Hukuki.NET


24/04/2024  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Kurusıkı tabanca silah'tan mıdır?
ozcanhukuk Geçen şahit olduğum bir davada akrabalarının düğününda kurusıkı tabancası ile havaya ateş eden şahıs hakkında TCK 264/7 gereğince korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde silahla ateş etmek isnadıyla kamu davası açıldığını gördam. Maddede 2 seneden aşağı olmamak üzere hapis cezası öngörülüyor. Yargılama halen devam ediyor. Bu durum bana çok tuhaf geldi.Ancak söz konusu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle ortada bir silah bulunmalıdır. Kurusıkı tabanca bu anlamda silah mıdır? (Bence değildir ve bu şahıs hakkında TCK 264/7 uygulanamaz) sanık hakkında TCK 264/7 uygulanabilir mi? Görüş ve değerlendirmelerinizi bekliyorum.
avukat62 Konu ile alakalı Yargıtay Kararı var. Benzer bir davada, bidayet mahkemesinin mahkumiyet kararı, C.Savcısının temyizi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce verilen 20.3.2002 tarih ve E.2001/10823-K.2002/3462 sayılı kararda, Sanığın, silah niteliğinde olmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve silah öğesi içeren suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi hatalı görülerek mahkumiyet kararı bozulmuşdur. DeFacto
Kaan V. TCK m. 264/7: Her kim korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde her ne amaç ve nedenle olursa olsun, meskün bir yerde veya çevresinde veya özel veya resmi veya genel yapılara ya da her türlü taşıt araçlarına ya da halkın toplu olarak bulundukları diğer yerlere silahla ateş ederse, eylem başka bir suçu oluştursa bile ayrıca iki yıldan aşağı olmamak üzere hapis ve beşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır. Fıkradan her nekadar kuru sıkı tabancayla ilgili açık bir düzenleme yoksada, bence "silah" tabirini genişletici yoruma tabi tuttuğumuzda ve de fıkranın ratio legisine yani kanun koyucunun amacına baktığımızda kuru sıkı tabancayıda bu fıkra kapsamda değerlendirmemiz gerekir.Burda fıkranın konulmasındaki asıl amaç -"...korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde her ne amaç ve nedenle olursa olsun, meskün bir yerde veya çevresinde veya özel veya resmi veya genel yapılara ya da her türlü taşıt araçlarına ya da halkın toplu olarak bulundukları diğer yerlere..." denilmek suretiyle- halkın toplu olarak bulunduğu yerde korku,kaygı ve panik yaratılmasının önlenmesi ve buna aykırı davrananların cezalandırılması, öyleyse bu korku kaygı ve paniki yaratabilecek silahlar (ateş edebilme özelliğine sahip olmalı) ve bu halde kuru sıkı tabancada bu kapsamda değerlendirilmelidir. Yargıtayın bu konudaki kararını pekte yerinde bulamadığımı belirtmek isterim. Bu hususta kamu davası açılması gayet yerindedir.
Admin Olayı 264/7 maddesine sokmak neredeyse silahla adam yaralamanın cezası ile aynı cezanın tayin edilmesi anlamına gelecektir ki bu durumdaki dengesizliğin farkına varabiliyorsunuzdur. 264 maddede bence suçtan korunan yarar kamu güvenliğidir. Suçun maddi unsuru : Silah .. Manevi unsuru: Korkutma ... dır. Khan bey konuyu kuru sıkı tabancanın silah olup olmadığı yönünde derinleştirmiştir. Kanımca kuru sıkı tabanca TCK 264/7 kapsamında silah değildir. Konuya ışık tutabilmesi için ve 264 md.nin amacı için https://www.hukuki.net/ictihat/901-70_cgk.php linkini okuyabilirsiniz. https://www.hukuki.net
commodore1tr Ben sayın khan ın yorumuna aynen katılıyorum. Fiilen Moda /ist ter şahit olduğum bir olay var. İki arkadaş oldukça alkol almış ve giriş katında oturuyorlar yani pencereleri caddeye bakıyor gelip geçenin kafasını okşayabilirsiniz yani. Arkadaşlardan biri saat 2300 sıralarında alkolun etkisiyle olsa gerek pencereyi açıyor ve kurusıkı tabanca ile (bilmeyenler için not bu kurusıkıların sesi gerçek tabanca sesinden beter ) ateş açıyor. Dikkat etmediği husus ise tam o ara penceresinin altından yaşlı bir teyze biri hamile olmak üzere iki bayan geçiyor. Gürültüye bende koştum geldim .(bende hemen orada bir arkadaştaydım.) Kurusıkı tabancanın gecenin o saatinde çıkardığı gürültü hemde tam başları üzerinde olunca üç kadınıda yere mafetmiş. Biz aşağı indiğimiz de yaşlı teyze yerde hareketsiz yatıyor , hamile kadın karnını tutarak çığlık atıyor obur kadın da çökmüş ağlıyordu. Neticede ambulans polis o bu derken yaşlı teyze kalp krizi geçirip vefat etti, öbür hamile kadın allahtan çocuk 7 ayında imiş erken doğum yaptı sanırım öbürüde olayın şokunu üzerinden atamadı. Şimdi bu serseri içip içip sapıtmasa ve kurusıkı ateş etmese bunların olması sözkonusu olamazdı hukukçu değilim ama bence kurusıkı silahlar meskun mahalde uygunsuz bir biçimde kullanıldığında normal silah muamelesi görmelidir. 267/7 kesinlikle uygulanmalıdır. Yargıtay bu kararları bozmadan önce bu olaylardan zarar görenlerin zararını telafi edecek kararlar alsaydı daha iyi olurdu. Ölenleri geri getiremez ama böyle dangalakça ölümlerin önüne geçecek yıldırıcı cezaları verebilir. bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Kaan V. Sayın commodore1tr'nin yazmış olduğu olay durumu çok iyi izah ediyor sanırım. Sayın avukat62'nin bahsetmiş olduğu kararı (Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce verilen 20.3.2002 tarih ve E.2001/10823-K.2002/3462 sayılı karar) inceledim.Gerçekten Daire kurusıkı tabancayı silahtan kabul etmemiş bu kararında.Velakin bu kararı mantıklı bir şekilde gerekçelendirememiş ve uygun bir zemine oturtamamış. Yinelemek gerekirse burada herşeyden önce tartışılması gereken ve tartıştığımız kurusıkı tabancanın silahtan sayılıp sayılmaması hususu.Ki burada fıkraya baktığımızda fıkranın asıl amacı "korku, kaygı veya panik yaratılmasının" önlenmesi."Korku, kaygı veya panik" nasıl yaratılacak?SİLAHLA ATEŞ etmek suretiyle.Hiçbir şekilde kurusıkı tabancanın silahtan sayılamayacağı sonucunu çıkaramadığımız bu fıkrada aksine "silah" kavramını "ateş etme" özelliğine sahip her türlü nesneyi de silah kapsamında yorumlamalıyız.
Qaan Kullanılan araç gerçek bir silah değil, olsa olsa bir kopyasıdır. Bu nedenle bizim kendimize göre yorum yapıp sahte bir tabancayı silah olarak yorumlamamız doğru olmaz kanaatindeyim. Yasalarda kurusıkı tabanca ile ilgili bir düzenleme olmadığına göre -her ne kadar sakıncalı durumlar oluşturabilse dahi- doğru kararın bu konuda bir ceza uygulanmaması olduğunu savunuyorum.
masterofminds sımdı bır sey sormak ıstıyorum sızlere.Sımdı ben savunma nıyetıyle bır kuru sıkı tabanca almayı dusunuyorum,bu konu hakkında cok arastırma yaptım sanırım bellı bır kanun hukmune baglı degıller ancak gercek sılah nıyetıyle kullanılırsa ornegın korkutma tehdıt meskun mahallde havaya ates etmek gıbı ateslı sılahlar kanuna tabi oluyormus ancak tasınması sadece alınan fatura tabii imiş simdi beni size sorularım var: 1-sımdı bu faturayı aldıgım zaman sadece faturadakı ıl adresındemı bulundurabılecegım yoksa devamlı yanımdamı olacak 2-okudugum forumlarda gennellikle teshır edılmesının suc oldugu yanı belınıze takmanızın suc oldugu soylenmıs bu ne kadar dogru,cunku ben bunu caydırıcı olsun dıye almak ıstıyorum belımde tasıyamıyacaksam nasıl bır caydırıcı savunma aracı olabılır? 3-bu konu hakkında kaynak edınebılecegım kesın bır mahkeme kararı,ıctıhat kararı varmı 4-ayrıca illerin valilerine gerekli gorduklerı hallerde bu sılahları yasaklama yetkısı verılmıs sanırım bu dogrumu.mesela soyle bır olay oldu bu sılahı serbest olan bır sehırde mesela ıstanbul da aldınız ve bursaya gıdeceksınız ve ızmıtte bır cevırmeye gırdınız ve bu kuru sıkı tabancaların bu ıl dahılınde yasak oldugu soylendı ne yapacagım ayrıca bırde onerınıze ıhtıyacım var,devamlı bir potansıyel hedefseniz sizce en kolay savunma aracı nedır,ben bu elektro şok makınalarının,spraylerın etkılı olacagını sanmıyorum cunku bunlar dısarıdan bır caydırıcı etkısı yok ancak saldırıya ugradıktan sonra becerebilirseniz kendınızı savunmak ıcın olabilicegını dusunuyorum.Devamlı bır korumayla gezecek kadar bır butcenız yoksa bu kuru sıkı tabancalar ıyı bır savunma mıdır yoksa daha etkılı bır onerınız varmı? tesekkurler
selective kuru-sıkı tabancanın silah sayılması yada sayılmaması bence örf ve adete geleneklere göre belirlenmelidir. Doğu da özellikle düğün ve kutlamalarda bu tür tabancaların kullanımı çok yaygın dolayısıyla burda bu çeşit bir tabanca korkuya sebep olmayacaktır,zira bu bölgelerde çocuklar bile bu tabancaları çok sık kullanırlar.Ancak aynı tabanca hiç tabanca görmemiş kullanmamış insanların arasında sıkılırsa çok doğaldır ki bir korkuya sebep olacaktır.Burada önemli olan maddenin korumaya çalıştığı menfaattir,bu menfaatte herkesin güven içinde olmasıdır.Bu da ortamdan ortama değişir.Kişinin bir an için bile olsa güvenliğinden şüphe etmesi bence bu maddenin uygulanması için yeterlidir.Kuru sıkı dahi olsa tabanca niteliği itibariyle tehlikelidir ve kişiler içinde korkuya sebep olması kaçınılmazdır.
Av.Ragıp Atay burada yasada bir eksikliğin olduğu kanısındayım. Kuru sıkı tabancanın 6136 sayılı yasaya göre silah olaja kabul edilemeyeceği bir gerçek. Normal slahlar bile, atışa salih olup olmadığı konusunda inceleniyor. Ama bu aletle bir eylem yapıldığında ne olur. Bence ateş edilirse, meskun mahalde ateş etme suçu oluşur. Zira aynı sesi çıkaran ve aynı tepkiyi doğuracak bir eylem gerçekleşmiştir. Keza kurusıkı sıkı tabanca tehdidi ile adam kaçırılırsa,(179 Şartları uygulanacak diyelim) 179/1 mi yoksa 2 mi uygulanacak. Kaçırılan adamın, silahın cinsini araştırma şansı yok ki!. Ama bulundurmada, 6136 nın uygulanması da huku mantığına pek uymuyor
egumus Arkadaşlar size bir soru ile cevap vermek istiyorum.Ceza hukukunda genişletilmiş yoruma veya kıyasa yer varmıdır? gümüşoğlu
Benna Kurusıkı tabanca tehdit etme halinde gerçek gibi işlev görecektir buna şüphe yoktur. ancak Yargıtay' ın 264/7 yorumunda saktlık var onu söylemem gerekiyor. çünkü bu madde TMK yürürlüğe girmemişken terör hareketlerine ağır ceza vermek amacıyla getirildi. daha sonra terör hareketleri TMK kapsamına girdi ancak temyiz mahkemesi kanunun gerekçesi de açık iken ve tehlike suçunu kapsamamasına rağmen tehlike suçu hatta soyut tehlike suçu gibi algılayarak ceza verme yolunu seçti ve halen bu şekilde ancak Yeni Türk Ceza Kanununda bence aşağıdaki maddeye girmektedir bunun cezası da daha azdır. YTCK Madde 170 - (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; a) Yangın çıkaran, b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, Metin Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Kimseye Hakettiğinden Ne bir Fazla Ne bir Eksik Değer Vermeli
Benna tehdit etme halinde gerçek gibi işlev görecektir buna şüphe yoktur. ancak Yargıtay' ın 264/7 yorumunda saktlık var onu söylemem gerekiyor. çünkü bu madde TMK yürürlüğe girmemişken terör hareketlerine ağır ceza vermek amacıyla getirildi. daha sonra terör hareketleri TMK kapsamına girdi ancak temyiz mahkemesi kanunun gerekçesi de açık iken ve tehlike suçunu kapsamamasına rağmen tehlike suçu hatta soyut tehlike suçu gibi algılayarak ceza verme yolunu seçti ve halen bu şekilde ancak Yeni Türk Ceza Kanununda bence aşağıdaki maddeye girmektedir bunun cezası da daha azdır. YTCK Madde 170 - (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; a) Yangın çıkaran, b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Kimseye Hakettiğinden Ne bir Fazla Ne bir Eksik Değer Vermeli
hakancaldir T.C. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. 2001/10823 K. 2002/3462 T. 20.3.2002 • KORKU KAYGI VEYA PANİK YARATABİLECEK BİÇİMDE ATEŞ ETMEK ( Kuru Sıkı Tabanca ile Meskun Yerde Havaya Ateş Etmek ) • KURU SIKI TABANCA İLE MESKUN YERDE HAVAYA ATEŞ ETMEK ( Korku Kaygı veya Panik Yaratabilecek Biçimde Ateş Edilmesi ) • SİLAH ÖĞESİ İÇEREN SUÇ TİPİ ( Kuru Sıkı Tabancanın Silah Öğesi Olarak Kabul Edilememesi ) 765/m.264/7 ÖZET : Sanığın, silah niteliğinde olmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve silah öğesi içeren suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi hatalıdır. DAVA : Korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde ateş etmekten sanık M. Ak'ın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne, ertelemeye ve zoralıma dair ( TURHAL ) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.6.2000 gün ve 897 esas, 402 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi Üst C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 12.6.2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: KARAR : Sanığın, silah niteliğinde olmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve silah öğesi içeren suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş Üst C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı ( BOZULMASINA ), 20.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. 2001/13290 K. 2002/5286 T. 18.4.2002 • KORKU KAYGI VEYA PANİK YARATABİLECEK ŞEKİLDE SİLAHLA ATEŞ ETMEK ( Silah Niteliğinde Olmayan Kuru Sıkı Tabanca ile Meskun Yerde Havaya Ateş Etme Eyleminin Yasada Belirlenen Suçu Oluşturmaması ) • KURU SIKI TABANCA İLE MESKUN YERDE HAVAYA ATEŞ ETME ( Eylemin Kanunda Tanımı Yapılan ve İçinde Silah Öğesi Olan Suç Tipine Uygun Olmadığının Gözetilmemesinin Yasaya Aykırı Olması ) 765/m.264/7 ÖZET : Silah niteliğinde bulunmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etme eyleminin kanunda tanımı yapılan ve içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığının gözetilmemesi ve mahkumiyet hükmü kurulması hatalıdır. DAVA : Korku, kaygı veya panik yaratabilecek şekilde silahla ateş etmekten sanık S. Ataman'ın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne, ertelemeye ve zoralıma dair ( TURHAL ) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 25.10.2000 gün ve 339 esas, 549 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 16.10.2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: KARAR : Silah niteliğinde bulunmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etme eyleminin TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek sanık hakkında yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı ( BOZULMASINA ), 18.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. Herşey son derece açık.
ismet41861 Öncelikle bu konuda yorum yapılabilmesi için TCK.551.maddesinin ve kuru sıkı tabancayla tehdit suçunun incelenmesi gerekir. TCK.551. ".......meskun bir mahalde veya civarında veya umuma mahsus yol üzerinde veya bu yola doğru zaruret olmaksızın silah atarsa....denilmek suretiyle bu eylemleri işleyen sanık hakkında ceza hükmü düzenlenmiştir. Uygulamada kuru sıkı tabanca ile madde kapsamındaki sayılan yerlerde ateş edilmesiyle sonuçlanan eylem bu madde kapsamında kalan suç olarak kabul edilmiş ve bu suçtan dolayı Cumhuriyet Savcılığınca sanığa ön ödeme tebliği yapılmakta;mahkemelerce de sanığa mahkumiyet kararı verilmektedir. Yine uygulamada sanık tarafından kuru sıkı tabancanın doğrultulması suretiyle mağdurun tehdit edilmesi eylemi,mağdurun kuru sıkı tabancayı gerçek tabanca zannetmesi durumunda,silahlı tehdit suçunun oluştuğu kabul edilip sanık hakkında silahla işlenen tehdit suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmektedir. Her iki somut olayda kullanılan kuru sıkı tabancadır ve her iki olayda kullanılan kuru sıkı tabanca uygulamada silah olarak kabul edilip sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmektedir.Ancak her iki madde düzenlemesinde de "silah"tabirinden söz edilmekte ve kuru sıkı tabanca silah olarak kabul edilip ceza verilmektedir. Somut olaya gelince; TCK.264/7.madde de; Her kim korku,kaygı veya panik yaratabilecek biçimde....meskun bir yerde....silahla ateş ederse... hükmü düzenlenmiştir. TCK.551.maddede de meskun mahal kavramı ve silahla ateş etme kavramı vardır.Bu maddeye ve uygulamaya göre kuru sıkı tabanca ile meskun mahalde ateş edilmesi suç olarak kabul edilmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.Ancak aynı tarz eylemin kuru sıkı tabancayla korku,panik,kaygı maksadıyla işlenmesi halinde kullanılan aletin kuru sıkı tabanca olması nedeniyle TCK264/7 maddesi kapsamında uygulamacı olan Yargıtay tarafından suç olarak kabul edilmemiştir.Neden? Çünkü son halde cezanın alt sınırı 2 yıl hapis cezasını gerektiriyor ve öngörülen ceza yaptırım olarak çok ağır. O zaman uygulamada çok büyük bir çelişkinin oluşmasına ve sırf cezasının ön ödemelik suç kapsamında kalan basit bir suç olması nedeniyle TCK.551 maddesi kapsamında kalan suçlarda ve sırf mağdurun gerçek silah zannetmesi nedeniyle tehdit suçlarında kuru sıkı tabancanın silahtan sayılması nedeniyle sanıklar hakkında mahkemece mahkumiyet hükmü tesisi haksızlığa ve uygulamada karışıklığa yol açar. Ya bir şey hangi şart ve durumda olursa olsun silahtan sayılan alet sayılır ya da silahtan sayılmayan alet sayılır ki uygulamada birlik olsun ve insanların kafasında oluşabilecek çelişki giderilmiş olsun. Halbuki Yargıtay bir eylemin TCK.551 mi yoksa TCK.264/7 mi maddesi kapsamında kaldığına dair güzel bir ayırım yapmıştır.O da geceleyin birden fazla silahla meskun mahalde ateş edilmesini TCK.264/7 kapsamında kalan suç,aksi durumları TCK.551 maddesi kapsamında kalan suç kabul etmiştir. Bir insanın gece sayılan zaman dilimi içerisinde evinde,bahçesinde veya balkonunda otururken veya yolda yaya veya aracıyla seyrederken kuru sıkı tabancayla birden fazla ateş edilmesi durumunda o an için sanığın elindeki silahı göremeyeceğinden veya o anki paniği nedeniyle silaha bakamayacağından Yargıtayın tehdit suçundaki yerinde olan tespitine göre mağdurun veya insanların ateş edildiği esnada objektif ölçütlere göre silah ile ateş edilmiş zannederek kaygı,korku ve paniğe kapılacağından sanık hakkında TCK.264/7 maddesinin uygulanması gerekir.Aksi görüş ve uygulama yerinde olmaz. Bu nedenle Yargıtayın aksine uygulamayı benimsemiş olması ve bu doğrultuda karar vermesi hatalı ve diğer uygulamalarına göre çelişkilidir. ismet karabulut
CenkBATU Merhaba; Ben ,son zamanlarda karşılaştığımız bu kapkaç ve gasp olaylarından korunmak için bir kurusıkı tabanca almayı düşünüyorum.Bu konuda birçok araştırma yaptım fakat net bir kanıya varamadım bana yardım etmenizi rica ediyorum. - Öncelikle ben bu kurusıkı tabancayı ve faturasını üzerimde bulundurduğumda (aynı ilde yada farklı ilde) herhangi bir polis kontrolünde sorun yaşarmıyım? - İkinci olarakta bu kurusıkı silahla bana karşı bir tehdit unsuruna karşılık mukavemet amacıyla karşı tarafı korkutmak için ateş edersem hukuki bir suç işlemiş olurmuyum? Teşekkürler.
CenkBATU Yani demek istediğim kurusıkı bir tabanca alıp üzerimde taşıyım mı taşımıyım mı sizden ricam kesin ve net bir cevap vermeniz. Teşekkürler.
commodore1tr TASIMA....
CenkBATU Neden tasımayayım peki böyle bir yasak varmıdır?
Benna 2. CD. 2001/22172 E. 2002/9141 K. 20.05.2002Meskun mahalde silah atmak suçundan sanık Rıza K.'ın yapılan yargılaması sonucunda; MAHKUMİYETİNE dair (YEŞİLOVA) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 03.10.2000 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık ve üst C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 21.06.2001 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü. Kararın tefhim edildiği duruşmada son olarak sanıktan bilirkişi beyanına ve okunan ilama karşı diyeceklerinin sorulması suretiyle son söz hakkının sanığa verildiği anlaşıldığından tebliğnamedeki 1 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak; 1.Sanığın aksi ispat edilemeyen savunmasından ve tanık Eyüp C.'ın beyanından sanığın kuru sıkı tabanca ile ateş etmediği, tamir ettirdiği tabancasını kontrol ederken iradi bir davranışı bulunmadan kazaen patladığının anlaşılması karşısında müsnet suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 2.Kabule göre de, Yeşilova Asliye Ceza Mahkemesinin 1999/23 esas ve 1999/26 sayılı kararı ile mütecaviz sarhoşluk suçundan verilen 180.000 lira hafif para cezasına ilişkin sanığın önceki mahkumiyetinin infaz edildiği 29.06.1999 tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtiği ve adli sicilden çıkarılma koşulları gerçekleştiğinden tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, üst C.Savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20.05.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Benna 2.CD. 2001/13481 E. 2002/11581 K. 17.06.2002Emirlere muhalefet suçundan sanık Kadir Ş.'ün yapılan yargılaması sonucunda; MAHKUMİYETİNE dair (KÜTAHYA) 1.Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 19.09.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi Yerel C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 10.05.2002 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü. Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş olup içtima sonucu 247.139.800 lira yerine, 284.731.000 lira hafif para cezasına karar verilmesi mahallinde düzeltilebilir daktilo hatası kabul edilmiştir. Ancak; 1-Her ne kadar sanık, atılı suçu askere gitmeden önce işlemiş ve yargılama aşamasında asker olduğu anlaşılmış ve 353 Sayılı Askeri CMUK'nun 20.maddesi gereğince terhis oluncaya kadar yargılamanın ertelenmesine karar verilmesi gerekir ise de, eyleme konu olan kuru-sıkı tabancanın bizatihi suç teşkil eder nitelik taşımadığı, bu tür silahların satılması, taşınması, bulundurulması da herhangi bir kayda tabi tutulmadığından atılı suçtan sanığın beraati yerine idari emirle suç ihdas edilerek mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de, saya ve yeterli gerekçe gösterilmeden tecile yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, mahalli C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 17.06.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=Corpus
Benna 8. CD. 2001/12824 E. 2002/2978 K. 13.03.2002 Korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde ateş etmekten sanık H. Bektaş'ın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne, ertelemeye ve zoralıma dair (ÜSKÜDAR) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 10.8.2000 gün ve 1030 esas, 892 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 9.10. 2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü; Sanığın silah vasfında bulunmayan ses ve gaz fişeği patlatan kuru sıkı tabancası ile meskun bir yerde havaya ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı (BOZULMASINA), 13.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=Corpus
Benna 8 CD. 2001/10823 E. 2002/3462 K. 20.03.2002 Korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde ateş etmekten sanık M. Ak'ın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne, ertelemeye ve zoralıma dair (TURHAL) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.6.2000 gün ve 897 esas, 402 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi Üst C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 12.6.2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü; Sanığın, silah niteliğinde olmayan kuru sıkı tabanca ile meskun yerde havaya ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK.nun 264/7. madde ve fıkrasında tanımı yapılan ve silah öğesi içeren suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş Üst C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı (BOZULMASINA), 20.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=Corpus 8. CD. 2003/7080 E. 2003/4717 K. 10.10.2003Çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak, yönetmek, üye olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmaktan sanıklar Cihan, Aset, Hasan, Umut, Hüseyin, Beşir, Eyyüp, Ayhan'ın yapılan yargılanmaları sonunda; sanık Cihan'ın silahlı çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten, sanıklar Aset, Hasan, Umut, Hüseyin, Beşir, Eyyüp ve Ayhan'ın suç örgütüne üye olmak, örgüt adına faaliyette bulunmaktan hükümlülüklerine ve zoralıma, TCK.nun 31. maddesi uyarınca sanıkların ayrı ayrı 3'eryıl müddetle kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına dair (Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 6.2.2003 gün ve 64 Esas, 25 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca CMUK.nun 318. maddesi gereğince sanıklar tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C. Başsavcılığının 15.5.2003 günlü onama istekli tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş ve duruşma günü tayin edilerek sanıklara tebligat çıkarılmıştır. Yapılan tebligata rağmen duruşmaya gelmeyen ve vekille de temsil edilmeyen sanıklar Aset, Umut, Beşir haklarındaki incelemenin duruşmasız, diğer sanıklar Cihan, Hasan, Hüseyin, Eyyüp, Ayhan haklarındaki incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilip gereği düşünüldü. l- Sanık Aset hakkında kurulan hükme ilişkin temyizin incelenmesinde; Sanığın, sanık Cihan liderliğinde kurulan çıkar amaçlı suç örgütüne üye olduğuna, bu organizasyon içinde yer aldığına ve örgüt adına faaliyette bulunduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, il- Sanıklar Cihan, Hasan, Umut, Hüseyin, Beşir, Eyyüp ve Ayhan haklarında kurulan hükümlere ilişkin temyizlere gelince; Yerinde görülmeyen sait itirazların reddine; ancak, 1- 4422 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasında, çıkar amaçlı suç örgütünün "silahlı" olması düzenlenirken, "silahlar ve patlayıcı maddeler" biçiminde çoğul anlatıma yer verildiği, buna göre en az "iki" silahın kullanılma sı, hazırlanması veya elde bulundurulması halinde fıkradaki arttırımın uygulanabileceği, sanıklar tarafından suçun işlenmesinde kullanılan bir adet tabancanın örgütün "silahlı" olarak kabulü için yeterli olmadığı gözetilmeden, yazılı biçimde uygulama yapılarak fazla ceza tayini, 2- Bulundurulması yada taşınması suç oluşturmayan ve suçta kullanıldığına ilişkin kanıt da olmayan kurusıkı tabanca ve şarjörünün sahibine iade si yerine, zoralımlarına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 10.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak=YKD Haziran 2004 Sayfa: 973
Tangör Evren Öncelikle sayin Benna ya yargitay kararlarindan dolayi tesekkür ederim . Yargitay kararlarini maalesef üzülerek okudum. Zaten kusa çevrilmis yaptirimi olmayan ceza yasalarimizi yargitay da böyle yorumlarsa pes dedim.. Bu gün dikkat ettiniz mi mecliste taksirli adam öldürme cezasinin 3 yildan 2 yila indirilmesi görüsülüyordu ( ne oldu bilmiyorum ) onuda paraya çevrilmesi yani bizim kendilerinden bi haber bir sürü vekilimiz kanun koyucu olarak diyorlarki ' kardesim kil kaptigini takip et çarp öldür taksirli olsun bir sekilde iki seneye baglanir para öder çikarsin' Hadi diyelim milletvekilleri kendileri dahil dünyadan bi haber peki yargitayyy yargitay bilmezmiki bizim millet silaha düskündür olur olmaz yerde ates etmek ister neselenir havaya kizar karsisindakine.. Temayüllerinde at avrat silah üçlemesinden sadece teknoloji baskisi ile ati araba ile degistiren erkeklerimiz egitim ve kültür düzeyinin de etkisiyle gücü bilgi yerine silah ve yumrukta aramaktadir.. Bu baglamda kanunlari bu kadar zorlayarak suçu magdur görmeye yargitayin hakki yoktur.. Hukuki çöküntünün yasandigi gasp tecavüz kapkaç tinerci olaylarinin ardi arkasi kesilmeyen bu günlerde bu kararlar suçlulari cesaretlendirmekten öteye gitmeyecektir. Bu kararlar tüm halkin bir bakista silah uzmani gibi KURUSIKI ile GERÇEK tabancayi ayirabilecegi gün geçerli olabilir. Yargitay ancak ' adam beni korkutmak için KURUSIKI tabanca çekti bende savunma maksatli GERÇEK silahimi çektim vurdum ne yapacak?' KURUSIKI tabancadan korkup soyulana ne yapacak? Temayüllere göre silah çekildimi ateslenir yoksa karsindaki seni vurur adam KURUSIKI tabancadan korktu biçak savurdu tam kalbine geldi öldü ne yapacak gibi yüzlerce sorunun mantikli yanitini verebilirse bu kararinda haklidir. Yoksa sadece kagit üzerinde bir karar olur KÖTÜ ÖRNEK teskil eder . Benim kanimca KURUSIKI tabanca meskun mahalde soygun amacli tehtit ve sair gerçek tabancalarin kullanildigi yer ve sekilde kullanilirsa ayni gerçek tabanca gibi degerlendirilmelidir. Aksi sadece ve sadece suç islenmesini tesvik etmis olur . Aferin yargitaya..
CenkBATU Yani almayayım.Öyle mi. Peki ya bir gasp olayıyla karşılaşırsam al kardeşim yeterki beni bıçaklama mı ? deyeceğim.Yada hayır ben haraç vermiyorum hadi bıçakla mı diyeceğim. Teşekkürler.
Tangör Evren Sayin Cenk Batu ; infonuzdan 25 yasinda piril piril bir genç oldugunuz anlasiliyor.. Sayin Benna'nin yazilarini okudugumuzda Yargitayin kurusıkı tabancaya ciddi biçimda bakmadigi açikça anlasiliyor. Hatta 'çete' suçlamasi ile yargilanan saniklardan kurusıkı tabancaya sahip olanin tabancasinin geri verilmesi yönünde bile karar vermis , Fakat kesin olan su var 'insan basina gelmedikçe bana olmaz' mantigi güttügünden anlasilamayan bir sey.. Sizin verdiginiz örnekten yola çikalim allah göstermesin bir gasp olayiyla karsilastin.. Burada kurusıkı tabanca seni kurtaracak saniyorsan yaniliyorsun.. Muhtemelen sen kurusıkı tabancayi çekince üzereine bir hamle olacaktir doganin kanunu geregi sen yasal birisi oldugun için 'hönk ' diye kalacaksin o kisi elindeki biçagi sana saplamaktan tereddüt dahi etmeyecek kaldiki bunlar asla tek dolasmiyor. Gene parandan malindan oldugun gibi en iyi ihtimalle yaralanarak kurtulacaksin muhtemelen de bu soysuzlar bir yerde ' oyuncak silahm1s bu vay enayi..' gibisinden laflar ediyor olacaklar. Allah göstermesin sen bu arbede de ölsen bu kisilerde yakalansalar senin kurusıkı tabancan bu sefer 'tehtit' unsuru olarak kesinlikle degerlendirilecek ve bu kisilerin kendisibni savunmak için seni biçakladiklari ortaya çikacaktir. Normal mantigimiz daha dogrusu kanunlara saygili kurallara uyan hukuka saygili kisilerin düsündügü gibi düsünmeniz sizi yaniltmaktadir. Çünkü sizde bende kurusıkı tabancayi görsek ne oluyor diye gerileriz yani bizi 'kurusıkı tabancayla soyarlar ama biz kurusıkı tabancayla korunamayiz' çünkü bu yola girenler zaten yasadisi ve mantiksiz kisiler. Dolayisi ile benim sana bir abi tavsiyem ASLA VE KATA KURUSIKI TABANCA TASIMA varsada sakin gösterme..
commodore1tr sadece bir söz... Tecrübe çok acımasız bir öğretmen; önce sınavı yapıyor, dersi sonra öğretiyor. Vernon Law sende deneme...
CenkBATU Desenize kendimizi korumak çok zor.
CenkBATU SAYIN CENK BEY; MAİL SERVERLARIMIZDA YASANAN ARIZADAN DOLAYI MAİLİNİZE VE DOLAYISI İLE SORUNUNUZA GECIKMELİ OLARAK CEVAP VERMEKTEYIZ KUSURA BAKMAYINIZ. SORULARINIZDAN; 1-) FATURASI YANINIZDA OLAN KURU SIKI TABANCA İLE HİÇBİR SORUN YAŞAMAZSINIZ. TÜRKİYENİN HER YERİNDE YAPILAN KONTROLLERDE FATURANIZI GOSTERMENIZ YETERLİDİ HER HANGİ BİR SORUNLA KARŞILAZMAZSINIZ. 2-)BU SORUNA EN GUZEL CEVABI DAHA DETAYLI BILGILERI AVUKAT ARKADASLARDAN ALABILIRSINIZ. FAKAT KISACA KURU SIKI TABANCA VEYA NORMAL TABANCA ILE NEFSI MUDAFA SARTLARI AYRI AYRI OLARAK ELE ALINIR. BU KONU HUKUK FAKULTELERINDE 1 YIL BOYUNCA ANLATILMAKTADIR. O YUZDEN SIZE SU AN ICIN DAHA FAZLA BILGI VERMEM COK UZUN OLACAKTIR. SORUNUZA TAM CEVAP ALMAK İSTERSENİZ 0212 636 17 56 NOLU TELEFONDAN POLİS MEMURU İRFAN DÖNMEZLE GÖRÜŞEBİLİRSİNİZ. UNUTMAYIN İKAMET ETTİĞİNİZ İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE GİDEREK HER TÜRLÜ YARDIMI ALABİLİRSİNİZ. SAYGILARIMIZLA. İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ RUHSAT İŞLEMLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ A BLOK KAT:2 VATAN-FATİH/İSTANBUL 0 212 636 17 46
commodore1tr Aldığınız yazı ile buradaka iletiler arasında bir fark bulunmamaktadır. Kurusıkı tabanca taşımaktan ceza alırmıyım ? değildi sorunuz unutmayın. Evet kurusıkı tabancayı polis yakalarsa birşey yapamaz, hukukta nedense gözyumuyor.. ama siz onu çektiğinizde bir hırsız bir gaspçı yankesici ne polistir nede savcı onlar birşey yapar anlatılmak istenen özetle buydu..
ghostsam kurusıkı tabanca almak sizi ne kadar korur bilmiyorum (gerçeği alın demek istemedim aman yanlış anlamayın [:)])zira kurusıkı tabancalar sağolsun gelişen teknoloji sonunda gerçek tabanca ile birebir üretim halinde yani çoğu tabancayı sıradan bir insanın gerçeğinden ayırt etmesi için incelemesi ve hatta bunu ateşlemesi gerekecektir! (karşıdaki ölmüyorsa kurusıkıdır [:)]) bu durumda siz birsine korkutmak yada kendinizi korumak için kurus ıkı tabanca gösterdiğinizde eğer ateş etme olasılığınız görünüyorsa ve şahıs size gerçek bir tabanca ile ateşl ederse benim kanaatim bunun meşru müdafa haline dahil olacağıdır.... bunun yanında tartışılan maddede korunan hukuki yarar tabancanın niteliğini pek de fazla ilgilendirmez,kanun koyucunun bu kısımda bir eksikliği mevcut,ancak eğer tabanca kullanıldığında " korku,kaygı veya panik" yaratabilecek bir durum ortaya çıkıyorsa -ki bence evleviyetle bu mümkün- bu durumda kullanılan kurusıkı da olsa suçun oluştuğu kanaatindeyim... saygılarımla
ghostsam bu arada evet ceza hukukunda kıyas yasağı vardır ve evet genişletici yorum yasağı vardır ceza hukukunda -ki gereklidir!- ancak amaçsal yorum yapmak da gereklidir..
Av.Soner ENGİN Cenk BATU 1 sorunuzda sorun yaşamazsınız 2.sorunuzda sorun yaşarsınız.Şöyleki mukavemette silahların eşit olması ilkesi geçerlidir.Karşı kişinin elinde bir şey yokken silah çıkarmanız eşitsizliktir.Yada sopa varken ve sizinde kendinisi başka bir şekilde korunma imkanınız varken silah kullanılması eşitsizliktir. Aynı zamanda silah kuru sıkı olsa bile yakın mesafeden kullanılması halinde silahtan sayılır.Çünkü yaralayıcı etkisi vardır ve olayda gerçek silah kullanmış gibi işlem görürsünüz.
Francois
quote:
.....Şöyleki mukavemette silahların eşit olması ilkesi geçerlidir.Karşı kişinin elinde bir şey yokken silah çıkarmanız eşitsizliktir.Yada sopa varken ve sizinde kendinisi başka bir şekilde korunma imkanınız varken silah kullanılması eşitsizliktir. Aynı zamanda silah kuru sıkı olsa bile yakın mesafeden kullanılması halinde silahtan sayılır.Çünkü yaralayıcı etkisi vardır ve olayda gerçek silah kullanmış gibi işlem görürsünüz.
Ekleyen: Av.Soner ENGİN - 20/04/2005 : 23:19:07
Selamlar. Eski bir konuyu up2ladığım için özür dilerim ama hazır konu verken yenisinin açıp kirlilik yaratmak istemedim. Soner bey'in yukarıda yazdığına karşı bir sorum var. İşim gereği gece çalışıyorum yani eve dönüşüm hep gece 3-4 civarı oluyor. Hem bu yüzden hem de bir insandan aldığım tehditler yüzünden bende kurusıkı bulundurmayı düşündüm ancak bahsettiğiniz "silahların eşit olması ilkesi" bana çok manasız geldi. Örnek veriyorum gece evime dönerken bu şahıs geldi ve bana sopa ile saldırmaya başladı. Bu anda ben kendi canımı korumak için "bir dakika bende bir sopa bulayım" mı diyeceğim? Ya da kendimizi korumak için silah, sopa,bıçak, biber gazı, şok cihazı gibi set ile mi gezeceğiz, bir saldırı anında "bir dakika sende hangisi var bende ondan çıkarayım mı" diyeceğiz. Hukuk bize " biri size saldırır ve canınıza kasdederse, kendinizi korumak için elinizde bulunan yasal aletleri uygun değilse kullanmayın, bırakın sizi öldürsün" mü diyor? İlginiz için şimdiden teşekkürler. Onur.
ghostsam silahların eşitliği demek silahların aynıusı demek değildir ki,etkinin eşit olması gereklidir,yoksa size bıçakla saldıran kimseye ille de bıçakla karşılık verme durumunda değilsiniz yani set ile gezmeye gerek yok kaldı ki meşru müdafaa söz konusu olduğunda sadece silahın niteliği değil olayın diğer koşulları da (mesela olay mahalinin ıssız ve karanlık olması veyaolayın gece vakti olması gibi) dikkate alınır.
Francois Peki acaba "gaz tabancası" adı altında satılan ve ateşli olmayıp sıkışmış hava ile bilye atan ruhsatsız satılan tabancalarda kurusıkı gibi fatura yanımızda olmak sureti ile taşınabiir mi?
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 24/04/2024 20:01:08