Merhabalar Şimdiden Vereceğiniz Bilgiler İçin Teşekkürler.
2008 Yılında arkadaşımın babası bir daire alıyor ama daireyi eşinin adına yapıyor fakat her ikisinde okur yazarlığı yok . Sadece babası parayı biliyor. Annesi hiç bir şekide rakamsaal değerlerden anlamıyor satıcı olan bu kişilerin iyi niyetinden faydalanıp ipotekli konutu satıyor ve yurt dışına ailesiyle birlikte çalışmak için yerleşiyor.Konut kredisi için ipotekli konut 5-6 ay sonra ödenmediği için tebligatlar gelince arkadaşım öğreniyor. Bu olaylar yaşanırken arkadaşım ünv. okumak için başka şehirde ve ailede başka okur-yazar olmadığı için durumu izindeyken öğreniyor ve hayal kırıklığı yaşıyor. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuyor fakat o dönem her şey usulüne uygun diye olumsuz yanıt alıyor. Vesayet altına almaya karar veriyor ve annesine kurul raporuyla akıl zayıflığı(Hafif Mental Raterde) tanısı konuluyor ve arkadaşım annesinin vasisi oluyor.. Akebinde icra mehkemsine itiraz davası açıyor. Ama mahkeme satışı durdurmuyor ve konut icradan satılıyor.Mahkeme devam etmekte.Karşı tarafta muhattap olan konutu aldığı kişiye tebligatlar yapılamadığı için banka ve avukatları çıkıyor asıl borçlu olan yok. Ve bu arada tapuda yapılan bir takım usulsüzlüklerin olduğunu sadece imza atmasını bilen bir kişiye o tarihte kısıtlı olmadığı için işlem yapılabilirmiş fakat şahitsiz işlemin yapılması okumasını bilmediği halde okudum yazılması , ipoteğin ne anlama geldiğini bilmeyen bir kişinin işlemlerinin yapılması gibi nedenlerden dolayı dava açılmış karşı taraf İşlemler sırasında kısıtlı olmadığı,ipoteğiyle konutu satın almıştır diye kötü niyetlidir diye savunmasını sunmuştur. Şu aşamada tekrar dolandırıcılıktan savcılığa suç duyurusunda bulunsa hem satıcı hemde tapu çalışanları usulsüz işlem yapmasından dolayı suç duyurunda bulunabilir mi acaba .. Mahkemeden olumlu bir yanıt beklemiyor konut satılmış yapılabilecek bir şey kalmadığını düşünüyor .Siz Değerli Hukuksever Arkadaşlardan Bilgilerinizi Bekliyorum. Saygılarımla