+ Konuyu Yanıtla
2 / 2 Sayfa İlkİlk 12
11 den 16´e kadar toplam 16 ileti bulundu.
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Cumhuriyet Kadınları

    Dünden bugüne Türk kadını

    İş yaşamına ilk kez 1897’de “ücretli işçi” olarak giren kadınlara, 1913 yılında da “devlet memuru” olma hakkı verildi. İlk kadın belediye başkanı Müfide İlhan 1950’de Mersin’den seçilirken, ilk kadın bakan Türkan Akyol 1971’de, ilk kadın vali Lale Aytaman 1991’de atandı. İlk kadın başbakan Tansu Çiller, 1993’te hükümet kurdu.

    Türk kadını, Osmanlı’dan günümüze çeşitli zorluklar ve engellerle dolu bir seyir izleyerek geldi. DİE’nin internet sitesindeki “Türkiye’de Kadın Bilgi Ağı” bölümünde, Türk kadınının geçen yüzyılın ortalarından bugüne sosyal ve siyasal yaşamdaki kazanımlarına yer verildi.

    Buna göre, Türk kadınları ilk kez, 1843 tarihinde Tıbbiye mektebi bünyesinde aldıkları ebelik eğitimi ile sosyal yaşamda yerlerini almaya başladı. 1847 yılında kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye’nin yayımlanmasının ardından 1856 yılında Osmanlı topraklarında kadınların köle ve cariye olarak alınıp satılmaları yasaklandı.

    MÜLKİYET HAKKI
    1858 yılında yayınlanan “Arazi Kanunnamesi”nde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hükmü yer alırken, kadınlar miras yoluyla mülkiyet hakkını kazandı. Aynı yıl Kız Rüştiyeleri açıldı.
    Kadınlar ilk dergilerine 1869 yılında kavuştu. Kadınlar için ilk sürekli yayın olarak nitelenen haftalık “Terakk-i Muhadderat” dergisi yayımlanmaya başlandı. Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren “Maarif-i Umumiye Nizamnamesi” ise 1869 yılında yayımlandı. Bundan bir yıl sonra da kız öğretmen okulu “Dar-ül Muallimat” açıldı. Evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması ve zorla evlendirmelerin geçersiz sayılmasını düzenleyen Hukuk-ı Aile Kararnamesi 1871’de çıkarıldı. 1876’da ise ilk anayasa olan Kanun-i Esasi ile kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi.

    İŞ HAYATINA İŞÇİ OLARAK GİRDİLER
    Giderek sosyal yaşamda daha çok yer almaya başlayan kadınlar, iş hayatına ilk olarak 1897 yılında “ücretli işçi” olarak atıldı. Kadınların devlet memuru olmak içinse bu tarihten itibaren 16 yıl beklemeleri gerekti. Kadınlar ilk kez 1913 yılında devlet memuru olarak çalışmaya başladı. Bunun ardından bir yıl sonra kadınlar, tüccar ve esnaf olarak da iş hayatına girişti. Kızlar için ilk yüksek öğretim kurumu, 1914 yılında “İnas Darülfünunu” adı altında açıldı. Kadınlar bilim dünyasıyla ilk kez 1922 yılında tanıştı. Bu tarihte7 cesur kız öğrenci, Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı.

    İLK KADIN PARTİSİ GİRİŞİMİ
    Kadınlar siyasi hayatta da var olma mücadelesine ilk kez 1923 yılında başladı. Kadınlar ilk kadın partisi “Kadınlar Halk Fırkası”nı, Nezihe Muhittin’in başkanlığında 1923 yılında kurmak istedi. Ancak partinin kuruluşuna, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe izin verilmediği için parti girişimi dernekleşme ile sonuçlandı.

    TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU
    29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 3 Mart 1924’te çıkarılmasıyla tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanırken, kızlar da erkeklerle eşit haklarla eğitim görmeye başladı. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemelerin kaldırıldığı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı vemalları üzerinde tasarruf hakkı tanıyan Türk Medeni Kanunu, 17 Şubat 1926’da kabul edildi.

    KADINLARA SEÇME-SEÇİLME HAKKI
    Kadınlara siyasetin kapısını aralayan Belediye Yasası, 1930 yılında çıkarıldı. Böylece artık kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı kazandı. Kadınların en önemli sorunlarından olan doğum izni, ilk kez 1930 yılında düzenlendi. Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü 1933 yılında kuruldu. Kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyaç meclisine seçilme hakları ise 1933 yılında Köy Kanunu’nda değişiklik yapılarak verildi. Kadınlara siyasetin kapısı 1934’te yapılan Anayasa değişikliği ileseçme ve seçilme hakkı tanınmasıyla tam olarak açıldı ve ilk kadın milletvekilleri TBMM’de yerlerini aldı. 8 Şubat 1935’de TBMM 5. Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili, ilk kez Meclis’e girdi. 1936’da yürürlüğe giren İş Kanunu ile kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi. Bir yıl sonra da kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması, ILO sözleşmesi ile yasaklandı.

    DOĞUM YARDIMI, YAŞLILIK SİGORTASI
    Kadınlara doğum yardımı (analık yardımı) ilk kez 1945 yılında 4772sayılı yasa ile düzenlendi. Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi ise 1949 yılında çıkarılan yasa ile gerçekleşti. 1950 yılında ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan Mersin’den seçildi.
    Sağlık Bakanlığı bünyesinde ana çocuk sağlığı hizmetleri verilmesine 1952 yılında başlanırken, gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halindekürtaj hakkı tanınmasını düzenleyen “Nüfus Planlaması Hakkında Kanun” 1965 yılında çıkarıldı. Eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan ILO sözleşmesi 1966 yılında onaylandı.

    İLK KADIN BAKAN
    İlk kadın bakan Türkan Akyol, 1971 yılında göreve atandı. Yasal değişiklikle, 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kürtajla sona erdirilmesi ve gönüllü cerrahi sterilizasyon yöntemlerine izin verilirken, kürtaj için evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi. Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini 1985 yılında imzaladı. Sözleşme bir yıl sonra yürürlüğe girdi. 1985 yılında “5. Beş Yıllık Kalkınma Planı”nda kadın konusu, ilkkez bir sektör olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi. İlk “Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi”, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi’nde kuruldu. Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı 13’e ulaştı.

    İLK KADIN KAYMAKAMLAR
    1989 yılında kadınlara da kaymakamlık yolu açıldı. İçişleri Bakanlığı, kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı. Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun’un 159. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nce 1990 tarihinde iptal edildi. Tecavüz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu’nun 438. maddesi, TBMM tarafından 1990 yılında yürürlükten kaldırıldı. İlk Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi, 14 Nisan 1990 yılında açıldı.
    Şiddete uğrayan kadınlara ve çocuklara destek hizmeti vermek üzereilk kadın konukevleri, SHÇEK Genel Müdürlüğü bünyesinde 1990 yılında açılmaya başlandı. 2000 yılı itibariyle bu sayı, yediye yükselirken kapasiteleri 170’e ulaştı. 1990 yılında KHK ile “Kadının statüsü ve Sorunları Başkanlığı” kuruldu. Yerel yönetimler özellikle şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmet vermeye başlarken, Türkiye’de ilk kadın sığınma evi, Bakırköy Belediyesi tarafından 1990 yılında açıldı.
    Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kadın vali Lale Aytaman, 1991 yılında Muğla’ya atandı. 1993’te İstanbul Üniversitesi’nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı açıldı ve yüksek lisans programı vermeye başladı. Aynı yıl Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışmamerkezi ve kadın sığınma evini açtı.

    İLK KADIN BAŞBAKAN
    Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Başbakan koltuğuna ilk kez bir kadınoturdu. Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, 25 Haziran 1993 tarihinde hükümeti kurdu. Aynı yıl, Halk Bankası, kadınları girişimciliğe özendirmek amacıyla kadınlara özel, düşük faizli kredi uygulaması başlattı.
    1994 yılında, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü bünyesinde, şiddete uğrayan kadınlara hukuki ve psikolojik danışmanlık, girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi konularında hizmet vermek amacıyla Bilgi Başvuru Bankası (3B) kuruldu. Açtığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren “Mor Çatı” Kadın Sığınağı Vakfı, 1995 yılında kadın sığınağını açtı.
    Türkiye, 1995 yılında Türkiye Pekin’de yapılan ve 189 ülkenin katıldığı 4. Dünya Kadın Konferansı’na katılarak taahhütleri çekincesiz olarak kabul etti. 1996 yılında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nce, 4. Dünya Kadın Konferansı’nda kabul edilen eylem planı ve taahhütler çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, gönüllü kadın kuruluşları, siyasal partiler, sendikalar, meslek örgütleri ve basınınkatılımı sağlanarak ulusal eylem planı hazırlandı.

    KOCASININ YANINDA KENDİ SOYADI
    1997 yılında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda 13 il valiliği bünyesinde “Kadının Statüsü Birimleri” kuruldu. Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte, kendi soyadını da kullanabilmesi, 1997 yılında Medeni Kanun’da yapılandeğişiklikle sağlandı.
    Zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla çıkaran kanun, 1997 yılında yürürlüğe girdi. Aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını düzenleyen “Ailenin Korunmasına Dair Kanun”, 1998’de yürürlüğe girdi. Ankara Barosu Kadın Hukuku Komisyonu tarafından Ankara Adliyesi içinde şiddete uğrayan kadınlara hukuki danışmanlık ve psikolojik destek hizmetleri vermek üzere 1998 yılında Kadın Danışma Merkezi kuruldu. Barolar bünyesindeki Kadın Hakları/Hukuku Komisyonları arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla “Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonları Ağı (TÜBAKKOM)” kuruldu.

    Kaynak: NTV : İlgili Diğer Kaynaklar...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları konulu yargıtay kararı ara
    Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları



    Yazar: Süleyman Apaydın

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları

    25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ

    25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti'nde,Salcedo'da Ojo de Agua adlı köyde doğmuş Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketi'nin öncülerinden olan Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin sistem tarafından katledildiği tarihtir. Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür.

    1960 yılının 25 Kasım'ında, Dominik Cumhuriyeti'nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulunur. Bunlar Mirabel kardeşlerdir.

    Ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan bir haber çıkar. Ama gerçek göründüğü gibi değildir...

    Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okur .Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilir ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle katledilirler... Sonrasında, bu katliam kayıtlara "araba kazası" olarak geçecektir.
    Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından da esinlenerek; o günden sonra bu üç kız kardeş, gerek Dominik'te gerek dünya da "Kelebekler" adıyla efsaneleştirilerek anılmaya başlarlar.

    Önce 1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından "25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele" günü ilan edilir.1981 den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar.

    Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve milliyetçiliğe,karşı; kadın dayanışmasını örüyor, seslerini yükseltiyorlar. Adeta kelebekçesine kanat çırparak uçmayı sürdürüyorlar....

    MİRABEL KIZKARDEŞLER HAKKINDA..

    Pedro Mir (Dominikli şair) tarafından "Amén de Mariposas" (Kelebeklerin Amini) adlı, üç kız kardeşin katlini kınadığı şiirinde kullanıldı. Aynı dönemde, Dominik Cumhuriyeti'nde ve Amerika'da en çok satan yazar olan Julia Alvarez, Mirabel kız kardeşlerin hayatını anlattığı romanını In the Time of The Butterflies (Kelebekler Zamanı) yayımladı. Ve bu kitap, Mirabel kız kardeşlerin kelebekler olarak tanınmasına neden oldu. 2000 yılı 25 Kasım'ında Mirabel Kardeşlerin cesetleri doğdukları köye kadın örgütleri tarafından taşındı. Kadınlar hayatın her alanında şiddete maruz kalıyor. Dün de bugün de...

    kadin.uzerine.com

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları

    İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ile Bahçeşehir Üniversitesiukuk Kulübünce 24 Kasım 2009 Salı günü saat 12.00 - 14.00 arasında ortaklaşa düzenlenen panelde "Toplum ve Şiddet" konusu ele alındı.

    Panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Muammer Aydın, hepimizin hayatında önemli bir yer tutan ve bizleri daha ilkokuldan alıp üniversitelere dek devam eden süreçte inanılmaz bir özveriyle yetiştiren tüm öğretmenlerimizin özel ve anlamlı gününü kutladığını belirterek günümüz koşullarında öğretmenlerin bir yandan toplumu cehaletten kurtarmak için savaşım verirken diğer yandan da ekonomik güçlüklerle mücadele etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

    "Toplum ve Şiddet" konulu panelin bu yıl aynı konuda düzenlenen dördüncü panel olduğunu belirten Muammer Aydın, bu panellerde yaptığı konuşmalarda şiddetin pek çok türü olduğunu bildirdiğini ancak genelde mağdurlarda bir farklılık bulunmadığını, bu mağdurların başında da kadınların geldiğini anlattı.

    Şiddeti günlük yaşamlarının bir parçası olarak görmeye alıştırılan kadınların, yoksulluğun pençesinde bir yandan çocuklarını yetiştirmeye çabalarken bir yandan da koca, baba ya da kardeş dayağı ile baş etmek zorunda bırakıldığını kaydeden Aydın, toplumun her kesiminde ve her gün gerçekleşen bu olayların kapalı toplum yapısı nedeniyle kamuya pek yansımadığını bildirdi.

    Şiddetin toplumumuzda bariz bir artış gösterdiğine hiç kuşku bulunmadığının altını çizen Aydın, bu toplumda görevlerini yerine getirme yükümlülüğündeki avukatların da zaman zaman görevleri başında şiddet kurbanı olduklarını, çeşitli saldırılara uğradıklarını hatta canlarını kaybettiklerini vurguladı.

    Şiddetin altında yatan nedenlerin herkes tarafından bilindiğini, bu nedenlerden çoğunun ekonomik önlemlerle ortadan kaldırılabileceğini belirten Muammer Aydın, "şiddetin önüne geçilebilmesi için önce insana değer verilmeli, kadınımızı, çocuklarımızı önemsemeli, kutsal saymalı, kardeşlik duygularıyla yaşanan bir sevgi toplumu yaratmanın yollarını aramalıyız" dedi.

    Geçtiğimiz aylarda AİHM'in ülkemiz gerçeklerini yansıtsan çok önemli bir saptama yaptığını hatırlatan Muammer Aydın, AİHM o kararında özetle, devletin şiddete uğrayan vatandaşını bu şiddetten koruması gerektiği yönünde yükümlülüğü bulunduğunun altını çizdiğini bildirdi.

    Toplumdaki şiddetin normalleştirilmesi için elden ne geliyorsa yapılması gerektiğine işaret eden İstanbul Barosu Başkanı, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bunun için de eğer yaptırım gerekiyorsa gerçekten ağır yaptırımlar getirmeliyiz. Televizyonlardaki hiçbir eğitici yanı olmayan programlar yerine eğitici programlar devreye alınmalı ve bütün televizyon kanalları özellikle bunları görev olarak algılamalıdır. Kamu yararı da bunu gerektirir. Radyo Televizyon Üst Kurulunun görevlerinden biri de budur. Her fırsatta şiddete, şiddetle değil, eğitimle, sevgiyle karşı çıkılmalı onu aşmanın yollarını hep birlikte aramalıyız".

    Panelin açılışında konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Kulübü Başkanı Mehmet Emin Özfatura da, İstanbul Barosu ile birlikte düzenledikleri bu panelde toplumumuzun çok önemli bir sorununun ele alınacağını belirterek konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür etti.

    Paneli yöneten İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Aydeniz Alisbah Tuskan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1999 yılında 25 Kasım'ı " Kadına Karşı Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü " ilan ettiğini söyledi.

    Tuskan, 20 Aralık 1993 yılında BM'nin kabul ettiği Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Bildirge'de tüm insanların eşitliği, güvenliği, hürriyeti, bütünlüğü ve onuruna ilişkin hakların ve ilkelerin kadınlara evrensel olarak uygulanmasına acilen ihtiyaç olduğunun kabul edildiğini bildirdi.

    Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile İşkence ve Zalimce İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muameleye Karşı Sözleşme dâhil olmak üzere uluslararası belgelerde bu hakların korunduğuna işaret eden Tuskan, "bu sözleşmenin şiddetin önlenmesine katkıda bulunacağı, bu süreci güçlendireceği ve tamamlayacağı kabul edilmiştir. Kadınlara yönelik şiddetin mücadelesinde bir dizi tedbir önerilmiştir" dedi.

    Panelde konuşan İstanbul Valiliği Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Proje Koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu da uygulamacı olarak gözlemlerini aktardı. Hacısalihoğlu, sadece yasal gerekleri yerine getirmenin yeterli olmadığını, eğitimle farkındalık yaratılması gerektiğini bildirdi.

    Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu da, cinsel suçlar açısından eski TCK ile yeni TCK arasında karşılaştırma yaptı ve yeni TCK'da cinsel suçlar açısından kısmen olumlu, kısmen de olumsuz hükümlerin bulunduğunu söyledi. Nuhoğlu, TCK'da cinsel suçların cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, genel ahlaka aykırı suçlar ve aile düzenine karşı suçlar olmak üzere üç kategoride ele alındığını bildirdi.

    Ayşe Nuhoğlu, bekâret kontrolünün ortada suç varsa ancak hâkim kararı ya da savcılık emriyle yapılabileceğini, reşit olmayan çocuklarda ailenin ve çocuğun rızasının alınmasının şart olduğunu vurguladı.

    Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız ise Uludağ Üniversitesinden öğretim üyesi ve öğrencileriyle birlikte toplumsal şiddete ilişkin bir alan çalışmasını yaptıklarını belirtti ve bu çalışmanın bazı sonuçlarını katılımcılarla paylaştı.

    Alan çalışması sonuçlarını TCK, CMK ve Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendiren Yıldız, konuşmasının son bölümünde alınması gerekli önlemler üzerinde durdu.

    Panel sonunda İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Aydeniz Alisbah Tuskan konuşmacılara birer Teşekkür Belgesi verdi.

    www.istanbulbarosu.org.tr

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları

    Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde edişinin üzerinden 75 yıl geçti ancak kadının siyasetteki yeri olması gereken yerde değil.

    Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf da bu duruma dikkat çekerek, kadınlara "Oy kullanın, kararlara yön veren ve değiştiren mekanizmalar içerisinde yer alın" çağrısında bulundu.

    Türk kadınının siyasetteki yerine ilişkin panele katılan Kavaf, "Herkes siyasi bir yapının içinde kendisine yer bulamayabilir. Kendine yer açamayabilir. Siyasete ilgi duymayabilir ama mutlaka sivil örgütlenmenin katmanları arasında yer aymak gerekir" dedi.

    Selma Aliye Kavaf, bu çerçevede yaptıkları teşkilat çalışmalarında taşranın en ücra noktarındaki, köylerdeki ve mahallelerdeki kadınlara hep "Siyasi mekanizmaların içerisinde yer alamıyorsanız, almayı tercih etmiyorsanız sivil örgütlenmelerin içerisinde yer alın" çağrısını yaptıklarını kaydetti.

    Kavaf, şöyle devam etti:

    "Hiç birşey yapmıyorsanız çocuğunuzun gittiği okulda okul aile birliğine üye olun. Oradaki karar alma sürecine ortak olun. Oy verin, kararlara yön veren ve değiştiren mekanizmalar içerisinde yer alın. Bu aynı zamanda hem kadını hem de evinden dışarı çıkaracak, hem sosyalleşmesini sağlayacak, hem de siyaseten hazırlanması için uygun bir zemin hazırlamış olacaktır."

    TRT

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları

    CUMHURİYETİN İLK KADIN HAKİMİ ADALET YILMAZ
    ,
    Türkiye’nin 88 yaşında yaşama veda eden ilk kadın hâkimlerinden Adalet Yılmaz’ın öyküsü, popüler kültürün karmaşası içinde kendi tarihine yabancılaşan insanlarımıza örnek olsun. Hayatı boyunca Ata’sına verdiği sözü tutmak için çalışan bu örnek Türk kadınının, bir Ankara sabahında bir araya geldiği taksi şoförü Osman’la gün boyu süren yolculuğu ve diyaloglarından oluşur öykü.
    Aydın Sökeli’dir Adalet Yılmaz. Babası pamuk ekerdi annesi ise ev hanımıydı. Babasının Kurtuluş Savaşı’na katılmasının ardından Söke işgal olmuş, o da annesiyle birlikte kaçarak dağ köylerinde saklanmıştı. Babasının savaştan sağ salim dönmesi bir daha yaşayamayacağı mutlu sonlardan biriydi aslında.
    Babası liseye Aydın’a gönderdiğinde büyük önder Atatürk’le karşılaştı. Ata’sına çiçek uzattığında “Okulu bitirince ne olacaksın?” sözüyle karşılaştı büyük önderin. “Hemşire” yanıtını verdi. Ancak Atatürk “O da güzel meslek ama bence sen hâkim ol, ismine çok yakışır” dedi. Küçük Adalet’in “Ama kadından hâkim olmaz ki” yanıtıyla kaşları çatılan Atatürk, “Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hâkim olacaksın” diye konuştu.
    Ata’sına verdiği sözü tuttu Adalet. İstanbul’a gitti, hukuk fakültesinden mezun oldu. Mezun olur olmaz evlendiği subay eşini 1952’de Kore Savaşı’nda kaybetti. Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan oğlunu 1978’de Ermeniler öldürdü, geriye sade kızı kalmıştı. Talihsizlik yakasını bırakmadı Adalet Hâkim’in. Öğretmen olan kızını tüm ailesiyle birlikte 1999’daki Kocaeli depreminde yitirdi.http://gazetenet.mersin.edu.tr/makalenet0008.htm

    ADALET
    Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak yaşlı ciğerlerine sabahın ılık esintisi ile doldurdu. Abdestini aldı, sabah namazını kıldı. Mutfağa yöneldi. Çayla birlikte bir iki lokma bir şeyler atıştırdı. Oturma odasına yöneldi. Eski bir fiskos masasının yanındaki koltuğuna ilişti. Masanın üstü çerçeveler ile doluydu. Bir tanesine uzandı, camının üzerinde titreyen parmaklarını dolaştırdı. Çerçevenin içindeki fotoğrafta İstiklal madalyalı kara yağız bir adamla, makyajsız olmasına rağmen güzelliği göz alan bir kadın birbirlerine bakarak gülümsüyorlardı. Yaşlı kadın 'Günaydın Anne, Günaydın Baba' dedi. Usulca yerine koyduğu çerçeveye bir bakış daha attıktan sonra başka bir çerçeveyi eline aldı. Bu siyah beyaz fotoğrafta da subay üniformalı bir adamla bir gelin yan yana duruyorlardı. Yaşlı kadın çerçeveyi titreyen dudaklarla öptü. 'Günaydın Kocacığım' dedi. Kadın bu çerçeveyi de bıraktıktan sonra üçüncü ve son çerçeveye uzandı. Artık gözlerinden yaş damlıyordu.

    Fotoğraftaki biri erkek diğeri kız çocuklara bakıp 'Günaydın Evlatlarım' dedi. Tüm çerçevelere kısaca göz atıp 'Sizleri, hepinizi çok özledim' dedi.
    Gözlerinde biriken yaşları sildi. Artık ağlamak için bile yaşlı hissediyordu kendini. Ağır ağır doğrulduğu koltuğundan eski telefonuna doğru yöneldi. Ağır ağır numaraları çevirdi. Karşısına çıkan adama 'Bir taksi istiyorum' dedi ve adresi verdi. Kapısını kilitleyip, apartman merdivenlerine yöneldi. Yıllarca çekmediği zorluk kalmamıştı ama şimdi bu merdivenler hayatının en büyük engeli olmuştu. Ağır ve dikkatli bir biçimde iniyordu. Sabırsızlanan taksi şoförünün çaldığı korna sokağı inletiyordu. 'Patlama be adam' dedi. Nihayet taksiye binebildi. 'Teyze hoş geldin' dedi 25–30 yaşlarındaki şoför. 'Nereye gidiyoruz?' Kadın kısa bir sessizliğin sonunda 'Tüm bir gün beni taşır mısın?' diye sordu. 'Sana 500 lira veririm.' Adam küçümser bir gülümseme ile 'Mal sahibi benden her gün 500 lira istiyor teyze' dedi.
    Kadın gülümsedi
    'O zaman sana 650 lira vereceğim ne dersin?'
    'Kurtarmaz ama senin güzel hatırını kırmayayım. İlk önce nereye gideceğiz?'
    'Anıtkabir'e'
    'Anıtkabir'e mi?
    'Evet'
    'Tamam teyzeciğim'
    'Yaş kaç teyzeciğim?'
    'Seksen sekiz'
    'Maşallah Allah uzun ömür versin teyzeciğim'
    'Allah sağlıklı mutlu ömür versin oğlum'
    'Haklısın teyzecim'
    Taksi Anıtkabir'in kapısına gelmişti. Şoför 'Teyzeciğim geldik' dedi. Dalgın görünen kadın 'Evladım burada yardımına ihtiyacım var' dedi. 'Benimle gel' Adam şaşırmıştı. 'Tabii teyze' dedi. Kuşkulu gözlerle 'Bizi buraya alırlar mı?' diye sordu.
    O ana kadar dalgın ve yorgun görünen kadın, bir anda irkildi. Gözlerinden ateş fışkırarak 'Ne demek almamak? Sen daha önce hiç gelmedin mi buraya?' dedi
    'Hayır'
    'Kaç yıldır Ankara'da yaşıyorsun?'
    'Ben Ankaralıyım teyze. Doğma büyüme'
    'Ee o zaman'
    'Ne bileyim bir kez okulla gelmiştik bayramda. Bayram olmayınca burası kapalı sanıyordum ben'
    Kadın sinirli bir şekilde kafa salladı.
    Şoför utanmıştı. Mozoleye çıkan mermer merdivenlere kadar konuşmadılar. Merdivenlere geldiklerinde Şoför kuşkulu bir şekilde
    'Nasıl çıkacaksın Teyze?' diye sordu.
    'Her ay nasıl çıkıyorsam öyle'
    'Her ay geliyor musun?'
    'Evet'
    Uzun bir uğraşla merdivenleri çıktılar. Mozoleye doğru ağır ağır ilerlediler. İçerisi çok serindi. Şoför büyük bir azimle yürümeye çalışan kadının koluna girmişti. Kadının nefes alışları sıklaşmıştı. Nihayet mozolenin önüne geldiler. Kadın şoförün kolundan ani bir hareketle kurtuldu. Çantasını açtı. Tek bir karanfil çıkardı. Mozoleye doğru ilerledi. Çiçeği mozoleye koydu. Şoför şaşkınlıkla olayı seyrederken kadının ağzından şu sözlerin döküldüğünü fark etti. 'Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım'… Ağır ağır geriye çekilen kadın ellerini açıp Fatiha okumaya başladı. Şoför kısa bir şaşkınlığın ardından ona katıldı. Kadın bir anlık suskunluktan sonra 'Hadi gidelim' dedi.
    Geldiklerinden çok daha ağır bir şekilde arabaya döndüler. Şoför kadının durumundan endişelenmeye başlamıştı. 'Yoruldun mu Teyze' dedi.
    Kadın sustu. Bir süre suskunluktan sonra 'Evet hem de çok yoruldum' diye cevapladı.
    'Nereye gidiyoruz?'
    'Bankaya'
    Şoför arabasındaki kadının herhangi biri olmadığını anlamıştı. Bu yaşlı kadının Atatürk'e verdiği söz ne olabilirdi? En sonunda dayanamadı.
    'Teyzeciğim bir şey sorabilir miyim?'
    'Sor bakalım evladım'
    'Anıtkabir'de Atatürk'e bir söz verdiğinizi söylemiştiniz. O söz nedir?'
    'Uzun hikâye evladım'
    'Olsun be teyze anlat ne olur'
    'Ben lisedeyken bizim okulumuza gelmişti Atatürk. Beni de ona çiçek vermek için seçmişlerdi. Çiçeği verdiğimde bana ismimi sordu. Bende 'Adalet' dedim. Bunun üzerine 'Ne güzel ismin varmış' dedi. 'Okulu bitirince ne olacaksın' dedi bana. Hemşire dedim. Oda 'Güzel meslek ama bence sen Hâkim ol ismine çok yakışır' dedi. Ben kadından hâkim olmaz ki dedim. Kaşlarını çattı, 'Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hâkim olacaksın' dedi.'
    'Sen ne dedin peki?'
    'Mustafa Kemal emretmiş ne denir? Söz verdim.'
    'Peki olabildin mi Adalet Teyze?'
    'Evet ben Cumhuriyetin ilk kadın hâkimlerindenim.'
    'Vay be. Sende ne hikâye varmış Adalet Teyze'
    'Herkesin bir hikâyesi vardır evladım. Herkesin hikâyesi de kendine göre değerlidir. Eğer insanların hikâyelerini bilip anlayabilirsen insanlara daha anlayışlı davranabilirsin.'
    'Haklısın Adalet Teyze. Bu banka mı gelmek istediğin?'
    'Evet'
    'Yardım edeyim mi? Ben de geleyim mi?'
    'Hayır. Sen burada bekle lütfen. Bu arada adın neydi evladım?'
    'Osman teyzeciğim.'
    'Tamam Osman. Beni 45 dakika kadar sonra buradan al olur mu?'
    'Tamam teyzeciğim.'
    Adalet hanım bankadan içeri girdi. Osman öğlen saatinin geldiğini fark edip yemeğe gitti. Yemek boyunca Adalet hanımı düşündü. 'Kim bilir neler yaşamış, neler görmüştür' diye düşündü. Tam vaktinde bankanın önündeydi. Adalet hanım 15 dakikalık gecikme ile geldi.
    'Hoş geldin Hakim Teyze.'
    'Çok uzun zamandır bana Hâkim denmemişti.'
    'Hoşuna gitmediyse söylemeyeyim?'
    'Yok aksine hoşuma gitti. Sağol.'
    'Nereye gidiyoruz?'
    'Seyranbağları’na'
    'Tabii'
    'Hakim Teyze çok yer gezmişsindir sen…'
    'Tüm Anadolu'yu karış karış gezdik rahmetli kocamla…'
    'Ne iş yapardı amca?'
    'Subaydı'
    'Ne zaman vefat etti?'
    '1952’de'
    'Çok olmuş. Gençmiş…'
    'Kore savaşında şehit oldu.'
    'Allah rahmet eylesin Hakim teyze.'
    ' Sağol'
    'Seyranbağları'na geldik nereye gideceğiz?'
    'Sağa sap. İkinci binanın önünde dur.'
    'Tamam. Buyur Hâkim Teyze. Geleyim mi ben?'
    'Yok bekle burada.'
    Osman beklemeye başladı. Bir ara merak etti. Binanın uzaktan görünen levhasına baktı. 'Seyranbağları Kız Yetiştirme Yurdu' yazısını okudu. Anlam veremedi. 'Bu kadın burada ne yapar ki?' diye düşündü.
    Yarım saat sonra Adalet Hanım göründü. Yanında orta yaşlı kibar bir hanım vardı. Adalet Hanım’ı arabaya ağır ağır bindirdi. Kadın 'Adalet Hanım size ne kadar teşekkür etsek azdır. Her zaman yanımızdasınız. Kızlarda sizi çok seviyor. Ne olur arayı çok uzatmayın. Yine gelin' dedi.
    Adalet Hanım, buğulu gözlerle 'İnşallah. Kızlara selamımı söyleyin. Ben de onları çok seviyorum. Onlara iyi bakın' dedi.
    Araba hareket etti.
    'Nereye Hâkim Teyze?'
    'Hemen iki sokak öteye.'
    Osman iki sokak ötede bu sefer başka bir binanın önüne park etti.
    Bu binada da 'Ankara Seyranbağları Huzurevi' yazıyordu.
    'Bekle beni'
    'Tabii Hâkim Teyze'
    Yine bir saate yakın bir bekleyişin sonunda bu sefer etrafında birçok yaşlı kadın ve adamla çıkageldi Adalet Hanım. Sarılıp öpüştükten sonra oradan ayrıldılar. Osman dikiz aynasından Adalet Hanım'ın gözlerinden akan yaşları fark etti.
    'İyi misin Hâkim Teyze?'
    'İyiyim Osman. Eski dostları görünce insan bir hoş oluyor.'
    'Nereye gidiyoruz?'
    'Cebeci Asri Mezarlığı’na'
    'Tamam'
    'Teyze nerelisin sen?'
    'Aydın Sökeliyim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke'ye döndük. Allah'a Şükür Babam'da sağ salim döndü savaştan.'
    'Sonra ne oldu?'
    'Liseye Aydın'a gönderdi babam. Orada Atatürk'le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul'a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O Harbiye'de okuyordu o zaman. Mezun olunca evlendik.'
    'Çocuğunuz var mı?'
    'Bir kızım bir oğlum vardı.'
    'Neredeler şimdi?'
    'Oğlum dışişlerinde çalışıyordu.'
    'Ne güzel'
    '1978 de Fransa'da Ermeniler öldürdüler.'
    'Üzüldüm Hakim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani'
    'Evet. Şehit babanın, şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.'
    'Amin. Ya kızın?'
    'O eşi ve çocukları ile İzmit'te yaşıyordu. Öğretmendi. 1999 da depremde hepsi vefat ettiler.'
    'Allah rahmet eylesin. Boş boğazlığımla üzdüm seni Hâkim Teyze kusura bakma'
    'Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım. Sen üzülme sağol.'
    'Geldik Teyze'
    'Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.'
    'Hakim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.'
    'Yok beni alacaklar buradan'
    'Hakim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim. Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 'yi ona veririm. Gerisi kalsın. Bende para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.'
    'Çocukların var mı?'
    'İki tane ellerinden öperler.' Taksinin güneşliğinden çocuklarının resimlerini çıkarıp gösterdi.
    'Adları nedir?'
    'Kemal ve Ayşe'
    'Oğlumun adı da Kemal’di.'
    Sessizliğin ardından Osman'ın elindeki parayı ittirdi Adalet Hanım.
    'Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut. Atatürk'ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla. Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.'
    Osman Adalet Hanım’ın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine söz verdi. Adalet hanım mezarlığın kapısından ağır ağır içeri girerken; Osman yaşlı gözlerle onu izliyordu. Hayatının en büyük dersini kendisi küçücük, yüreği yaşadığı acılara rağmen kocaman ve güçlü bu yaşlı kadından almıştı. Osman arabasını mal sahibine götürmeye karar verdi. Bu gün daha fazla çalışamazdı.
    Ertesi gün Ankara'da garip bir yağmur yağıyordu. Sanki gök delinmişti. Osman taksiyi mal sahibinden almış, durağa gelmişti. Çay ocağının yanında duran gazeteyi aldı. İlk sayfadaki haberlere göz gezdirdi. Siyaset doluydu gazete. Hiç anlamazdı. Sıkılıp adli olayların yer aldığı üçüncü sayfayı açtı. Taksiciler arkadaşları ile ilgili kötü haberleri genellikle oradan alırlardı. Göz gezdirirken bir haber dikkatini çekti.
    'Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk Kadın Hâkimlerinden Adalet Yılmaz'a ait olduğu belirlendi. Adalet Yılmaz'ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi. Yılmaz vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları'ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi. Polis, Adalet Yılmaz'ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyor.'
    Osman bir anda sarsıldı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Taksici arkadaşları hiçbir şey anlamadılar. Bir daha da hiç anlatmadı Osman bu yaşadıklarını. Herkesin tek bildiği Osman'ın bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında 'Gökler bile sana ağlıyor' diyerek ağladığı...

+ Konuyu Yanıtla
2 / 2 Sayfa İlkİlk 12

Bu sayfada bulunan kavramlar:

adalet yılmaz

adalet yılmaz vikipedi

adalet yilmaz

adalet yılmaz biyografi

adalet yılmaz kimdirilk kadın hakim adalet yılmazadalet yılmaz ne zaman öldüadalet yilmaz hakimadalet yılmaz wikipediailk kadın hakim adalet yılmaz vikipediadalet yilmaz kimdiradalet yilmaz vikipedicumhuriyetin ilk kadın hakimiirfani hur ne demektürkiyenin ilk kadın hakimi adalet hanımtürkiyenin ilk kadın hakimi kimdirirfanı hür ne demekadalet yılmaz hakimcumhuriyet düsuncesi hurvicdanı hür ne demekadalet yılmaz kimhakim adalet yilmazin depremde vefat eden kiziilk kadın hakim adalet yılmaz biyografifikri hür vicdanı hür irfanı hür bir neslin anlamıfikri hür vicdanı hür irfanı hür ne demek
Forum

Benzer Konular :

  1. Erhan Yurdayüksel: Cumhuriyet Kadınları...
    « Çocuk Gelinler » aynı zamanda ekonomik bir problemdir. Afganistan’da açlığın pençesinde çaresiz kalan aileler hayatta kalabilmek için...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Hukuki.net Köşe Yazıları
    Yanıt: 1
    Son İleti: 29-10-2021, 23:15:01
  2. Hayat kadınları HIV (+)
    Merhaba çok değerli avukatlarım; Rahatsiz olduğum bir konuyu dile getirmek ve bunun adına ne yapmam gerektiği hakkında sizlerden bilgi almak...
    Yazan: Baro Forum: Sağlık Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 07-04-2012, 11:07:37
  3. Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. M. Kemal Atatürk
    http://www.youtube.com/watch?v=2rf2dV0C7_A&NR=1 Tüm öğretmenlerimizin 'Öğretmenler Günü' kutlu olsun. Saygılarımızla,
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 24-11-2011, 18:40:41
  4. Bir Avukatın Vicdanı
    Merhabalar,konu oldukça uzun olduğu için ben kısa ve öz anlaşılır bir şekilde izah etmeye çalışıcam.Efendim bundan 3 yıl önce dayım eşinden ayrıldı...
    Yazan: hasanfecri Forum: Avukatlık Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 20-11-2010, 17:01:42
  5. Yabancı uyruklu hayat kadınları
    Oturmuş olduğumuz binanın 1. katında yabancı uyruklu bayanlar var, bu bayanlar para karşılığı fuhuş yapıyorlar fakat bu işi bina içerisinde değilde...
    Yazan: mmacan Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 20-05-2010, 12:50:46

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.