“Kendini kaydetmek suç değil”

Yargıtay'dan telekulak kararı

Kemal GÖKTAŞ / VATAN 12.09.2009 Cumartesi

ANKARA - Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesi, “hakaret ve tehdit” suçundan yargılanan bir sanığın davasında, şikayetçinin mahkemeye sunduğu telefon dinleme kaydını delil olarak kabul etmedi. Mahkeme “Dinleme kararı olmadan iki kişi arasında geçen telefon görüşmesinin teybe alınmasıyla elde edilen delilin Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre geçerli delil niteliğinde olmadığı”nı belirtti ve bu gerekçeyle sanık hakkında beraat kararı verdi.

Beraat kararını bozdu

Şikayeti yapan vatandaş bu kararı temyiz etti. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesi ise mahkemenin verdiği beraat kararını bozdu. Daire kararında “Soruşturma aşamasında çözümü yapılan ve şikayetçi tarafından kayda alınan teyp kasetine göre, şikayetçi ile görüşen kişinin telefonda şikayetçiye sövme ve tehdit içeren sözler söylemesi karşısında, sanık tarafından inkar edilen bu görüşmedeki şahsın sanık olup olmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, beraat kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir” denildi. Karara göre sanık yeniden yargılanacak ve telefondaki sesin ona ait olduğu ispatlanırsa hakaret ve tehdit suçlarından cezalandırılacak.

Delil olacak

Yargıtay’ın bu kararına göre, kendi telefonunda yapılan görüşmeleri kayıt altına alan kişiler bu kayıtları hakaret, tehdit, şantaj gibi suçların ispatlanmasında delil olarak kullanabilecekler. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda telefon dinlemelerin ancak mahkeme kararıyla yapılması halinde delil olarak yapılacağı belirtiliyor. Türk Ceza Kanunu’nda ise yapılan görüşmeleri izinsiz kayıt altına almak suç olarak kabul ediliyor. Bu yüzden Yargıtay’ın bu kararı bu tür kayıtların delil olarak kullanılması konusunda önemli bir örnek karar oldu.