Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BEŞİNCİ DAİRE 1990 363 1988 3019 28/02/1990

KARAR METNİ
MEMNU HAKLARI MAHKEME KARARIYLA İADE EDİLEN DAVACININ MEMUR OLMAK İÇİN
YAPTIĞI BAŞVURUNUN ÖNCEKİ MAHKUMİYET KARARINDAN BAHİSLE REDDEDİLMESİN-
DE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
Polis memuru iken 657 sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine
son verilen davacı yeniden polis memurluğuna atanması yolundaki başvu-
rusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmış olup; İda-
re Mahkemesi kararıyla; davacının Emniyet kadrosunda görevli iken öl-
dürmeye tam teşebbüsten 5 yıl 2 ay 6 gün ağır hapis cezası ve ömürboyu
kamu hizmetlerinden yasaklılık cezası ile mahkum olduğu, bu yoldaki
kararın Yargıtay'da onaylanarak kesinleşmesi üzerine 657 sayılı Yasa-
nın 48.maddesinin 5.fıkrası ile 98.maddesinin (b) fıkrası gereğince,
görevine son verildiği, cezasını çektikten sonra tahliye olduğu, baş-
vurusu üzerine Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile T.C.K.nun 121. ve 122.
maddeleri gereğince yasak hakların iadesine karar verildiği, bu karar
üzerine yeniden polis memurluğu görevine atanmak istediği ve isteminin
reddedildiğinin dava dosyasının incelenmesinden anlaşıldığı, T.C.K.nun
121.maddesine göre, yasak hakların geri verilmesinin ancak mahkumiyet-
ten doğan ehliyetsizlikleri ileriye dönük olarak ortadan kaldırdığı,
buna karşılık mahkumiyeti olduğu gibi bıraktığından davacının mevcut
olan 5 yıl 2 ay 6 günlük ağır hapis cezası nedeniyle 657 sayılı Yasa-
nın 48.maddesinin 5.fıkrasındaki koşulu taşımadığı, bu nedenle yeniden
polis memuru olarak atanmamasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerek-
çesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı mahkemenin karşı oyunda da belirtildiği gibi yasak hakların ge-
ri verilmesi halinde önceki mahkumiyetten doğan ehliyetsizliğinin orta
dan kalkması gerektiğini öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Yasanın Devlet Memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve
özel şartları belirleyen 48.maddesinin (A) bendinin 5.fıkrası ile 3201
sayılı Yasanın 23.maddesi ağır hapis cezasıyla mahkum olanların Devlet
Memuru olamıyacaklarını hükme bağlamaktadır. Davacının adam öldürmeye
tam teşebbüs suçundan yargılanarak 5 yıl 2 ay 6 gün ağır hapis cezası-
na mahkum olduğu ve ceza infaz edildikten sonra başvurusu üzerine T.C.
K. nun 121. ve sonraki maddelerine göre Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla,
yasak hakların geri verilmesinin hükme bağlandığı dosyanın incelenme-
sinden anlaşılmaktadır.
657 sayılı Yasanın yukarıda anılan hükmüne göre, ağır hapis cezasına
mahkum edilmiş olmak Devlet memurluğuna engel bir hal ise de yasak hak
ların geri verilmesi durumunda, mahkumiyet ortadan kalkmamakla birlik-
te, mahkumiyetten doğan veya mahkumiyetle birlikte hükmedilen ehliyet-
sizliklerin ileriye dönük olarak son bulduğu açık olup, 657 sayılı Ya-
sanın 48. ve 3201 sayılı Yasanın 23.maddesinde yer alan ehliyetsizlik-
lerin de verilen ceza mahkumiyetinden doğduğu tartışmasızdır.
Berlirtilen hukuki durum karşısında Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla ya-
sak hakları geri verilen davacı, kamu hizmetlerinden yararlanma ehli-
yetine yeniden kavuşmuş olup Devlet Memurluğuna tekrar girmesi için
herhangi bir hukuki engeli kalmamış olduğundan polis memurluğuna yeni-
den atanması için yaptığı başvurunun kadro ve ihtiyaç durumu gözönünde
bulundurularak değerlendirilmesi gerektiği halde, daha önceden verilen
mahkumiyet kararından bahisle isteminin reddedilmesinde hukuka uyarlık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahke-
mesi kararının 2577 sayılı Yasanın 49.maddesinin 1.fıkrasının (b) ben-
di uyarınca bozulmasına, uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin
bulunduğundan aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca işlemin iptaline karar
verildi.
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
ONİKİNCİ DAİRE 2000 704 1997 3356 31/12/2010

KARAR METNİ
ZABIT KATİBİ OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ GÖREVE BAŞLAMADAN ÖNCE İŞLEDİĞİ HIRSIZLIK SUÇU NEDENİYLE ALDIĞI CEZANIN DOĞURDUĞU EHLİYETSİZLİĞİN YİNE GÖREVE BAŞLAMADAN ÖNCE MEMNU HAKLARIN İADESİ KARARI İLE BERTARAF EDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKİRKEN, DAHA ÖNCEDEN VERİLMİŞ MAHKUMİYET KARARINDAN BAHİSLE 657 SAYILI YASANIN 48/A-B VE 98/B MADDELERİ GEREĞİNCE GÖREVİNE SON VERİLMESİNDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Adalet Bakanlığı
Karşı Taraf : ...
İsteğin Özeti : Dava, ... ili ... Adalet Dairesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesinde, taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olmanın Devlet memurluğuna atanacaklarda aranan genel koşullarından biri olduğunun belirtildiği, yine aynı yasanın 98.maddesinin (b) fıkrasında; memurluğa alınma şartlarından herhangi birinin taşınmadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birinin kaybedilmesi halinde memuriyetin sona ereceği kuralının yer aldığı, dava dosyası ile ekli belgelerin incelenmesiden; ... Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığının 29.12.1989 günlü kararı ile göreve başlayan davacının 11.12.1984 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2.12.1986 gün ve 86/1503 sayılı kararı ile iki ay altı gün hapis cezası aldığı ve bu cezanın 1980 lira para cezasına çevrilerek kesinleştiği, başvuru üzerine 19.11.1996 tarihinde ... ağır Ceza Mahkemesince memnu haklarının geri verilmesinin hükme bağlandığı, davacının göreve başladığı tarihten sekiz yıl sonra da bir şikayet üzerine yapılan soruşturmada hırsızlık suçundan sabıkalı olduğunun görülmesi üzerine 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince 30.5.1997 tarihli kararla görevine son verildiğinin anlaşıldığı, Memnu Hakların İadesinin Türk Ceza Kanununa göre verilmiş bir ceza mahkumiyetine bağlı ehliyetsizlikleri ortadan kaldırır nitelikte olup, Yargıtay Ceza kurulunun 17.11.1986 gün ve 410/523 ve 1987/6-21, 97/336-6/7978 sayılı kararında da Türk Ceza Kanununun 121 ve sonraki maddelerine göre memnu haklarının iadesi kararının "amme hizmetlerinden yasaklanması", "memuriyetten mahrumiyet", "meslek ve sanatin tatili." vb. gibi bir mahkumiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen bir nevi ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesine yol açan bir karar olduğunun açıkça belirtildiği, 657 sayılı Yasanın anılan hükmüne göre, hırsızlık suçundan mahkum edilmiş, olmak devlet memurluğuna engel bir hal ise de, yasal hakların geri verilmesi durumunda, mahkumiyet ortadan kalkmamakla birlikte, mahkumiyetten doğan veya mahkumiyetle birlikte hükmedilen ehliyetsizliklerin ileriye dönük olarak son bulduğunun açık olduğu, 657 sayılı Yasanın ve 3201 sayılı Yasanın 23.maddesinde yer alan ehliyetsizliklerin de verilen ceza mahkumiyetinden doğduğunun tartışmasız olduğu, belirtilen hukuki durumlar karşısında ... Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla yasal hakları geri verilen davacının kamu hizmetlerinden yararlanma ehliyetine yeniden kavuştuğu, bu kararın alındığı tarihte görevine sürdürdüğünden hırsızlık suçundan dolayı sonuç olarak verilen para cezasının doğurduğu ehliyetsizliklerin 19.11.1996 tarihli kararla betaraf edildiğinin kabulü gerekirken, daha önceden verilmiş mahkumiyet kararından bahisle 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince görevine son verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, ilgilinin almış olduğu memnu haklarının iadesine ilişkin kararın ehliyet almama , oy kullanmama gibi hallerin iadesi olarak anlaşılması gerektiği, bu kararın 657 sayılı Yasanın 48.maddesinde sayılan cezaları kaldırıcı nitelikte bir af olmadığını, bu duruma göre dava konusu işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Safiye Coşkun
Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Taylan Aydın
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, ... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, 10.2.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinde affa uğramış olsalar bile hırsızlık ve maddede sayılan diğer suçlardan hükümlü bulumanın Devlet memuriyetine girmeye engel teşkil edeceği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Madde hükmünde affa uğramış olsalar bile, hısızlık suçundan mahkum olmuş olmanın Devlet memuruyitine engel bir durum olarak düzenlenmesi karşısında, memnu hakların iadesi kararının Devlet memurları yasasının açık yasağını ortadan kaldırması mümkün bulunmamaktadır.
Bu gerekçelerle, mahkeme kararının onanması yönündeki çoğunluk kararına katımıyoruz.
BŞ/ŞGK

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
SEKİZİNCİ DAİRE 2004 2273 2003 5456 18/05/2004

KARAR METNİ
YARGI KARARIYLA MEMNU HAKLARIN İADE EDİLMESİ HALİNDE KAMU HİZMETİNE ENGEL BİR DURUMUN KALMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan : Türkiye Serbest Muh. Mali Müş. ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davacının 3568 sayılı Yasanın 4/d maddesi uyarınca Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Mesleki Yeterlik sınavına alınmamasına ilişkin TÜRMOB Temel Eğitim ve Staj Merkezinin 23.11.2000 gün ve 00559 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 15.4.2002 gün ve E:2001/3235, K:2002/2280 sayılı bozma kararına uyarak, 3568 sayılı Yasanın meslek mensubu olmanın koşullarını düzenleyen 4. maddesinde, memnu hakların iadesi halinde kısıtlılık halinin devam edeceği yolunda bir hüküm bulunmadığına göre, davacının dolandırıcılık suçundan mahkum olduktan 5 yıl sonra aynı mahkemece verilen 9.3.2000 gün ve E:1999/27 K:1999/27 D iş nolu kararıyla memnu haklarının iade edilerek kaydın adli sicilden silinmesi karşısında, davacının kamu hizmeti yapması önünde yasal engel bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 26.6.2003 gün ve E:2003/771, K:2003/979 sayılı kararının; davacının, dava konusu işleme neden olan fiili işlediği sabit olduğundan tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık olmadığı öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Mesude GÜNDÜZ'ün Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 18.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BEŞİNCİ DAİRE 2001 4685 2001 1327 03/12/2001

KARAR METNİ
MEMNU HAKLARI MAHKEME KARARIYLA İADE EDİLEN VE ÖĞRETMEN OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ, KAMU HİZMETLERİNDEN YARARLANMA EHLİYETİNE SAHİP OLDUĞU VE DEVLET MEMURLUĞUNA GİRMESİNE ENGEL BİR DURUMUN BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Vekilleri : Av. ..., Av. ...
Karşı Taraf : Dışişleri Bakanlığı
İsteğin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Serpil Gençbay
Düşüncesi : Olayda, memnu hakları Mahkeme kararıyla geri verilen ve kamu hizmetlerinden yararlanma ehliyetine kavuşan davacının, halen Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yaptığı, durumunun 657 sayılı Kanunun 48. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından aday idari memurluğa atanmamasına ilişkin işlemde hukuksal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz steminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Taylan Aydın
Düşüncesi : Dışişleri Bakanlığı idari memurluk sınavını kazanan davacının 657 sayılı Yasanın 48 inci maddesindeki koşulları taşımaması nedeniyle atamasının yapılmamasına ilişkin ... günlü ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Yasanın 48 inci maddesinin 5 numaralı bendinde; Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışıda tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla,zimmet,ihtilas,irtikap,rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık sahtecilik, inancı kötüye kullanma,dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç.suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak, devlet memurluğuna alınma koşulları arasında sayılmıştır.
Dışişleri Bakanlığı idari memur sınavı (yazılı ve sözlü sınavlar) kazanıp, memurluğa atanma durumunda iken 6.9.1987 gününde TCK.nun 491 inci maddesi uyarınca 3 aylık tecil edilmiş mahkumiyeti bulunduğunun anlaşılması nedeni ile davacının ataması yapılmamış ise de idari memurluk için ilgili başvuru formunu düzenlediği 30.6.1998 gününde 7.3.1997 günlü 1997/47 Müt.sayılı ... Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile memnu hakları iade edildiğinden durumunun 657 sayılı Yasanın 48 inci madde koşullarına uygun olduğu sonucuna varıldığından hakkında tesis edilen atanmama işleminde yasa ve hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle,temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; Milli Eğitim Bakanlığ bünyesinde öğretmen olarak görev yapan ve davalı idarece yapılan idari memurluk sınavını kazanan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesindeki şartları taşımadığı gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin ... günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin (a) bendinin (5) fıkrasında, Devlet memurluğuna alınabilmek için gerekli şartların sayıldığı, hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir suçtan dolayı mahkum edilmiş olmanın, Devlet memurluğuna alınmaya engel oluşturduğu, bu konuda verilmiş olan cezanın tecil edilmesi veya paraya çevrilmiş olmasının da durumunda herhangi bir değişiklik yaratmadığı, davacının hırsızlık suçundan yargılandığı ... Sulh Ceza Mahkemesinin 23.3.1989 günlü, E:1987/1638, K:1989/142 sayılı kararıyla 3 ay hapis cezasına mahkum edildiği ve hapis cezasının 27.000.- TL para cezasına çevrildiği, davacının hırsızlık suçundan hüküm giymiş olması karşısında, Devlet memurluğuna atanabilmesine imkan bulunmadığı, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 3697 sayılı Kanunla değişik (A) fıkrasının 5. bendinde belirtilen suçlarla ilgili olarak tecil edilmiş hükümlerin hariç tutulduğunu, idari memur olarak atanmasına bir engel bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 18.1.1991 tarihinde yürürlüğe giren 3697 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik (A) bendinin 5. fıkrasında: "Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç, kaçakçılık, resmi ihale ve alım-satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak." Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlar arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, ... 1998 tarihleri arasında yapılan aday idari memurluk sınavını kazandığı ve sınavı kazanan adaylar için yaptırılan güvenlik soruşturmasına ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı'ndan alınan 10.11.1998 günlü yazıda, davacının 6.9.1987 tarihinde Türk Ceza Kanununun 491/1. ve 522. maddeleri uyarınca ... Sulh Ceza Mahkemesinde yargılandığı, anılan Mahkemenin 23.3.1989 tarih ve 1638 Esas, 142 Karar sayılı kararıyla verilen üç ay hapis cezasının, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. ve 6. maddeleri uyarınca para cezasına çevrilerek, adı geçenin 27.000.-TL. para cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiğinin belirtildiği, bu nedenle dava konusu işlemin kurulduğu, davacının ise memnu haklarının iadesi istemiyle yaptığı başvuru sonucunda, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 7.3.1997 günlü, 1997/47 sayılı kararıyla davacının memnu haklarının geri verilmesinin hükme bağlandığı ve davacının halen Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Kanunun yukarıda anılan hükmüne göre davacının aldığı ceza Devlet memurluğuna engel bir durum oluşturmakta ise de; memnu hakların geri verilmesi durumunda mahkumiyet ortadan kalkmamakla birlikte, mahkumiyetten doğan veya mahkumiyetle birlikte hükmedilen ehliyetsizliklerin ileriye dönük olarak son bulduğu açık olup, davacının anılan suçtan dolayı yargılandığı 23.3.1989 tarihinden sonra 7.3.1997 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda, ... Ağır Ceza Mahkemesinin aynı günlü kararıyla memnu haklarının iadesine hükmedildiği görülmektedir.
Olayda, memnu hakları mahkeme kararıyla geri verilen ve öğretmen olarak görev yapan davacının, kamu hizmetlerinden yararlanma ehliyetine sahip olduğu ve Devlet memurluğuna girmesine engel herhangi bir durumun da kalmadığı tartışmasızdır.
Bu durumda; hukuksal durumu 657 sayılı Kanunun 48. maddesindeki koşullara uygun olan davacının, aday idari memur olarak atanmasına ilişkin isteminin reddi yolunda kurulan işlemde hukuksal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, ... sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. Fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 3.12.2001 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU
Dosyanın incelenmesinden, davacının aday idari memur olarak atanmasına hukuken engel bir hali kalmadığı açık ise de; davalı idarece, davacının mahkumiyetine yol açan suçun niteliği göz önünde tutularak ve atanmasını istediği görevin önem ve özelliği de dikkate alınarak, aday idari memur olarak atanmaması yönünde kurulan işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.