Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı, günlerden cumartesi. Aile içi bir olaydan ötürü Emniyete başvurulmuş, Savcı emri olmadan işlem yapamayacaklarını beyan etmişler, Savcı Bey'e durumu izah ediyoruz. "Ne yapabilirim ben şimdi?" diye başlıyor konuşmaya, "yazın kardeşim dilekçenizi, bırakın ne olacaksa ..." küfürler..... "ben senin müvekkilini nasıl koruyayım, devlet beni koruyor mu? geçen gün hakkında dava açmışım iki o. çocuğu hakkında, pez...ler beni tehdit ediyor. .. koduğumun..." şeklinde devam ediyor Savcının monoloğu. Odada benim dışımda bir de bayan kalem memuru var üstelik. Küfür duymaktan başka hiçbir sonuç alamayacağımı anlayınca teşekkür edip ayrılıyorum.

Kartal Cumhuriyet Savcılığı. Müşteki müvekkil şirketin yetkilisinin ifadesi alınacak. Birlikte gidilmiş Savcı Bey'in odasına. Savcı dışarıda beklememi söylüyor, hazır bulunmak istediğimi söylediğimde müdahale edemezsiniz cevabını alıyorum, müdahale etmeyeceğimi sadece hazır bulunacağımı söyleyince ise, çıkmazsanız ifade mifade almam cevabı geliyor. Mecburen dışarıya çıkıyorum...

İstanbul .. Sulh Hukuk Mahkemesi. Kısa karar yazdırılıyor, hükmolunan rakam ile ilgili çok bariz bir hata var. Özür dileyerek "sanıyorum bir hata var efendim" diye aaya girmeye çalışsam da, bir yandan havaya kalkan el, bir yandan da "müdahale etmeyin" uyarısı ile susturuluyorum. Elbette gerekçeli karar da kısa karara uygun olarak yanlış yazılıyor. Ve ben gecelerce uykusuz ve huzursuz kalıyorum.