Uyanık İşçi

[Şenol Eker]

İşveren hata ile 3-4 sene boyunca bazı işçilerine fazla para ödemiş. İşçilerden biri emekliye ayrılırken işvereni "sigortamı vergimi eksik ödediler" diye şikayet etmiş. İşveren de fazla para ödediğini farketmiş ve işçiden ödediği fazla paraları iade etmesini istemiş.
Size göre bu davada yüzde kaç ihtimalle kim haklı çıkar?

[4/Bsonyaka34]

İşçinin şikayetinden sonra ,işveren uyanmış..........öncesinde uyanmamış.?4 yıl boyunca....

Kaç işçi çalıştırıyor, diğer işçilerine de mi fazla ödeme yapmış?

Ayda kaçlira fazla ödemiş, Sadece bu işçiye mi fazla ödeme yapılmış, diğer işçiler araştırıldığında ,onlara da fazla ödeme yapıldığı ortaya çıkınca ,işveren onlara da dava açacak mı?

[Şenol Eker]

Bir de şu var:
Yani 2006 hazirandan 2010 hazirana kadar işçiye fazla ödeme yapmış, 2010 hazirandan sonra farketmiş ve İŞÇİNİN ALDIĞI NET MAAŞI DEĞİŞTİRMEDEN SSK primi ve gelir vergisini artırmış. O zamandan beri sorun yok.
Diğer işçilerde de -en azından bazılarında- benzer durum var. Ayda yaklaşık 500 lira fazla ödemiş.
İşçi ayrıca 8-10 tane eski tarihli bordro gösteriyor; Bu bordrolar yanlış hesaplanmış ve SSK primi ile gelir vergisi eksik çıkmış. Ama bu bordrolarda işveren yetkilisinin imzası falan yok.

Aslında hikaye şu:
İşveren tarafında bordroları hesaplayan muhasebe müdürü yemek paralarından (1000 lira maaş, 500 lira yemek) SSK ve vergi kesilmeyeceğini zannettiği için öyle yapmış. Ha bu arada burası bir catering şirketi. Yani işçiler yemeklerini orada yiyorlar.

[berk_bulut]

işçi sürersiz olarak iş sözleşmesi imzalar ve burada net maaşı belirtilir eğer iş verenin elinde gerekli belgeler yoksa işi zor varda da da yine zor

[Erdoğan Kırcalı]

Bankaya yatırılan ücret belli, e işçiye verilen bordrolarda da aynı ücret beliritliyor.
4 yıl sonra uyanıldığında, verilen ücretlerin geri istenmesi de işverence belki etik bulunmadığından bu yanlış düzeltiliyor ve resmi kayıtlara , işçiye alınan ücret üzerinden bildirim başlıyor.
Düşüncem, bir muhasebe müdürünün ek ödemelerin ücretin bir parçası olduğunu bilmemesinin , işin doğasına aykırı olduğu yönündedir.
Sonuç bana göre, işverene İPC sı ve kurumların faiziyle prim-vergileri tahsili olarak geri dönecektir bu şikayetle.

[Şenol Eker]

Cevabınız için teşekkürler Erdoğan Bey.

İşveren işçiyi, "şikayet edersen fazla paraları faiziyle geri isteriz beş kuruş tazminat da alamazsın üste de borçlu çıkarsın diye korkutmuş.
Anladığım kadarı ile işçinin böyle şikayette bulunmaktan korkması gereksiz.
Mesela bankaya 1700 lira yatmış, SSK matrahı da 1700 lira. Bunun açıklamasını yapmak (yanlış hesap dışında) bana mümkün görünmedi.

[feyyar]

Ne iş bu ya,fazla para aldıklarını işçiler fark etmemişler mi?Muhasebe müdürü evlere şenlik.

İşçilere kanunen neden fazla para aldığınızı bildirmediniz deneceğini düşünmüyorum.Dört yıl gibi süren bir yanlışı kim yaptıysa bence fatura ona kesilir düşüncesindeyim.Ek ödemelerin ücretin bir parcası olduğunu bir muhasebe müdürü bilmek zorundadır.Bilmemek kanunen kesinlikle bahane kabul edilmemiştir..Aksi halde mesleğini icra edemez ve yaptığı hatadan geriye dönük kimseyi maddi yükün altına sokamaz.

Herkes yaptığı işin sorumluluğunu ve mesuliyetini taşır.Bir işletme soyulmuşsa,amir ilk olarak olay saatindeki güvenlikciyi çağırır.

Bu arada konu başlığı bence uymamış."Uyuyan muhasebe müdürü" olmasını tavsiye ederdim.

[Şenol Eker]

Bu arada konu başlığı bence uymamış."Uyuyan muhasebe müdürü" olmasını tavsiye ederdim.

Valla aslında öyle açtım (https://www.hukuki.net/showthread.php...ama&highlight=) ama kimse ilgilenmedi başıkla.
Yani doğrusu sizin dediğiniz gibi ama cevap alabilen başlık bu

Ayrıca umarım sonuç buradaki youmların doğrultusunda olur.
Zira muhasebeci ve patron inanılmaz derecede güçlü ve işçi bir o kadar güçsüz.
Göz göre göre güçlünün haklı, haklının haksız bulunduğunu görünce insan kendini kötü hissediyor.

[feyyar]

Valla aslında öyle açtım (https://www.hukuki.net/showthread.php...ama&highlight=) ama kimse ilgilenmedi başıkla.
Yani doğrusu sizin dediğiniz gibi ama cevap alabilen başlık bu

Ayrıca umarım sonuç buradaki youmların doğrultusunda olur.
Zira muhasebeci ve patron inanılmaz derecede güçlü ve işçi bir o kadar güçsüz.
Göz göre göre güçlünün haklı, haklının haksız bulunduğunu görünce insan kendini kötü hissediyor.

Gücü maddiyatla,patron olmayla veya yetkili olmayla ölçemezsiniz.Burada durum yargıya yansıdığında,işin uzmanları kanun ne diyorsa buna göre karar verirler.Aksini düşünmek hukuka haksızlık olur.

Benim burada sadece demek istediğim.Eğer işçi fazla para aldığını fark etmiş de bunu bildirmemişse,uyanıklık yapmış demektir.Muhasebe müdürü de 4 yıl bu fazla parayı yatırmışsa uyumuş demektir.Diğer boyuta cevap ancak iş davalarına bakan bir avukat tarafından verilebilir.

[Şenol Eker]

"Hukuk" adaletli insanların elinde olmalı. hukuksuz güç ve güçsüz hukuk meselini hatırlayın lütfen.
İşçinin yapması gereken durumu yetkili kurumlara bildirmek. Ancak anlaşıldığı kadarı ile işçi bunu adını vererek dilekçe ile yapmak zorunda. Sözle kabul edilmiyor. Dilekçe ile yapıldığında ise derhal işten atılacak. Zira şikayeti alacak kurum ismi gizli tutacağına garanti vermiyor. "Eğer işveren bu ise, muhakkak öğrenir" diyor. Bu yüzden işten atılmayı ya da emekli edilmeyi beklemek dışında çaresi görünmüyor.

İşçiye "uyanık" sıfatını koyma sebebim sadece başlık enteresan olsun diyedir. Aslında mağdur olan işçidir burada.
Düşünün, yüzlerce işçinin çalıştığı bir işyerinde herkesin maaşının "kaza ile yüksek" ödenmesi akla uygun mu? Zaten pazarlık net ücret üzerinden yapılıyor ve bu net ücret ödeniyor.

Ayrıca daha da enteresanı, muhasebe müdürü tarafından 1 sene kadar evvel bu hatanın farkına varılarak SSK primlerinin yükseltilip normal hale getirilmiş; bu sırada bankaya yatan net maaşlar değişmemiş.

Ama şimdi kendisine bu söylendiğinde "bizim 5 tane avukatımız var; sen kaç avukat tutacaksın? Ayrıca ...... da bizden yana olmak zorunda. Aksi karar verirse anında tayini çıkar. Sen hele bir şikayet et, o geçen senelerin farkını faiziyle çatır çatır alıyor muyum almıyor muyum görürsün" tehdidini alan işçiyi hakkını araması için yüreklendirmeye çalışıyorum ama korkarım adalete olan güvenim 48 yaşına geldiğimden biraz da olsa sarsıldığından fazla da ısrar edemiyorum.