+ Konuyu Yanıtla
1 den 9´e kadar toplam 9 ileti bulundu.

Konu: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkeğin ve Müslüman kadının beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasıdır. 31. 01. 1923, İzmir
    • Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 31. 1. 1923 İzmir
    • İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. 07. 02. 1923, Balıkesir
    • Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor. 5. Şubat 1923 Akhisar
    • Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum. 29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
    • Dini fikir ve inançlara saygılı olmak, öteden beri tabiî ve genel bir anlayıştır. Bunun aksini düşünmek için sebep yoktur. 11. 12. 1924, Times Muhabirine Cevap.
    • Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz. (1925)
    • Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı dinsiz olmak sayıyorlar. Asıl dinsizlik, onların bu düşüncesidir. Bu yanlış yorumu yapanların gayesi, müslümanın dinsizlere esir olmasını istemek değil de nedir?
    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.
    • Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.
    • Türk milleti daha dindar olmalıdır. Yani, bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum. (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt III, s.93)
    • Hangi şey ki akla, mantığa, kamu çıkarına uygundur, biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, ulusun çıkarına, İslam’ın çıkarına uygunsa, kimseye sormayın, o şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın uyduğu bir din olmasaydı en mükemmel olmazdı, son din olmazdı. (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.131).
    • Bizim dinimiz en makul ve doğal bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. (1923, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94)
    • Bir dinin doğal olması için akla fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. (1923, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 94)
    • Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı dinsiz olmak sanıyorlar. Asıl dinsizlik onların bu düşüncesidir. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, Müslümanların dinsizlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, akılladır. (1923, Adana) (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1997, Cilt II, s. 132)
    • Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 131)
    • Evet, din gerekli bir kurumdur. Dinsiz ulusların sürekliliğine olanak yoktur. Yalnız şurası vardır ki din, Tanrı ile kul arasında bağlılıktır. Softa sınıfın din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele ettiğimiz ve edeceğimiz bu kimselerdir.(Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arıburnu, T.İş Bankası Yayınları Sh.134-135)
    • Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardır. İnsanın dinsiz olmasının imkânı yoktur. Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek değildir. Tabiatıyla biz, içine girdiğimiz dinin en çok isabetli ve çok olgun olduğunu biliyoruz ve imanımız da vardır. 1923, İzmir
    • Bütün İslâm ulusları üzerinde yüce ruhsal görevini yapan halife düşüncesi, gerçeklerden değil, kitaplardan çıkmış bir düşüncedir. 29. 10. 1923,Fransız Gazeteci Maurice Pernot’ya Demeç.
    • İşin garibi bazı arkadaşlardan, özellikle dışarıdan bana halifelik önerileri olmuştur. “Siz Halife Olunuz” demişlerdir. Ben, bu önerileri daima gülerek yanıtladım. Halifelik, gereksiz hatta zararlı bir kurum haline gelmiştir. Bundan beklenen amaç gerçekleşmemiştir. Dünya Savaşı’nda gördük: Müslümanlar, Halife ordularına karşı savaştılar. Halife ordularını Suriye’de arkadan vuranlar olmuştur. Bunlar aynı Halife’ye yıllarca başkaldırmış ve bunları ortadan kaldırmak için gönderilen Türk askerlerini şehit etmişlerdir. Halifelik yararlı durumunu korusaydı Müslüman dünyasının buna sahip çıkmaları gerekirdi. Halifeliği ortadan kaldırdığımız günden bugüne kadar kimsenin bunu üstlenmemesi, Müslüman dünyasının halifesiz de yürüyeceğine ve yürümekte olduğuna en güzel örnek değil midir?” (Atatürk ve Çevresindekiler, Kemal Arıburnu, T.İş Bankası Kültür Yayını, Sh.135)
    • Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır. Bir Türk padişahı, her nasılsa hilafeti kendine mal etmek için nüfuzunu, itiyadını, servetini kullandı. Bu sırf bir tesadüf eseridir. Peygamberimiz öğrencilerine dünya milletlerine Müslümanlığı kabul ettirmelerini emretti, Bu ulusların hükümeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştir. Halifelik demek, idare, hükümet demektir. Gerçekte görevini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasıl muvaffak olur? İtiraf ederim ki, bu koşullar içinde beni halife tayin etseler, derhal istifamı verirdim. 29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
    • Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan kaldırılması lazımdır. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asırlardan beri ruhani yetkilerinin sınırları dışında çok büyük ayrıcalıklar aldılar. Halkın anlayışına dayanarak bahşedilen hukuk dışı ayrıcalıklar ile cumhuriyet idaresinin uygulanması mümkün değildir…04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç.
    • Hilâfet, geçmişin bir rüyası olup, zamanımız da varlık nedeni yoktu. 25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarı Madam Titania’ya Demeç.
    • İstanbul’da saltanat ve zevklerinin, çıkarlarının devam ettirilmesini düşmanların anavatanımızı istila etmek emellerine uydurmakta, onlarla işbirliği yapmakta, düşman devletlerin her isteğine boyun eğmekte asla tereddüt göstermeyen, vicdanları sızlamayan, milletimizin hür ve müstakil yaşama azmini kırma için haince girişimlerden çekinmeyen sultan ve halifelerin artık bu vatanda asla yeri yoktur ve olamaz. 26. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.
    • Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. 16. 03. 1923, Adana.
    • Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalı ve her yeni şeye karşı mutlaka bir kuvvet çıkar. Buna bizim dilimizde gericilik (İrtica) derler. İşte bu gericiliğin yok edilmesi için gerekli önlemleri önceden almış olmak gerekir. 18.01.1923, İzmit
    • Unutmamalıdır ki, ulusun egemenliği bir şahısta yahut belirli şahısların elinde bulundurmakta çıkar bekleyen cahil ve gafil insanlar vardır. Hükümdarlar, kendilerini aslı olmayan bir kuvvetin temsilcisi tanırlar ve bundan zevk alırlar. Fakat onların etrafındaki çıkarcılar, bunu din kisvesine büründürerek ulusu kandırmaya, küçük görmeye çalışırlar. Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. Nihayet ulusun kulağı bu söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin gereği ve gerçeklerin anlatımı olarak kabul ederler. Bu gibilere gerici ve hareketlerine gericilik (irtica) derler.31.01.1923, İzmir.
    • Tanrı birdir, büyüktür. 1922, T.B.M.M.
    • Biliriz ki, Tanrı dünya üzerinde yarattığı bu kadar iyilikleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansın, varlık içinde yaşasınlar diye yaratmıştır. Ve en fazla derecede yararlanabilmek için de, bugün evrenden esirgediği algılamayı, aklı insanlara vermiştir. (17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi)
    • Sonra Kuran’ın çevirisini emrettim. Bu da, ilk defa olarak Türkçe’ye çevriliyor. 30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.
    • Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayılamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve medeni hakikatleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı kullanarak temasta bulunmağa lüzum görmemiştir.
    • O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
    • Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler uyma ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek yani meşveret için yapılmıştır. 07. 02. 1923, Balıkesir
    • Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayılamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve uygarlık gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı kullanarak temasta bulunmağa gerek görmemiştir. 01.11.1922, TBMM.
    • Peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabı hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. 07.02.1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.
    • O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. (1926)
    • Ölüm doğanın en doğal bir yasasıdır. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hâzin tecelliler arz eder. 27.01.1923, İzmir’de Karşıyaka’da Annesinin Mezarında.
    • Efendiler, Panislâmizmi ben şöyle anlıyorum: Bizim milletimiz ve onu temsil eden hükümetimiz tabii olarak dünya yüzünde mevcut bütün dindaşlarımızın mesut ve müreffeh olmasını isteriz. Dindaşlarımızın değişik çevrelerde vücuda getirmiş oldukları toplumların bağımsız olarak yaşamalarını isteriz. Bununla yüksek bir zevk ve mutluluk duyarız. Bütün Müslümanların, İslam dünyasının refah ve mutluluğu kendi refah ve mutluluğumuz gibi kıymetlidir! Ve bununla çok ilgiliyiz. Ve bütün onların dahi aynı şekilde bizim mutluluğumuzla ilgili olduklarına şahidiz. Ve bu her gün meydandadır. Fakat Efendiler ! Bu toplumların büyük bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ve idaresini düşünmek istiyorsak bu bir hayaldir ! İlme, mantığa, fenne aykırı bir şeydir! 01.12.1921, TBMM.
    • Panislamizm, panturanizm siyasetinin başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanmamaktadır. Irk farkı gözetmeksizin bütün insanlığı kapsayan cihangirane devlet oluşturulması hırslarının sonuçları da, tarihte kaydedilmiştir. İstilacı olmak hevesleri, konumuzun dışındadır. İnsanlara her türlü özel duygularını ve bağlantılarını unutturup onları, kardeşlik ve tam eşitlik çerçevesinde birleştirerek, insancı bir devlet kurmak teorisi de, kendine özgü koşullara sahiptir. 15/20.10.1927, Nutuk – Söylev, c. II. s. 587.
    • Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, tapınma ve din özgürlüğü de demektir. (1930)
    • Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi olanağını sağlamıştır. (1930)
    • Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır. (1930, Kırklareli) (U. Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, s. 437)
    • Masum halka beş vakit namazdan başka geceleri de fazla namaz kılmayı vaaz etmek ve öğütlemek, belki ömründe hiç namaz kılmamış olan bir politikacı tarafından vaki olursa, bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu?15/20.10.1927, Nutuk.
    • Ahcam bir fesat ve hainlik ocağı bulunan memlekette nifak tohumları ve uyuşmazlık saçan, hıristiyan hem şehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? 25.12.1922,Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya Verilen Beyan



    Hukuki NET Güncel Haber

    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet konulu yargıtay kararı ara
    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Bu başlığı neden açtığımı soranlar için açıklama yapmam gerekiyor Şöyleki ;

    Bildiğiniz üzere iletilerimde otomatik olarak bir imza bölümü çıkar bazı arkadaşlar bir resmi bazı arkadaşlar sevdikleri ibareleri yazarlar benim imzamda ise

    ''Arkadaşlar, efendiler ve ey ulus!

    İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, tarikatçılar, sapıklar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.''
    ATATÜRK Hala geç kalmış sayılmayız


    şeklinde bir ibare bulunmaktadır.

    Zaman zaman sitede yazı yazan bazı arkadaşlar bazı çevreler tarafından taciz edildiğini , tehdit edildiğini duyardım ama bu güne kadar bana mail ile gelen tek bir uyarı olmuştu o da çok nazikte ve uyarısında kendisi ile haklı nedenleri var idi ve yanlış anlamıştı, ne varki bu durumda başkalarınında yanlış anlayabileceğini düşünerek uyarısına uymuş idim.

    Bu gün akşama doğru gölcükden aradığını söyleyen ve numarasıda görünen bir arkadaş beni cep telefonumdan aradı.

    biraz zor olsada anlaşmamız özetle bana sorduğu soru şu idi imzamda belirtilen ibareyi benim yazıp yazmadığımı sormuştu. Hatta cevaplamama fırsat vermeden " ne yani dedi dervişler , şeyhler sapık mı oluyor"

    Kendisine yasal uyarılarımı yaptıktan sonra ibarenin Atatürkün bir sözü olduğunu, itirazı var ise ona yapması gerektiğini belirttim pek inanmadı ama anladığım kadarı ile bana dava (!) açmaya kararlı idi.

    Ne yalan söyleyeyim telefonun karşısındaki ses daha şeyhler dervişler derken bu güne kadar Atatürk ilkelerini, çağdaş cumhuriyeti savunanların başlarına gelenleri hatırladım.

    Demek böyle başlıyordu ...

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    2.153
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Alıntı Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bu başlığı neden açtığımı soranlar için açıklama yapmam gerekiyor Şöyleki ;

    Bildiğiniz üzere iletilerimde otomatik olarak bir imza bölümü çıkar bazı arkadaşlar bir resmi bazı arkadaşlar sevdikleri ibareleri yazarlar benim imzamda ise

    ''Arkadaşlar, efendiler ve ey ulus!

    İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, tarikatçılar, sapıklar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.''
    ATATÜRK Hala geç kalmış sayılmayız


    şeklinde bir ibare bulunmaktadır.

    Zaman zaman sitede yazı yazan bazı arkadaşlar bazı çevreler tarafından taciz edildiğini , tehdit edildiğini duyardım ama bu güne kadar bana mail ile gelen tek bir uyarı olmuştu o da çok nazikte ve uyarısında kendisi ile haklı nedenleri var idi ve yanlış anlamıştı, ne varki bu durumda başkalarınında yanlış anlayabileceğini düşünerek uyarısına uymuş idim.

    Bu gün akşama doğru gölcükden aradığını söyleyen ve numarasıda görünen bir arkadaş beni cep telefonumdan aradı.

    biraz zor olsada anlaşmamız özetle bana sorduğu soru şu idi imzamda belirtilen ibareyi benim yazıp yazmadığımı sormuştu. Hatta cevaplamama fırsat vermeden " ne yani dedi dervişler , şeyhler sapık mı oluyor"

    Kendisine yasal uyarılarımı yaptıktan sonra ibarenin Atatürkün bir sözü olduğunu, itirazı var ise ona yapması gerektiğini belirttim pek inanmadı ama anladığım kadarı ile bana dava (!) açmaya kararlı idi.

    Ne yalan söyleyeyim telefonun karşısındaki ses daha şeyhler dervişler derken bu güne kadar Atatürk ilkelerini, çağdaş cumhuriyeti savunanların başlarına gelenleri hatırladım.

    Demek böyle başlıyordu
    ...
    Sayın Eyilik,

    Başlayan olsa olsa onlar için sadece sonun başlangıcı olabilir!! Atatürk ilkelerini, çağdaş cumhuriyeti savunanların başlarına belki çok şey gelebilir ancak unutmayın cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır. Zaten o, elden gittikten sonra yaşamanın ne anlamı olabilir!?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    bu yazının sahibi simisiniz yoksa atatürkmü.
    Sen ve Serkan Kuzu arasında
    05 Şubat, 13:55 Şikayet Et
    ·''Arkadaşlar, efendiler ve ey ulus!

    İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, tarikatçılar, sapıklar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.''
    ATATÜRK
    Hala geç kalmış sayılmayız
    Tayfun Eyilik 05 Şubat, 14:08
    (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.131).
    Tayfun Eyilik 05 Şubat, 14:23
    Konu hakkında detaylı görüşlerimi öğrenmek isterseniz
    https://www.hukuki.net/showthread.php?t=46647
    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet
    www.hukuki.net
    Arkadaşlar, efendiler ve ey millet Avukatlık Hukuku
    Paylaş
    05 Şubat, 15:30 Şikayet Et
    saçma sapan konuşma ve yazma adam ol şeyhlere ve evliyalara dil uzatma bilgin olmadığı konularada burnunu sokma sen böyle cahilce sözler sarf edip onları aşşağılarken onlar senin kadar aşşağılık olmazlar ve sana bu yazdıklarını yazmazlar sevmeyebilirsin ama onları karalamaya çalışma da. zaten karalayamazsın güneş balçıkla sıvanmaz bunuda bil saygısızsın edepsizsin avukat oldun ama adam olamadın ne yazıkki.
    Tayfun Eyilik 05 Şubat, 15:45
    Sen şimdi Atatürk'ün evliyalara şeyhlere dil uzattığnı, bilmediği konularda konuştuğunu mu söylüyorsun. Atatürk'ün cahil olduğnu mu söylüyorsun.
    Yazdıklarının suç oluşturduğunun farkında değilsin bir de hakaret ediyorsun.
    Gerçektende benim olmadığımı söylediğin şeysen yani adamsan gerçek ismin ve telefonunla bunları yazmışsındır da Savcı seni bulmakta zorluk çekmez

    05 Şubat, 15:52 Şikayet Et
    bak beni tehdit etme birdaha böyle bir hata yapmaya kalkma ben atatürkün böyle birşey söylediğine inanmıyorum söylediğini söyleyende yalancıdır siz atatürkün arkasına saklanırsınız onu kullanırsınız.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN
    Kanun Numarası: 5816

    Kabul Tarihi: 25/07/1951

    Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 31/07/1951

    Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 7872

    Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

    Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

    Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

    Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

    Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.

    Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    TEKKE VE ZAVİYELERLE TÜRBELERİN SEDDİNE VE TÜRBEDARLIKLAR İLE BİR TAKIM UNVANLARIN MEN VE İLGASINA DAİR KANUN
    Kanun Numarası: 677

    Kabul Tarihi: 30/11/1925

    Yayımladığı Resmi Gazete Tarihi: 13/12/1925

    Yayımladığı Resmi Gazete Sayısı: 243

    Madde 1 - Türkiye Cumhuriyeti dahilinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak şeyhının tahtı tasarrufunda gerek suveri aharla tesis edilmiş bulunan bilümum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde hakkı temellük ve tasarrufları baki kalmak üzere kamilen seddedilmiştir. Bunlardan usulü mevzuası dairesinde filhal cami veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir.

    Alelümum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık gibi unvan ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası memnudur. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde salatine ait veya bir tarika veyahut cerri menfaate müstenit olanlarla bilümum sair türbeler mesdut ve türbedarlıklar mülgadır. Seddedilmiş olan tekke veya zaviyeleri veya türbeleri açanlar veyahut bunları yeniden ihdas edenler veya ayını tarikat icrasına mahsus olarak velev muvakkaten olsa bile yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar veya bunlara mahsus hidematı ifa veya kıyafet iktisa eyleyen kimseler üç aydan eksik olmamak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere cezayı nakdiile cezalandırılır.

    (Ek fıkra: 10/06/1949 - 5438/1 md.) Şeyhlik, Babalık ve Halifelik gibi mensupları arasında baş mevkiinde bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan aşağı olmamak üzere adli para cezasından başka bir yıldan aşağı olmamak üzere sürgün cezası ile cezalandırılırlar .

    (Ek fıkra: 01/03/1950 - 5566/1 md.; Değişik fıkra: 07/02/1990 - 3612/5 md.) Türbelerden Türk Büyüklerine ait olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar Kültür Bakanlığınca umuma açılabilir. Bunlara bakım için gerekli memur ve hizmetliler tayin edilir.

    Madde 2 - İşbu kanun neşri tarihinden muteberdir.

    Madde 3 - İşbu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Bu serkan kuzu denilen vatandaş aklı sıra bana bu hakaretleri yazdıktan sonra resmini kaldırdı iletişimini engelledi falan aslında niyetim cevap vermek idi Bu sayfayı okuduğundan emin olduğum için son eklemeleri yaptım.

    Bir ekleme daha yapacağım doğrumudur bilmiyorum ama internette bolca dolaşan bir yazı var bilen varsa ve yazılan yanlış ise uyarsın lütfen


    ATATÜRK İLKELERİ ŞİMDİ NERDE UYGULANIYOR,

    BİLİYORMUSUNUZ ?


    SUUDİ ARABİSTAN'DA !...

    1) Suudi Arabistan'da türbe, yatır yoktur, yasaktır. Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur.Ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın diye genç kızlar,sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara bez bağlayanlar gibi ilkel görüntüler de yoktur. Böyle davranışlar gericilik, CAHİLİYYE devrinden kalma putperestlik addedilir.

    2) Suudi Arabistan'da Peygamberimize ait olduğu söylenen SAKAL-I ŞERİF,

    HIRKA-I ŞERİF, DENDAN-I ŞERİF gibi ziyaretler yoktur.

    Böyle davranışlar gericilik ve ŞİRK ''ALLAHA ORTAKLIK'' addedilir.


    3) Suudi Arabistan'da imam, müezzin gibi din görevlileri ülkemizdeki gibi

    devlet memuru statüsünde değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere

    maaş ödenmez.Allah için yapılan görevin karşılığında para almak

    ayıp sayılır ve yasaktır.


    4) Suudi Arabistan'da biri çıkıp da MEDYUM olduğunu iddia ederse

    o kişinin kellesi hemen gider. Medyumlar Türkiye 'de açık oturumlarda konuşuyor,

    sözde şifa ( ! ) dağıtıyorlar. Gazetelerde sütunları var...


    5) Suudi Arabistan'da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık vs. vs. gibi Atatürk'ün

    ölümünden sonra zuhur eden tarikatlar da yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de...

    cemaatleri de… Neden bu tarikatların şeyhlerinin biri bile o şeriat ülkesi-

    ne gidip de yerleşmez ?... Yerleşmez değil , hatta oraya hiç uğramamışlardır ?

    Yoksa kelle korkusu mu ?...

    6) Suudi Arabistan'da KIZ İMAM HATİP LİSESİ yoktur. Bu komik bulunur, çünkü

    islamiyette kadından imam olmaz.


    7.) Suudi Arabistan'da nazar boncuğu, okunmuş su,nazara karşı geyik boynuzu,

    üzerlik vs. gibi şeyler de gericilik ve şirk addedilir, yasaktır.


    8) Suudi Arabistan'da Cami gibi ibadet yeri kompleksleri altında, bünyesinde

    market, dükkan vs. bulunamaz. Dinin ticarete alet edilmesi sayılır.



    Elbette size bir şeriat ülkesinin övgüsünü yapmadım. Sadece bir şeriat ülkesinde bile yasaklanan bazı şeylerin ülkemizde serbestçe nasıl uygulandığını hatırlatmak, güzel dinimizin nasıl sömürüldüğünü vurgulamak istedim

    .
    Yukarda yazdıklarımın doğru olup olmadığını DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'ndan sormanız mümkündür.

    Netice olarak:Atamızın sağlığında yasakladığı kimi şeyler onun vefatından sonra TÜRKİYE'de serbest,

    ŞERİAT ÜLKESİ SUUDİ ARABİSTAN'da yasaktır.

    İŞTE ÇARPICI OLAN DA BUDUR!


    Cemil Ünlütürk

    Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Sayın Tayfun Eyilik,

    İzninizle atamızın bir sözü hakkında görüşlerimi açıklamak istiyorum. Yukarıda da belirttiğiniz üzere Atamız İslamiyete saygılı günlüklerinde geçtiği üzerine de sürekli Kuran okutan ve dinlemeyi seven birisi idi. Ancak Atamızın söylediği sözlerden biri bence anlaşılamamkta o günün şartları altında Tüm Türkiye ve Türkiyedkei her hareker gerçek anlamda incelenemediği için haksızlık yapılmaktadır diye düşünüyorum.

    • Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.

    Son zamanlarda özellikle bu sözü üzerine Atatürkümüze çok fazla saldırı meydana gelmektedir. Onu dinsizlikle ve deccal olmakla suçlayanların sayısı gün geçtikce artmaktadır. Ancak o dönemde Nur akımı ve Risale-i Nurların da yazıldığını da dikkate alırsak Aatamızın neden böyle bir söz söylediği daha iyi anlaşılmış olur. Çünkü bugün Nurcular arasında çok ciddi bir kesim Said-i Nursinin Risalei Nurları yazarken Allah katında herşeyin yazılı olduğu Levhi- Mahfuza bakarak bu eserleri yazdığına inanmaktadır. Aracısız bir şekilde herşeyin yazılı olduğu o kitap için herhangi bir aracı (Cebrail a.s gibi) kullanılmamıştır. Yani gaybten (bilinmeyen bir yerden alınan bilgiler) olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca benzer bir inanışla Hz Ali'ye 10 sayfalık bir kitap geldiği ve geleceğe ait her şeyin onda yazılı olduğu iddiası da vardır. Hatta iddianın boyutları o kadar ileri gitmiştir ki Abdülkadir Geylani Hz.leri gaybi görebilmekteydi ve yaşasaydı Nur talebesi olurdu. Tüm bu iddialar ile Atatürkümüzün sözleri yanyana koyulduğunda ise "gökten indiği sanılan kitapların" cümlesi ile neyi kastettiği anlaşılabilecektir diye umuyorum.

    Ayrıca aracısız ve gökyüzünden bakılarak yazıldığı iddiasına karşı da "Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil," diyerek eleştirmiş olabilir.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    8
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: Arkadaşlar, efendiler ve ey millet

    Alıntı Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    bu yazının sahibi simisiniz yoksa atatürkmü.
    Alıntı Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    saçma sapan konuşma ve yazma adam ol şeyhlere ve evliyalara dil uzatma bilgin olmadığı konularada burnunu sokma sen böyle cahilce sözler sarf edip onları aşşağılarken onlar senin kadar aşşağılık olmazlar ve sana bu yazdıklarını yazmazlar sevmeyebilirsin ama onları karalamaya çalışma da. zaten karalayamazsın güneş balçıkla sıvanmaz bunuda bil saygısızsın edepsizsin avukat oldun ama adam olamadın ne yazıkki.
    Tayfun Eyilik 05 Şubat, 15:45
    Sen şimdi Atatürk'ün evliyalara şeyhlere dil uzattığnı, bilmediği konularda konuştuğunu mu söylüyorsun. Atatürk'ün cahil olduğnu mu söylüyorsun.
    Yazdıklarının suç oluşturduğunun farkında değilsin bir de hakaret ediyorsun.
    Gerçektende benim olmadığımı söylediğin şeysen yani adamsan gerçek ismin ve telefonunla bunları yazmışsındır da Savcı seni bulmakta zorluk çekmez
    Alıntı Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    05 Şubat, 15:52 Şikayet Et
    bak beni tehdit etme birdaha böyle bir hata yapmaya kalkma ben atatürkün böyle birşey söylediğine inanmıyorum söylediğini söyleyende yalancıdır siz atatürkün arkasına saklanırsınız onu kullanırsınız.
    Sn. Av. Tayfun Eyilik

    Konu üzerinden bayağı bir zaman geçmiş. Merak ettim savcılığa suç duyurusunda bulundunuz mu?

    Birde yazdıklarınızı okurken birşey dikkatimi çekti. Sözkonusu bahsettiğiniz kişi Atatürk'ün değil, aksine sizin evliyalara şeyhlere dil uzatıp, bilmediğiniz konulardan konuştuğunuzu iddia ediyor.

    Ayrıca Atatürk'ün din hakkında sansürlenen görüşleri adında bir yazı okumuştum Can Dündar'ın kaleminden; (yazının orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz). Bir kısmını burada paylaşmak istedim:

    "İlk Meclis'in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve atatürk'ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.
    Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa'ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.
    Kitap, 1931'de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa'nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların "Millet" bölümünden satırlar:

    * * *

    "Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)
    "Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)
    "Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)
    "... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."

    * * *

    Yeterince açık değil mi?
    Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?
    Yukarıdaki satırların çoğu, Türk Tarih Kurumu tarafından 1969 ve 1988'de basılan "Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal atatürk'ün El Yazıları" kitabında yer almıyor da ondan...
    İnanması zor; ama kendi kurduğu kurum, atatürk'ün notlarını sansür ederek yayımladı.
    "Medeni Bilgiler"i geçenlerde yeniden basan Örgün Yayınevi, Türk Tarih Kurumu'ndan bir özürle yeni baskı beklediklerini yazmış.
    atatürk'ün okullarda okutulsun diye kaleme aldığı kitabının bile sansür edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
    Düşünce özgürlüğü mü dediniz?"
    Konu aokumus tarafından (28-08-2010 Saat 06:13:21 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Millet Bu Arabaya Binmek İçin Ölüyoo!
    http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs259.ash1/18663_304157918182_37575483182_3426116_2111191_n.jpg Cenaze aracının şöförü araç boşken...
    Yazan: monica Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 6
    Son İleti: 25-12-2013, 13:16:12
  2. Millet gerçeklerle yüzleşebilecek mi?
    Bir ordu kendisine emanet edilen çocukların hayatı konusunda bu kadar özensiz ve sorumsuz olabilir mi? Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çok kötü bir...
    Yazan: feyyar Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 21
    Son İleti: 28-09-2012, 18:53:32
  3. Yiğitlerimize Kıymayın Efendiler
    Yiğitlere Kıymayın Efendiler… Bölücüler geçmişte olduğu gibi bu seneyi de bizlere zehir ettiler. Bu sene bu güne kadar ; Önce Şırnakta ...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 16
    Son İleti: 13-04-2011, 19:52:48
  4. Bu millet onurlu mudur?
    Bu Millet Oyunu Bir Torba Kömüre Satmayacak Kadar Onurludur. RTE
    Yazan: milo Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 31
    Son İleti: 25-12-2008, 10:18:33
  5. Millet vekili aday adaylarına
    Öncelikle okuyuculara selam ve saygılarımı gönderiyorum. Hernedense her seçim zamanı mekanlarımızda onlarca Millet vekili aday adaylarını...
    Yazan: sesi Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 16-05-2007, 12:32:27

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.