Hukuki.NET


24/04/2024  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
kredi kartına kefillik
yasar2004 2001 yılında aynı işyerimde çalışan bir arkadaşın 200.000.000 TL limitli kredi kartına kefil olmuştum. Daha sonra işyerinden ayrılınca görüşemedik, bu arada kredi kartı borcunu ödemediğini öğrendim. Şimdi bana bankadan Borcun 1,500,000,000 TL olduğunu ve hemen ödememi isteyen ihtarname geldi. Bu borca itiraz edebilirmiyim, itiraz edersem faydası olur mu, yoksa kefil olurken 200,000,000 TL limitli bir kredi kartı olduğundan 200,000,000 TL'yi hemen ödesem ve bankaya bildirsem mi daha iyi olur. Ayrıca ihtarname ekinde gelen hesap özetinde hesabın başlangıcından sonuna kadar limit artırımını gösteren bilgiler, nasıl 1,500,000,000 TL'ye ulaştığını gösteren bilgiler de yok, hesap ekstresi diye .. Ağustos 2004 tarihi ve son bakiyesini vermişler sadece. Ne yapabilirim. Bu hafta içinde mutlaka ihtarname sorununu çözmem gerekiyor, ACİL, YARDIMCI OLUR MUSUNUZ LÜTFEN
Av.Tayfun Eyilik kefaletin geçerli olması için yazılı olması ve miktarının belli olması gerekir. İmzaladığınız sözleşmenin bir suretini imza anında alma hakkınız vardır. Sözleşmeyi imzalarken kefalet limitine ilişkin hane ile faiz oranına ilişkin hanelerin boş geçmemesine özen göstermek gerekir. Çoğu zaman bankalar bu haneleri doldurmazlar ve çoğu banka ancak takibe geçerken bu haneleri doldurur. Sizin olayınızda eğer kefalet hanesi doldurulmuş ise burada yazılı olan rakam limitinizdir. kefil limitten ve sorumlu olduğu kısmın temerrüdünden sorumludur. Eğer böyle bir hane doldurulmamış ise kefaletin limiti sozleşmenin miktarına bakılarak çözümlenir. Böyle bir durumda kefalet limitiniz artı size yapılan ihtardan sonra işleyecek faiz vergi sair miktarları ödemekle yükümlüsünüz Fikrimce banka icra takibine başlamadan limit kadar tutarı bankaya ödeyerek ödeme makbuzuna da açıklama yazdırmanız daha sonra bu makbuzun bir suretini ekleyerek bankaya ihtarnameye bir cevap vererek kefaletinizin limitli olduğu limitin şu olduğu bu rakamında ekdeki makbuzla ödendiğini, ferilerin belirtilmesi halinde ferileri de ödeyeceğinizi, Bu ihtara rağmen hakkınızda icra takibi yapılması halinde yasal yollara başvuracağınızı belirtin derim. Bu cevaba rağmen bankanın size gönderdiği ihtarname rakamı üzerdinden icra takibi yapabılme hakkı vardır. Bu durumda sizde yapılan ilamsız takibe ihtarnamenizi ödeme makbuzlarınızı ödeyerek itiraz etmeniz ve gerekirse kendiniz bir hsap yaparak faizi ve ferilerini hesaplayarak icra dosyasına ödeyip, kalan kısım için takibe ve borca itiraz etmeniz gerekecektir. Bankanın bundan sonra yapacağı iş ticaret mahkemelerinde itirazın iptali veya mercilerde itirazın kaldırılması davası açması gerekir. savunmalarınızı böyle bir dava açıldığında yasal süreleri içinde mahkemeye yaparsınız haklı çıktığınız taktirde ve eğer talep etmişseniz haklı çıktığınız kısım kadarın %40 ı kadar tazminata hak kazanırsınız haksız çıkarsanız icra takibini tüm ferileri ile birlikte ödeyeceğiniz gibi %40 icra inkar tazminatı masraf ve vekalet ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
yasar2004 Sayın Irmak ilginiz ve yardımınız için çok teşekkür ederim. Banka Kredi Kartı Başvuru Formu ile Sözleşmeyi tek bir belgede birleştirmiş, bir kaç sayfasında başvuru ile ilgili bilgiler, bir sayfasında 'aşağıdaki bölüm şubece doldurulacaktır dedikten sonra aşağısında kredi limiti: 200,000,000 TL olarak belirtilmiş. Kefalet limiti diye ayrıca açıklama yapılmamış. Sözleşmenin Kefil Garanti Şerhi kısmında 'kredi kartı limitlerinin bankaca tek taraflı olarak tespiti ve artırılması hallerinde doğacak tüm borçları da dahil olmak üzere herhangi bir limite bağlı olmaksızın, faiz komisyon vs. ödemeyi garantör sıfatıyla ödemeyi kabul ve taahhüt ederim' cümleleri yer alıyor. Ancak banka ihtarnameyi aldığım güne kadar bana limiti artırdığını bildirmedi. Yani bu durumda da kefalet limitim 200,000,000 TL ve bunun faizi vs. mi oluyor, yine yardımcı olurmusunuz lütfen, şimdiden çok teşekkür ederim.
Av.Tayfun Eyilik Bankalar ; kredi kartlarına yönelik olarak geçmiş zamanlarda kefaletten kaynaklanan bazı sınırlar nedeni ile kefillere borcun tamamı için başvuramayanıca kredi kartı üyelik sözleşmesinden bağımsız olarak her hangi bir limitle sınırlı olmayan bağımsız bir borç akti üzerinde çalıştılar ve borçlar yasasında üçüncü kişinin fiilini taahhüt diye adlandırılan uygulamada ise garanti olarak tarif edilen sözleşmeyi borç sozleşmesinden hariç olmak üzere eskiden kefillere imzalatıklarını şimdi bu sözleşmelere imza attırarark kefil yerine garantörlüğü organize ettiler; ancak yargıtay son zamanlarda yargıtay garanti vereninde garantisinin bir sınırı olması gerektiği yönünde kararlar vermiştir. Aşağıdaki kararları dikkatle okursanız fikir sahibi olacaksınız T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2001/5965 K. 2002/4502 T. 10.6.2002 • İTİRAZIN İPTALİ ( Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesine Dayalı Olarak Yapılan Takibe Vaki İtiraz ) • GARANTİ EDEN SIFATI ( Davalının Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesini Garanti Eden Sıfatı ile İmzalaması ) • GARANTİ EDENİN SORUMLULUĞU ( Sözleşmede Limit Yazılı Olmasa Bile Sözleşmenin İmzalandığı Tarihte Kredi Kartı Hamiline Bankaca Tanınan Aylık Harcama Limiti ile Sınırlı Olması ) 2004/m.67 ÖZET : Davalı kredi kartı üyelik sözleşmesini garanti eden sıfatı ile imzalamıştır. Her ne kadar sözleşmede açıkça limit yazılı değil ise de, davalının garanti eden olarak sorumluluğu sözleşmenin imzalandığı tarihteki kredi kartı hamiline bankaca tanınan aylık harcama limiti ile sınırlıdır. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davalı kredi kartı üyelik sözleşmesini garanti eden sıfatı ile imzalamıştır. Her ne kadar sözleşmede açıkça limit yazılı değil ise de, davalının garanti eden olarak sorumluluğu sözleşmenin imzalandığı tarihteki kredi kartı hamiline bankaca tanınan aylık harcama limiti ile sınırlıdır. Mahkemece, bankaca kredi kartına tanınan harcama limiti araştırılıp limit tespit olunduktan sonra uzman bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2000/9411 K. 2001/3328 T. 1.5.2001 • GARANTİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIK ( Garanti Edilen Edimin Sınırlarının Açıkça Belirlenmemiş Olması Durumunda Garanti Edenin Sorumluluğundan Söz Edilememesi ) • GARANTİ EDENİN SORUMLULUĞU ( Garanti Sözleşmesi Düzenlendiği Anda Garanti Edilen Edimin Sınırlarının Açıkça Belirlenmemiş Olması Durumunda Garanti Edenin Sorumluluğunun Olmaması ) • SÖZLEŞME SERBESTİSİ İSTİSNASI ( Taraflara Yüklenen Hak ve Borçların Tereddüde Yer Vermeyecek Biçimde Belirtilmesinin Gerekmesi ) 818/m.110,19,20,44,98 2004/m.67 ÖZET : Bir sözleşmenin geçerli olması için, onun taraflara yüklediği hak ve borçların tereddüte yer vermeyecek şekilde açık, başka bir deyimle konusunun gereği ve yeteri kadar belli ve sınırlı olması gerekir. Belirsizliğin garantisi olmaz. Bu itibarla, limit gösterme şartı bulunmamakla birlikte, garanti sözleşmesinde hangi riskin garanti edildiğinin belli olması ya da garanti edilen riskin boyutlarının tereddüt yaratmayacak biçimde belirlenebilir nitelikte bulunması gerekir. Garanti sözleşmesi düzenlendiği anda garanti edilen edimin sınırlarının açıkça belirlenmemiş olması ya da bunu belirlemeye yarayan koşul ve açıklamaların sözleşmede yer almamış bulunması halinde garanti edenin sorumluluğundan söz edilemez. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Dava konusu uyuşmazlık garanti sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kanunda özel bir akit türü olarak düzenlenmemiş olan garanti sözleşmesi, BK.nun 110.maddesinde hükme bağlanan üçüncü kişinin fiilini ( edimini ) taahhüt niteliğinde kabul edilmektedir. Fiil tâbirinin her türlü edimi karşılayacak şekilde çok geniş bir anlama geldiğinin ve bir para borcunun ifasının da fiil kapsamına girdiğinin kabulü sonucu para borçları yönünden de garanti sözleşmesi yapılabileceği, gerek öğretide gerekse uygulamada çoğunlukla benimsenmiştir. Kefaletten farklı olarak asıl borç ilişkisinden tamamen bağımsız nitelikteki garanti sözleşmesinde şekil serbestisi hakim olup garantinin sınırının önceden belirlenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, sözleşme serbestisi sınırsız değildir. BK.nun 19. ve 20.maddelerinde sözleşme serbestisine birtakım sınırlamalar getirilmiştir. Gerçekten bir sözleşmenin geçerli olması için, onun taraflara yüklediği hak ve borçların tereddüte yer vermeyecek şekilde açık, başka bir deyimle konusunun gereği ve yeteri kadar belli ve sınırlı olması gerekir. Belirsizliğin garantisi olmaz. Bu itibarla, limit gösterme şartı bulunmamakla birlikte, garanti sözleşmesinde hangi riskin garanti edildiğinin belli olması ya da garanti edilen riskin boyutlarının tereddüt yaratmayacak biçimde belirlenebilir nitelikte bulunması gerekir. Hangi riskin garanti edildiği belirlenmeden doğmuş ve doğacak her türlü borcun garanti edildiği nden söz etmek, boyutları belli olmayan ( belirsiz ) bir edimin garantisi anlamına gelir ki, bu da garanti sözleşmesiyle bağdaşmaz. Hal böyle olunca, garanti sözleşmesi düzenlendiği anda garanti edilen edimin sınırlarının açıkça belirlenmemiş olması ya da bunu belirlemeye yarayan koşul ve açıklamaların sözleşmede yer almamış bulunması halinde garanti edenin sorumluluğundan söz edilemez. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte asıl borçluya açılan kredi miktarının belli olduğu ya da asıl borçlu yönünden kredi limitinin belirlenmiş bulunduğu kredi sözleşmelerinde garanti eden, garanti ettiği edimin boyutlarını görmekte ve risk gerçekleştiğinde sorumlu olacağı miktarı tahmin edebilmektedir. Böyle bir durumda asıl borçluya verilen kredi borcu miktarının ve ferilerinin garanti kapsamında kaldığı açıktır. Ancak, özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsız şartsız kapsamına aldığı söylenemez. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti verenin muvafakatı olmadan akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhine ağırlaştırılması veya borçlunun yeni birtakım yükümlülükler üstlenmesi garanti kapsamı dışında kalır. Bunun yanında, muaccel hale gelen borcun, alacaklı banka tarafından uzun süre takip edilmemesi sebebiyle sürüncemede kalmasından dolayı artması halinde garanti edenin meydana gelen artıştan sorumlu tutulamayacağı açıktır. Zira, BK.nun 98.maddesi yollamasıyla akde muhalefet hallerinde de uygulanması gereken aynı yasanın 44/1.maddesi hükmü ve iyiniyet kuralları karşısında garanti alan ( banka ) kendi kusurlu davranışıyla borcun artmasına sebebiyet vermiş olacağından böyle bir durumda garanti edenin artan borçtan sorumlu tutulması düşünülemez. Öte yandan, sözleşmede limit aşımının da garanti edildiği durumlarda limit ne miktara kadar aşıldığı taktirde garanti edenin sorumlu tutulacağı hususu da tartışılması gereken bir konudur. Önceden sınırı belirlenmemiş ise, asıl borçlu yönünden saptanan kredi limitinin makul ( kabul edilebilir ) ölçülerde aşılması durumunda garanti verenin aşılan limitten de sorumlu tutulabileceği ancak, makul ölçüler dışındaki aşırı limit aşımının ( garanti verenin açık ya da zımnî muvafaktı olmadıkça ) garanti kapsamı dışında kaldığının kabulü gerekir. Somut olaya gelince; 1 ) Dava konusu kredili Bankomat-724 kartı üyelik sözleşmesi davalı tarafından garanti eden sıfatıyla imzalanmış ve dava dışı asıl borçlunun kredi limiti 1.000.000.000.-TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde garanti sözleşmesi hükümlerine başvurulmasında isabetsizlik yoksa da, davalı ( garanti eden ) nın sorumluluğunun belirlenmesinde yanılgıya düşülmüştür. Zira, sözleşmede limitle bağlı olmaksızın doğmuş ve doğacak borçlardan sorumlu olunacağı hükmü de yer almaktadır. Bu hüküm karşısında, garanti edenin sorumluluğunun sözleşme tarihindeki kredi limiti ile sınırlı olduğu söylenemez. Aksi halde garanti sözleşmesinin kefaletten herhangibir farkı kalmaz. Ne varki, garanti edenin sınırsız bir limit aşımından sorumlu tutulması da belirsizliğin garanti olmaz ilkesiyle bağdaşmaz. O halde önceden sınırı belirlenmemiş ise, sözleşme kurulurken asıl borçlu yönünden saptanan kredi limitinin makul ( kabul edilebilir ) ölçülerde aşılması durumunda garanti verenin limit aşımından da sorumlu tutulabileceğinin ve bir misline kadar olan limit aşımlarının makul ( kabul edilebilir ) olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Kredi sözleşmesine dayanarak takibe geçen davacı bankanın takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemeyeceği için kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.5.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Av.Tayfun Eyilik şka kararlar T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2001/19-998 K. 2001/1088 T. 28.11.2001 • KREDİ KARTI SÖZLEŞMESİNİ GARANTİ EDENİN SORUMLULUĞU ( Garanti Limitinin Aşılmasından ) • GARANTİ SÖZLEŞMESİNDE GARANTİ EDENİN SORUMLULUĞU ( Kredi Kartı Sözleşmesinde Garanti Edilen Limitin Aşılmış Olması ) • LİMİTİN AŞILMASINDAN SORUMLULUK ORANI VE ŞARTLARI ( Kredi Kartı Sözleşmesine Garanti Verenin Sorumluluğu ) 818/m.44,98,110 ÖZET : Dava, dava dışı kredi kartı hamilinin, kredi kartından kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine, davacı banka tarafından kart hamili ve kredi kartı sözleşmesini garanti eden sıfatıyla imzalamış olan davalı hakkında yapılan icra takibinde, davalının borca kısmi itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı dava süresince sözkonusu sözleşmenin garanti sözleşmesi değil kefalet sözleşmesi olduğunu savunmuşsa da direnme kararını temyizde bu iddiasından vazgeçmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuksal nitelikçe bir "garanti sözleşmesi" olduğunda, gerek yerel mahkeme ile özel daire ve gerekse taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti verenin muvafakati olmadan akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhine ağırlaştırılması veya borçlunun yeni birtakım yükümlülükler üstlenmesi garanti kapsamı dışında kalır. Zira, bk.nun 98. Maddesi yollamasıyla akde muhalefet hallerinde de uygulanması gereken aynı yasanın 44/1. Maddesi hükmü ve iyiniyet kuralları karşısında garanti alan ( banka ) Kendi kusurlu davranışıyla borcun artmasına sebebiyet vermiş olacağından, böyle bir durumda garanti edenin artan borçtan sorumlu tutulması düşünülemez. aşağıdaki karar tam size göre T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2001/19-534 K. 2001/583 T. 4.7.2001 • KEFALET SÖZLEŞMESİ ( Garanti Sözleşmesiyle Mukayese-Kredi Kartı Sözleşmesi ) • KREDİ KARTI SÖZLEŞMESİ ( Kullanılan Garanti Şerhi İbaresinin Kefalet Niteliğini Değiştirmemesi ) • GARANTİ ŞERHİ İBARESİ ( Kredi Kartı Sözleşmesinde-Kefalet ve Garanti /Üçüncü Şahsın Fiilini Taahhüt/ Sözleşmesi ) • GARANTİ SÖZLEŞMESİ ( Kefalet Sözleşmesiyle Mukayese-Kredi Kartı Sözleşmesi ) • ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN FİİLİNİ TAAHHÜT ( Kefalet Sözleşmesiyle Mukayese-Kredi Kartı Sözleşmesi ) 818/m.18,19,20,98,110,484,492,496,497 ÖZET : Hiçbir menfati olmayan, ticari bir gaye gütmeyen, sadece dostane ilişkiler nedeniyle tüketime yönelik banka kredi kartı kullanmasına imkan tanımak için verilen teminatın, garanti beyanı adı altında da olsa bir garanti sözleşmesi amacı ile değil, kefalet amacı ile verildiğinin kabulü gerekir. zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
1692711 merhaba. ben arkadaşımın kredi kartına kefil olmuştum ve bu kart 2002 de icralık oldu. tarafıma tebligat yapıldı. borç 2 milyar 800 milyon ve temerrüt faizide %400 yazıyordu. hemen itiraz ettim ve sözleşme imzalarken 300 milyonluk kısma kefil olduğumu bu borcu kabul etmediğimi icra dairesine imza ile belirttim. banka beni tüketici mahkemesi kanalıyla dava etmiş ve borcun hepsini bana ödettirmeye çalışıyorlar. duruşma 3 ay sonra. şu an 300 milyonu ödeyebilirmiyim? aradan 2 sene geçti hangi faiz oranıyla ödemem lazım? sözleşme olmasına rağmen neden beni dava ettiler, davayı kazanma şansları varmı? %400 e itiraz etmem gerekirmiydi şu an itiraz edebilirmiyim. lütfen ACİL YARDIM EDERSENİN SEVİNİRİM. FATİH KARATAŞ serhat akın
1692711 LÜTFEN YARDIMCI OLUN... FATİH KARATAŞ serhat akın
Benna YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 1999/7123 K. 2000/796 T. 10.02.2000 ____________________________________________________________________________ DAVA: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız davalı vekilince de her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de HUMK.nun 438. maddesi gereğince miktar yönünden duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR: Davacı banka vekili, müvekkili ile dava dışı T. arasında akdedilen kredi kartı üyelik sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi kartının kullanılmasından doğan borcun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor çerçevesinde 30.000.000 TL asıl 23.887.500 TL işlemiş faiz ve fer`ileri olmak üzere toplam 53.887.500 TL üzerinden itirazın iptaline ve asıl alacak olan 30.000.000 TL`ye takip tarihinden itibaren % 56 temerrüt faizi yürütülmek suretiyle takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Kefilin sorumluluğu, kefalet akdinde ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş bulunması ya da 12.04.1944 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır. Borçlar Kanununun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali, aynı Yasanın 11. maddesi gereğince akdin geçersizliği sonucunu doğurur. Somut olayda, gerek kredi kartı üyelik sözleşmesinde ve gerekse kefalet akdinde, kefilin ödemesi gereken belirlenebilir bir miktarın gösterilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönler gözetilmeden, davacı bankanın cevabi yazısı yeterli görülerek davalı kefilin sorumluluğunu gerektirecek şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 10.02.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 24/04/2024 11:51:58