+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: Yedek subay hakkının kaybedilmesi

Yedek subay hakkının kaybedilmesi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Feb 2010
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Exclamation Yedek subay hakkının kaybedilmesi

    2009 araık celp döneminde yedek subay adaylığı için başvuruda bulundum ve bir ay bekletildikten sonra yedeksubaylık hakkımın milli savunma bakanlığı karar tadili ile 15 ay er statüsüne çevrildiği bildirildi. sebebi ise 6 sene önce bandrolsüz cd satmak suçundan 183 TL para cezasına çarptırılmış olmam. sorum şu yedek subaylıkdan çıkartma durumları olarak sıralanan maddeler arasında istimal ve istihlak kaçakcılığı hariç kaçakcılık diyo bu ne anlama geliyo bide ayim e dava açsam bi sonuç alabilirmiyim emsal davalar varmı ben aradım bulamadım.Bu suç yüz kızartıcı suç kapsamına mı giriyo. yardımlarınız için çok teşekür ederim
    Örnek bir ayim davası benim durumuma uyuyormu örnek olarak gösterebilirmiyim

    YEDEK SUBAYLIĞA ENGEL HALLER

    ÖZETİ:

    Davalı idarenin davacı hakkında tesis ettiği idari işlemin sebebi olan mahkumiyet hükmü iptal edilip kamu davası da ortadan kaldırıldığından davacının yedek subay aday adayı olmasına engel bir durumu kalmadığı dolayısıyla Yedeksubay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadili ile 15 aylık er statüsünde askere sevkedilme sonucunu doğuran işlemin hukuka aykırı olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.

    Davacı vekili 06.10.2006 tarihinde Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinde ,18.10.2006 tarihinde de AYİM’ de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yedek subay aday adayı olarak askerliğine karar alındığını, daha sonra 1918 sayılı Kanun uyarınca mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle söz konusu kararın er olarak askere sevki şeklinde değiştirildiğini, ancak 19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunduklarını, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesini yazılı emir ile talep ettiklerini, Mahkemece yapılan incelemede bu taleplerinin kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığını,belirtilen bedeli yatırmaları neticesinde 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, bu durumda ortada bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından davacı hakkında As.C.K.nun 30 ncu maddesinin uygulanamayacağını,ayrıca Askeri Ceza Kanununun Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarmayı gerektiren halleri düzenleyen 30 ncu maddesinin müvekkilinin söz konusu suçu işlemesinden sonra değişmesi nedeniyle müvekkili hakkında uygulanamayacağını, bu nedenle müvekkilinin er olarak askere sevk işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davacı vekilinin yürütmenin durdurulmasına karar verilmesine dair istemi AYİM İkinci Dairesinin 13 Aralık 2006 tarih ve Esas No.:2006/1401 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.

    Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1975 doğumlu olan davacının Yedek Subay Aday Adayı olarak askerliğine karar alındığı ancak askere sevkinden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığınca yaptırılan arşiv araştırması sonucu; Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile 11.02.1998 tarihinde işlediği kaçakçılık suçundan eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğunun tespit edildiği, bu nedenle yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadil edildiği, ancak davacının daha sonra19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesini yazılı emir ile talep edildiği, Mahkemece yapılan incelemede bu talep kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığı,20.02.2006 tahinde ön ödeme ihtarını tebellüğ ettikten sonra aynı gün belirtilen bedeli F02201 sayılı makbuzla ödediğinin anlaşılması üzerine Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2006 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı ek kararı ile 05 Nisan 2000 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı hükmün iptaline ve 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

    T.C. Anayasasının 72 nci maddesinde, askerlik hizmetinin her Türk’ün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.

    Anayasanın bu hükmüne uygun olarak askerlik hizmeti, 1111 Sayılı Askerlik Kanunu ve 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununda düzenlenmiştir.

    1076 sayılı Kanunun 3 ncü maddesinde, dört yıl ve daha fazla süreli fakülte, akademi, yüksekokul ve enstitüler ile Milli Eğitim Bakanlığınca bunların dengi olduğu kabul edilen yurtdışı öğrenim kurumu mezunu olup ta, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerliğe elverişli olanlar yedek subay olabilecekleri, ancak yükümlülerin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu yedek subay miktarından fazla olması halinde isteklilerin, yükümlülüklerini erbaş–er olarak yerine getirebilecekleri, isteklilerin ayrılmasından sonra kalan yükümlüler ihtiyaçtan fazla ise Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının bunların arasından seçilerek saptanacağı, yedek subayların hizmet sürelerinin 18 ay olduğu, hizmet sürelerinin barışta Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile oniki aya kadar indirilebileceği belirtilmiştir.

    1111 sayılı Askerlik Kanununun 5 nci maddesi de, 1076 sayılı Kanun hükmüne tabi yükümlülerden; bu yükümlülüklerini istekleriyle veya seçim sonucu yedek subay adayı olmadıkları için erbaş veya er olarak yerine getireceklerin hizmet süresinin, aynı celbe tabi olup yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresinin yarısı kadar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

    Bakanlar Kurulunun 23 Haziran 2003 tarih ve 2003/5795 sayılı kararı ile, 15 Temmuz 2003 tarihinden geçerli olmak üzere ve silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde, askerlik hizmetinin erbaş ve erler için 18 aydan 15 aya, yedek subaylar için 16 aydan 12 aya indirilmesine karar verildiğinden bugün için yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresi 12 ay olarak belirlenmiş olup, yedek subay olabilme imkanı ve hakkı mevcutken yedek subay adayı olamadıkları için yükümlülüklerini erbaş ve er olarak yerine getirecek olanların hizmet süresi belirtilen 12 aylık sürenin yarısı olan 6 aydır. Bu kapsamda 6 aylık hizmete tabi tutulacak yükümlülerde öncelikle yedek subay adayı olabilme şartı aranacaktır. Yedek subay adayı ve dolayısıyla yedek subay olabilme şartlarını taşımayan kişiler ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince, er statüsünde asker edilecekler ve bunların muvazzaflık hizmet süreleri aynı Kanunun 5 nci maddesi gereğince 15 ay olacaktır.

    1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 8 nci maddesinde “Yedek subay adayı olarak askere sevkten evvel veya yedek subay yetiştirilmekte iken aşağıda engel hali olduğu anlaşılanlar askerlik hizmetlerini durumlarına göre er veya erbaş olarak tamamlarlar.

    a) 1. Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar,

    2. Kamu hizmetlerinden müebbeden yasaklı olanlar,

    3. Hileli müflis olduğu ilan edilenler,

    b)Yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde;

    1. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle yedek subay çıkarılması uygun görülmeyenler,

    2. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşüren veya askerliğin şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayacak eylemlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü ideolojik görüşü benimsemiş olduğu anlaşılanlar,

    Okul disiplin kurallarının vereceği subay olamaz kararı üzerine er olurlar.

    c) Yedek subay öğreniminde başarı gösteremeyenler, erbaş olurlar,

    Bunların yerine getirecekleri hizmet süresi 1111 sayılı Kanunun 5 nci maddesinin 1 nci fıkrasında belirtilen süre kadardır.” hükmüne yer verilmiştir.

    Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subaylık statüsünü kazanamayacakları dolayısıyla yedek subay veya bu statüde erbaş ve er olamayacakları, açıkça belirtilmiştir.

    1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 30 ncu maddesinde; “Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askerî mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir.

    A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde,

    B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde,Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askerî mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.”

    Aynı Kanunun 31 nci maddesinde “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın;

    A) Askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi,

    B) Subay, astsubay, uzman jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, sonuçlarını doğurur.” hükümleri yer almaktadır.

    926 sayılı TSK.leri Personel Kanununun 50/d maddesi ile de “Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

    Davacının, 11.02.1998 tarihinde işlemiş olduğu kaçakçılık suçundan Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğu maddi bir vaka olmakla birlikte, daha sonra davacının 19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesinin yazılı emir ile talep edildiği, Mahkemece yapılan incelemede bu talep kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığı,20.02.2006 tahinde ön ödeme ihtarını tebellüğ ettikten sonra aynı gün belirtilen bedeli F02201 sayılı makbuzla ödediğinin anlaşılması üzerine Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2006 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı ek kararı ile 05 Nisan 2000 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı hükmün iptaline ve 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği hususları dikkate alındığında davalı idarenin davacı hakkında tesis ettiği idari işlemin sebebi olan mahkumiyet hükmü iptal edilip kamu davası da ortadan kaldırıldığından davacının yedek subay aday adayı olmasına engel bir durumu kalmadığı dolayısıyla Yedeksubay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadili ile 15 aylık er statüsünde askere sevkedilme sonucunu doğuran işlemin hukuka aykırı olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.

    Açıklanan nedenlerle; Davacının, yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadil edilerek bu statüde askere sevk İŞLEMİNİN İPTALİNE,

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Davacının, askere sevkinden önce yaptırılan arşiv araştırması sonucu; Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile 11.02.1998 tarihinde işlediği kaçakçılık suçundan eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğu anlaşılmıştır.

    1076 sayılı Kanunun 3 ncü maddesinde, dört yıl ve daha fazla süreli fakülte, akademi, yüksekokul ve enstitüler ile Milli Eğitim Bakanlığınca bunların dengi olduğu kabul edilen yurtdışı öğrenim kurumu mezunu olup da Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerliğe elverişli olanlar yedek subay olabilmekte ancak yükümlülerin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu yedek subay miktarından fazla olması halinde isteklilerin, yükümlülüklerini erbaş – er olarak yerine getirebilecekleri, isteklilerin ayrılmasından sonra kalan yükümlüler ihtiyaçtan fazla ise Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının bunların arasından seçilerek saptanacağı, yedek subayların hizmet sürelerinin 18 ay olduğu, hizmet sürelerinin barışta Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile oniki aya kadar indirilebileceği belirtilmiştir. 1111 sayılı Askerlik Kanununun 5 nci maddesinde de, 1076 sayılı Kanun hükmüne tabi yükümlülerden; bu yükümlülüklerini istekleriyle veya seçim sonucu yedek subay adayı olmadıkları için erbaş veya er olarak yerine getireceklerin hizmet süresinin, aynı celbe tabi olup yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresinin yarısı kadar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

    Bugün için yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresi 12 ay olarak belirlenmiş olup (23.06.2003 tarih 2003/5795 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) yedek subay olabilme imkanı ve hakkı mevcutken yedek subay adayı olamadıkları için yükümlülüklerini erbaş ve er olarak yerine getirecek olanların hizmet süresi belirtilen 12 aylık sürenin yarısı olan 6 aydır. Bu kapsamda 6 aylık hizmete tabi tutulacak yükümlülerde öncelikle yedek subay adayı olabilme şartı aranacaktır. Yedek subay adayı ve dolayısıyla yedek subay olabilme şartlarını taşımayan kişiler ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince, er statüsünde asker edilecekler ve bunların muvazzaflık hizmet süreleri aynı Kanunun 5 nci maddesi gereğince 15 ay olacaktır.

    1076 sayılı Yedek subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 8 nci maddesinde “Yedek subay adayı olarak askere sevkten evvel veya yedek subay yetiştirilmekte iken aşağıda engel hali olduğu anlaşılanlar askerlik hizmetlerini durumlarına göre er veya erbaş olarak tamamlarlar. - a)1. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar, - 2. Kamu hizmetlerinden müebbeden yasaklı olanlar, - 3. Hileli müflis olduğu ilan edilenler, - b) Yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde; - 1. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle yedek subay çıkarılması uygun görülmeyenler, - 2. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşüren veya askerliğin şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayacak eylemlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü ideolojik görüşü benimsemiş olduğu anlaşılanlar, okul disiplin kurallarının vereceği subay olamaz kararı üzerine er olurlar. - c) Yedek subay öğreniminde başarı gösteremeyenler, erbaş olurlar, - Bunların yerine getirecekleri hizmet süresi 1111 sayılı Kanunun 5 nci maddesinin 1 nci fıkrasında belirtilen süre kadardır” hükmü öngörülmüştür.

    Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subaylık statüsünü kazanamayacakları dolayısıyla yedek subay veya bu statüde erbaş ve er olamayacakları, açıkça belirtilmiştir.

    1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 30 ncu maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askerî mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir. – A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde, - B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde, - Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askerî mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.”

    Aynı Kanunun 31 nci maddesinde “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın- A) Askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi, - B) Subay, Astsubay, Uzman Jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, sonuçlarını doğurur.” hükümleri yer almıştır.

    926 sayılı TSK.leri Personel Kanununun 50/d maddesi ile de “Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 131 nci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

    Buna göre, ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsa bile “kaçakçılık” suçundan hükümlülük hali, TSK.Personel Kanununun 50 nci maddesinde yazılı suçlardan olması nedeniyle subaylıktan çıkarılmayı gerektirmektedir. Bu suretle 1076 sayılı Kanunun 8 nci maddesi ile subaylıktan çıkarılmayı gerektiren suçtan mahkum olanların yedek subay statüsüne girmeleri baştan önlenmiştir. Bu çerçevede davacının yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının idarece 15 ay er olarak tadil edilmesi işleminde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı sonuç ve kanaatine vardığımızdan işlemin iptali yönünde oluşan çoğunluk oyuna katılmadık. 04.04.2007

    ÜYE ÜYE

    Veli TARAKCI Kadir YILDIZ

    Tnk.Kur.Alb. Dz.Kur.Alb.
    Dergi No:23
    Karar Dairesi:AYİM 2.D.
    Karar Tarihi:04.04.2007
    Karar No: E.2006/1401
    Karar No: K. 2007/328



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yedek subay hakkının kaybedilmesi konulu yargıtay kararı ara
    Yedek subay hakkının kaybedilmesi konulu hukuk haber
    Konu bugday01 tarafından (16-02-2010 Saat 11:39:30 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Feb 2010
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yedek subay hakkının kaybedilmesi

    2009 araık celp döneminde yedek subay adaylığı için başvuruda bulundum ve bir ay bekletildikten sonra yedeksubaylık hakkımın milli savunma bakanlığı karar tadili ile 15 ay er statüsüne çevrildiği bildirildi. sebebi ise 6 sene önce bandrolsüz cd satmak suçundan 183 TL para cezasına çarptırılmış olmam. sorum şu yedek subaylıkdan çıkartma durumları olarak sıralanan maddeler arasında istimal ve istihlak kaçakcılığı hariç kaçakcılık diyo bu ne anlama geliyo bide ayim e dava açsam bi sonuç alabilirmiyim emsal davalar varmı ben aradım bulamadım.Bu suç yüz kızartıcı suç kapsamına mı giriyo. yardımlarınız için çok teşekür ederim
    Örnek bir ayim davası benim durumuma uyuyormu örnek olarak gösterebilirmiyim

    YEDEK SUBAYLIĞA ENGEL HALLER

    ÖZETİ:

    Davalı idarenin davacı hakkında tesis ettiği idari işlemin sebebi olan mahkumiyet hükmü iptal edilip kamu davası da ortadan kaldırıldığından davacının yedek subay aday adayı olmasına engel bir durumu kalmadığı dolayısıyla Yedeksubay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadili ile 15 aylık er statüsünde askere sevkedilme sonucunu doğuran işlemin hukuka aykırı olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.

    Davacı vekili 06.10.2006 tarihinde Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinde ,18.10.2006 tarihinde de AYİM’ de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yedek subay aday adayı olarak askerliğine karar alındığını, daha sonra 1918 sayılı kanun uyarınca mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle söz konusu kararın er olarak askere sevki şeklinde değiştirildiğini, ancak 19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla adalet Bakanlığı ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunduklarını, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesini yazılı emir ile talep ettiklerini, Mahkemece yapılan incelemede bu taleplerinin kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığını,belirtilen bedeli yatırmaları neticesinde 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, bu durumda ortada bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından davacı hakkında As.C.K.nun 30 ncu maddesinin uygulanamayacağını,ayrıca Askeri Ceza Kanununun Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarmayı gerektiren halleri düzenleyen 30 ncu maddesinin müvekkilinin söz konusu suçu işlemesinden sonra değişmesi nedeniyle müvekkili hakkında uygulanamayacağını, bu nedenle müvekkilinin er olarak askere sevk işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davacı vekilinin yürütmenin durdurulmasına karar verilmesine dair istemi AYİM İkinci Dairesinin 13 Aralık 2006 tarih ve Esas No.:2006/1401 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.

    Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1975 doğumlu olan davacının Yedek Subay Aday Adayı olarak askerliğine karar alındığı ancak askere sevkinden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığınca yaptırılan arşiv araştırması sonucu; Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile 11.02.1998 tarihinde işlediği kaçakçılık suçundan eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğunun tespit edildiği, bu nedenle yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadil edildiği, ancak davacının daha sonra19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesini yazılı emir ile talep edildiği, Mahkemece yapılan incelemede bu talep kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığı,20.02.2006 tahinde ön ödeme ihtarını tebellüğ ettikten sonra aynı gün belirtilen bedeli F02201 sayılı makbuzla ödediğinin anlaşılması üzerine Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2006 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı ek kararı ile 05 Nisan 2000 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı hükmün iptaline ve 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

    T.C. Anayasasının 72 nci maddesinde, askerlik hizmetinin her Türk’ün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.

    Anayasanın bu hükmüne uygun olarak askerlik hizmeti, 1111 Sayılı Askerlik Kanunu ve 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununda düzenlenmiştir.

    1076 sayılı Kanunun 3 ncü maddesinde, dört yıl ve daha fazla süreli fakülte, akademi, yüksekokul ve enstitüler ile Milli Eğitim Bakanlığınca bunların dengi olduğu kabul edilen yurtdışı öğrenim kurumu mezunu olup ta, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerliğe elverişli olanlar yedek subay olabilecekleri, ancak yükümlülerin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu yedek subay miktarından fazla olması halinde isteklilerin, yükümlülüklerini erbaş–er olarak yerine getirebilecekleri, isteklilerin ayrılmasından sonra kalan yükümlüler ihtiyaçtan fazla ise Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının bunların arasından seçilerek saptanacağı, yedek subayların hizmet sürelerinin 18 ay olduğu, hizmet sürelerinin barışta Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile oniki aya kadar indirilebileceği belirtilmiştir.

    1111 sayılı Askerlik Kanununun 5 nci maddesi de, 1076 sayılı Kanun hükmüne tabi yükümlülerden; bu yükümlülüklerini istekleriyle veya seçim sonucu yedek subay adayı olmadıkları için erbaş veya er olarak yerine getireceklerin hizmet süresinin, aynı celbe tabi olup yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresinin yarısı kadar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

    Bakanlar Kurulunun 23 Haziran 2003 tarih ve 2003/5795 sayılı kararı ile, 15 Temmuz 2003 tarihinden geçerli olmak üzere ve silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde, askerlik hizmetinin erbaş ve erler için 18 aydan 15 aya, yedek subaylar için 16 aydan 12 aya indirilmesine karar verildiğinden bugün için yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresi 12 ay olarak belirlenmiş olup, yedek subay olabilme imkanı ve hakkı mevcutken yedek subay adayı olamadıkları için yükümlülüklerini erbaş ve er olarak yerine getirecek olanların hizmet süresi belirtilen 12 aylık sürenin yarısı olan 6 aydır. Bu kapsamda 6 aylık hizmete tabi tutulacak yükümlülerde öncelikle yedek subay adayı olabilme şartı aranacaktır. Yedek subay adayı ve dolayısıyla yedek subay olabilme şartlarını taşımayan kişiler ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince, er statüsünde asker edilecekler ve bunların muvazzaflık hizmet süreleri aynı Kanunun 5 nci maddesi gereğince 15 ay olacaktır.

    1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 8 nci maddesinde “Yedek subay adayı olarak askere sevkten evvel veya yedek subay yetiştirilmekte iken aşağıda engel hali olduğu anlaşılanlar askerlik hizmetlerini durumlarına göre er veya erbaş olarak tamamlarlar.

    a) 1. Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar,

    2. Kamu hizmetlerinden müebbeden yasaklı olanlar,

    3. Hileli müflis olduğu ilan edilenler,

    b)Yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde;

    1. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle yedek subay çıkarılması uygun görülmeyenler,

    2. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşüren veya askerliğin şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayacak eylemlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü ideolojik görüşü benimsemiş olduğu anlaşılanlar,

    Okul disiplin kurallarının vereceği subay olamaz kararı üzerine er olurlar.

    c) Yedek subay öğreniminde başarı gösteremeyenler, erbaş olurlar,

    Bunların yerine getirecekleri hizmet süresi 1111 sayılı Kanunun 5 nci maddesinin 1 nci fıkrasında belirtilen süre kadardır.” hükmüne yer verilmiştir.

    Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subaylık statüsünü kazanamayacakları dolayısıyla yedek subay veya bu statüde erbaş ve er olamayacakları, açıkça belirtilmiştir.

    1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 30 ncu maddesinde; “Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askerî mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir.

    A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde,

    B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde,Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askerî mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.”

    Aynı Kanunun 31 nci maddesinde “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın;

    A) Askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi,

    B) Subay, astsubay, uzman jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, sonuçlarını doğurur.” hükümleri yer almaktadır.

    926 sayılı TSK.leri Personel Kanununun 50/d maddesi ile de “Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

    Davacının, 11.02.1998 tarihinde işlemiş olduğu kaçakçılık suçundan Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğu maddi bir vaka olmakla birlikte, daha sonra davacının 19.10.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4926 sayılı yasanın lehe olan maddelerinin uygulanması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.05.2005 tarih ve 21696 sayılı yazıları ile hükmü veren 1.Asliye Ceza Mahkemesinden dosyanın yeniden incelenmesinin yazılı emir ile talep edildiği, Mahkemece yapılan incelemede bu talep kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 3/a-4, 4/a-2 ve 34 maddeleri gereğince davacıya ön ödeme ihtarı çıkartıldığı,20.02.2006 tahinde ön ödeme ihtarını tebellüğ ettikten sonra aynı gün belirtilen bedeli F02201 sayılı makbuzla ödediğinin anlaşılması üzerine Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2006 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı ek kararı ile 05 Nisan 2000 tarih ve 2000/165-342 Esas ve Karar sayılı hükmün iptaline ve 4926 sayılı yasanın 34/1 maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği hususları dikkate alındığında davalı idarenin davacı hakkında tesis ettiği idari işlemin sebebi olan mahkumiyet hükmü iptal edilip kamu davası da ortadan kaldırıldığından davacının yedek subay aday adayı olmasına engel bir durumu kalmadığı dolayısıyla Yedeksubay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadili ile 15 aylık er statüsünde askere sevkedilme sonucunu doğuran işlemin hukuka aykırı olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.

    Açıklanan nedenlerle; Davacının, yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadil edilerek bu statüde askere sevk İŞLEMİNİN İPTALİNE,

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Davacının, askere sevkinden önce yaptırılan arşiv araştırması sonucu; Ankara 1 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2000 gün ve Esas:2000/165, Karar:2000/342 sayılı kararı ile 11.02.1998 tarihinde işlediği kaçakçılık suçundan eylemine uyan 1918 sayılı Kanunun 25/2 ve 33/son maddeleri gereğince 750.954.600.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu ağır para cezasını ödememesi veya ödemekte güçlük çekip acze düşmesi halinde, 647 sayılı Kanunun 5 ve 6 ve 1918 sayılı Kanunun 56 ncı maddeleri gereğince 164 gün hapis cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle mahkum olduğu anlaşılmıştır.

    1076 sayılı Kanunun 3 ncü maddesinde, dört yıl ve daha fazla süreli fakülte, akademi, yüksekokul ve enstitüler ile Milli Eğitim Bakanlığınca bunların dengi olduğu kabul edilen yurtdışı öğrenim kurumu mezunu olup da Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerliğe elverişli olanlar yedek subay olabilmekte ancak yükümlülerin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu yedek subay miktarından fazla olması halinde isteklilerin, yükümlülüklerini erbaş – er olarak yerine getirebilecekleri, isteklilerin ayrılmasından sonra kalan yükümlüler ihtiyaçtan fazla ise Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının bunların arasından seçilerek saptanacağı, yedek subayların hizmet sürelerinin 18 ay olduğu, hizmet sürelerinin barışta Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile oniki aya kadar indirilebileceği belirtilmiştir. 1111 sayılı Askerlik Kanununun 5 nci maddesinde de, 1076 sayılı Kanun hükmüne tabi yükümlülerden; bu yükümlülüklerini istekleriyle veya seçim sonucu yedek subay adayı olmadıkları için erbaş veya er olarak yerine getireceklerin hizmet süresinin, aynı celbe tabi olup yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresinin yarısı kadar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

    Bugün için yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresi 12 ay olarak belirlenmiş olup (23.06.2003 tarih 2003/5795 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) yedek subay olabilme imkanı ve hakkı mevcutken yedek subay adayı olamadıkları için yükümlülüklerini erbaş ve er olarak yerine getirecek olanların hizmet süresi belirtilen 12 aylık sürenin yarısı olan 6 aydır. Bu kapsamda 6 aylık hizmete tabi tutulacak yükümlülerde öncelikle yedek subay adayı olabilme şartı aranacaktır. Yedek subay adayı ve dolayısıyla yedek subay olabilme şartlarını taşımayan kişiler ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince, er statüsünde asker edilecekler ve bunların muvazzaflık hizmet süreleri aynı Kanunun 5 nci maddesi gereğince 15 ay olacaktır.

    1076 sayılı Yedek subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 8 nci maddesinde “Yedek subay adayı olarak askere sevkten evvel veya yedek subay yetiştirilmekte iken aşağıda engel hali olduğu anlaşılanlar askerlik hizmetlerini durumlarına göre er veya erbaş olarak tamamlarlar. - a)1. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar, - 2. Kamu hizmetlerinden müebbeden yasaklı olanlar, - 3. Hileli müflis olduğu ilan edilenler, - b) Yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde; - 1. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle yedek subay çıkarılması uygun görülmeyenler, - 2. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşüren veya askerliğin şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayacak eylemlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü ideolojik görüşü benimsemiş olduğu anlaşılanlar, okul disiplin kurallarının vereceği subay olamaz kararı üzerine er olurlar. - c) Yedek subay öğreniminde başarı gösteremeyenler, erbaş olurlar, - Bunların yerine getirecekleri hizmet süresi 1111 sayılı Kanunun 5 nci maddesinin 1 nci fıkrasında belirtilen süre kadardır” hükmü öngörülmüştür.

    Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subaylık statüsünü kazanamayacakları dolayısıyla yedek subay veya bu statüde erbaş ve er olamayacakları, açıkça belirtilmiştir.

    1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 30 ncu maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askerî mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir. – A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde, - B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde, - Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askerî mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.”

    Aynı Kanunun 31 nci maddesinde “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın- A) Askerî rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi, - B) Subay, Astsubay, Uzman Jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, sonuçlarını doğurur.” hükümleri yer almıştır.

    926 sayılı TSK.leri Personel Kanununun 50/d maddesi ile de “Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 131 nci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

    Buna göre, ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsa bile “kaçakçılık” suçundan hükümlülük hali, TSK.Personel Kanununun 50 nci maddesinde yazılı suçlardan olması nedeniyle subaylıktan çıkarılmayı gerektirmektedir. Bu suretle 1076 sayılı Kanunun 8 nci maddesi ile subaylıktan çıkarılmayı gerektiren suçtan mahkum olanların yedek subay statüsüne girmeleri baştan önlenmiştir. Bu çerçevede davacının yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının idarece 15 ay er olarak tadil edilmesi işleminde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı sonuç ve kanaatine vardığımızdan işlemin iptali yönünde oluşan çoğunluk oyuna katılmadık. 04.04.2007

    ÜYE ÜYE

    Veli TARAKCI Kadir YILDIZ

    Tnk.Kur.Alb. Dz.Kur.Alb.
    Dergi No:23
    Karar Dairesi:AYİM 2.D.
    Karar Tarihi:04.04.2007
    Karar No: E.2006/1401
    Karar No: K. 2007/328

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

http:www.hukuki.netshowthread.php68136-Yedek-subay-hakkinin-kaybedilmesi

yedek subay iptali

yedek subaylığa engel haller

yedek subay hakkı yanma

subayliktaki enge

Yedek subay zimmet site:www.hukuki.net

Forum

Benzer Konular :

  1. Yedek Subay Öğretmenlik
    O kadar okumama rağmen aradığım bilgileri tam olarak bulamadığımdan dolayı buraya yazmak istedim. Yedek subay öğretmenliğe başvurmak için sözleşmeli...
    Yazan: ahmet2200 Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 31-07-2020, 18:58:11
  2. Tazminat Hakkının Kaybedilmesi Hakkında
    Sözleşmeli Subay ve Astsubay Hakkındaki Kanun'un ilgili maddelerine göre : Madde 15 : Sözleşmenin Feshi Sözleşmeli subay veya sözleşmeli...
    Yazan: İsa Çoban Forum: Askeri Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 27-05-2011, 10:49:26
  3. Mülkiyet hakkının kazanımı ve kaybedilmesi
    Taşınmaz devirleri resmi senetle olur, resmi senetlerin doğruluğu karinesi gereği sahteliği ispatlanıncaya kadar doğru sayılmaktadır.Bu senetler...
    Yazan: sisdempol Forum: Borçlar Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 12-06-2008, 17:07:30
  4. Yedek Subay Hakkının Kaybı
    Merhaba, Üniversiteden yeni mezunum ve mart ayında yedek subaylık sınavına girmek için başvurmak istiyorum. Benim sicilimde karşılıksız çek...
    Yazan: yeni_mezun Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 19-03-2008, 17:19:15
  5. Yedek subay öğretmen
    Merhabalar... Askerliğimi yedek subay öğretmen olmak yapmaktayım. Ramazan bayramında memlkete gittiğimde acilden 10 gün istirahat aldım....
    Yazan: caglar_20 Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 8
    Son İleti: 19-01-2007, 19:22:40

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.