Kilitli Konu
7 / 21 Sayfa İlkİlk 1234567891011121314151617 ... SonSon
61 den 70´e kadar toplam 203 ileti bulundu.
  1. #61
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Üye ve misafirlerimiz,
    Kahrımdan öleceğim.... Dün, TURKTIME sitesi dahil, birçok site şunu yazdı:"Yalçın Menteş için; kritik durum." Bugünkü gazetelere gelince; Hürriyet; "kritik durum" POSTA Gazetesi ise; "Bacağı kesildi" diye haber yaptı. Ben, yurdum salağı olarak; TURKTIME sitesinin haber başlığı altına, aşağı yukarı, dün; şöyle bir yorum yazdım:"Düşürülemeyen şeker yoktur. Eğer; bir gün, birisi; Yalçın Menteş'in bacağını keserse; yanlış yapar, bunu yazan kişi ise; bir bacağı tıp tarafından kesilmişken, öbür bacağındaki yarayı (Tıp buna; şeker sebebiyle; kangren olmak diyor) tedavi ederek, kalan bacağını kurtarmış kişidir."" Ve de; bu yorumum yayınlandı...Eeeee, geldik bugünün haberlerine; "Yalçın Menteş'in bir ayağı kesildi..."
    Allah'ınızı severseniz, ben; "Düşürülemeyen şeker yoktur." diye yazalı kaç yıl oldu? Ben size; "Bir bacağı şeker yarası sebebiyle kesilmiş; öbür bacağındaki şeker yarasını tedavi ederek; kesilmekten kurtardığım kişiyi, şekeri; 450 civarında gezerken; düzeltilen Rüştü'den, yirmi yıla yakın şeker hastası iken; bir gözü hiç görmeyen, diğer gözü ise, sadece; ışığı fark eden; Nail Bey'den, ve de; bu konularda; beni aydınlatan; kendisi şeker hastası; kimya mühendisi; ERTAN Bey'den söz etmedim mi?... Yahu; ben havayı mı yazıyorum?
    Gelelim Yalçın Menteş'e...
    Gazete haberine göre; "Yalçın Menteş; şeker hastası olmasına rağmen; "Yemesine, içmesine dikkât etmemiş..." Çok bilen doktoru/doktorları böyle demiş...
    Beyler ve Bayanlar,
    Eğer, siz; "İnsülin salgılayamayan" bir şeker hastası iseniz; yemenize içmenize dikkât etmeyen biri bile olsanız; hastahanelik olacak kadar; durumunuz olsa, doktorlar; yiyip içtiğinizi karşılayacak kadar insülin vurur ve durumunuzu düzeltirlerdi... Peki, Yalçın Menteş'te bunu niye yapamadılar? Bana göre; Yalçın Menteş; insülin salgıladığı halde; şeker hastası olanlardan... Türkçe'si; "Geçiş sistemi çalışmayan"lardan...
    Giden ayak gitti... Peki; durumu düzeldi mi, hayır... Yarın bir gün; öbür bacağıyla karşılaşacak. Tıpkı; biraderimin kayınpederi gibi..
    Haaa, son bir haber daha:
    Hani size; "portakal büyüklüğündeki tümörden söz etmiş miydim" demiştim ya; bugün Eskişehir'den haber geldi:"Hocam, sayenizde kurtuldum!..." Kişinin tümörü; akciğerinde idi...
    Daha; öğrencim olan Güngör'ün astım hastası olan hanımını mı, sadece bir derdi varken; kemoterapiye giren ve yeni dertler edinen hastaları mı, "Sakar Bey'ciğim, kocam çok iyi gidiyor, ama; İzmir'deki falan Üniversite Hastahanesi hekimleri; acele kemoterapi gerekiyor, dediler. Ne yapacağımız şaşırdık. Acaba kemoterapiye mi girsek, ya da; kemoterapi için Almanya'ya mı gitsek?" dedikten sonra; bir hafta on gün sonra, "Hocam, Almanya'daki Doktorlar dedi ki; "hastanın durumu iyi!..." Çok mutluyuz..." diyenleri mi anlatayım? Son sözü edilen hasta; akciğerinden, karaciğer ve böbreğine metastaz yapmış biri...
    Ha, ben size ne yazayım?...
    Bir şey daha yazayım: öğrencim olan Güngör'ün astım hastası olan eşiyle ilgili; "Nasıl gidiyor?" soruma verdiği cevabı yazayım:"Hocam, tazı gibi..." Ne demekse...
    Sağlıcakla kalın...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız konulu yargıtay kararı ara
    Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #62
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Hukuki Net üye ve misafirleri,
    Bu konu başlığı altındaki yazılarımı sonlandırmak niyetinde idim. Haddinden fazla yazdığımın farkındayım. Sizlere; bir bitkiden hazırlanmış; müthiş/inanılmaz/mükemmel/birçok özelliği bir arada taşıyan(Komplike), bazılarına göre; ot-çöp, bazılarına göre de; "kocakarı ilacı" sayılan; HTTnin yaptıklarını yazmaya/ima etmeye çalıştım. Eğer; Yalçın Menteş olayı olmasa idi, aynı hastaya; iki farklı hastahanenin, iki farklı yorumu/teşhisi olmasa idi, ve de; benim için müthiş bir deneme olan; "Akciğerinde portakal büyüklüğündeki tümör..."den, HTT'yi gönderirken bile; "Çok zor, başarabilir mi, bilmem" diye endişelendiğim, üstelik; "43-44 yıldır sigara içiyorum. Bana diyeceklerdi ki; "sakar Hoca, akciğer kanseri mi olmak istersin, yoksa; diş çektirmek mi?" şeklindeki bir soruya; "Akciğer kanseri olayım." diye cevap verebilebilecek kadar, kanseri tanımış biri olarak; "Akciğerdeki portakal büyüklüğündeki tümör"de elde edilen netice; inanılmaz olunca, ve de; ASTIM diye bir hastalığın olmadığına dair; Güngör'ün eşi hakkında dediği:"Tazı gibi..." cümlesi de bir araya gelince; önceki yazıyı yazmak zorunda kaldım. Bir bilgi daha vereyim: Güngör'ün Hanımı; "Alerjik astım değil." Güngör deyince aklıma geldi. Bizim Güngör; geçenlerde "kıl dönmesi" sebebiyle ameliyat oldu. Ameliyat için, doktoru; narkoz işlemi için hasta hakkında "durum tespiti" yaparken, Güngör'e aynen şunu söylemiş:"Güngör, sende bronşit vardı.Şimdi yok.Nasıl oldu bu iş?" Güngör bana dedi ki:"Hocam, hanıma verdiğin ilaçtan ben de içtim. Belki ondandır..."
    Şimdi; bir başka haber daha: Bir kişi siroz olur. Durumu son dönemdir. Onu ve beni tanıyan biri, beni bulur. Der ki;" Arkadaşımın durumu ağır. HTT verirsen denemek isterler...Elbette, çaresizlikten." Veririm ve Orta Karadeniz'deki bir şehirde olan hastaya ulaştırılır. Veee, maalesef; hasta HTT ulaştıktan on gün kadar sonra, vefat eder...Demek istediğim; "SİROZ" hakkında bilgim yok... Daha önce yazmıştım:"Astım; bronş mukozası iltihabı ise; HTT tedavi etmeli" dediğimde, ne kadar haklı çıkmışsam; Siroz; ilk teşhiste; HTT ile tedavi edilir olmalı fikrindeyim. Eğer; ben bu otu tanımışsam...
    Sağlıcakla kalın...

  4. #63
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Sayın Üye ve Misafirlerimiz,
    Siz; belki tanımıyorsunuz, ama; iki tane "SAKAR" var. Birisi:"Hakkından fazla konuştun/yazdın" diyen, birisi de:"Yap iyiliği, dök denize, balık bilmez ise; hâlık (Hâlk eden/yaratan) bilir..." diyen sakar...
    Peki, bu durumda; ben sizlere ne yazayım?... Siz, diyeceksiniz ki:"Yahu; diyecek lâfın yoksa; bu yazıya niye başladın/başladınız?..."
    Madem ki, öyle dediniz; yazıyorum:
    İSTER İNANIN, İSTER İNANMAYIN. İSTER SENARYO/HİKÂYE/MASAL SAYIN;
    İSTERSENİZ; "GERÇEK" kabul edin...
    Başlıyorum anlatmaya...
    Ben sizlere; kanser dahil, HTT ile ilgili yüzlerce litreye dayalı, denemelirimle ilgili yaşadıklarımın çoğunu yazmadım, yazamazdım.
    Ama, bir konu var; yazmazsam; çatlarım.... Çatlamayayım diye bu yazıya başladım. Ben size; daha önce ne yazdım:"Ben; HTT ile ilgili olarak, ilgim yokken; istemeden bulaşan, bu konuyu araştıran/deneyen biriyim, tedarikçi değilim, öğrenmeye çalışıyorum, benden HTT istemeyin, sadece; bilmediğim bir konu ise; HTT veririm."
    Öyle dedik de ne oldu?...
    Adam köyüme geldi. Buradaki "adam" lâfı; hasta demek... Bildiğin bir konu bile olsa; kapına gelmiş bir hastaya; var iken; "HTT yok." diyemezsin. Zerre kadar vicdan/ahlâk/insanlık var ise; bu olmaz...
    Peki, hikâye ne diyeceksiniz. Başlıyorum:
    Adam; 1965 yılında Almanya'ya gider... 2000'li yıllarda ülkeye; emekli olarak döner. Yıllardır ayrı yaşadığı ülkesinde; huzurlu bir emeklilik yaşamayı plânlar... Bir süre sonra; sol tarafına yatamadığını fark eder. Ve zayıflamaya başlamıştır... Durumunu merak eder ve; doğru İzmir'deki çok şubeli özel bir hastahaneye gider. Derdini anlatır...Tetkikler... Sonuç:"Beyefendi, akciğer kanseriniz ve tümörünüz 12mm. Önce radyoterapi, arkasından da; kemoterapi..."
    Ara bilgi:
    Beyler ve bayanlar,
    Ben; annesi, babası, kayın pederi ve kaynanası sağ olmayan 62 yaşında biriyim. Kayın validem hariç, diğerleri; "pıt" diye öldüler. Hastahane, doktor, ameliyat, bıçak parası, hasta bakıcıya çorba... ıvır zıvır... bilmiyorum/bilmiyoruz. Sadece kayın validem; "beyin kanaması" sebebiyle hastahaneye yattı, hastahanede ziyaretine gittiğimizde; gayet iyi idi, daha sonra "yoğun bakımda" iken, nasıl oluyorsa/olduysa/nasıl yoğun bakımsa; ikinci bir kanama geçirdi ve bitkisel hayata girdi. Bir hafta sonra; "eve götürün" dediler, eve getirildi, bir hafta sonra da; vefat etti...
    Demek istediğim; biz ailecek "KANSER" diye bir cümleyle karşılaşmadık. Ama; bu HTT yüzünden; çok kanser hastasıyla karşılaştım. Ve şunu gördüm/öğrendim; "kanser" teşhisi demek; o aile ocağına atom bombası atılması demek...O kadar; boktan/berbat/kötü/feci (Özür dilerim) bir konu...
    Hasta şok olur, der ki; "düşüneyim, geleyim."
    Döner gelir, oturduğu komşu ilçeye... Ticarî olmadığı halde; ticarî sayılan, her yıl vize gerektiren (Bu da nasıl oluyor, onu da anlamış değilim) vatandaşın "doblo tip" araba dediği bir de arabası vardır. Bir arızası sebebiyle; sanayi çarşısına tamir için gider. Bir tamirciye uğrar; arızayı anlatır...Tamircilerde de genel bir kural vardır:"Nasılsın, ne var ne yok?" gibisinden... Hasta da."İyi değilim, durum; şöyle şöyle..." Tesadüf öylesinedir ki; tamirci:"Amca, akciğer kanseri hastalık değil ki, niye moralini bozuyorsun. sakar Hocayı bulacaksın. Benim kayın pederimin 50mmlik tümörünü, hiç doktor müdahalesi olmadan yok etti.telefonu bu, filân köyde oturur, git onu bul!" Neyse; adam beni 1 Temmuz 2012 de bulur. Kahvehanede karşımda oturmakta, derdini anlatmaktadır...Akciğer kanseri bildiğim hastalık olduğu için, ben O'na:"Ben sana HTT vereceğim, kullanacaksın. Bir ay sonra; şunlar, bunlar olacak, iki ay sonra kontrole gittiğinde doktor; "tümörün 6-7mm'ye düşmüş diyecek" demekteyim. Adam, her seferinde; "inşaallah" demekte... Ben de, adama:"Yahu, sen hayatında; inşaallah 2x2=4 eder dedin mi?" Adam; "hayır, zaten öyle..." diyor. Ben de;"Bu iş de böyle..." dedim. Adam ne dese beğenirsiniz:"İnşaallah!"
    HTT'yi aldı gitti ve 1 Eylül 2012 de, köye yine geldi:"Dediklerinin hepsi oldu. Tümörüm şu anda 6-7mm. Devamını alacağım." Aldı ve gitti...
    Daha önce; Aralık ayında külüstür için sanayi çarşısına gittiğimi yazmıştım. O sırada tamircim bana:"Hocam, haberin var mı, Almancı Amca, kemoterapiye başlamış..." Almancı Amca" dediği kişi 72-73 yaşında...
    Tam 7,5 ay sonra; Almancı amca'dan bana telefon:"HTT var mı? var ise almaya geliyorum." Adam geldi... Suratı; kâğıt gibi, bembeyaz... Sordum:"Hayırdır?..." Cevap:"Dediklerinin hepsi oldu, ama; bana dediler ki; kanser otla çöple tedavi olmaz, tıbbî tedavi gör. Ben de uydum. Radyoterapiden sonra (Ya 8, Ya da 12 dedi) kür kemoterapi aldım.Şu anda durumum: Tümör bıraktığın gibi; yine 6-7 mm. Üstüne; akciğerimde; kemoterapiden sonra ödem oluştu. Doktor dedi ki: Bu yatarak tedaviyi gerektiriyor, boş yatağımız yok (Demek ki; hasta, beklenen kadar paralı değil.Bir gün; başka hastayla ilgili, "boş yatak" konusuna girerim belki...) Yatak boşalınca, biz size haber veririz."
    Adama dedim ki:" Be Adam, sen bunu kullanan/bilen/yaşayan birisin. Bu hatayı nasıl yaparsın?" Cevap:"Bir hata ettim..."
    Yeter gari... Kısa kesiyorum:Hem kalan tümörünü, hem de ödemini (HTTnin, nerede olursa olsun, ödem yok ettiğini zaten deneyerek öğrenmiştim) yok etmek üzere; HHT alıp gitti.
    Sizce, bu adam/hasta; yılın mı, yoksa; yüz yılın mı, ya da; bin yılın mı; en .... hastasıdır?
    Buna benzeyen, bir de; yemek borusu kanseri hastası var...
    Ben size, neler anlatayım ki?...
    Sağlıcakla kalın...

  5. #64
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Üye ve Misafirlerimiz,
    Eğer bir yazıyı plânladığın gibi yazmamışsan; yazının tadı kaçıyor. Önceki yazımda; son bölüme doğru; "Vatan Gazetesi'nde Mine Şenocaklı'nın, geçen hafta sonu yazmaya başladığı; "Kemoterapi" konulu yazılarını okuyun." yazacaktım, unutmuşum. Almancı Amca'yı yazdım. "Kemoterapi" konulu yazıyı da okumanızı sağladıktan sonra ikinci bir hastayı (Yemek borusu kanseri) anlatacaktım, ve diyecektim ki:"Gördünüz; kemoterpi insanı ne hâle getiriyor."
    Hatırlarsanız; M. Şenocaklı'nın yazılarından daha önce, ben size ne yazmıştım:"Yoksa; kemoterapiye başlayınca yeni dertler edinenlerden mi, söz edeyim..." Söz etmemiştim, çünkü; "tıp düşmanı" ilân edilebilirdim. Mine'nin yazdıklarını okursanız; "doktor"un dediklerini öğrenmiş olursunuz. O yazı; malûmun ilânıdır, o kadar...
    Her kanser türü hakkında tecrübem yok. Tıbbi müdahale görmemiş, tümörlü kanser hastalarında HTT-Kanser ilişkisinde; matematik-fizik kuralları kadar kesin kurallar var. Bu kuralları bildiğim için; Almancı Amcaya; şu sürede şunlar, bu sürede bunlar olacak diyecek kadar kesin konuşabildim. Almancı Amca'ya; iki ay sonra; tümörün 6 mm.ye düşecek yerine 6-7 mm dememin sebebi; tam iki ayı tamamlamadan kontrole gideceğini tahmin etmemdendir.
    Gelelim; yemek borusu hastasına... Bu olayda Sakar; hastayı hiç tanımamış/görmemiş, bir hasta yakınıyla da tanışmamıştır. Bu olaydaki rolüm; hastanın arkadaşı Nihat'a; hasta için 50 günlük HTT vermiş olmamdır. O kadar...Şimdi yazacaklarım; Nihat'ın anlattıklarıdır.
    Nihat; yedek parçacılık yapan arkadaşının dükkanına uğradığında; dükkanda oğlunu görür, babasını sorar. Evde hasta olarak yattığını öğrenip, evine gider. Durumu öğrenir:"Yemek borusu kanseri olmuştur. Hem hastalıktan, hem de; yeterince yiyememekten zayıflamıştır, hâlsizdir ve 20 kg vermiştir.Teşhis konmuş, tıbbî müdahale yapılmamıştır." O'na HTT getireceğini söyleyip ayrılır. Benden HTT alır ve O'na götürür. 50 günlük kullanım sonucu; halsizlik bitmiş, 8 kg geri alınmıştır. Hasta:"İyileştim" demekte, Nihat ise;"İyileşmediğini, HTTnin şu kadar süre kullanması gerektiğini" söylemesine rağmen, hasta; kullanmaya devam etmekten vazgeçer. Bir süre sonra doktora gidip, kontrol olur. Doktoru:"Tümörün küçüldüğünü, kalan tümörü ise ameliyatla alabileceğini, ama; yeni sağlık mevzuatı gereği; burada ameliyat yapamayacağını, falan hastahanede yapabileceğini; kendisinin 20.000 bıçak parası, hastahanenin de 30.000 lira para alacağını..." söylemiştir. Asistanın ise; "Hocam, ne gerek var? Hasta, nasıl yaptıysa; tümörünü küçültmüş" demesine rağmen... Hasta;"Beni bırak, sülalemde bu para çıkmaz." der geri döner.
    Buna rağmen hasta; HTT kullanmaz. Bir süre sonra; doktoru köprücük kemiği civarına bir bant (Ağrı için olmalı) yapıştırır. Bandı Nihat bile görür. Hâlâ kullanmama niyetindedir ve kullanmaz. Bir süre sonra, Nihat; arkadaşının tıbbî müdahale için İzmir'e taşınmaya başladığını öğrenir. Ve daha sonra da; böbreklerinin iflas ettiğini...Geçen Mart Ayı'nda da vefat ettiğini...
    Hem Almancıyı, hem de bu hastanın hikâyesini okudunuz. Bu iki hastanın yaptığını; nasıl izah edebiliriz? Akla, mantığa sığıyor mu?
    Sözün kısası: hastalar yeni dertler edinmekteler... Kimisinin kan değerleri "sıfır"lanmakta, kimisinin akciğerinde, bir başkasının kalp zarında, kimisinin de beyninde ödem oluşmakta. Böbreği iflas eden de var, kemik değerleri berbat olan da... Neyse...
    Yakında, sizlere; müthiş bir haber verebilirim:Hastada karaciğer büyümesi (Hepatomegali) vardır ve teşhis:"Primer Bilier Siroz, kısaca PBS" Yani; bir adım sonrası:SİROZ. Durum netleşsin bakalım...Hasta da; yıllar önce beraber çalıştığım ve sık sık görüştüğüm bir meslektaşımın karısıdır.
    Sağlıcakla kalın...
    Yine damarım tuttu:
    ÖDEV:HTT-Kanser ilişkisindeki kurallardan biri gereği: hasta hastalığı sırasında verdiği kilonun tamamını 122 günde geri alması gerektiğine göre; 20 kilo kaybeden bir hasta, 50 günde kaç kilo almalıdır?

  6. #65
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Yine Ben, inanılmazları yazmaya devam ediyorum.
    Geçenlerde; HaberTürk kanalında KANSER konulu bir program vardı. Gezinirken takıldım. Konu çok dikkâtimi çekmişti, ama; programı yönetenin çok bilmiş tavırları, gereksiz müdahalelerle konuşmacıların sözünü kesmesine tahammül edemeyip; seyretmeyi bıraktım. Sonradan, internette; programda çıngar çıktığını okudum. Aklımda kalan ise şu: Fitoterapist (Bitkiyle tedavi uzmanı) Dr. Ümit Aktaş'ın ABD'den bir istatistik kurumunun 1950-2001 yıllarındaki bazı hastalıklarda tedavi oranındaki değişimden söz ederek; kalap-damar hastalıklarında; tedavi oranı %76 artmış iken, kanserde niçin %5 bile değildir? Niçin kanser tedavisinde; 1950lerdeki seviyedeyiz, anlamındaki ilginç tespiti... Başka bir şey daha öğrendim: Kemoterapi sırasında hastaya; kanser yapıcı maddeler verildiği... Bu anlamda, yani; kemoterapi sebebiyle, doktorun "Annenizdeki filân kanser kemoterapi sebebiyle olmuş." dediğine dair, e-posta adresime yazılmış bir mesajı hâlâ saklamaktayım. Neyse...
    Gelelim meslektaşımın eşine:
    Hastada; karında şişlik, karnın sağ tarafında ağrı vardır ve eğilememektedir. Zaten kalp rahatsızlığı olan hasta, bunu; bu hastalığına bağlayarak; özel bir hastahanenin Kalp-Damar Servisine gider.Doktoru: "Kalbiniz; sizi on yıl kadar daha idare eder.Bir karaciğer uzmanına görünün." der ve iki ilaç yazar. Bir üniversite hastahanesine giderler. Tetkikler v.s.den sonra; "Karaciğerinizde büyüme (Hepatomegali) var. İkinci evredesiniz (Primer Bilier Siroz) ve bundan sonrası da; SİROZdur. Tıbben yapılacak bir şey yok. Yürüyüş yapın, kilo verin." denir. Dönerlerken; bulunduğum köyden geçecekleri için, beni ziyaret ederler. Konuşuruz ve bunları öğrenirim. Bana da; nelerle vakit geçirdiğimi sorarlar. Ben; otla-çöple uğraştığımı filân anlatırım, ve eklerim: "Uğraştığım/araştırdığım bu otun HEPATOPROTEKTİF (Kabaca; Karaciğeri adam eder.) özelliği olduğunu söylerim.Bunu ben demiyorum; tıbbi özelliklerinde öyle yazıyor. Yani; bu bilgi bilimsel araştırma sonucu!... Ayrılırız. Ertesi günü ilacı almaya giderler. Eczacı; reçetenin süresinin geçtiğini ve sağlık ocağına yeniden yazdırmalarını söyler. İki ilacı yazdırmaya geldiklerinde, doktor; "Şu ilacı yazamam, çünkü; bir tane bile içersen, ömür boyu bundan kurtulmak için uğraşırsınız, ötekini yazayım." der. O ilacı alırlar ve akşam ilk olarak hasta bir tane içer ve daha da kötü olur. Bırakırlar. Sonraki gün bana telefon:"Arkadaşım, yarın ilçe pazarına gelecekseniz; gelirken HTT getirin, buluşuruz." Cumartesi günü pazarda buluşuruz ve HTTyi veririm. Nasıl saklayacağını, ilk hafta ne kadar, sonraki günlerde de ne kadar kullanacağını söylerim ve ayrılırız. Bir süre sonra, arkadaşın hanımı, benim hanıma telefon eder:"Rahatladım." Dün akşam saat 19 sularında karı-koca bizi ziyarete gelirler. Kocası gibi, hasta kadın da meslektaşımdır. Aman, nasıl teşekkür...Ne yapacağını şaşırıyor. İkimiz de 62 yaşında olmasak, elimi öpecek neredeyse... Kocası:"Arkadaş, seninle görüşmemizden sonra eve vardığımızda; hanım ağlar, ağlar... Sanki; kanser demişler..." Ben de; "ne fark eder; çare yok denince, ne yapsın?" Bu arada hasta, bir tahlil sonucunu göstererek;"Sakar Bey'ciğim, şu rapora bak; HTT kullanmadan önceki kandaki yağ durumu ve de sonrası. Nasıl da düşmüşler. Sizde kalsın, delil olarak saklayın." demekte. Kocası ise, ki benden iki yaş büyüktür, "Ben de içsem ne olur?" Cevabım:"Ben hiç bir rahatsızlığım yokken; HTT kürümü tamamladım. 1 Ekimde başladım, 31 Ocakta son verdim. Aklımdan; kanser olmak, prostat büyümesi, karaciğer-böbrek yetmezliği v.s. geçmiyor. İleride devam edersem; yaşlanınca; parkinson, alzaymır, MS olacağımı bile düşünmüyorum." derim. Ben de içeyim, demesin mi. Karışmam, derim. "Arkadaşım, sen beni sevmiyor musun? İç desene." der. Bu arada; Bir meslektaşının; bazı insanları ipten almasından, böyle çalışmalar yapmasından gurur duyduğunu bile söyler. Neyse; ikisi için kullanılmak üzere alırlar ve sevinçten uçarak giderler... Lâf aramızda; böyle şeyler beni de mutlu ediyor, bana zevk veriyor. Ve hâlâ iddia ediyorum:"HTT ilk teşhiste; sirozu tedavi etmeli."
    "Sakar Bey'ciğim" denince aklıma geldi. Bu şekilde bana hitap eden ikinci kişi; bu Hoca Hanım oldu. Birincisi ise; daha önce sözünü ettiğim 82 yaşındaki hastanın eşi idi. Hatırladınız mı: Hani, 85-90 gün HTT kullandıktan sonra; İzmir'de "Kocanın durumu iyi değil, hemen kemoterapiye başlamalıyız" denmesinden sonra, bana telefon ederek; "Sakar Bey'ciğim, kocam iyiye gidiyor, ama; hastahane böyle diyor, inanın ne yapacağımızı şaşırdık" dedikten sonra; kocası Almanya'ya giden ve oradaki hastahanenin "hastanın durumu iyi" demesinden sonra, beni arayarak; "Çok sevinçliyiz" diye arayan kişi. Bu işte neye yanarım, bilir misiniz; hastanın HTTyi Almanya'ya götürmesi mümkün değil. Uçağa; su bile almıyorlarmış. HTT kullanması tamamlanmamış olacak. Ben de; iki yere metastaz yapmış vakada; HTT ne yapar bilgisine ulaşamayacağm.
    Şimdi gelelim, bu yazının sürprizine...
    Akciğer kanserinde; tıbbî müdahale olmaksının, HHT'nin... Bunu biliyordunuz. Eğer, Nihat'ın arkadaşı; çıkardığı ipi boynuna takmasaydı, yani; devam etseydi:
    Yemek borusu kanserinde; tıbbî müdahale olmaksızın, HTT'nin... diye yazacaktım. Kısmet olmadı.
    Şimdi ise:
    Gırtlak kanserinde; tıbbî müdahale olmaksızın, HTT'nin... diye yazabilirim. Hasta inşaat işçisidir ve inşaat ustası, Nihat'ın kardeşi tarafından gönderilmiştir.
    Bunları ben yazmıyorum; HTT ile ilgili bilimsel araştırmalar söylüyor: ANTİPROLİFERATİF özelliği var, diye... Yani; ben bu bilgileri test etmekteyim, o kadar... Her kanser türünde, geçerli mi bu? Üçünde geçerli olduğunu biliyoruz. Yakında; bir başka cinste; tıbbî müdahale olmaksızın, nasıl netice verecek öğreneceğiz.
    Sağlıcakla kalın...

  7. #66
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Hiç beklemediğim bir olay sebebiyle; bir haftalık mücadele sonunda yazmaya karar verdim ve bir saatten fazla yazdıktan sonra ve yazacaklarımın da yarısına gelmişken; birden; yazdıklarım silindi. O kadar yazıyı şimdi tekrar yazamam. En kısa zamanda; yeni yazma sebebimi anlatacağım.
    Sağlıcakla kalın...

  8. #67
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Sayın Üye ve Misafirlerimiz,
    19 Mayıs'ta bir gazetede okuduğumla ilgili olarak; içimdeki iki sakar kavga etmekte. Birisi; "okumamış ol." öteki ise;"Bildiklerini yorum yapmadan yaz." demekte. Bu çatışmaya son vermek için; yazmaya karar verdim. Önce; daha önce yazmadığım iki Akciğer Kanseri (A.K.) vak'asını yazmalıyım.
    Kişi telefon eder; "Babam A.K. HTTyi denemek isteriz." Adres madres, gönderirim. "döküldü" denir, tekrar gönderirim. Bir gün kardeşiyle birlikte, hastahane bahçesinden arar ve;"Doktor, kemoterapi bitmeden izin vermem. Kemoterapiden sonra ne halt ederseniz edin, dedi. Kemoterapiden sonra kullanacağız." derler. Buna MANİSALIBİR diyelim.
    Aradan 22 ay geçer. Bu sefer başka birinden telefon; "Ben filânca, babam A.K. Telefonunuzu; babamı hastahaneye götürdüğümde tanıştığımız ve son kontrole gelen, HTT kullanmış Manisalı falan kişiden aldık. Tedaviye daha başlanmadı.Nasıl kullanacağız?" Adres verirler ve yolun yarısına kadar yetecek miktarda gönderirim. Bu zamana kadar HTTnin kemoterapiyle birlikte kullanılabildiğini, kemoterapinin ağır etkilerini azalttığını öğrendiğimden; burada yazamayacağım bazı şeyler söyler ve "Karar sizin" derim. Yolun yarısı geçildikten sonra; HTTnin arkası istenmez. Bunun üzerine mesaj yazarım:"Durumu nasıl?" Cevap, aynen;"Kemoterapi alıyor.Gerileme var.Tedaviden sonra görüşürüz. İlginize teşekkür ederim." Bu mesajı aylarca silmediğim gibi; tarih, saat, dakika ve saniyesiyle birlikte defterime yazarım. Mesajı da; bazı arkadaşlara gösterir ve şöyle derim:"Tıptan düzelmeye başladığını sanıyorlar, hata ediyorlar." Aradan sekiz ay geçer. Tekrar mesaj yazarım:"Bu kadar zamanda tedavi tamamlanmalıydı. Görüşmediğimize göre; tedavi olamadı mı?" Bir ayı geçti ve cevap gelmedi. Buna da; MANİSALIİKİ diyelim.
    Gazetede okuduğum konu A.K. ile ilgili olduğu için; A.K. ile ilgili yaşadıklarımı/gördüklerimi bir tablo haline getirip, özetlemeye çalışacağım. Buradaki "tıp" A.K. ile ilgili her türlü tıbbî müdahaleleri ifade etmektedir. Yolun yarısı ifadesi ise; HHTnin A.K.yı tedavi etmesi için, geçmesi gereken sürenin yarısını anlatır.
    BİRİNCİ DURUM- TEDAVİ: Tıp KİMLER:Kuzey komşum; İbrahim K. Doğu komşum; Kemal A. Batı komşum; Ahmet K. Güney komşum; kahvehane Bunları tanımıyorsunuz, köydeki komşularım idi. O zaman; tanıdıklarınızdan yazayım: Meral Okay, Neşet Ertaş, Berkant, Metin Serezli NETİCE:Kurtulamadılar
    ------
    İKİNCİ DURUM- TEDAVİ: Önce tıp, tıptan sonra HTT KİM:Manisalıbir NETİCE:Telefonumu verdiğine göre, kurtuldu
    -------
    ÜÇÜNCÜ DURUM- TEDAVİ:Tıpla beraber, yarı yola kadar HTT. Yarı yoldan sonrası; tıpla... KİM: Manisalıiki NETİCEilgi alınamadı
    ----
    DÖRDÜNCÜ DURUM- TEDAVİ:Yarı yola kadar önce HTT. Bu sürede; yüzünün rengi düzeldikten, hastalık sırasında verdiği kilonun yarısını aldıktan ve tümörünü yarıya düşürdükten sonra; HTTyi terk ve tıbba başlamak. 7,5 aylık tıptan sonra; bembeyaz yüz(Kan değerleri çok bozulmuş olmalı) aynı tümör ve ilâve olarak; akciğerinde ödem ile HTTye tekrar başlamak. KİM: Almancı Amca NETİCE:Kurtulmaya çalışıyor.
    ------
    BEŞİNCİ DURUM- TEDAVİ:Tıpla devam ederken, HTTyi öğrenince; sonuna kadar tıp ve HTT ile... KİMLER:Eskişehirli ile İzmir'deki Aydınlı NETİCE:Kurtuldular.
    ------
    ALTINCI DURUM- TEDAVİ:Sadece HTT kullanarak. KİMLER: Tamircimin kayın pederi ile Bitlisli. NETİCE:Kurtuldular.
    ------
    Arkadaşlar, tablo yukarıdadır. Şimdi gelelim; içimde kavgaya sebep olan, gazetedeki konuya.
    Okuyucu; uzmana sormaktadır:"Babamda akciğer kanseri var.Kanser vücuda yayılmış. Doktorlar kemoterapi önerdiler ama babam bu tedaviyi almak istemiyor. Çünkü kemoterapinin bağışıklık sistemini çökerttiğini ve hastalığı tamamen geçirmediğini düşünüyor. Daha önce akciğer kanseri olan hastaları zararsız bitkilerle kurtaran bir kişinin önerisiyle alternatif tedavi uygulamak istiyoruz. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?"
    Uzman bu soruya uzun bir cevap veriyor. Tamamını aktarmama gerek yok. Uzman cevabının özeti; başlık olarak verilmiş:"Akciğer kanserine bitki tedavisi uygulanmaz."
    -------
    Şimdi de hatırlatmalar: Ege Bölgesi'nde, iki hafta sonra, bitki HTT yapmanız için hazır olacak. Üç yıllık tecrübeme dayanarak; kavanozunuzu sadece durduğu yerde, aralıklarla döndürün. Takla attırmanıza gerek yok. Haziran ile Temmuzda yapılan HTT ile, Eylül Ekimde yapılan HTT arasında kalite farkı oluyor, geç kalmayın.
    Ya yapın, ya da; yaptırın. Mutlaka HTT sahibi olun.
    Sağlıcakla kalınız...
    Admine notu yazı hukukî sıkıntı yaratacaksa; yayınlamayınız.

  9. #68
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Arkadaşlar,
    Okuyorsunuz, farkındayım ama; tepki görmüyorum. Meselâ, önceki yazımla (Altıncı durum) ilgili şöyle bir soru bekliyordum:"Tamircinin A.K. hastası olan kayın pederi; tıp müdahale edemediği (Akciğeri her an sönebilir, diye) için, mecbur kaldı kullandı... İyi de; Bitlisli niçin; tıbbı silerek kullandı? Yoksa; HTT kullanmış birini mi tanıyordu?"
    Bitlisliyi anlatayım o zaman...
    Hukuki Net'te bu konuyu açtıktan bir süre sonra, Maltawildplants sitesindeki tıbbî özellikleriyle ilgili dosyaya da ulaşmışken, yetmemiş; kolon kanserinden bu bitkiyle kurtulmuş kişiden de hikâyeyi öğrenmişken, kanserle ilgili bir sitede; Prof. Onkolog birinin:"Kanser tedavisinde, ot-çöp kullanmak; tedaviyi zorlaştırıyor..." anlamında bir yazısını okudum. Ben de, bu yazının altına; ilk yazımda yazdığım; Medicinal properties (Tıbbî Özellikleri) başlığı altındaki İngilizce metnin "Antiproliferatif" bölümünü; kopyala-yapıştır usûlüyle aktarıp gönderdim. Yayınlandı. Ben, kanser konusunda; başka ot-çöp bilmem. Bildiğim, sadece; HTTdir. HTT açısından itiraz ettim. Demek istediğim:"Uzman, bu rapora itirazını söyle..." Tık çıkmadı. Çıksa idi; o zamanlar bu bitki hakkındaki dosyayı yayınlayan site kapanmamıştı ve bu özelliğini ortaya koyan araştırmayla ilgili "referans"ı gözüne sokacaktım. İşin tuhafı; bu yazıya ve devamına yazılanlar; otomatikman benim e-posta adresime geliyor... Bir iki "inanılmaz" olay yazdım. Hakkımda; hak etmediğim şekilde "iddia"da bulunanlar oldu. Ben de onlara; Hukuki Net'teki bu forumu ve konu başlığını adres olarak bildirip; "Orada anlattım, okuyun." dedim.
    Bir süre sonra; e-posta adresime bir yazı (Kanserle ilgili siteden, otomatikman gelen) "Telefon numaram şu, acil görüşmemiz gerekiyor." Açarım telefonu ve görüşürüz. Özet:Kişinin babası rahatsızlanır, İstanbul'da adı ve fiyatı büyük bir özel hastahaneye giderler ve teşhis:"Babanız A.K... Kemoterapiyi kaldıramaz, sadece; radyoterapi uygulayabiliriz." Oğlu kanserle ilgili internette arama yaparken; o yazımı bulur, mesajla bana ulaşır. HTT kullanan bir kişiyi bile tanımadıkları gibi; tavsiye bile duymamışlardır. Bu aradaki çok bölümü atlayarak; tamamlıyorum:"Tıbbî çaresizlikten" kullandı, ve kendini kurtardı. Kullanmaya başladıktan sonra, hastahanenin "Babanızı getirin, radyoterapiye başlayalım." şeklindeki davete bile uymadı... O'nun siteye yazdığı telefon numarasından, O'na ulaşıp, araştıran soran (Ulaştın mı, gönderdi mi, kullandınız mı, netice ne oldu?) başka birisi; telefonumu ondan alarak... Bunları hep atlıyorum.
    İki gün önce; eski öğrencilerimden birinin; köyümüzde bulunan eniştesini; "Hocam, bir uğrayın" ricasıyla, eşimle ziyarete gittik. Öğrencimin maksadı; yaşananları anlat, ikna et, HTT kullanmasını sağla...
    Hasta; önce kan kanseri olur. Hep özel hastahanelere giderler... Kişi; kamu işçisi olduğu ve de yeni emekli olduğu için; bir öğretmenin alabileceğinin emekli ikramiyesinin; bir kaç katı kıdem tazminatı aldığı için; paraları vardır. Ek bilgi: Ben 2000 yılında; 28 yıllık hizmet karşılığı 7.410.000.000 lira emekli ikramiyesi aldığımda; benden dört ay sonra, 25 yıllık hizmet sonrası emekli olan, ilkokul mezunu kamu işçisi 27.000.000.000 lira almıştı.
    Hasta için; doların 1,3-1,4 lira (Milyon demedim) olduğu sıralarda, ABD'den yedi ampul ilacı 25.000 liraya getirtirler. Türkçesi; yaklaşık 20.000 dolar!...Netice; kurtulur... Ama, yeni bir derdi vardır: A.K. hastası olmuştur. Radyoterapi ve ardından dört kür kemoterapi...Bunlardan sonra, hastada; ödem ve kaval kemiği ağrıları oluşmuştur.El ve ayak tırnakları anormal şekilde irileşmiştir. Yetmedi; göğüs ve sırt bölgelerinde; zonaya benzer şeyler oluşmuştur. Hepsini gördüm. Onlar anlatıyor, ben anlatıyorum.... Uzun süre konuştuk. İkna olmamaları mümkün değil, çünkü; hastanın karısının; kız ve erkek kardeşlerinin öğretmeniyim ve 38 yıldır da (Kısa süren sürgün hayatım dışında) buradayım. İyi de; bir problem var ortada:"Tıp; yarattığı problemler için; kortizon tedavisine başlamıştır." Daha önce yazdım mı, yazmadım mı, bilmiyorum:"HTT kortizonlu ilaçla, asla işe yaramıyor." Eeee, ne olacak şimdi? Karar verdiler:"Kortizon tedavisi bitsin, kullanacağız."
    Ara not:Eğer, bir gün, HTT yapar ve kullanmaya kalkarsanız; asla buzdolabına koymayın. Koyarsanız; çöpe atın daha iyi...Belki, bir gün; bu bilgiyi nasıl edindiğimi de anlatırım.
    Bana, meselâ; "Sakar Hoca, A.K. hastalığıyla ilgili yapmış olduğun "ALTI DURUM"u, bir başka kanserle ilgili olarak yazamaz mısın?" diyebilirsiniz. Yazamam... Çünkü; yüzlerce litreye dayalı HTT araştırma/denemelerimde en çok karşılaştığım hastalık; A.K. dır. O kadar çok karşılaştım ve öğrendim ki: "Diş çektireceğime; A.K. olayım..." cümlesini boşuna kurmadım.
    Dört aylık HTT kürünü tamamladığımı daha önce yazmıştım. 43-44 yıldır sigara içmeme ve bu küre rağmen, milyarda bir bile olsa, de ki; A.K. oldum. Doktor dedi ki:"Maalesef sakar Hoca, A.K.siniz ve tümörünüz şu kadar." Asla tıbbî müdahaleye izin vermem ve 122 gün sonra tümörümü yok ederim, o kadar...
    Gırtlak, meme, kolon, prostat, mesane... biliyorum.Hepsini yazamam. Bilmediklerimi de yazamam....Ama, şunu yazabilirim:"Ötekiler hakkında; tablo yapacak kadar denemem olmadı."
    Konuyu değiştiriyorum.
    Birkaç gün önce, eşi astım olan Güngör'le görüştüm. Artık, epeydir HTT kullanmayı bıraktı. Astımla ilgili hiç bir ilaç kullanmıyor ve durumu çok iyi imiş... İyi de; bir başka astım hastasında durum aynı olmadı.
    Anlatıyorum:
    Bu sitede;bu başlıklı konuda; "Astım hastası Veli Bey"in yaptığı namussuzluğu okuyan biri bana ulaştı ve dedi ki:"Hocam, ben astım için size hasta buldum." Netice; HTTyi ulaştırdım. Hasta; önceleri, bir plastik firmasında çalışmıştır. Astımdır ve ara sıra astım krizi sebebiyle acile taşınmakta, astım ilaçları kullanmakta, bir hafta-on gün aralığında da; astım maskesi kullanmakta, beş katlı bir binayı da; 10-12 molayla çıkabilmektedir.
    Bir ay kullanır ve bu sürede; asla astımla ilgili bir ilaç/maske kullanmamıştır ve acile de gitmemiş ve aynı binaya molasız çıkmıştır. Veee, bir ay sonra; aynı kişi; birden bire eski haline dönmüştür...Eeee, bu ne?... Yahu, bilsem; size sorar mıyım?... Düşünmekten, kafam patlıyor yine...
    Bu arada, Güngör'ün hanımı; astımla ilgili gelişmeden sonra; verdiğim HTTnin bir kısmını, astım hastası olan; sağlık ocağındaki birine, eczanede çalışan kıza da verir. Ben vermediğim için, onları soruşturmuyorum. Ama; benim hatunun verdiği; bir başka öğrencimin karısındaki durumu öğreneceğim. Ondan sonra karar vereceğim; HTT astımda ne yapar?
    Son pazar günü, bazı sebeplerden ilçe merkezine gittik, eşimle...Hikâyesi uzun... HTT çiçek açtı... Ama; tek tük... Tomurcuklar yeteri kadar açılmamış... Havalar serin gidiyor, azıcık gecikti...
    SON SÖZ: SİZ HÂLÂ NEYİ YAPMADIĞINIZIN FARKINDA MISINIZ?... (Admin yine kızacak:"Ulan, kaç defa yazdık:"Büyük harfle yazmayın, diye!...")
    Sağlıcakla kalınız...
    Eh, yine not yazmak zorundayımu yazı sıkıntı yaratacak ise; yayınlamayınız...

  10. #69
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Yine yazacağım,
    13.06.2013 tarihinde; iki adet 5 lt.lik kavanoza HTT olması için, gereken dolumu yaptım. Güneşin altındalar... Bu sefer; "inanılmaz." bir haber yok.
    Önceki yazıyı sabaha karşı yazıp, yattıktan sonra; öğleye doğru kalktım. Az sonra bir telefon:"Sakar Hoca'm, ben Eskişehir'den filânca. Köyde iseniz; öğleden sonra sizi ziyaret etmek isteriz." Buyrun gelin, derim. Siz, gelenin; portakal büyüklüğündeki tümörü yok olan Eskişehirliyi sandınız, değil.
    Eee, o değil; gelen kim?
    "kader" diye bir şeye, ister inanın ister inanmayın. Almancı amcanın; koca sanayi çarşısında; HTT yi kayın pederinde kullanmış tamirciye uğraması gibi durum...
    Anlatıyorum:
    Eskişehir'de oturan İsmail'in babası akciğer kanseridir. Ankara'da tanıdıklarından biri trafik kazası geçirir. İsmail; onlara "geçmiş olsun" ziyaretine gider. Bu ziyaret sırasında; kazazede yakını biri, İsmail'e sorar:"Babanızın durumu nasıl?" O da cevap verir:"Kemoterapi alıyor." Bu konuşmayı duyan başka bir ziyaretçi sorar; hayırdır? Ziyaretçi durumu öğrenir ve der ki:"Benim tanıdığım biri, kanserle ilgili bir ot ilacı kullandı. Çok memnun kaldılar. Ben de; lâzım olur diye, gönderenin telefonunu aldım. İsterseniz vereyim." İsmail telefonu alır ve Eskişehir'e döner, bana ulaşır. Telefonu nasıl bulduğuyla ilgili olarak; yukarıdaki durumu anlatır. Kullanmaktalar. Babasının hastalığı "çocuk oyuncağı" olmasına rağmen, zorlanmaktadır. Çünkü; kemoterapi sebebiyle, kan değerleri; çok bozulmuştur ve birkaç sefer kan vermek zorunda kalmışlardır.Zor da olsa; iyiye gitmektedir. Kullanmaya başladıktan sonra; küçülme tespit edilmiştir ve devamı istenmiştir. Kendisiyle de; bir kaç defa görüşmüştük.
    Gelen mi; İsmail'in üst kat komşusudur. İsmail hakkımda ne anlattıysa, adam tutturmuş:"İsmail, anlata anlata bitiremediğin o kişinin bulunduğu ilçedeyim. Telefonunu ver de; onunla tanışayım." der. Ve, köye gelirler. Bir kaç saat konuşuruz. Yanında da; ota-çöpe meraklı bir hanım vardır. Ben anlatırım, onlar dinler. "Aaaa, biz bunu sadece kanser için sanıyorduk." demezler mi... Arkasından; İsmail'e telefon:"Hani senin bir yeğenin var ya, o hastalığa da çareymiş." Tıp; tedavi edemediği için, ha bire kortizon vermekte, kızcağız; kortizon sebebiyle top gibi olmuş. Galiba; kortizon tedavisi sona ermiş...
    Anlattıklarımdan sonra, adam; benim şöyle şöyle derdim var, kadın; benim de şöyle şöyle derdim var. En iyisi; biz gelmişken HTT alıp gidelim.Otu size nasıl anlatmışsam, nasıl yapılacağını anlatmışsam; aynısı da onlara...
    Salı günü telefon; "Hocam, köyden dönerken biz bir ot topladık. Zeytinyağına koyacağız da; o ot olup olmadığından emin değiliz." Ben de:"Öğleden sonra kasabaya geleceğim, size uğrar bakarım." Verdikleri adreste, evlerine giderim. Kahvemi içerken, topladıkları otları gösterirler. Bravo, ot tamam da; bazıları daha tam açmamış. Yetmemiş, köyden dönerken topladıkları otları yıkamışlar ve kurusun diye balkona sermişler mi? Otlar; olmuş tıkır tıkır... Dedim; kurumuş otla olmaz. Tazeyken kavanoza koyacaksınız. Şöyle, şöyle...
    Bu kadar bilgi verdikten sonra, kadın da bana; iki ilaç öğretti. Biri; guatr, diğeri de; kemik erimesi. Üstelik; birini kendinde, diğerini de; annesinde kullanmış. İşin içinde; Eskişehir'de okuyan Çinli bir öğrenci bile var. Bu ilaçlardan birini, Çinli'den öğrenmiş. Yani; niyet öyle değilken, iş; al gülüm-ver gülüm oldu...
    Bunları niye yazdım:
    a-Eskişehir'de portakal büyüklüğündeki tümörü yok olan hastayla, aynı hastahanede karşılaşma da; HTTyi Ankara'dan öğren gel.
    b-Sakar Hoca kaç yıldır "yapın, yapın" diye dil dökerken, âlem; bir gelişte öğrenip, aynı gün otu toplayıp, yapmaya çalışmakta...
    Şimdi size HTT-Kanser ilişkisiyle ilgili bir soru:
    Karşınızda altı tane A.K. hastası var. Hepsi de; teşhisten sonra hiç tıbbî müdahale görmemiş. Kimisi; zayıf, kimisi; kilolu, kimisi; yaşlı, kimisi de genç. Tümör büyüklükleri de şöyle: mercimek, nohut, bakla, ceviz, mandalina ve portakal... Hepsine de; aynı doz HTT verdiniz, bilen biri iseniz... Önce; hangisinin tümörü yok olur?...
    Sağlıcakla kalın, geç kalmayınız!...

  11. #70
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Aydın
    İletiler
    1.962
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

    Arkadaşlar,
    Yaparsınız, ya da; yapmazsınız. Şayet yapar ve kullanırsanız; kullanma sürenize bağlı olarak, kullanan kişide şunlar olabilir:
    a-Akciğerlerinin temizlenmesi gerekiyor ise; temizlik tamamlanıncaya kadar, aşırı balgam çıkışı
    b-Bazıları, böbreklerini çalışır zannederken; yeterice çalışmıyor olabilir. Bu kişilerde; vücutta atılmamış üre bulunur. Bu üreyi atmak için; bir hafta-on gün süreyle aşırı çişe çıkış görülebilir. Bu süre sonunda, normale döner. Bu süre de; böbreği adam etmek için yeterlidir.
    c-Bazı kadınlarda da; rahimleri temizleninceye kadar süren, pis bir akıntı olabilir.
    Bunlar yan etki değildir.
    ------
    HTT içilmez, yutulmaz bir şey değildir. HTT kullanımında sadece iki sıkıntı olabilir:
    a-Hasta; yediğini, içtiğini çıkarıyor ise,
    b-Kortizon tedavisi görmüş ve tedavi sona erdikten sonra, altı hafta (Ben dört hafta biliyordum, babası beynindeki ödem sebebiyle kortizon tedavisi gören bir hastanın oğlu, kortizonun vücuttan atılma süresinin altı hafta olduğunu söylemişti.) geçmemiş ise. Kortizonla birlikte hiç işe yaramadığını daha önce yazmış olmalıyım.
    HTT yi kullanırken, aynı maksatla başka bir bitki kullanmayın. HTT böyle bir etki yapmadığı halde; "Hastanın ağzından kan geldi." demek zorunda kalırsınız. Hikâyelerini anlatmıyorum.
    -----
    HTTnin, iyi veya kötü huylu tümörleri yok etmede kullanılan, beş farklı dozu var. En düşük doz; tıbbî müdahale görmemiş Akciğer kanseri ile, prostat büyümesinde kullanılır. En yüksek doz ise; kemoterapi almış ve hastalığı bir kaç yere metastaz yapmış hastalarda kullanılır.
    Prostat büyümesini ameliyatsız yok etmede; beşte dört netice alınmıştır. Başarılamayan denemede, hasta; hem HTT, hem de; hekimin verdiği prostat ilacını birlikte kullandığı için...
    Diyeceksiniz ki;"Doz bilgileri ne?"
    Şöyle anlatayım:
    Önünüze sekiz çay bardağı koyun. Bir elinizde demlik, öbüründe de; çaydanlık olsun. İlk bardağa; azıcık dem koyun ve suyla tamamlayın. Her bardakta demi arttırarak, son bardağı sadece dem ile doldurun. Ne oldu? Önünüzde sekiz bardak çay var, ama; hepsi de farklı. Yani; içindeki demin yoğunluğu/kesafeti/konsantrasyonu bakımından farklı, sekiz bardak çay... Ben yıllardır yaptığıma ve HTTnin de yoğunluğunun ne olduğuna bağlı olarak; belirli dozları, yüzlerce litreye dayalı tecrübeyle tespit etmiş iken; size bir doz söylesem, meselâ; "günde iki tatlı kaşığı" desem; sizin hazırladığınız HTTnin iki tatlı kaşığındaki "dem" miktarı, benim hazırladığımın dem miktarına eşit olabilir mi? Yani, siz; birinci bardaktaki gibi yapmışsanız, benimki de; son bardaktaki gibi ise?... Demek istediğim; doz bilgisi veremem ve işinize de yaramaz.
    Size nasıl yapılacağını yazdığım gibi; köylülere de anlatıyorum. Oldu mu, olmadı mı diye bana gösteriyorlar. Bazıları koyu, bazıları açık, bazıları orta renkte... Hele birisi; bir litrelik kavanoza yağı koymuş, içine de bir dal bitki koymuş, HTT yapacak. Bazıları ise; ışığa tutunca bulanık görünüyor. Bunu nasıl becerdin, diyorum. O da, ben de; bunun cevabını bilmiyoruz.
    -----
    HTT şimdiye kadar bir çok rahatsızlıkta kullanıldı. Bir kişi hariç, kimse "yan etkisi var" demedi. Biz bile kullandık.
    O bir kişi ise; "karaciğere zararı var" dedi. Sonraki yazımda, buna cevap vereceğim.
    Sağlıcakla kalın.

Kilitli Konu
7 / 21 Sayfa İlkİlk 1234567891011121314151617 ... SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

kantaron kanser

sarikantaron sakar

bu yaz ilaç yapacağız

ilhan demir kanser

https:www.hukuki.netshowthread.php70000-Hukuki-Net-uye-ve-misafirleri-bu-yaz-ilac-yapacagizpage18hukiki.net sakarxxxxyrdilhan demir kimdirtavşan gölgeliği otuülseratif kolit ten kurtulanlarin hikayelerihtt kansermesane kantaron hukuki.nethukuki net kantaronsari kantaron sakarkizilcik temresikızılcık otu kantaronhukuki.net sakaravukat ilhan demirkantaron sakarhukuki.net kantaron 2015granulomatoz kanserle esdegermisari kantaron yagi ulseratif kolithukuki net bu yaz ilaç yapacağızhukuki.net kantaronilhan demir sikayet
Forum

Benzer Konular :

  1. Babamla konuşulamadığı için şüpheli seni yapacağız dediler.
    arkadaşlar merhabalar. 5 gün önce kaldığım apartmandan telefonla arayarak polisin babamı sorduğunu söylediler.emniyete gidip babamı neden...
    Yazan: erdemzal Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 15
    Son İleti: 29-07-2014, 18:00:50
  2. Saldırıya uğrayan eşim şikayetçi oldu. Dava ile ilgili çağrı geldi. Şimdi ne yapacağız?
    Eşim (bayan) araba kullanırken tek yönlü bir yola girdi. Ters yönden gelen bir araç sıkıştırınca yol vermiş fakat yolun darlığı sebebi ile iki...
    Yazan: redrua Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 3
    Son İleti: 24-06-2014, 13:34:01
  3. İnternetten alışveriş yaptım ama firma ürün göndermiyor,para iadesi yapacağız diyor
    Merhabalar, 25.10.2013 13.30 civarı internette çeşitli sitelerden logitech z906 5.1 hoparlör seti aramaktaydım, çeşitli kampanyalar haricinde...
    Yazan: Baykal Gündoğdu Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 26-10-2013, 21:33:23
  4. Ilaç Alim Protokolü
    Ilaç Alim Protokolü
    Yazan: Yönetim Forum: Sözleşme Örnekleri
    Yanıt: 0
    Son İleti: 19-04-2008, 19:21:45
  5. Biz bonozedeler ne yapacağız?
    SAYIN HUKUKÇULAR Aarkadas tavsiyesi ile ;devlet garantisi var diye hazine bonosu aldım 1 yıl vadesi aralık 2003 te sonlandı.Çıkan yasa ile...
    Yazan: alicetin42 Forum: Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 09-02-2004, 13:20:09

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.