varsayalım ve bir soru soruyorum nasıl açıklarsınız. Benim yanımda çalışan bir işçim vardı.İşyerindeki çek defterini eline geçirmiş ve yaklaşık 20 yere şirket adına benim haberim olmadan çek vermiş.Ben ne yapabilirim çok mağdurum.Lütfenm yardım edin. Karşı tarafı yani sayın hakanixin söylediklerini kısa bir süreliğine unutup lütfen bu soruyu cevaplar mısınız? Biz sadece olasılıklardan söz edebiliriz.Görüş bildiren arkadaşın fazla olması ise akla gelebilecek olasılıkları arttırdığı için arkadaşımıza yardımcı olacaktır.Üstelik hukuki yardıma ihtiyacı olan birinin mutlaka bir avukata gitmesi gerektiğini biliyoruz.İnsanlar bilgi edindirme servisine İstanbulda kaç çöpçünün yaşadığı yada ehliyet çıkarmak için istenen belgeleri sorabiliyorsa (bilgi edinme kanunu kapsamı dışında) buradan da bir avukata ihtiyacı olmadan yararlanmaya çalışacaklar ve anlamadıkları veya anlayamadıkları bir çözüm önerisini uygulamaya çalışacaklardır.Belki de doğru sormadıkları yada doğru anlatmadıkları için doğru yanıt almamışlardı.Bekledikleri sonuç karşılarına çıkmayınca da burada hiçbir şekilde art niyeti olmayan arkadaşları suçlayabilirler ve bu oldu da....Hatta daha ileri gidip hakaret de edebilirler.Bir kişinin mesleği konusunda eksik olduğunu söylemesi yada yeteneksiz olduğunu söylemesi hepinizin bildiği üzere hakaret suçunu oluşturur. Sayın Zara hatırlarsa bir kaç gün önce hiç bilen yok mu veya kimse bilmiyor mu gibi bir foruma yanıt vermişti.Ben alınmadım çünkü hukuğu meslek olarak yapmayı düşünmüyorum. Şimdi tekrar bir soru;İnternetten hakaret adlı bir forum konusu açtım ve.... Ben bir cerrahım cerrahların sorulara yanıt verdiği ve 3 bin ziyaretcisi olan bir sitede buradaki cerrahlar bilgisiz, hiçbiri soruma yanıt verecek kapasitede değil anlamında sözler sarfettiler ve beni insanların önünde mesleğimde yetersiz olduğum konusunda küçük düşürdü sadece beni değil tüm cerrah arkadaşları.Oysaki biz ücret almadan cevap veriyoruz ve cevap vermek zorunda da değiliz aslında.O kişi hakkında dava açmak istiyorum ne yapabilirim? Dolandırıcılık suçundan dava açılabilir kesinlikle açılamaz diye bir şey söz konusu değil.Emniyeti suistimal ve resmi evrakta sahtecilik büyük bir ihtimalle ama sonuc ne olur.Bu kadar belliolsaydı mahkemelere gerek kalmazdı.Bence olay anlattığı gibi ise sonuc çıkmayacaktır.Yani suçlu değildir. Asılan hırsız değil, yakalanandır. Yasalar bal arisini mahkum eder, esek arisini beraat ettirir.
Av.Tayfun Eyilik
Alıntı:
“Suç konusu ile ilgili doğrudan ilgili olmayan kararlar, internetten gelişigüzel alınarak foruma eklenerek SUÇUN NİTELİĞİ VE OLGULAR YANLIŞ DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.”
Forumları takip eden arkadaşlar benim yargıtay kararlarını sıklıkla alıntı yaptığımı bilirler Sayın zara yukarıya aldığım ifadesi ile herhalde kararları benim ürettiğimi düşünmüyordur. Forumlara ilettiğim kararların kaynağını bugüne kadar belirtmediğimi farkettim. Kararların büyük bir kısmı Kazancı Bilişim İçtihat Bankasından alınmıştır. Az da olsa İstanbul Barosu Bilgi Bankası, bazen de ilgili kitaplardan yazdıklarımdır. Forumları takip eden arkadaşlar gereksiz tartışmalardan özenle kaçındığımı da bilirler. Ancak yanlış ve hatalı bilgilendirmeler olduğunda mutlaka mevzuatını belirtmek veya örnek karar ile destekleyerek doğru olduğunu düşündüğüm yazılar yazıyorum. Sadece bu konu ile ilgili olarak amacım ve gösterdiğim tavır ise; çeklerin resmi evrak olmadığı görüşünün doğru olmadığını göstermekti. Bunun için ilgili yasa maddesini, ve çekin resmi evrak olduğunu ifade eden kararları göstermek idi. İlgili olup olmadığını sanırım forumları takip eden arkadaşlar değerlendireceklerdir. Şirkette çalışan bir kişi bir sure şirket çeklerini uzerine imza yetkisi olmadigi halde sirket sahibinin (muhtemelen şirketi temsile yetkili kişinin müdürün v.s.) bilgisi dahilinde imzalamış Belli bir tarihe kadarda sorun olmamış Kambiyo senetleri yasa gereği resmi evrak sayıldığından bu senetlere ilişkin sahtecilik suçu Resmi evrakta sahtecilik suçudur. Hakanix İmza yetkisi olmadığı halde şirkete ait çekleri imzalayarak veya ciro ederek tevdi etmiş (Değişik: 3038 - 11.6.1936) Bir kimse resmen memur olmadığı halde 339 uncu maddede gösterilen suretlerle resmî bir varakada sahtekârlık yaparsa iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Eğer vesika kanunen sahteliği isbat olunmadıkça muteber olan resmî evrak kabilinden ise dört seneden on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Ve eğer sahtekârlık aslın vücudunu farzederek yahut sahih olan aslına mugayir surette yazarak veyahut sahih bir sureti tahrif eyliyerek resmî bir varakanın sureti üzerinde işlenmişse bir seneden üç seneye kadar ağır hapse mahkûm olur. Eğer mezkûr varaka kanunen sahteliği isbat olunmadıkça muteber addolunan evrak kabilinde ise verilecek ceza iki seneden beş seneye kadar ağır hapistir. MADDE 339 - Bir memur memuriyetini icrada tamamen veya kısmen sahte bir varaka tanzim eder veya hakiki bir varakayı tağyir ve tahrif eyler ve bundan dolayı umumi ve hususi bir mazarrat tevellüt edebilirse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur. Eğer işbu varaka sahteliği ispat edilmedikçe muteber olan evrak kabilinden ise ağır hapis cezası beş seneden on iki seneye kadar verilir. Evrakın musaddak suretleri kanunen zayi olan asılları makamına kaim olmak lâzım geldiği takdirde mezkur suretler hakkında asılları gibi muamele olunur zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik Yargıtay 6 Ceza Dairesi Aşağıda da belirttiğim bir kararında “Çekteki imzanın çek keşide etmeye yetkili kişi, sanık veya sanık tarafından çek keşide etmeye yetkili kişi tarafından takliden atılıp atılmadığı hususu araştırılarak, sanık tarafından takliden atıldığı sabit olduğunda eylemin TCY.nin 342/1-503/1, çeki kendi imzası ile attığının anlaşılması halinde ise eyleminin aynı Yasanın 503/1. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı … “ nı belirtmiştir. YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ E. 1999/7598 K. 1999/7604 T. 16.12.1999 Hakanix in kendi imzası ile mi, yoksa teklit ederek mi imzaladığı önemli gibi gözükmektedir. Ancak söz konusu çek karnelerinin şirket çalışanı hakanix’e emanet edildiğinden emniyeti suistimal suçu diğerine oranla daha çok uygulanabilir görünmektedir. Dolandırıcılık suçu ise Hakanix şirketin kendisine resmi olmayan bir şekilde verdiği bir görevi ifa etmektedir (kanunsuz bir emir) Bu görevini de bu güne kadar şirketin bilgisi dahilinde çalıştığı şirketi zarara uğratma kastı olmaksızın (herhalde öyledir. Yoksa bir şirketin finansmanında çalışan bir personel, yetkili olmadığı bir çeki imzalamaması gerektiğini bilmesi gerekir. ) yerine getirmiştir. Ancak; şirket çalışanı şirketin patronu ile birlikte çek hamillerini zarara uğratma kastı ile hareket etmişler ise... Elbette suçlanılan konu ağır bir konudur. Özenli bir savunma yapılması gerekir. Her zaman söylediğim gibi Asıl olan Avukat tutulmasıdır. .
zara kambiyo hukuk gereğince evvelâ kıymetli varaka hükmünde olan çek'in, özellikle cezâi yaptırımlarda resmi evraktan da sayıldığı, herkesin mâlumu olsa gerektir. bu nedenle; tartışma konumuz kanaatimce bu değildir. burada asıl konu, sayın hakanix'in, (anlattıklarını esas almak sureti ile) üzerine atılı suçtan nasıl beraât edebileceği hususudur. altını çizmekte fayda var ki; - gerek bu forumda ve gerekse diğer forumlarda- anlatılanların doğru olup olmadığını,bilgilerde bir eksiklik olup olmadığını, bilmek imkânımız yoktur. zira; anlatılan olayları esas almak zorunda kalarak ve bir de karşı tarafın beyânına müracaat etmeden (bir nev'i yargısız infâz yaparak)yorum yapmak ve de uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken kanunî mevzuat ve içtihatlar ışığında değerlendirme yapmaya ( VE OLMASI GEREKENİ bulmaya) çalışmaktayız. oysa; uygulamada, dâvânın akışı, (tarafların iddiaları ve savunma şekilleri, gösterecekleri delilleri vs.gibi) çeşitli kriterlere göre değişebilmektedir ve yerel mahkemelerde -sehven - sayın hâkimlerimizin hukuka aykırı hükümler de tesis etmeleri neticesinde, (OLMAMASI GEREKEN) zuhûr edebilmektedir. muhakkak ki yargı bağımsızdır. ancak, yerel ve yüksek mahkemelerde (her mahkemede binlerce dosyanın tetkik edilmesi gerektiği düşünülecek olursa; BİR DÂVÂNIN NASIL NETİCELENECEĞİ hususu, önceden kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir. çünkü; hata insana mahsus olmaktan başka, binlerce dosyanın içinde hiç hatanın çıkmaması, eşyanın tabiatına aykırı olurdu. bu sebeptendir ki; yargıtay'da da her hukuk/cezâ dairesinde binlerce dosya,tetkik için sıra beklemektedir. ben şahsen, her defasında, yargıtay'a gittiğimde gördüğüm (DERDEST dosyalara mevcut yer yetmediğinden bir kısmının mahzene bir kısmının ise ek binalarda muhafaza edilmesi, gibi) manzaraları ve (dosyaların 1,5 seneden önce yargıtay'dan sonuçlanmaması gibi) durumları da artık kanıksamış bulunmaktayım. örneğin, yargıtay'daki bir dairedeki dosyamın numarasının 9000 küsür olduğu ve benim dosyama sıra gelmesi ve tetkik edilebilmesi için, sayın heyetin günde (ortalama) kaç dosya müzâkere etmesi gerektiğini düşününce, yargıtay'ın yükünün ve görevinin de ne kadar ağır olduğu, açık ve sarihtir. on dokuz yıldır hukukla iştigâl etmekte olduğum halde, (ki, insan bunca zaman zarfında, -özellikle hukukun bazı kategorilerinde- artık o işin kompedanı olduğu halde) yargılama neticesinde ne gibi bir sonuç çıkacağını, kesin olarak önceden tahmin etmek müşkül iken; KONUYA VÂKIF OLMADAN VE DAHİ İNCELEMEDEN GÖRÜŞ BİLDİREN ve de bankada veya şirkette masa başında, sadece teoriye dayalı, İLGİLİ YARGI KARARLARININ MÜNDERECATINI DAHİ TETKİK ETMEDEN, netten rastgele (ve suç konusu ile ilgili olmayan) yargı kararları indiren ve de HUKUKÇULAR tarafından sunulan YARGITAY KARARLARINI HİÇE SAYAN BİR ZİHNİYET, sadece konu kirliliğine ve kavram kargaşasına yol açacaktır. burada, sayın benna'nın, konuyu çok kısa ve net olarak ortaya koymuş olması ve sayın urfalı'ya da talihsiz yorumundan ötürü haklı olarak gönderme yaparak bizi zahmetten kurtardığının da, altını çizmekte yarar var. :) FAKAT; TEKRAR EDİYORUM, DAHA ÖNCE VERMİŞ OLDUĞUM(YARGITAY CEZÂ DAİRESİ)YARGI KARARI BURADA EMSAL TEŞKİL ETMEKTEDİR VE EĞER GERÇEKTEN OLAY, SAYIN HAKANİX'İN ANLATTIĞI GİBİ CEREYÂN ETTİ İSE, -HER NE KADAR DURUM HAFİFE ALINAMZ İSE DE, SANIĞIN MÜSNET SUÇTAN BERAÂT EDEBİLECEĞİNİ, DÜŞÜNMEKTEYİM.
Benna Sayın zara ya katılmakla birlikte ekleme yapma gereği duydum bazi seyler için. hakani se ben birseyler söylemek istiyorum. sirket yetkililerinin kendisini sikayet ettiğini söyledi çeki alan kisiler bu durumu biliyorlarsa yani yetkili olmadan imzalanıldığını biliyorlarsa, bu durumda daha önce sirket tarafından kendisinin imzalayıp sirketin ödemis olduğu çekleri ortaya çıkarsın böylece sirket yetkililerinin bilgisi dahilinde imzalanmıs olduğu ve islerin iyi giderken bu sekilde islem yapıldığı noktasından zorlaması gerekir. tekrar vurgulamak isterim bu arkadasın isi hiç kolay değil, "esinin izin vereceği inancıyla onun imzasını taklit ederek bankadan para ceken sanığın suç isleme kastı ile hareket ettiği kabul olunamaz" (CGK 10,06,1985,56/340)
Av.Tayfun Eyilik
Alıntı:
Alıntı yapılan üye ; zara: kambiyo hukuk gereğince evvelâ kıymetli varaka hükmünde olan çek'in, özellikle cezâi yaptırımlarda resmi evraktan da sayıldığı, herkesin mâlumu olsa gerektir. bu nedenle; tartışma konumuz kanaatimce bu değildir.
Konu başlığımızın bu olmadığını söylemek mümkün. Ancak; tartışmanın bu olmadığını söylemek Sayın urfalı: "sayın hakanix, resmi evrakta sahtekârlıktan söz etmek de mümkün değil, çünkü, çek resmi evrak değil, kıymetli evraktır. " dediği andan itibaren pek mümkün değil zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik <BLOCKQUOTE id=quote><font size=1 face="Verdana, Arial, Helvetica" id=quote>Alıntı:<hr height=1 noshade id=quote> Alıntı yapılan üye ; zara: on dokuz yıldır hukukla iştigâl etmekte olduğum halde, (ki, insan bunca zaman zarfında, -özellikle hukukun bazı kategorilerinde- artık o işin kompedanı olduğu halde) yargılama neticesinde ne gibi bir sonuç çıkacağını, kesin olarak önceden tahmin etmek müşkül iken; KONUYA VÂKIF OLMADAN VE DAHİ İNCELEMEDEN GÖRÜŞ BİLDİREN ve de bankada veya şirkette masa başında, sadece teoriye dayalı, İLGİLİ YARGI KARARLARININ MÜNDERECATINI DAHİ TETKİK ETMEDEN, netten rastgele (ve suç konusu ile ilgili olmayan) yargı kararları indiren ve de HUKUKÇULAR tarafından sunulan YARGITAY KARARLARINI HİÇE SAYAN BİR ZİHNİYET, sadece konu kirliliğine ve kavram kargaşasına yol açacaktır. <hr height=1 noshade id=quote></font id=quote></BLOCKQUOTE id=quote> zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Benna Sayın Irmak acaba siz geçen zaman içinde olgunlaştınız mı? Bana öyle gelmiyor ama! bu sözü çok aradınızmı? yoksa bu sözün sahibi o engin! deha sizmisiniz? herhalde bu kelimeyi 24 saat içinde binlerce kez tekrar ediyorsunuzdur. sahi siz ne iş yaparsınız? bu kadar engin bilginin altından bişeyler çıkacaktır kesin ama bakalım ne diyeceksiniz? söz şöyleydi galiba "bankacıyı kazıyın altından hukukçu çıkacak" yok acaba ben mi yanlış hatırlıyorum!
Admin Sevgili üyelerimiz, Daha önce müteaddit kereler, forumlarda yanıt yazan kişilerin yanlış yazsa dahi nezaket sınırları dışına çıkılmamak şartıyla eleştirilmesi gerektiğini, asıl eleştirinin kişiliğe değil konuya yapılması gerektiğini belirtmiştim. Foruma baktığımda çok güzel içtihatlar ve yorumlar eklenmekte iken birden bazı üyelerimizin diğerlerine saldırgan bir şekilde ileti eklediklerini görmüş bulunmaktayım. Bu hiç hoş değil. Yanlış yanıt varsa yanlış olduğunu söylemek, hatta ispat etmek bir hukukçu olarak görevimizdir. Hukukçu olsun veya olmasın, herkesin sözü değerlidir. Bu forumlar size bir yazıdan ibaret geliyor olabilir. Ancak 22 bin üyesi, günlük 3-4 bin ziyaretçisi (şu an için 4598) ile canlı bir sitedir, gerçek bir sitedir. Hayal mahsulü değildir. Yazı yazanları Yel değirmeni sanıp saldırmak da pek akıllıca değildir. Lütfen birbirimize karşı daha nazik ve saygılı davranalım. Konuya gelince, siteyi taşıma ve yenileme çalışmaları ile uğraştığımdan konuyla pek ilgilenemedim. Düşüncelerinizi ve içtihatları ÇOK hızlı bir şekilde okudum. Keşke bu kadar satırı yazacak zamanı harcayacağıma sizlere IZRAR kabiliyeti, MÜŞTEKİNİN rızası durumunu, İŞTİRAK hali hakkındaki görüşlerimi yazabilseydim ... Saygılarımla. https://www.hukuki.net - https://www.hukukara.com
zara sayın benna' ya katılmakla birlikte, yine çok doğru tespitlerde bulunmuş olduğunu da, belirtmeden geçemeyeceğim :))) bundan başka; sayın benna'nın suç konusu ile ilgili olarak vermiş olduğu, cezâ genel kurulu kararının da, uyuşmazlık konusu olaya emsal alınabilecek nitelikte olduğu, açık ve sarihtir. yargılama esnasında ne gibi hâdiselerin zuhûr edeceği ve netice itibari ile ne kabil bir hükmün tesis edileceğini elbette ki bilemeyiz. ancak, temennim, gerek sayın benna'nın savunmasını üstlendiği sanığının ve gerekse sayın hakanix'in beraâtına karar verilmesidir... sokrates'in meşhur bir sözü vardır : bildiğim tek bir şey var, o da, hiç bir şey bilmediğimdir. gerçekten de öğrenme süreci hayat boyu devam etmektedir ve yeni bir şeyler öğrendikçe aslında hiç bir şey bilmediğinizi fark ediyorsunuz. bu özellikle hukuk alanında geçerli olup; hata insana mahsustur. ancak hatayı kabul etmek de bir erdemdir. örneğin ben, sayın AdilTürk'in açmış olduğu, "ölümle tehdit" forumuna vermiş olduğum yanlış bilgi neticesinde, SAYIN SAVCIM gerekli düzeltmeyi yapmış olduğundan kendisine müteşekkir olduğum gibi; forumda da bunu bilâhare belirttim.. elbette ki; hukukçu olsun veya olmasın, herkes görüşünü beyân edecektir. fakat, HADDİNİ AŞMAMAK KAYDIYLA. sözüm, konuya vâkıf olmadığı halde ve dahi hukukçu OLMADIĞI HALDE, ısrarla yanlış fikirlerini dayatmaya çalışarak hukukçu triplerine girenlere... ancak ben, (sadece hukuk genel kurul kararlarının bağlayıcı!! olduğunu savunmak sureti ile yargıtay kararlarını hiçe sayarak yargıya adetâ hakaret eden, örneğin bAnKaDa veya bir arkadaşının ofisinde net'ten alâkasız yargı kararları indirmek sureti ile bilgiçlik taslayan, daha da vahimi, forumun amacına aykırılık teşkil edecek şekilde, çeşitli yöntemlerle ve muhtelif vesilelerle gereksiz tartışmalar üretmeye çalışan ve lüzumsuz alınganlık gösteren o mâlum kişiyle gereksiz POLEMİĞE girmek yerine,) levent bey'in dört yıldır tahsil edemediği alacakları ile uzun uzadıya ilgilenerek yardımcı olmayı tercih ettim. çünkü söz konusu ("karşılıksız çek") forumu açan bu arkadaş gerçekten çok mağdur ve tahsil edeceği para, yargı sürecinin sonunda belki de 45-50 milyarı bulacaktır. (üye adı: liderlevent) AŞAĞIDA, SUÇ KONUSU İLE İLGİLİ BİR İÇTİHAT EKLEMİŞ BULUNMAKTAYIM. "HİLE VE DESİSENİN NELER OLDUĞU SOMUT BİÇİMDE GÖSTERİLİP TARTIŞILMADAN, SADECE TEK BAŞINA ÇEK KEŞİDE ETMEK YETKİSİ OLMADIĞI HALDE, ÇEK KEŞİDE ETMİŞ OLMASI NEDENİNE DAYANILARAK DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN SANIĞIN HÜKÜMLÜLÜĞÜNE KARAR VERİLMESİ, Y A S A Y A A Y K I R I D I R.") (Y. 10.C.D.24.11.1997 ESAS,12043, KARAR 12134)
Av.Fırat Bayındır DEĞERLİ ÜYELERİMİZ, Bir teknoloji harikası olan internet ortamında beklentisiz ve karşılıksız olarak hukuçu olan ve olmayan ama bir biçimde hukukun içinde olan, hukuka ilgi ve ihtiyaç duyan insanlara HİZMET VERMEYİ amaçlamış bu site SANAL bir ortamda tüm katılımcılarıyla birlikte işlev görmeye çalışmaktadır. (Her ne kadar son günlerde bazı teknik sorunlar yaşıyor olsa da sevgili admin büyük bir çaba ile üstesinden gelmeye çalışmaktadır ve yeni yılda yepyeni bir çehre ile ortaya çıkacaktır) Bu forumlara sorulan her soru, açılan her forum bir düşünce veya duygunun ESERİDİR. Bu ESER hepimiz için her an karşılaşabileceğimiz belkide şimdiye kadar hiç karşılaşmadığımız SORUNLARI ORTAYA ÇIKARDIĞI İÇİN, SORUYU AÇAN İÇİN DE, CEVAPLAYAN İÇİN DE EĞİTİCİ,ÖĞRETİCİ, YOL GÖSTERİCİDİR. Bir üründür. Ben,hiç bir sorunun, cevapcıları tarafından incelenmeden, araştırılmadan, doğruluğu tartılmadan cavaplandığına inanmıyorum. Ama hata istisnadır, ve hatayı görme ve kabullenmek de bir öğrenimdir. Bu gibi hukuk sitelerine hukukçuların katılım azlığı, yazarların kimlikleri pek çok kez sorun ve tartışma konusu olmuştur. Kimi sitelerde nick name bile yasaktır,üyelik ancak gerçek kişiliklerin açıklanması ve teyidi ile mümkündür. Burada ise üyelerin üyelik bilgileri ve verileri tamamen kendi beyanlarına bırakılmıştır. Ne yazık ki kimlik ve kişiliklere ilişkin incitici tartışmalar her zaman hukukçu kimliklerinden, bazı site üyelerince şu veya bu nedenle ve haklı veya haksız biçimde şüpheye düşülen hukukçular hakkında yoğunlaşmıştır. İsteyen üye, hukukçu olsun veya olmasın kimliğini adlı adınca belirtir ve üye profilinde açıklar, isteyen belirtmez. Kimin hukukçu, kimin kaç yıllık hukukçu, kimin serbest, kimin bir kuruluşa bağımlı çalıştığının bir önemi yoktur. Bu anlamda kim gerçekten hukukçu, kim değil, kim hala hukukçuluk yapıyor , kim belki de hukukçu olmakla birlikte yasaklanmış, kim hukukçu olmadığı halde hukuki ahkam kesiyor, bunu ayırdetmek her zaman kolay olmuyor. Bunun tek nedeni ise, BU SANAL ORTAMDA kimsenin kimseyi gerçek kimlik ve kişiliğle tanımıyor olmasıdır. Bu yönüyle BU SANAL ORTAM, çok güzel iletişimlerin kurulabildiği veya çok kolayca insanların birbirlerini hiç tanımadıkları halde tarizde bulunmalarına elverişli lanetli güzel bir ortamdır. Her zaman bizzat yaşadığım ama kendi adıma hüzünle, kendime kızarak ,ama belki de yaşanması gerekli olan bir olayı hatırlarım. Üyelerimizden, (hiç çekinmeden nick'ini verebilirim) commodore1tr' nin bir avukat arkadaşımızın mesleki bir yakınması üzerine yazdığı bir yazıya çok öfkelenmiş, ve tam anlamıyla mesleki bir şovenizm içinde cevap yazmıştım. Bu yazı maalesef benim bu sitedeki ilk yazımdı ve sevgili commodore1tr' yi hiç tanımadığım gibi, o tarihte bile hukukçu olmadığı halde bu sitede en çok ileti ekleyen üye unvanına sahip olduğunu da bilmiyordum. Doğaldır ki cevap yazdı. ve replikler düplikleri kovaladı. Bu arada hakkında yazdığım insanı biraz da olsa tanımak için eski iletilerini okumaya başladım. Beni kızdıran iletisini tekrar tekrar okudum.Hatalıydım.Özür diledim. Günün birinde yolum İskenderun'dan İstanbul'a düştü. Bir KM ile, görüşebilirmiyiz dedim,BULUŞTUK,KONUŞTUK. ANLAŞTIK,TANIŞTIK,DOST OLDUK, ve bunun hepsi bir çınarın altında iki saat ve 4 biraya (patates kızartması ve çerezler bonus olmak üzere) mal oldu. ve halen 40 yıllık dost gibi haberleşebiliyoruz. O halde kimin kim olduğunun belli olmadığı böylesi bir sitede, yazılardaki usluba ve kalitesine göre hukukçu olduğundan hiç bir şüphemiz olmayan ama gerçek kimliklerini şu veya bu nedenle açıklamayan üyelere, açıkladıkları hukuki görüşlere,karşı-görüş ile cevap vermek yerine, bilinmeyen kimliği veya kişiliğini tartışma konusu yapmanın, gereksiz yere siz sevgili hukukçu üyelerimizin bibirini incitmesinin bir anlamı ve gereği olmadığını düşünüyoruz. Kendimize 2. bir İŞ edindiğimiz bu siteye her gün girmek, soruları okumak, yanıtlamak, yeni konu açmak, açılan konuyu işlemek, bütün bunları bilgi ve deneyimlerimizin bir eseri olarak insanlara sunmak, bilgiyi paylaşmak zaten yeterince keyifli bir eylem. Lütfen hep beraber bu keyif' in keyfini çıkartalım. ceteris paribus
zara maalesef, uzun zamandır tartışmaların devam etmekte ve muhtelif görüşlerin eklenmiş olan işbu foruma son anda katılan bazı üyelerin, ilk baştan itibaren foruma eklenen iletileri dikkatle okumadıklarını ve hatta "satır aralarını" HİÇ okumadıklarını ve bunun neticesinde YANLIŞ değerlendirmelerde bulunmuş olduklarını, tespit etmiş bulunmaktayım. bunca zaman ve satır harcanacağına, FORUM KONUSU İLE İLGİLİ görüşlerin ve içtihatların ilâve edilmiş olması daha isabetli olurdu, diye düşünmekteyim. eklenen son görüşleri oldukça yadırgadığımı belirtmeden geçemeyeceğim. zira; KANAATİMCE; bu sitede KİMLİKLERİN DEĞİL, forum konusuna yaklaşımların ve ilgili hukuki sorunun çözümüne yönelik GÖRÜŞLERİN YER ALMASI GEREKTİĞİNİN, ŞİDDETLİ SAVUNUCUSUYUM. şayet iletiler dikkatli okunmuş olsa idi, burada tartışma konusunun, (kimin hukukçu olup olmadığı vs. gibi hususlardan ileri gelmediği) aksine başka sebeplerden kaynaklandığı, görülecekti. forum konusu ile doğrudan ilgili olmayan bu mevzulara tekrar dönmek yersiz olduğundan, değinmeyeceğim. BURADA İLK AMAÇ, görüş/bilgi alışverişi yaparak ilgili sorunları çözmek ve -mutlak doğru bulunamasa bile- mantık çerçevesinde en makûl çözümü bulmak olduğuna göre, ÜYELER, NEDEN VE NİÇİN, KİMLİKLERİNİ VE MESLEKLERİNİ AÇIKLAMAK ZORUNDA OLSUNLAR VEYA HANGİ SEBEPTEN DOLAYI BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPMAK İHTİYACINI HİSSETSİNLER Kİ?! mesleğin âlenen açıklanmamış olmasının, "MESLEĞİN GİZLENMESİ OLARAK ALGILANMASI" benim fikrimce hatalı bir görüştür. kimlik ve meslek bilgileri, sadece ve sadece, (GEREKMEDİĞİNDEN ve hiç kimseye de faydası olmadığından) açıklanmaz. salt bu nedenledir ki; ben bu siteye üye olurken, KİMLİĞİ VE MESLEĞİMİ deşifre etmek lüzûmunu hissetmediğimden, profilimde şahsıma ait (cinsiyetim dışında) bu kabil bilgiler yer almamaktadır. forumlarda görüş belirtirken de, imâ yolu ile dahi olsa, KİŞİLİĞİME VEYA MESLEĞİME DAİR ipucu vermemeye azamî itina göstermekteyim. zira; mesleğimi ve kişiliğimi lanse etmek ihtiyacını hissetmediğim gibi zaten bu sitede öyle bir zorunluluk da yoktur. ÇOĞUNLUĞUN da,- aynı sebepten dolayı olsa gerektir- bu şekilde hareket etmiş olduğunu ve mesleğini profilinde belirtmemiş olduğunu, görmekteyim. öncelikle; bu sitede kimin hukukçu olup olmadığının vs. hiç bir kıymeti yoktur. gördüğüm kadarı ile de, HİÇ BİR ÜYENİN böyle bir yaklaşımı ve iddiası da olmamıştır. bunun dışında - istisnai olarak da olsa- profilinde (avukat) veya (hukukçu) vs. gibi) mesleğini ifşa edenler de mevcut olup; bazı üyeler, buna ilâveten, yanıtlarında, (mesleki şovenizm, bankacı kimliğim, vs. gibi) kelimelerle mesleklerini, açıkça bildirmektedirler. aslına bakarsanız; bu üyelerin profilinde yer alan meslek bilgilerinin doğru olup olmadığını da elbette ki bilemeyiz. bilmemiz ve denetlememiz de gerekmez zaten. burada hiç kimsenin açığının veya yanlışının tespitine değil, sadece ve sadece, forum konusunun çözümüne gayret gösterilmektedir. diğer bir deyişle; HUKUKÇU KİMLİĞİNİ hassaten gizleyen üyeler olduğu gibi; (HUKUKÇU OLUP OLMADIĞINI DENETLEMEDİĞİMİZ, FAKAT BEYÂNLARINA İTİBAR ETTİĞİMİZ,) PROFİLİNDE HUKUKÇU/AVUKAT OLDUĞUNU BİLDİRMİŞ OLAN ÜYERLER DE MEVCUTTUR. sonuç itibari ile; forum konusu dışında kalan bu hususları bir tarafa bırakarak; KONUMUZA DÖNELİM ve tartışmaya yeni katılan üyelerimize; "FORUM KONUSUNA S İ Z İ N HUKUKİ YAKLAŞIMINIZ NEDİR?" diye soralım.
Av.Fırat Bayındır Suç konusu ile ilgili doğrudan ilgili olmayan kararlar, internetten gelişigüzel alınarak foruma eklenerek SUÇUN NİTELİĞİ VE OLGULAR YANLIŞ DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.” --------------------- on dokuz yıldır hukukla iştigâl etmekte olduğum halde, (ki, insan bunca zaman zarfında, -özellikle hukukun bazı kategorilerinde- artık o işin kompedanı olduğu halde) yargılama neticesinde ne gibi bir sonuç çıkacağını, kesin olarak önceden tahmin etmek müşkül iken; KONUYA VÂKIF OLMADAN VE DAHİ İNCELEMEDEN GÖRÜŞ BİLDİREN ve de bankada veya şirkette masa başında, sadece teoriye dayalı, İLGİLİ YARGI KARARLARININ MÜNDERECATINI DAHİ TETKİK ETMEDEN, netten rastgele (ve suç konusu ile ilgili olmayan) yargı kararları indiren ve de HUKUKÇULAR tarafından sunulan YARGITAY KARARLARINI HİÇE SAYAN BİR ZİHNİYET, sadece konu kirliliğine ve kavram kargaşasına yol açacaktır. ------------------------ Valla sayın urfalı ne is yapıyor bilmiyorum ama cok derinden ahkem kesmis bulunmakta. bu durumlar o kadar basit değil su an aynı sekilde esinin yerine imzalamıs biri hakkında açılmıs dava var. Sayın urfalı bana bu davada yardımcı olursunuz artık bu engin dehanizi sergilerseniz memnun olurum benim sanık da kurtulur böylece. --------------------------- Sayın Irmak acaba siz geçen zaman içinde olgunlaştınız mı? Bana öyle gelmiyor ama! bu sözü çok aradınızmı? yoksa bu sözün sahibi o engin! deha sizmisiniz? herhalde bu kelimeyi 24 saat içinde binlerce kez tekrar ediyorsunuzdur. sahi siz ne iş yaparsınız? bu kadar engin bilginin altından bişeyler çıkacaktır kesin ama bakalım ne diyeceksiniz? söz şöyleydi galiba "bankacıyı kazıyın altından hukukçu çıkacak" yok acaba ben mi yanlış hatırlıyorum! ------------------- sayın benna' ya katılmakla birlikte, yine çok doğru tespitlerde bulunmuş olduğunu da, belirtmeden geçemeyeceğim :))) ------------------------ elbette ki; hukukçu olsun veya olmasın, herkes görüşünü beyân edecektir. fakat, HADDİNİ AŞMAMAK KAYDIYLA. sözüm, konuya vâkıf olmadığı halde ve dahi hukukçu OLMADIĞI HALDE, ısrarla yanlış fikirlerini dayatmaya çalışarak hukukçu triplerine girenlere... ---------------------------- ancak ben, (sadece hukuk genel kurul kararlarının bağlayıcı!! olduğunu savunmak sureti ile yargıtay kararlarını hiçe sayarak yargıya adetâ hakaret eden, örneğin bAnKaDa veya bir arkadaşının ofisinde net'ten alâkasız yargı kararları indirmek sureti ile bilgiçlik taslayan, daha da vahimi, forumun amacına aykırılık teşkil edecek şekilde, çeşitli yöntemlerle ve muhtelif vesilelerle gereksiz tartışmalar üretmeye çalışan ve lüzumsuz alınganlık gösteren o mâlum kişiyle gereksiz POLEMİĞE girmek yerine,) levent bey'in dört yıldır tahsil edemediği alacakları ile uzun uzadıya ilgilenerek yardımcı olmayı tercih ettim. çünkü söz konusu ("karşılıksız çek") forumu açan bu arkadaş gerçekten çok mağdur ve tahsil edeceği para, yargı sürecinin sonunda belki de 45-50 milyarı bulacaktır. (üye adı: liderlevent) --------------------- sayın zara, “iletilen son görüşleri” yadırgamış olmanızı da ben yadırgıyorum. Başlangıcında açılan foruma verilen yanıtlar gayet düzeyli olarak sürerken, bir anda katılımcıların anlamsız ve agresiv beyanlarıyla eklenen yanıtlar SİTE FORUM KURALLARIMIZA AYKIRI BİR HAL ALMAYA BAŞLADI. Yukarıda alıntıladığım beyanların, açılan forum konusu ile acaba ne ilgisi var? Hukuki bir tartışmayı sürdürürken bir anda “satır aralarına” bunlar neden eklendi? Doğaldır ki bu gelişmelerden sonra BU SİTENİN ADMİN YETKİSİNE SAHİP BİR YÖNETİCİSİ OLARAK YUKARIDAKİ YAZIYI YAZMA İHTİYACI DUYDUM. Forumları uzunca bir zamandır takip edenler, gerek sayın ADMİN’in ve gerekse benim, yörüngesinden çıkan forum konularına bu tür müdahalelerde bulunduğumuzu bilirler. Nitekim sayın admin de 27. 12.2004 tarihli yazısında bu forumdaki usluba müdahale etmek gereğini duymuştur. Tekrar belirteyim ki, zaten özellikle hukukçuların bu tip sitelere katılım azlığı ortada iken, az sayıda katılımcının da birbirlerini incitmesine ve böylece katılımcı sayısının giderek azalmasına gönlümüz razı gelmez. Bu nedenle forumlarda, ileri sürülen görüşlerin hukuki tartışması dışında, katılımcıların kimlik veya kişilikleri ile ilgili incitici mahiyette görüş açıklanmaması sanırım daha uygundur. Eğer size göre hatalı bir görüş ileri sürülmüşse bunun doktrin ve içtihatlarda beliren doğrusunu yazmak yeterli olacaktır,tıpkı Duruşmalarda taraflarca veya tanıklarca açıklanan beyanlara karşı “gerçeği yansıtmıyor” demenin yeterli olduğu, bunun dışında sarfedilecek her sözün savunma sınırlarını ve maksadını aşan beyanlar olması gibi. ceteris paribus
commodore1tr Sayın Hakanix; Ben hukukçu değilim ancak bu konudaki yazılar uzayınca fikirler çatışmaya başlayınca konu ilgimi çekti ve tüm değerli üyelerin yazılarını okudum. Bazı değerli arkadaşlarımızın konuyu kişiselleştirmeleri haricinde ' oldukça ilmi bir tartışma olmuş' tabii sizi ne derece tatmin etti bilemem bundan dolayı birde 'hukukçu olmayan bir gözle' davanızla ilgili ben yorum yapmak istedim umarım kızmazsınız.... Öncelikle sayın admininde belirttiği gibi çek özel değil resmi bir evraktır. Sizin imzanızla çekin yasallaşması hukuken mümkün değilken sizin bunu yapmanız halk diliyle 'sahte çek ' diye adlandırılan olgu olup sanırım değerli arkadaşların tartıştığı konunun temelini oluşturmaktadır. Sayın adminin belirttiği emniyeti suistimal suçunun oluşup oluşmadığı konusunda ben kararsızım neden kararsız olduğumu daha sonra yazacağım yazınızın içinde anladığım kadarıyla siz artık bu şirkette çalışmıyorsunuz. Aslında gerçek bir yorum yazabilmek için bu olayın siz şirketten ayrıldıktan ne kadar sonra olduğunun ; çeklerin vadesinin bilinmesi gerekirdi. İyi niyetten dahi olsa başlangıçta ortada bir suç var onu kabul edelim yetkiniz olmadığı halde şirketin çeklerine imza atmışsınız. Ama son diyeceğimi ilk diyeyim ben iyi bir anlatımınızla ve iyi bir avukatla ben sizin hukukçu arkadaşlarımızın dediğinin aksine çok kolay bir şekilde kurtulacağınıza inanıyorum ( Yazdıklarınızı doğru kabul ederek ) 1. Bu yirmiye yakın çekin nereye ve niçin verildiği çok önemlidir. Eğer bu şirketler ayrıldığınız şirketle ticari ilişkisi olan alacağı olan bir şirket ise şirket olarak onlara yapılan ödemeyi şirketinizin belgelemesi gerekir. (Sizin imza attığınız çek sayılmadığına göre patron tarafından ) hakim sormaz mı ' bu şirketler size hilal-i ahmer yardı mımı yapıyordu ' diye.. Dolayısı ile şirketinizin muhabeseleşmiş bir borcuna karşı bir çek verildi ise patronunuzun eli baştan zayıftır. 2. Sizin daha önce şirket adına imzaladığınız ve şirketçe ödenen çekleri neden ödediği patronunuza sorulacak bir diğer sorudur ki burası çok önemlidir. Çekler belirli bir zaman bankalarca saklandığından dolayı daha önce sizin imzanızla kesilen çeklerin ödendiğini ispat edebilirsiniz O zaman karşı taraf bunları neden ödediğini niçin suç duyurusunda bulunmadığını açıklamak zorundadır. 3. çekleri verdiğiniz şirketlerin vadeleriyle orantılı bir alacaklarının olaması çok ciddi bir karine teşkil edecek aslında olayın iddia edilmediği gibi olduğu yolundaki görüşü güçlendirecektir. 4. Eğer çekler vadeli ise ( vade de yasal değil ama temayüllere uygun bir uygulama sanıyorum) niçin daha önce 'kayıp çalıntı çek' ihbarının yapılmadığı konusuda ayrı bir mesnet teşkil edecektir. 5. sizin hakkınızda olması gereken suç duyurusu sanıyorum ve biliyorum ki 'sahtecilik' olması gerekir. Çünkü siz sahte imza atmakla suçlanabilirsiniz en fazla ( sayın zara nın ilk yazdıkları konusunda hukuki bilgi yetersizliğinden yorum yapamıyorum ancak o konuda atlanılan bir şey olduğunu hissediyorum.) Yani sayın hakanix özetle bence iyi bir avukata ihtiyacınız var ve gönlünüzü fazla sıkmayın çünkü adalet doğruyu bir şekilde ortaya çıkaracaktır.. Ey sevgili dost fırat bayındır ; iyiki incir çekirdeğini doldurmayan bir olaydan tartışmışız ki şu sanal ortamdan bir reel dost doğmuş.. o biraların tadı damağımda ve hala o tadı bulamadım bu ne demek eee artık gel bir istanbul a... bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
illegal Sayın Zara sadece bir sorunuza yanıt vereceğim; Türk Hukuk sitesine girdiğinizde size ad, soyad, baba adı, ana adı, doğum tarihi bile sorulur. (Ben de sizinle aynı fikirdeyim...). O site kendini türk hukukunda tekel zanneder ve açıkça yazıyorum hukuki net pabucunu dama atmıştır... Bu siteyi korumak, seviyesini yukarıda tutmak, fikir çatışmasını bile seviyeli bir düzeyde tutmak hepimizin görevidir. Hukuki Net bir laboratuardır... Sayın Bennanın yazdıkları hiç de güzel şeyler değildir. Tasvip edilemez. Tabi biz hukukçular burada mesleklerimizi açıkça yazmasak da çatışmayı, çekişmeyi seviyoruz sanırım. Uslubu dahilinde kinayeler, takılmalar ve hatta eleştiriler dahi zevkli olabilir... Ama lütfen ne olursa olsun biribirimizi kırmayalım. Kırsak da naçizane bir özür dileyelim. Ne kadar güzel dostluklar oluşacağını göreceksiniz... saygılarımla.
zara muhakkak ki; katılımcılar, bu sitede açılan forumlardaki konular hakkında tartışırken, eleştirilerin dozunda olması ve olası bir fikir çatışmasının da belli bir düzeyde tutulması gerekir ki. bu konuda mutabık kalmamak mümkün değildir. nitekim; görülen lüzum üzerine, sayın admin de, zaten müdâhale ederek görüş bildirmiş bulunmaktadır. bu konu artık çok fazla uzamış olmakla birlikte, "cevap hakkımı kullanmak mahiyetinde" olmak üzere, bazı hususlar eklemek istiyorum. sayın fırat bayındır'ın iletilerini sayın admin'in iletisine ilâveten, "ortamı yumuşatmak" amacı ile yazılmış olduğunu kabul etmek mümkün ise de, tasvip edilmediği belirtilen iletilerin de, bir bütün olarak değerlendirilmediği ve konuya ön yargılı yaklaşılmış olduğu da, gözlerden kaçmamıştır. ilgili iletileri tasvip ettiğim anlamına gelmeksizin, - tıpkı fizikteki etki-tepki prensibi gibi- sorumluluğun sadece bazı katılımcılara yüklemenin yanlış olacağını, düşünmekteyim. şöyle ki; örneğin; tarafımdan yazılmış olan, ("suç konusu ile ilgili olmayan içtihatlar gelişigüzel olarak foruma eklenmiştir (...) iletisinde, forum kurallarına aykırı hiç bir detay bulunmadığı halde, nedense, yadırganmıştır ve sadece görüş olarak bildirilen bu iletinin NEDEN yazılmış olabileceği üzerinde hiç durulmamıştır. aynı şeklide; meselâ, -tasvip edildiği anlamına gelmeksizin- sayın benna'nın HANGİ NEDENLE ilgili iletiyi yazmış olduğu hiç nazara alınmamıştır. oysa bu iletiden hemen önceki (sayın ırmak'a ait) TALİHSİZ İLETİNİN DE okunmuş olması ve toplu değerlendirme yapılmış olması gerekirdi. sayın fırat bayındır, konu ile ilgili bir çok alıntının, forum konusu ile ilgili olmadığını savunmaktadır. halbuki, çoğu kez, bir çok forumda, doğrudan konu ile ilgili olmayan öğeler de yer alabilmektedir. ayrıca; SAYIN BENNA, SİZCE, O İLETİYİ HİÇ BİR SEBEP OLMADIĞI HALDE, (DURDUK YERDE) Mİ YAZMIŞTIR? peki; sayın benna'nın ilgili iletiyi yazmasına sebep olan; sayın ırmak'ın , hemen bir önceki (ÇİRKİN KİNAYELERLE VE İMÂLARLA DOLU) iletisinin konu ile ilgisi var mıdır?? (" (...) zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır. zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.") ayrıca, SATAŞMA AMAÇLI OLARAK YAZILAN BU İLETİ, İÇERİK OLARAK HOŞ BİR İLETİ MİDİR?? yine aynı şekilde; sayın ırmak'ın, başka forumlardan itibaren süregelen, tartışma meyilli, ("SAYIN ZARA, SİZİN KOMİK OYUNUNUZU BU SİTEDE OYNAMAYACAĞIM, bir çukurun için düşmemeye özen gösteriyorum. bana mesaj iletmek istiyorsanız, profilimde mail adresim bulunuyor" ) ("...") (...)"), ve bunun benzeri iletiler, tartışma yaratma amacı taşımıyor mu? KONU İLE İLGİSİ NEDİR? bu iletiler hoş ve tasvip edilen türde iletilerdir midir? ayrıca da; bu iletiler ile ne anlatılmak istenmiştir?? yine; örneğin, ("sayın zara, benim kafamdan içtihat ürettiğimi düşünmüyordur herhalde,) ("mahkemeler keyfi davranıyor,") (yargıtay kararlarını kabul edemeyeceğini imâ ederek) ("sadece yargıtay hukuk genel kurul kararı kabul edebileceğini") vs. şeklindeki iletileri konu ile ilgisi var mıdır? sizce, içerik olarak forum kurallarına uygun mudur? forumlarda zaman zaman konu dışında bilgilerin ve görüşlerin eklenmiş olduğu, bir gerçektir. ancak; kanaatimce önemli olan, bu bilgilerin HANGİ SEBEPTEN DOLAYI buraya aktarılmış olduklarıdır. dikkat edilirse; benim bulunmuş olduğum beyânlar, konu ile ilgili olarak sunmuş olduğum, (yargıtay onursal daire başkanından ve yargıtay hukuk daire başkanından bizzat alıntıladığım beyânlar ve detekleyici içtihatlar olmasına rağmen;) ısrarla, ilgili üyenin, (sadece hukuk genel kurulu kararı kabul edebileceği yönünde ve yine muhtelif talihsiz beyânlarda bulunmuş üzerine; bu hususu yargıya da adetâ hakaret ve "haddini aşma" niteliğinde görmem sebebi ile yazmış olduğum iletilerdir. çoğu kez de birebir tartışmamak ve polemik üretmemek adına, bu talihsiz iletilere cevap vermek yerine kısaca atıfta bulunmayı yeğledim. zira; her ne kadar bu sitede insanları kategorize etmek yanlış ise de; belli bir konuyu, ( hukukun en üst mertebelerinden birinde bulunan) yargıtay üyesinden daha iyi bilindiğinin iddia edilmesi, eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. özetle; tüm forum katılımcılarına önemli görevler düşmektedir. sayın illegal'in de çok güzel ifâde etmiş olduğu üzre; bu siteyi korumak ve yüksek seviyede tutmak adına daha mülâyim ve ölçlü olunması gerektiği kanaatindeyim. sayın illegal, sözünü etmiş olduğunuz türk hukuk sitesinin (vareste tutulmanın bildirilmesi gibi) özelliğini de yadırgadığımı söyleyebilirim. öte yandan, başka hukuk siteleri de var ise de, inanınız ki, "hukuki net sitesi" (ki, bu site gerçekten öyle bir derya ki, bir çok kategorisine henüz göz atmak fırsatını dahi bulamadım) yeterli olacağını düşünmekteyim.
Benna Sayin İllegal anlasilan forumu hic mi hic okumamissiniz. ben yazdiklarimdan cok mutlu deilim ama buna sebebiyet veren olaylara baksaniz diyorum. sayin zara yi tanimam bilmem ancak sayin irmak konularla ilgilenmek yerine zaranin yazdiklarini evirip cevirmeye sorgulamaya baslamasiyla rahatsiz oldum asil önemlisi zaranin ondokuz yildir hukukla istigal etmekten bahsetmesi üzerine bu sözü alinti yapip sürekli kullandiği kelimeyi bu söylemin üzerine armut ve olgunlasma kavramlarini kullaninca bu resmen asagilama ve hakarettir. bu sahsa baktigimda is bölumunde banka yazdigini gördüm. magdur olduğunu bildiren sahsa yardim etme cabasinda olmaktan baska bir sey yapmayan zaraya bu laflarin söylenmesi normal gelmedi. sayin illegal forum tamamina ve irmak in baska forumlarda zara ile ilgili özel takintisi olduğu görülecektir nedenini bilmiyorum. bu nedenle bir hukukcuya bir bankacinin hukuksal konuda ahkam kesmesi asagilamasina hukukcu olarak müsaade etmemi kimse beklemesin burada benim üzerime degil irmak in üzerine gidilmeliydi. birisi hicbirsey bilmiyorsa HADDİNİ bilmeli. ben banka isleride yapmama rağmen virman veya mail order konusunda ahkam kesmiyorum bu nedenle ortada normal olmayan bir durum gördüm ve o sözleri yazma gereği duydum sözlerin normal olmadigini kabul ediyorum ama sözlerimin arkasindayim. saygilar
Admin Çok sevgili arkadaşlar, herkes neredeyse görüşlerini dile getirmiş. Aslında herkes aynı kapıya çıkıyor ama farklı koridorlardan geçerek aynı kapıya çıkıyor. Armut konusuna gelince; bakın o bir imzadır ve sayın ırmakın yazığı tüm forumların altına otomatik olarak eklenmektedir. Dilerseniz siz de Profilinize girip, böyle bir sözü, linki imza olarak tayin edebilir, tüm forumlarınızın altına ekletebilirsiniz. Hadi artık, çok rica ediyorum; Konuya geri dönelim. Bakın ben Mali Hukuk Yüksek Lisans mezunuyum ve bu konu çok ilginç bir konudur. Sayın Prof.Dr. Sahir Erman'ın Sahtecilik suçları adında çok kalın bir kitabı da bu konuları işler. Yukarılarda bir yerde izrar kabiliyetinden bahsedemediğimi söylemiştim. Prensip olarak forumlara admin rumuzu ile katılmak istemiyorum. Hadi gelin bu konuyu tartışalım. İçtihatlar yanlış olabilir, doğru da olabilir. Meziyet doğrusu kanımca şudur demektir ki zaten bu forumda da gereği yapılmış durumda. Bakın ne güzel yanıtlar üretirken azıcık da tartışma karıştırmanın bir sakıncası yok. Ama birbirimizi kırmadan tatlı, kinayeli, mini mini takılmaları aşmadan çok daha iyi işler yapacağımıza eminim. Yaklaşık 15 gündür cansiperane çalışarak siteyi taşıma ve bir takım yenilikler yapma peşindeyim. Bunun karşılığında birbirine kırgın üyelerin bulunduğu bir site için emek sarfetmemin bence hiçbir anlamı yok. İnanın bunları göreceğime kapatırım daha huzurlu olurum. Bu itibarla birbirimizin gönlünü alalım ve bıraktığımız yerden devam edelim. Gerekiyorsa birbirimizden özür de dileyelim. Hatta en önce özürü ben diliyorum. ÖZÜR DİLERİM. https://www.hukuki.net - https://www.hukukara.com
Av.Tayfun Eyilik Forum katılan herkesden özelliklede yöneticilerden özür diliyorum. Konunun bu hale gelmesine sebep olduğum için. Sanırım bir açıklama yapmam gerekecek. Forumları dikkatle izleyen arkadaşların bileceği gibi, keza yine bir keresinde belirttiğim gibi, benim kişisel polemiklerden uzak durduğumu bilirler. Konu farkında olmadan kişisel bir tartışmaya döndü ne kadar düşünceleri eleştirsemde konu her seferinde şahsileştirildi, Şahsileştirildi diyorum çünkü ileri sürdüğüm düşünceleri bilimsel bir analize tutmadan hukuk tartışmadan salt bankacı kimliğim nedeni ile dikkate alınmak istenmedi. Oysa nasıl bir fikri onu ileri sürenden bağımsız olarak okuyup anlamaya çalıştı isem karşılığında satır aralarında önünde ““sen bankacısın bizden iyimi bileceksin ben şu kadar zamandır bu işi yapıyorum. Üstadların yazdıklarını söylüyorum” tavrı ile karşılaştım. Mesela hala aynı tavır hala devam etmekte. Gönül isterdiki ileri sürdüğüm ve dayanak olarak sunduğum kararları tartışabilelim. Ama nedense bu bana yakıştırılamadı. Genel tavrı en sade biçimi ile sayın benna belirtti en sonunda ““bu sahsa baktigimda is bölumunde banka yazdigini gördüm. magdur olduğunu bildiren sahsa yardim etme cabasinda olmaktan baska bir sey yapmayan zaraya bu laflarin söylenmesi normal gelmedi. sayin illegal forum tamamina ve irmak in baska forumlarda zara ile ilgili özel takintisi olduğu görülecektir nedenini bilmiyorum. bu nedenle bir hukukcuya bir bankacinin hukuksal konuda ahkam kesmesi asagilamasina hukukcu olarak müsaade etmemi kimse beklemesin burada benim üzerime degil irmak in üzerine gidilmeliydi. birisi hicbirsey bilmiyorsa HADDİNİ bilmeli. ben banka isleride yapmama rağmen virman veya mail order konusunda ahkam kesmiyorum bu nedenle ortada normal olmayan bir durum gördüm ve o sözleri yazma gereği duydum sözlerin normal olmadigini kabul ediyorum ama sözlerimin arkasindayim. Kişilerin değil fikirlerin yarıştırılması düşüncesindeyim diye çığlık atıyoyorum. Ama kimse (site admin ve yöneticileri hariç) bu arkadaşın ne olduğuna değil ne söylediğine bakın. Doğrumu söylüyor yanlışmı söylüyor. Yanlışsa doğrusunu maddi temelleri ile izah edelim demiyor. “Sen ne anlarsın biz şu kadar yıllık hukukçuyuz bu işin kompetanıyız “ Hukuki bir yorumda bulunmanın bir görüş ileri sürmenin bir tekelimi var arkadaşlar ? Hiç kimse ile tartışmayan ben durup dururken hiç tanımadığın sayın zara ile niye uğraşayım.? Sürekli takip eden arkadaşlar hatırlayacaklardır yine de hatırlatmakta fayda var. Sayın zaraya ilk müdahalem bir forumda kullandığı kesin bir ifadede yanılgı olabilir düşüncesi ile ihtiyati haciz de olabileceğini hatırlatmak idi. Amacım takibin kesinleşmemiş olabileceğini bu nedenle eğer kesinleşmemişse itiraz ve şikayet haklarını kullanma olanağı oldugunu hatırlatmak idi. Bu kadar ayrıntılı yazmadın çünkü her ne kadar kimliğinde hukukçu olduğunu yazmasa bile deneyimli hukukçu olduğu belli olan sayın zaranın yardım etme görevini yerine getirirken bir başka boyutu görebileceğini ummuştum. Sadece “ihtiyati hacizde olabilir” kelimesini yazdım Umduğum gibide oldu sayın zaranın ilk tepkisi olumlu idi beni haklı buldu ve görüşünü sundu Peki ya ne oldu ? İcra inkar tazminatı talep etmede süre ile ilgili olarak bir soru soruldu bir arkadaş dava sonuna kadar ileri sürülebileceğini belirtti. Aslında bende sayın zara gibi aksini düşünüp en geç dava veya cevap dilekçeleri ile ileri sürülmesi gerektiğini destekleyecek karar ararken (bu konu bir kez daha tartışılmıştı o zaman da dikkatimi çekmişti, takip ettiğimiz davalardan birinde de başımıza gelmişti ) aksine iki tane hukuk genel kurulu kararı ile karşılaştım birde davanın konusundan sayılmayacağını belirten bir karar buldum. Sonra uygulamada bu tür olaylarla karşılaştığında mahkemelerin sayın zaranın ayrıntısı ile belirttiği ders kitaplarında bile yazdığının aksine mahkemelerin böyle karar almalarının temelinin bu kararlar olabileceğine inandım. Hukuk genel kurul kararlarının sadece o dava için bağlayıcı olduğunu biliyorum. Ama hangi hakimin önüne benzer Hukuk genel kurulu kararı koysanız onun aksine karar vermesi zordur bunu hepiniz biliyorsunuz. Ve değişen görüşüm ile birlikte sayın zaraya katılamadığımı (doğru yada yanlış bir) bir hipotezi keza iki tanede yargıtay hukuk genel kurulu kararı ile destekleyerek sundum. Ancak o andan sonra ummadığım bir tepki ile karşılaştım. Sunduğum kararın emsal olamayacağını her olaya göre değerlendirilmesi gerektiği, hiç içeriği bile tartışılmadan salt benim yani bir bankacının sunduğu bir karar olarak dikkate alınmak istenmedi. Oysa gönül iseterdi ki bilim adamlarının görüşleri ile tamamen zıt bu kararları tartışalım. Ancak bu yapılmadı bunun yerine biz bu işi iyi biliriz tavrı sergilendi. Araştırdım bir karar daha buldum onu da yayınladım. Yine aynı tepkiler. Ben şu kadar yıllık hukuçuyum ... Benzeri bir tartışmada özel evrakta sahtekarlık resmi evrakta sahtekarlık konusunda oldu ki neden sayın zara üstüne alındı anlamadım ben çeki özel evrak sayan görüşe karşı ilgili yasa maddesini ve çekin resmi evrak oldugunu dolaylı yoldan bahseden kararları iletmeye başladım. Yine anlamadığım bir tepki ile karşılaştım sunduğum kararların gelişi güzel olduğu nerden alındığının belli olmadığı söylenmeye başlayınca bir açıklama yaptım amacımıda sadece çekin resmi evrak olduğunu göstermek olduğunu söyledim. Sunduğum kararları gelişigüzel bulunması ve ifade ediliş biçimi sunduğum kararların güvenilir olmadığı benim uydurduğum izlenimi uyandırıyordu. Buna verdiğim tepkide abartılacak bir şey değildi kararların kaynağını belirttim bıraktım. Ama bitmedi Sonra sayın zaranın ihtiyati hacize ilişkin uyarımı haklı bulan mesajını editleyerek değiştirdiğini önceki fikrinden tamamen farklı olarak reddiyeye dönüştüğünü gözlemledim. sayın bennanın düşündüğünün tam aksine İşte o zaman anladım ki ben kimse ile uğraşmıyorum aksine benimle uğraşılıyor. Benimle hukuk dışında bir tartışmaya çekilmeye çalışılıyorum. Bunu farkettiğimde forumdan ayrılmak istedim hiçbir şey yazmadan. Bu tamamen haksızlıktı çünkü ben böyle bir davranışı hak etmemiştim. Sonra ayrılma kararından vazgeçirildim gerçektende bu siteye bu forumlara inanıyorum. Kalmaya karar verdim ve tepkimi dile getiren yazımı yazdım amacım kişiseleşecek tartışmayı sitenin dışına taşımak siteyi çirkinleştirmemekti Yine bu topikte sunduğum kararlara tam bir ön yargı ile yaklaşılıp fikir yerine kimlik öne sürülünce Her mesajımda otomatik olarak atılan imzamı hatırlamadan edemedim. Seviyeli bir tartışma beklerken böyle bir yaklaşım hiç hoşuma gitmedi. Ne kadar zaman yaşadığımızın ne önemi var arkadaşlar. Bilginin zamanla bir ilgisi yok. Bunu en iyi hukukçuların bilmesi gerekir. Önünüze ne dilekçeler geliyor yaşı büyük Avukatlardan çok önemli kuruluşların müşavirinden, avukatından ? hiç söylemediniz mi bunu benim stajyerim bile daha iyi yazar diye ? Ya duruşmalarda yaşadıklarınız gördükleriniz.... Sayın hukukçu arkadaşlar özelliklede mesleğe yeni başlayan arkadaşlar zor bir meslek yaşantısı sizi bekliyor. Türkiyenin nerdeyse her ilinde hukuk fakülteleri var. Bir çok kişi hukukçuluğu bir meslek olarak seçiyor. Devlette en az maliyetli bu fakülteleri açmaya devam ediyor. Ancak olan işsiz avukatların sayısını artıyor. Bir çok avukat bürosunu kapatıyor bir kurumda bağlı maaşlı çalışmak için uğraşıyor. Sizlerinde sıklıkla karşılaşacağınız durum bu . Mesleğinizi icra ederken asla hukukun kendi tekelinizde olduğunu, sadece sizin bildiğiniz düşüncesine kapılmayın. Temeli olmayan hiçbir iddiada bulunmayın Ne çok yönetici tanıyorum ne çok mahkum hatalarınızı bulup çıkaracak... Sayın bennanın “siz olgunlaştınızmı yazısı karşısında afalladım”. Ve kendisine bir özel bir mesaj gönderdim cevaben nazikçe kendi işimle bankacılıkla uğraşmamı söylüyordu bende cevaben şunu yazdım ; “ben hukukçu olmadığımı hiç söylemedim ki ...” Bu siteye katılmakta ilk amacım öğrenmek idi. Öğrenmeye devam edeceğim sayın zaradan da başka katılımcılardan da. Bildiğim bir şey varsa internetin felsefesine uygun paylaşacağım. Fikirleri tartışmak isteyenlerle tartışacağım... Yeniden ve İNŞALLAH son kez ÖZÜR DİLERİM zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
commodore1tr Değerli arkadaşlarım görüyorumki admin her ne kadar gürültüde kopsa siteyi düzgün bir server a taşımayı at the end başarmış kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını bekilyorum :)) Bu hususta yazdığım ikinci ileti yaklaşık 50 kez denememe rağmen gitmemekte direnince ben pes etmiştim artık sistem sorunu yok gözüküyor... Değerli arkadaşlar ; Formu açan arkadaşımız hakanix sitemize 8/12/2004 te üye olup 15/12/2004 te bir yazı yazmıştır sonrada muhtemelen şaşkın şaşkın bakıyordur. Belkide keşke ben böyle bir soru sormasaydıda millet birbirine düşmeseydi diyordur. Akılları pazara çıkarmışlar herkes kendi aklını seçmiş mantığıyla bende kendi yazdığımın aslında en mantıklı olduğunu düşünüyorum ama bu düşüncemin hukuki temeli sadece kendi sağ duyum ve yaşamdan aldığım derslerdir. Ancak eğitim yönünden gerçekten çok zor yetişen hukukçularımızın 'nefret ettikleri düşünceye bile saygı duyarak o düşüncenin savunulma hakkının verilmesini beklerdim' bu bağlamda haddim olmayarak yukarıdaki yazılarda birbirlerinize karşı kantarın topunu biraz kaçırdığınızı düşünerek ve hepinizden özür dileyerek hakaretimsi yazı yazan arkadaşları site önünde kınıyorum. Lütfen biraz hoşgörü. Bu arada sayın admin ; ısrarla ızrar yazıp durmuş ben bunu ilk okuduğumda IZGARA okumuştum :)) Dedimki sayın adminin karnı acıktı ızgara istiyor canı ama ne alaka :)) Bu arada IZGARA dedimde aklıma geldi Şöyle bir IZGARA balık olsa yanında rakı roka kalamar vede elbetteki dost sohbeti ( Sevgili Fırat Bayındır deve ile hatay dan İstanbula yola çıktığından malum kış şartları üç aydır varamadı..) İşte o dost sohbetinde Izrar her neise konuşur Izrar Izgara yerdik hep birlikte.. Hukukçulara tavsiyem lezzetli oluyor ama bol limon sıkın...:))) bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
alisinkay Bu sitede çok değerli insanlar tanıdığımı aynı zamanda çileden çıkaranların olduğunu belirtip bende kırdığım ve muhtemelen kıracağım herkesten tekrar özür diliyorum.Galiba henüz hukukçu değilim sayın ırmağa bankacısın denildiği gibi bana da hukukçu olmadığımı en azından mesleki deneyimim olmadığını söyleyenler oldu.Haklısınız ve son zamanlarda hukuku meslek edinmemeyi ciddi ciddi düşünmeye başladım.Bu sitedeki forum bölümünü ilk üyeliğimden çok sonra keşfettim.Hatta sayın adminden özür dilemem gerekir unutkanlığım yüzünden iki kez üye olmak zorunda kaldım.İkinci üyeliğimden de neredeyse bir yıl sonra keşfettim. Üye ismmi arayınca 3 kez üye olduğumu gördüm utandım.:) 28/01/2003 te üye oldum ve 2004 yaz ayında forum kısmına baktığımda müthiş bir keyif aldım çok aktifti ve güncel konular vardı.Diğer üye olduğum ve görüş bildirdiğim yerleri bir anda ikinci plana atmama neden oldu bu olaylar.Son sınıf öğrencisi olmama rağmen çok şey öğrendim. Bana farkında olmadan belli bir eğitim veren Sayın Irmağa, İş hukukunu sevmemei sağlayan ve en iyi derslerimden biri haline getiren ilk defa bu yıl girdim sınavına sayın Fırat Bayındır'a herşeyden önce onlarla tanışmamı sağlayan Sayın Admin'e ve kavgayla başlayan dostluğun en güzel örneklerinden İpek Derya ve Jawussan'a Görüş açımı zaman zaman değiştiren zaman zaman ise çileden çıkartan Sayın Av Ga ve Lawless'a Bana gelecekle ilgili öğütler veren Sayın Saltuğa, Şu sırlar galiba yoğun olduğu İçin aramızda olmayan Sayın Ragip Atay'a açmak istediğim başlıkları aylar önce açtığını gördüğüm ve öngörüsü ile beni şaşırtan sayın Nursel Yöndem'e Av Şenol'a ve derslere çalışan, çok çalışan, hep çalışan sevgili Nilgül Sarac'a Sayın delta gye Sayın İsmet'e ve diğer arkadaşlarıma, yanlış yanıt verdiğim ve beni ismimle karalayan ama onun sayesinde (çok zor oldu ama ) gerçek uygulamayı öğrenme fırsatı veren sayın CalCarıbus'a (emekli sandığı ve ssk'dan çifte yetim ve dul aylığı olan forum konusu ki konuyu açtığım neredeyse herkes benim gibi düşünüyordu) Üslubu ve katılımı bile bana adam gibi sohbet etmeyi öğrettiğine inandığım sayın commodore1'e bu vesile ile teşekkür etmek istiyorum. Hakkınızı helal edin.Herkesten birşeyler öğrendim.Sayın zara çok iyi bir hukukçu olduğunuzu görebiliyorum yazılarınızı da ilgi ile tkip ettiğimi bilmenizi isterim.Size de teşekkür ederima ama objektif bir gözle bakmaya çalıştığımda rahatsız olduğumu söyleyebilirim.Şu ana kadar ve şu andan sonra sizleri kırabilecek hareketlerimi bağışlamanızı rica ediyorum. Asılan hırsız değil, yakalanandır. Yasalar bal arisini mahkum eder, esek arisini beraat ettirir.
zara esasında; bundan böyle, bir nev'i kısır döngüye dönüşen bu foruma yeniden cevap veya görüş eklemek niyetinde değildim. dikkat edilirse; ırmakın son iletisi üzerine tarafıma cevap hakkı doğmuş olmasına rağmen, buna dahi gerek görmedim, halen de gerek görmemekteyim. sadece; bahse konu iletinin üzerinden uzun zaman geçtikten sonra, sayın alisinkay'ın tekrar yanıt eklemek lüzumunu hissetmesi üzerine, TÜM iletiler, içerik ve sıra itibari ile, tarafımdan tekrar okunmuş olup; hiç bir görüş veya cevap vermeksizin,- objektif bir gözle- yapmış olduğum bazı tespitlere, kısaca değinmek istiyorum. bildiğiniz gibi; forumun konusu, sayın hakanix'in muhtemelen hangi suçtan yargılanacağı ve üzerine atılı suçtan nasıl beraât edebileceği hususudur. iletiler dikkatle incelenecek olursa, bu bağlamda, tamamen aykırı fikirler de serd edilmiş olmasına rağmen, görüş alış-verişi, seviyeli bir üslûpla, bir müddet devam etmiştir. sayın hakanix'in "suçu", sadece, yetkili olmadığı halde, şirket adına çek tanzim ve imza etmek olduğundan, buna dair yargıtay kararları, sayın benna ve tarafımdan sunulmuştur. bu esnada; ırmak da, (çekte tahrifat yapılmış, çekteki kaşenin farklı bir keşide yerine ait olduğu izlenimi verecek şekilde hile ve desiseye müracaat edilmiş, doğrudan dolandırıcılıkla alâkalı yargıtay kararları peşpeşe foruma eklenmiştir. bu arada bir de, iddia edilmediği halde ve konu dışında kalan, (çekin resmi evrak olduğu) görüşü ısrarla ve kayan yazı şeklinde belirtilmiştir. bu husus üzerinde de hiç kimse durmamış (hata müstesna olduğundan) bu fikre saygı duyulmuş olup; görüş alış-verişi seviyeli bir üslûpla devam edegelmiştir. bunun üzerine; tarafımdan tekrar, örnek yargıtay kararları ibrâz etmek sureti ile, konuya hukuki bir yaklaşım getirilmiş olup; daha önce sunulan bazı yargıtay kararlarının suç konusu ile ilgili olmadığı, (aralarındaki farklılığın nedenleri) SEBEPLERİ İLE BİRLİKTE belirtilerek izâh edilmiştir ve de ayrıca; sayın hakanix'in hangi savunma stratejilerini geliştirebileceği üzerinde de durulmuşur. İŞTE BU ESNADA; forumun bu noktasında, ırmakın, peşpeşe alıntılarla ve ısrarla, kendi görüşünün doğru olduğunu ve diğer görüşlerin yanlış olduğunu dayatmaya çalışmış olduğu, ısrarla peşpeşe yanlış yargıtay kararları eklemiş olduğu ve anlamsız bir tavır sergilemekte olduğu, iletilerinde açıkça görülebilmektedir. halbuki; hiç kimse, ırmakın (kafasından içtihat ürettiğini vs.) iddia etmediği gibi, görüş beyânına da karşı çıkmamıştır. zira; iletiler dikkatli okunursa, ırmak dışında farklı görüş beyân eden başka (gerek hukukçu olan ve gerekse hukukçu olmayan) üyelerin de bulunduğu açıktır.
zara akâbinde; tartışma meyilli iletilerin ve konu ile ilgisi bulunmayan hususlarla birlikte, ISRARLA, (illâ ki benim görüşüm doğrudur) dayatması yapılmaya devam edilince, konuyu tekrar değişik yönlerle ve,- üslûbumu asla bozmadan- ele almış ve forumun ruhuna aykırılık teşkil etmeyecek bir tarzda, doğrudan hedef almadan, ırmakın bu talihsiz tutumuna atıf yapmakla yetinmiş bulunmaktayım. bu kişinin bankacı sıfatı ile, fikrinde bu kadar ısrarlı olması ve tüm forum üyelerinin görüşlerini de hiçe sayması neticesinde; bu üyeye doğrudan ("sen nihayetinde bir bankacısın, on dokuz yıldır hukukla iştigal etmiş olduğum halde, benim bile emin olamadığım bir konuda nasıl bu kadar emin olabilirsin ve de yargıda farklı sonuçlar çıkabildiği halde, bir bankacı olarak haddini bilmelisin") demek, forumun ruhuna uygun düşmeyeceğinden; mizacıma hiç uymamasına rağmen, (içeriğini pek de tasvip etmediğim) ileti ekleyerek gönderme yapmam zarûri olmuştur. devamında; ırmakın gönderdiği çirkin iletiler hakkında yorum yapmaya zaten gerek de yoktur. sonuç olarak; iletilerin devamını da okuyup toplu değerlendirdiğinizde; (hukukçu olmadığından fikirlerinin kabul edilmediği,) iddiası varit olmayıp;gerçekte, sadece, ırmak'ın kendi kafasında yaratmış olduğu bir idefixten ibarettir. nitekim; hukukçu olsun veya olmasın, herkes, bu forumda görüşünü beyân etmiş olup, herkesin herkesin fikrine saygılı olması gerekmektedir. daha fazla ayrıntıya değinmek yersiz olacağı gibi, iletilerin içeriği zaten tüm gerçekleri gözler önüne sermektedir. (zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır) iletisinin de yazılış şekli ile, BİR İMZA OLMADIĞINI da, sanırım, herkes çok iyi idrâk etmiştir. bütün bunları neden mi yazdım? sayın alisinkay'ın, rahatsız olacak bir çok konu varken, bunlardan rahatsız olmayıp; sadece ve sadece ("objektif bir gözle baktığında benden RAHATSIZ olduğunun") nedenlerini irdelemeye çalışmış olmamdan ibarettir.
Admin Sayın Zara; Sizin ve sayın ırmak'ın iyiniyetinden şüphe duymadığım gibi sizlere siteye katkılarınızdan dolayı, konuları doktriner ve uygulama açısından tartışmanızdan dolayı müteşekkiriz. Ve devamını rica ediyoruz. Buraya Yazdıklarınıza bir cevap olarak yazmıyorum ancak teknik bir gerçeği de belirtmek zorundayım; " Bir üyenin iletilerinin TÜMÜNÜN altında yazan şey İMZASIDIR ". Bunun yanına imza gibi bir kelime yazmadığımız için tabiidir ki bu karışıklıktan yine biz sorumluyuz. Siteyi yenilemeye çalıştığımızdan şu an için bu eklemeyi yapmayabiliriz ancak gerçek budur. TÜM iletilerinizin altında görmek istediğiniz imzayı Profil linkinizden düzenleyebilirsiniz. Dilerseniz bir deneyin. Tüm yazılarınızın altına ekleneceğini göreceksiniz. Mesela benim tüm iletilerimin altında "Hukuki NET" linki mevcuttur ki bu benim imzamdır. Ancak tekrar ediyorum, bu karışıklığın nedeni sanırım benim. Zira yanında İMZA, TANITICI CÜMLE vs. bir ibare yazmamaktadır. Bunun için sizlerden çok özür diliyorum. Sevgi, saygı ve iyi bayramlar dileklerimle. https://www.hukuki.net - https://www.hukukara.com
Av.Tayfun Eyilik Sayın zara; forumda tartışmak istemediğim ve salt orada dile getirildiği için görmezden gelmemeniz için affınıza sığınarak size özel mesaj göndermek için kaleme almaya başladığım yazının bir yerine gelince ( ki sonuç cümlemdi) sizden özür diliyordum, ama fark ettim ki ben forumdaki herkesten sizden özür dilemişken siz böyle bir şey yapmamıştınız. Siz benden daha az suçlu değildiniz. Bu nedenle foruma yazmaya karar verdim. sayın hakanix'in "suçu", sadece, yetkili olmadığı halde, şirket adına çek tanzim ve imza etmek olduğundan, buna dair yargıtay kararları, sayın benna ve tarafımdan sunulmuştur. bu esnada; ırmak da, (çekte tahrifat yapılmış, çekteki kaşenin farklı bir keşide yerine ait olduğu izlenimi verecek şekilde hile ve desiseye müracaat edilmiş, doğrudan dolandırıcılıkla alâkalı yargıtay kararları peşpeşe foruma eklenmiştir sayın zara ; ilettiğim kararlar ve savunduğum görüşler tamamen çekin resmi evrak olduğunu savımı desteklemek amacı ile yazılmıştır. Kararların bazıları doğrudan olmasa bile dolaylı yoldan çekin resmi evrak olduğunu ifade etmektedirler. Bunu defalarca anlattım. Aşağıda iletilerim tekrar yazdım. Israrla gibi ifadelerinizden sürekli olarak ileti göndermek olduğunu anlıyorum. Peş peşe ileti göndermenin bir sakıncasını göremedim aynı ifadeleri veya kararları değil değişik kararları sunuyordum. bu arada bir de, iddia edilmediği halde ve konu dışında kalan, (çekin resmi evrak olduğu) görüşü ısrarla ve kayan yazı şeklinde belirtilmiştir. bu husus üzerinde de hiç kimse durmamış (hata müstesna olduğundan) bu fikre saygı duyulmuş olup; görüş alış-verişi seviyeli bir üslûpla devam edegelmiştir. bunun üzerine; tarafımdan tekrar, örnek yargıtay kararları ibrâz etmek sureti ile, konuya hukuki bir yaklaşım getirilmiş olup; daha önce sunulan bazı yargıtay kararlarının suç konusu ile ilgili olmadığı, (aralarındaki farklılığın nedenleri) SEBEPLERİ İLE BİRLİKTE belirtilerek izâh edilmiştir ve de ayrıca; sayın hakanix'in hangi savunma stratejilerini geliştirebileceği üzerinde de durulmuşur. İŞTE BU ESNADA; forumun bu noktasında, ırmakın, peşpeşe alıntılarla ve ısrarla, kendi görüşünün doğru olduğunu ve diğer görüşlerin yanlış olduğunu dayatmaya çalışmış olduğu, ısrarla peşpeşe yanlış yargıtay kararları eklemiş olduğu ve anlamsız bir tavır sergilemekte olduğu, iletilerinde açıkça görülebilmektedir. Sayın zara İdda edilmediği halde diyorsunuz ama idda edilmişti forum orada duruyor bende bunu ifade etmiştim. İleti sırasına bakarsanız. Daha ilk cevap çekin hukuki niteliği ile ilgili, sayın urfalının görüşüde Benim görüşüm doğrudur diğer görüşler yanlıştır şeklinde hiçbir şey yazmadım iletilerimi incelerseniz fark edeceksiniz. Belli kararlara alıntı yapmak dışında kendi görüşlerim birkaç cümleyi geçmemesine birde farklı olarak ileri sürdüğüm fazla bir şey yok iken buna rağmen “peş peşe” “ısrarla” gibi bir nitelendirilmeye nasıl tabi tutabilirsiniz ki Aksine fikrimce tümden red eden sizdiniz sayın zara alıntı yapılan kararların şüpheli olduğunu ileri süren sizdiniz. Tam bu noktadan sonra ortam gerginleşti. Sanırım kabul etmeseniz bile tam bu noktadan sonra sizin en az benim kadar kusurunuz var. İleri sürdüğüm görüşlerin neresinde hata yaptığımı izah etmeden tamamen red ederek kişiliğinizi meslekte uzun süreler geçirdiğinizi söyleyince imzamın elimden kaçmamasına imkan yoktu. Bunu söylerken buradaki iletilerin kimin tarafından kaleme alınıp alınmadığını, hukukçu olup olunmadığını, kaç yıllık hukukçu olup olmadığını akademik kariyeri olup olmadığını, düşünmeden tartmadan konuştunuz. Kim olsa sinirlenirdi sayın zara sonuç olarak; iletilerin devamını da okuyup toplu değerlendirdiğinizde; (hukukçu olmadığından fikirlerinin kabul edilmediği,) iddiası varit olmayıp;gerçekte, sadece, ırmak'ın kendi kafasında yaratmış olduğu bir idefixten ibarettir diyorsunuz ama durum öyle değil ki Sayın zara böyle olmadığını şu yukardaki alıntı yaptığım cümleden bir önceki cümlede kendiniz itiraf ettiniz. Bunun dışında sayın benna sizden daha ağır olarak bunu ifade etti. Durum böyle iken KAFAMDA YARATMIŞ OLDUĞUM idefixten söz edebilirmiyiz. Sayın zara gönül isterdiki, ilettiğim görüşlere alıntı yaptığım kararlara “Suç konusu ile ilgili doğrudan ilgili olmayan kararlar, internetten gelişigüzel alınarak foruma eklenerek” demeseydiniz. Keşke ben tepkimi bunların benim uydurduğumu düşünmüyorsun demeseydim. Keşke siz buna olan tepkimi doğru anlayabilseydiniz. Keşke ; görüşlerimin neden yanlış olduğunu benle tartışmak yerine kişiliğinizi öne çıkarmasaydınız. Keşke ben armut espirisini yapmasaydım. Keşke siz ; Suç konusu ile ilgili doğrudan ilgili olmayan kararlar, internetten gelişigüzel alınarak foruma eklenerek SUÇUN NİTELİĞİ VE OLGULAR YANLIŞ DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.” --------------------- on dokuz yıldır hukukla iştigâl etmekte olduğum halde, (ki, insan bunca zaman zarfında, -özellikle hukukun bazı kategorilerinde- artık o işin kompedanı olduğu halde) yargılama neticesinde ne gibi bir sonuç çıkacağını, kesin olarak önceden tahmin etmek müşkül iken; KONUYA VÂKIF OLMADAN VE DAHİ İNCELEMEDEN GÖRÜŞ BİLDİREN ve de bankada veya şirkette masa başında, sadece teoriye dayalı, İLGİLİ YARGI KARARLARININ MÜNDERECATINI DAHİ TETKİK ETMEDEN, netten rastgele (ve suç konusu ile ilgili olmayan) yargı kararları indiren ve de HUKUKÇULAR tarafından sunulan YARGITAY KARARLARINI HİÇE SAYAN BİR ZİHNİYET, sadece konu kirliliğine ve kavram kargaşasına yol açacaktır. ------------------- sayın benna' ya katılmakla birlikte, yine çok doğru tespitlerde bulunmuş olduğunu da, belirtmeden geçemeyeceğim :))) ------------------------ ancak ben, (sadece hukuk genel kurul kararlarının bağlayıcı!! olduğunu savunmak sureti ile yargıtay kararlarını hiçe sayarak yargıya adetâ hakaret eden, örneğin bAnKaDa veya bir arkadaşının ofisinde net'ten alâkasız yargı kararları indirmek sureti ile bilgiçlik taslayan, daha da vahimi, forumun amacına aykırılık teşkil edecek şekilde, çeşitli yöntemlerle ve muhtelif vesilelerle gereksiz tartışmalar üretmeye çalışan ve lüzumsuz alınganlık gösteren o mâlum kişiyle gereksiz POLEMİĞE girmek yerine,) levent bey'in dört yıldır tahsil edemediği alacakları ile uzun uzadıya ilgilenerek yardımcı olmayı tercih ettim. çünkü söz konusu ("karşılıksız çek") forumu açan bu arkadaş gerçekten çok mağdur ve tahsil edeceği para, yargı sürecinin sonunda belki de 45-50 milyarı bulacaktır. (üye adı: liderlevent) bunları söylemeseydiniz. Bunlar sizin sözleriniz değimli sayın zara ; bütün bunlara karşı ya ben ne demişim. Zaman armutları olgunlaştırır. ki bu söz bir görüşe göre peyami sefanın bir görüşe göre necip fazılındır. Sayın zara çirkinlikten bahsetmişken bunları da aklınıza getirin lütfen... Ben kendi adıma kendi çirkinliğimden dolayı herkesten özellikle kendimden özür diliyorum. Bana yakışmadı. Ben yine de sizden özür diliyorum.... zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Benna Sayın Irmak size KM de belirttiğim gibi benim yazımın asıl amacı size şahsınıza karşı bişeyler yazmaktı. pişman mıyım hayır doğrumu yaptığım o na da hayır derim. sözlerimden dolayı kusura bakmayın etki tepki meslesi idi birazda gerçi bana deildi ama rahatsız etti beni o zaman bayağı. ben tekrar söylüyorum. herkes kendi uzmanlık alanında konusmalı, sizin tam iştigal konunuzu bilmiyorum. neyse aslında galiba fikirleri abartıp kişiliklere geldi iş galiba. inşallah son olur herkes için. saygılar Kimseye Hakettiğinden Ne bir Fazla Ne bir Eksik Değer Vermeli
zara daha önce de müteaddit kez belirttiğim gibi, bu siteye katılmaktaki tek amacım, yardım ve bilgi isteyen üyelere ve misafirlere, -nispeten- daha bilgili olduğum konularda, bilgi ve görüş aktarmaya çalışarak yardımcı olmaya veya en azından, "yapılabilecek işlemler konusunda" yönlendirmeye çalışmak ve öte yandan da, kendi bilgi eksikliklerimi de, bu siteden ve ilgili liknlerden gidermektir. bu foruma cevap vermemin nedeni ise, tarafıma doğmuş olan cevap haklarımın kullanılması DEĞİL, hukukçuların da önceklikle birer insan olmaları nedeni ile, -etki/tepki prensibi gereği- sinirlenebilecekleri hususunun, unutulduğuna ve (meslek icâbı, tarafsız davranmak ve TÜM delilleri toplayıp sonucuna göre karar vermek, kısaca yargısız infâz yapmamak, öncelikle HUKUKÇULARIN görevi ve niteliği olduğu halde) bazı forumlarda, ne yazık ki, öncelikle HUKUKÇULARIN YARGISIZ İNFÂZ YAPTIKLARINA işaret etmektir. sayın benna'nın sözünü etmiş olduğu ve onu bayağı rahatsız eden "diğer üyedeki, benimle ilgili özel takıntısı", sadece onun değil, bir kaç üyenin daha ve bu arada benim de dikkatimi çekmiş ise de, üzerinde bile durmayıp gülüp geçtim :) benim burada tek üzüldüğüm nokta ise, sayın benna'nın, aleni olarak forumda bu hususu dile getirmesi ve "bir hukukçuya hukuksak konuda ahkâm kesilmesine" haklı olarak tepki göstermesi neticesinde, olumsuz karşı tepkiler almış olmasıdır. ne ben sayın benna'yı tanırım ne de sayın benna beni tanır. sayın benna'nın gösterdiği tepki de zaten, esasen, aşağılayıcı ve hakâretamiz hareketlerin benim şahsıma DEĞİL, şahsımda HUKUKÇULARA yapılmış olmasındandır. (nitekim, sayın benna da, "bir hukukçu olarak, bir hukukçunun aşağılanmasına sessiz kalamayacağını", bildirmiştir.) buna rağmen, dolaylı da olsa, "benim yüzünden", sayın benna'nın üzerine gidilmiş olmasından, hukukçu camiası adına üzüntü duydum. ben de, (bir hukukçunun, yargısız infâz yaparak bir hukukçunun üzerine gitmiş olmasından" hukuk ve hukukçu camiası adına üzüntü ve rahatsızlık duymaktayım. beklerdim ki, hukukçular, kendi meslekdaşlarına anlamsızca saldırmak yerine, öncelikle meslekleri icâbı, tarafsız davransın ve tüm "delilleri" birlikte değerlendirerek, yargısız infâz yapmasın. benim karşı tepkilerim doğru ve tasvip edilebilir nitelikte midir? ona da kesin cevabım: HAYIR. fakat bununla birlikte de unutulmamalıdır ki; iletilerimin hiç birinde, benim muhatap olduğum türden, aleni küfürler ve beddualar ve de alayvari ve küçümseyici ifâdeler, YER ALMIŞ DEĞİLDİR. bu anlamda, üslûbumun zaman sert ve sivridilli bir hal almış olması da yadırganmamalıdır. benim bu tavrım belki yanlış olabilir, (dıoğru olduğunu ben de tasvip etmiyorum) ANCAK, özür dilememi gerektirecek nitelikte ve içerikte bir iletimin de olmadığı dikkate alınacak olursa, sözlerimin hepsinin arkasındayım. deniliyor ki, "hukukçular, hal ve hareketlerinize dikkat, yoksa, normal insanlardan ne farkınız kalır". aslında temelde haksız da değiller. ancak; biz hukukçuların da nihayetinde öncelikle insan olduğumuzun ve istisnasız her durumda kayıtsız kalmamızın ve de tepki göstermeksizin her olayı sineye çekmemizin de her zaman mümkün olmadığının da kabulü gerekir. eklemek istediğim son bir husus, alisinkay ve ırmak hakkında karakteristik ve psikanalitik tahlil anlamı da dâhil olmak üzere, yeteri kadar teşhis ve tespit yapma imkânım oldu ise de, bu konuda fikir ve görüşlerimi bu sitede ASLA açıklamayacağım. ne alisinkayın, hızını alamayıp, KM ile, posta kutuma göndermiş olduğu provokatif mesajına, ne de bundan böyle meydana gelebilecek sataşmaların hiç birine cevap vermeyeceğim. sayın eyilik'in hukuki konudaki yorumuna cevabım ise aşağıda olduğu gibidir: (diğer forumun kilitlenmesi nedeni ile yanıt eklemek imkânı kalmadığından, burada, SADECE diğer forum üyelerine genel bilgi teşkil etmesi açısından,kısaca değiniyorum) şöyle ki; sayın eyilik, demiş ki; ("emeğime saygılı olunuz,vs.") 1) sayın fırat bayındır'ın da çok güzel ifâde ettiği üzre, her dâvâ ve somut olay, niteliği itibari ile, nev'i şahsına münhasır bir olaydır ve hukukta her zaman 2x2=4 şeklinde kesin bir sonuçtan söz etmek mümkün değildir. bu anlamda, yargıtay kararlarının tetkiki ve değerlendirilmesi ve başka bir olaya uygulanabilirliliğinin saptanması ve de emsal nitelikte olup olmamasının tespiti, ayrı bir ihtisas dalıdır. 2) bilirkişilik kurumunun, güvenirliliğinin tartışmalı ve dejenere olduğu, herkesin mâlumudur. eyilik'in bahsettiği bilirkişilerin çoğunu tanıdığımı ve benim şahsi gayretlerimle, bir çok dâvâyı da, BİLİRKİŞİNİN HATALI GÖRÜŞÜ yüzünden kaybetmem mümkün iken, ya yeniden keşif ya da yargıtay denetimi esnasında lehime çevirip kazandığımı da belirtmem gerekir. (hele bir tanesi var ki, dosya numarasını arşivimde buluduğumda buraya ekleyebilirim) asliye ticâret mahkemesinde görülen bu dâvâda, (şimdi bir fona devredilmiş bulunan bir bankadan emekli olan) bankacı bilirkişinin, hatalı raporu ve hatalı ek raporu neticesinde, dâvâm yerel mahkemde her ne kadar red edilmiş ise de, bilâhare, yargıtay, bu dâvâmı benim lehime (bilirkişi raporunun hatalı olması nedeni ile) ESASTAN bozduğunu ve bu dâvâmın yeniden görülerek KABUL edilerek onandığını da belirtmeliyim. hatta, bu bilirkişi aleyhine (hatalı rapor tanzim etmek suçu nedeni ile) savcılığa müracaatım da mevcuttur. bu nedenle; eyilik'in sözünü ettiği tüm bu hususlar, sadece laf kalabalığı ile, konuyu başka mecralara yönlendirmek ve esas mecrasından saptırmaktan başka bir şey değildir. eyilik'in iddiasının aksine, bir borcun kanıtlanmasının muhakkak surette yazılı sözleşme ile yapılması gerektiğini ileri sürmedim. benim iddiam, normal şartlarda, bir bankanın, sadece asıl kart sahibi ile sözleşme yapmış olması durumunda, öncelikle asıl kart sahibine müracaat edeceği ve dolayısıyla ek kart hâmili çocuklara müracaat etmeyeceği, bankanın uygulamasının bu yönde olacağı, aksi durumun, eşyanın tabiatına aykırı olacağı, EĞER VAR İSE, AKSİ İDDİAYI TEYİD EDECEK BİR YARGITAY KARARININ BU FORUMA SUNULMASI GEREKTİĞİ yönünde idi. düşünün bir kerre: banka bir asıl kart sahibi ile sözleşme yapmaktadır. ek kart hâmili çocuklar da (örneğin) 18 ve 19 yaşında birer öğrenci. borçlar ödenmediği takdirde, banka, hiç asıl kart sahibine müracaat etmeden ve teminatlardan tahsil yoluna gitmeden, doğrudan çocukları icrâya vermektedir.!! hiç bir bankanın, böyle bir işlem UYGULAYACAĞINI SANMIYORUM. bu nedenle; eyilik'in, diğer forumda AYDINLIĞA KAVUŞMAMIŞ OLAN SON (4.) KISIMDA yönelttiğim sorunun cevabını vermesini ve, ne benim de ne hiçkimsenin bulamadığı (çünkü böyle bir karar yok da, o nedenle bu kararı bulamıyoruz) sözünü ettiği, YARGITAY KARARINI, en kısa zamanda eklemesi diliyoruz. zira; sözünü ettiği o kararı bulamadığı takdirde, görüşü teyid ve desteklenmiş olmayacağından, kendi deyimi ile, "atıp tutmuş ve temelsiz yazmış" olacaktır! tabi ki, yüne burada belirttiğim muhalif görüşümden doğal olarak rahatsız olacağından, yine, tarafıma küfür ve beddua etmekte ve "terbiyesiz" nitelemesinde bulunmak istiyorsa, buna da, yine ("kötü söz sahibine aittir" dışında) hiç bir cevabım olmaz. SÖZ KONUSU İDDİAYI DESTEKELEYECEK MÜNDERECATTA OLAN YARGITAY KARARINI BEKLİYORUM. bu forumu da kilitlemek veya başka muhtelif işlemler, site yöneticilerinin takdirindedir. saygılarımla.
n/a sitedeki problemler nedeni ile iki kez arka arkaya yazıldı özür iletiyi tamamen silmeyi bilmiyorum Biraz insaf edin urfali yazdıklarınızı gözleriniz görüyor mu ben size ne de bir başkasına kötü hiç bir söz söylemedim ve ben gerçek ismim ile yazıyorum. Gerçek bir kişiyim bir avukatım ve eğer meslek kurallarına aykırı davrandığım inancındasanız ne yapılması gerektiğini biliyorsunuz. Ama ben size ne yapabilirim ki hadi diyelim ki yani mesela söyledikleriniz sadece kırıcı değil hakaret içeriyordu gerçek kişi olarak sizi şikayet etmeye hakkım olmaz mı Sevgili arkadaşlar bilgilerimi yasaların izin verdiği ölçüde paylaşmaya hazırım gerek burdan gerek diğer yollarla bana ulaşan hukukçu arkadaşlara yardım etmeye çalışırım
Av.Tayfun Eyilik çekin özel evrak olduğunu belirten sayın urfalı bilginiz ve seviyeniz için sizi tebrik ediyorum.
Admin Tabi sevgili arkadaşlar siz aşıkane bir şekilde atışın biz de tahmin dahi edemeyeceğiniz zorluklara katlanarak siteyi ayakta tutmaya çalışalım... Aman Prof.Dr Sahir Erman'ın Evrakta Sahtecilik suçları kitabından bir paragraf, Manzini'nin görüşünü de yazmayın olur mu?
n/a Site yönetiminin öteki konuyu neden kilitlediğini şimdi daha çok iyi anlıyorum. Bilgi sahibi olmak isteyen konu ile ilgilenen meraklı hukukçu arkadaşlara gerçek kimliklerini de belirtmek sureti ile sitemde belirttiğim mail adreslerinden ulaşırlarsa elimdeki kaynakları seve seve paylaşırım.
urfalı sayın av.tayfun eyiliki ve sayın ırmakı sarf ettikleri hakaretlerinden ve tüm çirkin ifadelerinden dolayı site önünde ŞİDDETLE KINIYORUM. asıl TERBİYESİZ ve BİLGİSİZ kişilerin burada av.tayfun eyilikin ve ırmakın olduğunu herkes zaten gördü. mesleklerinin de ne bankacı ne de hukukçu olduğunu sanmıyorum.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 25/04/2024 19:20:31