Haksız şikayette bulunma

[dagdeviren]

Sayın Hukiki Net yetkilileri;
Çalıştığımız Kurumumda Bir memur hakkında Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunuldu. Savcı, Memur hakkında Kaymakamdan soruşturma izni istedi. Memur hakkında Muhakkik tarafından ön inceleme yapıldı Muhakkik soruşturma İzni verilmemesi yönünde rapor düzenledi. Kaymakam da soruşturma izni vermedi. Ancak Savcı, Soruşturma izni verilmemsine itiraz etti. Böge idare mahkemesi ise Savcının itirazını ret etti.Dolayısıyla memur arkadaşın haklı olduğu ortaya çıktı. Ancak Memur arkadaş bu süreçte çok üzüldü ve yıprandı. Şimdi bizler de memuruz. Bizim de başımıza böyşle bir olay gelebilir. Beinm öğrenmek istediğim. Bu tür haksız, dayanaksız ve sadece iftira atmak için yapılan bu şikayetlere karşı biz de haklarımızı korumak için ne yapabiliriz. Hangi davaları açabiliriz.Cevabınız için imdiden teşekkürler.

[Çobanoğlu]

Bu tür durumlarda haksız isnat ve iftira ile suç duyurusunda bulunan vatandaş veya vatandaşlara karşı iftira davası ve tazminat davası açılabilir.

657 sayılı DMK’nın 25. maddesi “Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikayetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.” hükmünü taşımaktadır. Bu durumda ilinizdeki Valinin Cumhuriyet Savcılığından haksız isnat ve iftira ile suç duyurusunda bulunan vatandaş veya vatandaşlara karşı kamu davası açılmasını talep etmesi gerekmektedir.
Yine 4483 sayılı Kanunun 15. maddesi “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve (...)(1) uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen soruşturmaya geçilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.” hükmünü taşımaktadır. Bu durumda da haksız isnatta bulunan vatandaş veya vatandaşlara karşı yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen soruşturma başlatılması gerekmektedir. Eğer kamu davası açılmamışsa, yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına kendinizde başvurarak kamu davası açtırabilirsiniz.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267. maddesi “(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.” hükmünü taşımaktadır. Yani iftira suçunun cezası oldukça ağırdır.

Eğer iftira suçu işleyen ilkokulda öğretmen ise 4357 sayılı Kanunun 7/d maddesi hükmüne göre ayrıca 6 aydan 2 yıla kadar öğretmenlik görevinden uzaklaştırılabilir.

Yine 1702 sayılı Kanunun 31. maddesi “Arkadaşlarına, iftirada bulunan müdür, muallim, başmuallimlerle ilk tedrisat müfettişleri,iftiraları hangi nevi cezayı icap ettirecek suç ise o suçun cezasından bir derece ağırı ile cezalandırırlar.” hükmünü taşımaktadır.

Bunlara ek olarak haksız isnatta bulunan vatandaş veya vatandaşlara karşı genel hükümlere göre tazminat davası açma hakkınız da bulunmaktadır. Buradan da anlaşıldığı gibi iftira oldukça ağır bir suçtuR.

[anadol]

şikayet edenle edilen kardeşse kişinin ablası öğretmense ve aile içi olaylar nedeni ile şikayet ederse şikayet eden kardeş mahkemede ne der de kurtulur.iftiradan...

[Çobanoğlu]

Bu konuda yorumda bulunabilmek için daha detaylı bilgilere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu konuda kim, kimi nereye şikayet etmiştir? Öğretmen mi şikayet edilmiştir? Öğretmen görevi ile ilgili bir suç nedeniyle Savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş mudur? İdare soruşturma izni vermiş midir? Suç nedeniyle dava açılmış mıdır?

[tahsin58]

Hakkında hakaret ve tehditten dava açılmış bulunan kişi sanık olarak yargılanmaktatır.Mahkeme çıkışında yanında eşi ve oğlu olduğu halde müştekiye yine küfür ediyor,müştekide yanında eşin ve oğlun var onlardan utanmıyormusunda küfür ediyorsun diyor,zaten hakkında tehdit ve hakaretten dava açıldığını düşünerek olay yerinden ayrılıyor.Küfür eden kişi dönüp eşinide şahit göstererek bana küfür etti ve tehdit etti diye şikayette bulunuyor.(Oğlunu şahit göstermiyor.Çünki oğlu babasını alıp götürüyor.Oğlu 24 yaşında genç delikanlı.)Savcı şahısa davetiye göndererek adliyeye çağırıyor ve hakkında şikayet var deyip ifadesini alıyor.
Kişi şikayetçi hakkında tarafına açılmış kamu davası olduğunu,yanında genç oğlu ve eşi bulunduğunu adliye önünde kendisinin yalnız olduğunu,kamera görüntülerinin incelenmesini,şahsın suç uydurma amaçlı şikayetçi olduğunu söylüyor.Savcı da kamera kayıtlarının bulunmadığını söylüyor ve kişiyi gönderiyor.
Bir ay sonra kişi gelen davetde sulh cezada hakında basit tehdit ve hakaretten dava açıldığını ve dava için gün verildiğini görüyor.Açılmış iki davanın ilkinde müşteki ikincisinde ise sanık konumunda.Bu davalar birleştirilebilir mi?Nası hareket edilmeli.Teşekkür ederim.

[dagdeviren]

Sayın Çobanoğlu, Verdiiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.4483 sayılı Kanunun 15. maddesinde “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve (...)(1) uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen soruşturmaya geçilir. '' hükmünde yer alan Hazırlık Soruşturmasından ne anlamalıyız. Bu ifade Ön İnceleme mi oluyor? Yukarıda olayı açıklaıştım. Sizin açıklamalarınız doğrultusunda memur arkadaş tazmminat davası ve kamu davası açmak için şartlar oluşmuş mudur? Cevabınız için şimdiden teşekkürler.

[Çobanoğlu]

Özür. Ben suçlamanın hazırlık soruşturması sonucunda iftira olduğu anlaşıldı sanmıştım. Sizin durumunuzda sadece idare tarafından ön inceleme raporu hazırlanmış ve soruşturma izni verilmemiş. Başsavcı Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunmuş ancak mahkeme de itirazı reddetmiş. Başsavcı hazırlık soruşturmasını başlatamamış. Dolayısıyla orta yerde bir hazırlık soruşturması veya yargılama sonucu yok. Bu nedenle Başsavcının re'sen iftiracı ile ilgili soruşturma başlatması beklenemez. Sanırım sizde suç isnadında bulunan kişiyi de resmen bilmiyorsunuz çünkü Başsavcı ve yetkili merciler şikayet veya ihbarda bulunan kişinin kimliğini gizli tutmak zorundalar. Bu durumda sadece soruşturmadan kurtulduğunuza şükretmek gerekir diye düşünüyorum. Ancak yine de suç isnadının bir iftira olduğu ön inceleme ile anlaşılmış olduğu için ise bunun da bir müeyyidesinin olması gerekir. Şimdilik siz böyle bir müeyyidenin olup olmadığını araştırınız diyorum.

[anadol]

yalnız muhakkik soruşturması iftira sayılırmı. çünkü şikayetimin amacı memurluğa yakışmayacak aile içi sorunları yazmaktı amacım bu kadar. savcıya falan şikayet etmedim. ilmüdürüne yazdım. delil göstermedi demişler. kişi ablam abla kardeşiz.

[Çobanoğlu]

İsnadınız ablanızın görevi ile ilgili değil anladığım kadarıyla. Bu nedenle de suçlamanızın 4483 sayılı Kanunla ilgisi yoktur. Kuvvetle muhtemel ablanızla ilgili bir disiplin soruşturması başlatılmıştır ve suçlamalarınızın delili olmadığı için muhtemelen ablanıza herhangi bir disiplin cezası verilmez. Ancak iftira varsa eğer ablanız size karşı iftira ve/veya tazminat davası açabilir. Çünkü bu tür şikayetlerde oldukça dikkatli olmak gerekmektedir diyorum.

[anadol]

açtı zaten.fakat dosyadaki yazısında benim hepimizin de borçlu olduğu senet üzerinde benim tahrifat yaptığım y eklediğim konusunda iftirası var.onunki iftira olmuyor bizimki oluyor. ben göreviyle ilgili okulda şunu yaptı bunu yaptı demedim aile içi bana karşı yaptıkları.bana sitede yazdığı hakaretler suçlamaları şikayet etmiştim. tabi delil olarak da vermedim umursamadım. yazılar hepsi elimde ..bu kadın düşmanım. geçende onun yüzünden iftiradan 10 ay ceza yedim. H.G.B. kararı çıktı.şimdiide ceza alırsam ne olur. gerçi almamam lazımda ...saygılarımla..